Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Birleşmiş Milletler’den Şeytan’dan Kaçar Gibi Kaçın!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Birleşmiş Milletler’den Şeytan’dan Kaçar Gibi Kaçın!

Haber:

3 Temmuz’da Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu(UNAMA), sağlık, beslenme, eğitim, istihdam ve ekonomik fırsatlar, toplumsal uyum, entegrasyon, cinsiyet eşitliği, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ile ilgili konulara öncelik veren 2023-2025 dönemi için Afganistan Stratejik Çerçevesini açıkladı.

Yorum:

Birleşmiş Milletler -her ne kadar güzel bir isme sahip olsa da- aslında İslam ümmeti ve sömürgeleştirilmiş ülkeler için zehirden daha ölümcül ve öldürücüdür. Nitekim Birleşmiş Milletler’deki gerçek liderler, bizzat Amerika liderliğindeki Güvenlik Konseyi’nin beş daimî üyesi olup geri kalan üyeler ise bir arayüz olmaktan başka bir şey değildir. Birleşmiş Milletler'in temel amacı, başka bir dünya savaşının çıkmasını engellemek ve güçlerin sömürgeleştirilmiş ülkelerde gerçekçi rekabetler sürdürmesini sağlamak için büyük sömürgeci güçler arasında herhangi bir doğrudan çatışmayı önlemektir. Diğer bir ifadeyle, büyük sömürgeci güçlerin sömürgelerindeki çıkarlarını düzenlemekle görevlidir.

Ayrıca bugünkü Birleşmiş Milletler, Osmanlı Hilafet Devleti'ne karşı savaşlar yürüten ve farklı aşamalardan geçen Avrupalı Haçlı devletleri arasındaki ittifakın bir devamıdır. Nitekim Avrupa ülkelerinin bu haçlı birliği, Osmanlı Hilafet Devleti’ni yıkmış, ardından da İslam beldelerindeki bu tür kurumlarıyla Hilafetin yeniden kurulmasını engellemek amacı gütmüştür. Ayrıca dahili olarak şeriatın uygulanmasına da karşı çıkmış ve İslami dış politikanın mihenk taşı sayılan davet ve cihadın yayılmasına izin vermemiştir. Bu nedenle Birleşmiş Milletler, ulusal sınırlar, ulusal çıkarlar, ulusal bayrak ve benzeri konulara odaklanmıştır. Aynı zamanda herkesi, mevcut sınırları ve egemen dünya düzenini körü körüne kabul etmeye ikna etmiştir.

Öte yandan Birleşmiş Milletler, küresel yönetişim kisvesi altında çok sayıda anlaşma ve kuruluş aracılığıyla insan yapımı ilkelerin dayatılmasının önünü açmaktadır.Bunu yapmak için de, fikirlerinin ana unsurları ile Hanif İslam dininin ilkeleri arasındaki çelişkinin boyutuna bakmaksızın, inançlarından başlayarak siyasete, ekonomiye, toplum ve eğitim sistemlerine kadar insan hayatının her alanına kendi ideolojisini empoze etmektedir.

Bu yüzden Birleşmiş Milletler'in, inancımıza göre yaşamamızı engellemek amacıyla insani yardımlar şeklinde toplumumuzda ölümcül kanserli ilkelerini yaydığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler sanki bir dünya diniymiş gibi toplumda pek çok yasa ve fikirleri yaymakta olup bunların arasında “cinsiyet eşitliği” gibi insan doğasına aykırı en tehlikeli fikirler de bulunmaktadır. Bundan daha da kötüsü ise üye devletleri, erkeklerin ve kadınların cinsiyetlerini seçmelerine izin vermeleri, mutlu olabilecekleri herhangi bir cinsiyette yaşamalarını sağlamaları ve onların evlenme haklarını garanti etmeleri için bu hakları tanımakla yükümlü kılmaktadır.Ayrıca toplumların bu eşcinsellere saygı duymasını ve haklarının garanti altına alınmasını da talep ediyorlar.

Afganistan’ın mevcut yöneticilerinin uluslararası topluma, yardımı siyasallaştırmamalarına, aksine ülkede hakim olan insani krizlere karşı koymak için Afgan halkına yardım etmeyi sürdürmelerine yönelik tekrarlanan çağrılarına rağmen bu, şu anda Müslümanlar arasında Birleşmiş Milletler’in rolü konusunda hala bazı kafa karışıklıklarının ve bilinç eksikliğinin olduğu gerçeğine işaret ediyor. Bu yüzden Birleşmiş Milletlerin, mübarek topraklara yönelik devam eden işgal konusunda sadece marjinal bir rol oynamadığının, ancak aynı zamanda (BM Güvenlik Konseyi’nin yetkilendirmesi gereği) ABD ve NATO güçlerine Afganistan’ı işgal etmeleri için yetki verdiğini de anlamaları gerekir. Ayrıca Afganların İslami kimliğini değiştirmek amacıyla hayatımızın farklı alanlarına da büyük yatırımlar yapmıştır. Nitekim Afganistan’a yardım sağlamak için sağlık, beslenme, eğitim, istihdam, ekonomik fırsatlar, toplumsal uyum, entegrasyon, cinsiyet eşitliği, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne yönelik 2023-2025 dönemi için Afganistan Stratejik Çerçevesinin ilan edilmesi, bu davranışın bir örneği ve tezahürlerinden biridir.

Söylenenlerden hareketle Afganistan’ın, Afganistan’da herhangi bir BM kuruluşunun, yardımlarının, üslerinin ve anlaşmalarının varlığını kategorik olarak reddetmesi gerekir; bilakis bunun yerine Afganistan’ı bir ulus devletten Allah Subhanehu ve Teala’nın, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ve tüm İslam ümmetinin razı olacağı İslami bir devlete dönüştürmek için İslam ümmetinin yeteneklerine, kaynaklarına ve yardımına odaklanmaya devam etmelidir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Seyfullah Mustenir - Afganistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER