- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yahudi Varlığı Evleri Yakıyor, Kur’an’ı Çiğniyor, Erdoğan ise Netanyahu’yu Karşılamaya Hazırlanıyor!
Haber:
Bloomberg haber ajansında yer alan bir habere göre, Erdoğan ve Netanyahu’nun iki ülke arasındaki uzun süredir donmuş ilişkileri iyileştirmek amacıyla önümüzdeki ayın başlarında bir araya gelmesi bekleniyor.
Bloomberg haber ajansına göre, Türkiye ile Yahudi varlığı arasında turizm ve ticaret gibi alanlarda iş birliği artıyor ve iki ülke, on yılı aşkın süredir devam eden gerilimin ardından Yahudi varlığından Türkiye’ye gaz ihraç etmeye başlamanın yollarını arıyor. (Maan Ajansı, 23/06/2023, uyarlanmıştır)
Yorum:
Mübarek topraklarda kan dökülürken, Cenin’deki bombalama operasyonlarında hava kuvvetleri kullanılırken, yerleşimcilerin silahlı operasyonları hızlanırken, Ramallah'ın kuzeyindeki Turmusaya kasabasında, Nablus’un güneyindeki Orif ve Calud’ta ve diğer köy ve kasabalarda olduğu gibi yakmak, yıkmak ve sakinlere ateş açmak için Batı Şeria’daki köy ve kasabalara yönelik saldırıları güvence altına alınırken haber siteleri, yerleşimcilerin bir bekçi köpeği eşliğinde baskın düzenledikten sonra Orif köyündeki Rabat Camii’nden ayrılma anını belgeleyen ve Kur’an-ı Kerim’in yırtılıp yakıldığı ve caminin girişinin önüne atıldığı bir resmin gösterildiği bir videoyla çalkalanıyor. Bu arada bütün bunlar, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın, daha önceki Hilafet başkenti ile bu mutant kanserli varlık arasındaki ilişkileri güçlendirmek için Netanyahu’yu kabul etmeye hazırlanırken meydana geliyor!
Bu utanç verici tavır sadece Erdoğan ile sınırlı değildir; aksine Filistin halkını, Kur’an-ı Kerim’i ve Mescid-i Aksa’yı savunmak için savaş ve seferberlik ilan etmek yerine Yahudileri sükûnete çağırmaktan, iki devletli çözüme tokat atmaktan, kanların akıtılmasını, Kur’an’ın yakılmasını ve parçalanmasını kınamaktan başka bir şey yapmayan Müslümanların beldelerindeki tüm yöneticileri kapsamaktadır. İşte bu aşağılık tavırlar, Yahudi varlığını Filistin halkının Yahudileştirilmesi ve yerinden edilmesine dayalı planlarını sürdürmeye teşvik ediyor. Böylece kindar politikacılarının nazarında sahadaki kazanımlar, yöneticilerin tantanasına, ilişkilere kısmen zarar vermesine ve Filistin’de durmaksızın işlenen suçları kınamalarına kıyasla büyük olarak kabul ediliyor.
Filistin'deki durum her zamankinden daha tehlikeli olup Yahudi varlığı, topraklardan geriye kalanı yutmak ve bundan sonra olacaklara hazırlanmak için küresel, bölgesel ve yerel siyasi koşulları istismar ediyor. Bu ise, ümmetin ve ordularının uykudan uyanmalarını, ajan yöneticilere isyan etmelerini, küresel koşullardan yararlanmak, en düşük maliyetle kurtulmak için büyük ülkelerin koşullarını değiştirmenin yanı sıra tüm uluslararası durumu değiştirmek için inisiyatif almalarını ve Yahudi varlığını ortadan kaldırmak ve onu, Müslüman ülkelere, dinlerine ve inançlarına saldırmaya cesaret eden herkes için bir ibret kılmak amacıyla harekete geçmelerini gerektirmektedir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. İbrahim et-Temimi - Mübarek Toprak (Filistin)