- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Depremler, Sarsıntılar ve Müslümanların Durumu!
Haber:
Türkiye ve Suriye’de depremler ve artçı sarsıntılar.
Yorum:
Birçok şehir ve köyü yerle bir eden, yaklaşık elli bin ölü, on binlerce yaralı ve milyonlarca kişiyi evsiz bırakan, etkisi Şam ve Mısır’a kadar ulaşan yıkıcı depremin ardından bugün hala devam eden binlerce artçı sarsıntı meydana geldi. Her ne zaman bir deprem olsa, insanlar Allahu Ekber diyerek ve mağfiret dileyerek arazilere koşuyorlar ve birçoğu evlerinin çatılarının üzerine düşüp diri diri gömüleceklerinden korkuyorlar
Bu musibet karşısında şu iki yöne dikkat çekiyoruz:
Birincisine gelince: Depremler, volkanlar ve kasırgalar, Allah’ın ve O’nun kevnî yasalarının alametlerinden olup bu müdebbir olan yaratıcının büyüklüğüne delalet ettiği gibi insanın zayıf ve aciz olduğuna ve onun Allah Azze ve Celle ve O’nun rahmetine muhtaç olduğuna delalet etmektedir. Ayrıca bu deprem, Müslümanların bu meseleye yönelik bilinçlerinin boyutunu ortaya çıkardığı gibi imanlarının kuvvetini, Allah Azze ve Celle ile olan bağlarını ve O’nun kazasına olan rızalarını da ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte birbirleriyle olan yardımlaşmalarının boyutunu da ortaya çıkarmıştır. Zira Bağış ve yardımların çoğu Müslüman bireylerden toplanıp depremden etkilenenlere gönderilerek sanki deprem sömürgeci kafir Batı tarafından çizilen hayali sınırları yıkmıştır.
İkinci yöne gelince: Bu deprem, depremden etkilenen ülkelerdeki rejimlerin pervasızlığını, İnşaat müteahhitlerini denetlemediklerinden dolayı yolsuzluğun derinleştiğini, deprem hatları üzerinde bulunan bölgelerdeki inşaatları düşünceli bir şekilde düzenlemediklerini bir kez daha gözler önüne serdiği gibi aynı şekilde bu yozlaşmış ajan rejimlerin, özellikle de devasa servete sahip olanların ümmetten kopuk olduğunu, depremden zarar görenler için kırıntılarını bile harcama zahmetine girmediklerini ve elleri altındaki dolu dolu hazinelerden bir kuruş dahi ödemezken onların en iyi yaptıkları şeyin camilerde para toplanmasına izin vermek olduğunu da ifşa etmiştir! Ama onlar, yüz milyarlarca dolarlarla büyük ülkelere kur yapıyorlar. Bu da tek bir şeye işaret ediyor ki; onların bu ümmetin cinsinden değil de Batı cinsinden oldukları ve onların bizden bizim de onlardan olmadığımızdır.
İşte bu deprem, ırk ayrımcılığı uygulayan Birleşmiş Milletler gibi uluslararası olma iddiasındaki uluslararası kurumları da ifşa etmiştir. Zira onun, gayrimüslim ülkelerdeki afetlere büyük bir ilgi gösterip ciddi yardımlar için uğraşırken Müslümanların ülkelerinde ise konuşmayla ve açlığı gidermeye, kimsesizleri barındırmaya, hastaları iyileştirmeye yetmeyen kırıntılarla yetindiklerini görmektesiniz.
Bu göstergeler buzdağının görünen kısmı olup en önemli olan şey ise, Müslümanların, beldelerini birleştirecek, zenginliklerini ve yeteneklerini bir araya toplayacak ve kendisini onlara ve maslahatlarına hizmet etmeye adayacak Hilafet Devleti’ne ihtiyaçları olmasıdır.
Ey Müslümanlar: Umarım bu depremler size kıyamet günündeki büyük depremi de hatırlatır. إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا * وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا “Yeryüzü şiddetli bir depremle sarsıldığında ve yeryüzü ağırlıklarını dışarı çıkardığında.” [Zilzal 1-2] O halde Allah’ın şeriatına boyun eğin ve O’nun şeriatını ikame ederek, Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağını dalgalandırarak ve Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurup İslami hayatı yeniden başlatarak O’nun emirlerini uygulamak için çalışın. Zira Hilafetsiz İslami hayat olmaz, onsuz yönetilen şeriat olmaz, onsuz adil bir gözetim olmaz ve onsuz Beytu’l Makdis’i ve bizden çalınanları geri almak imkansızdır. Bu yüzden Hilafeti ikame etmek için çalışmayan herkes günahkardır. Allah Azze ve Celle’nin izniyle Hilafet yakında kurulacaktır; zira Hilafet, Allah Azze ve Celle’nin vaadi olup Allahu Teala asla vaadinden dönmez. O halde Hilafeti kurmak için çalışanlardan olun.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Şeyh Muhammed İbrahim - Lübnan