Pazartesi, 23 Muharrem 1446 | 2024/07/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
BM’nin Filistin İle İlgili Rapor ve Kararlarını Memnuniyetle Karşılamak Saflıktır, İhmalkârlıktır ve Yahudi Varlığının Kuvvetlenmesidir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

BM’nin Filistin İle İlgili Rapor ve Kararlarını Memnuniyetle Karşılamak Saflıktır, İhmalkârlıktır ve Yahudi Varlığının Kuvvetlenmesidir!

Haber:

30 Ağustos 2023 Çarşamba günü yayınlanan yeni bir BM raporu, işgalcinin işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere karşı ağır ihlaller gerçekleştirdiği sonucuna vararak onun yaptıklarının tüm uluslararası yasa ve sözleşmelerin açık bir ihlali olduğunu belirtti ve işgalci hükümete Batı Şeria’dan derhal ve koşulsuz olarak çekilme çağrısında bulundu.

“BM Filistin Halkının Devredilemez Haklarının Kullanılmasına İlişkin Komite” tarafından hazırlanan raporda şöyle denildi: “İşgalci, işgal altındaki toprakların bazı kısımlarını ilhak etmek için harekete geçilmesi, işgal altındaki insanların haklarının ihlal edilmesi ve ırkçı ayrımcılığın uygulanması da dahil olmak üzere işgalin hukuka aykırı sayılmasının şartlarını karşılamasından dolayı birçok uluslararası hukuk standardını ihlal etmiştir.”

Filistin’in BM Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur raporu memnuniyetle karşıladı ve raporu, “işgalin yasallığı konusunda çok güçlü ve yoğun şekilde araştırılmış hukuki bir argüman” olduğunu ifade etti. Mansur raporun, “Filistinlilerin kötü işgal rejiminden kurtulmak için Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmalarına yardımcı olan çok güçlü bir hukuki argüman olduğu” eklemesinden de bulundu. (Arabic Post).

Ayrıca Hamas da, BM Filistin Halkının Devredilemez Haklarının Kullanılmasına İlişkin Komite’nin dün Çarşamba günü yayınladığı BM raporunu memnuniyetle karşıladı ve Hamas, raporun işgal hükümetinin Batı Şeria’dan derhal çekilmesi yönündeki çağrısını değerli buldu ve uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e bu raporların eyleme dönüştürülmesi için derhal harekete geçilmesi çağrısını yineledi.

Hamas açıklamasında, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumdan, işgalin durdurulması, işgalcinin savunmasız Filistin halkının üzerinden elini çekmesi ve onun liderleri ve yerleşimcilerinin süregelen suçlarından sorumlu tutulması için her türlü önlemi almalarını talep etti. (El-Gad Kanalı).

Yorum:

Uluslararası karar ve raporların memnuniyetle karşılanması, Yahudi varlığının güçlendirilmesi ve mübarek toprakların çoğu üzerindeki varlığının meşrulaştırılması demektir. Zira uluslararası raporlar ve kararlar, Yahudi varlığının var olma hakları esasına dayalı olup onun varlığından kaynaklanan geri kalan sorunları da, iki devletli çözümün temsil ettiği çözüme yönelik sömürgeci Amerika’nın vizyonu çerçevesinde çözülebilecek insani sorunlar olarak ele almaktadır; bu da görevi Yahudi varlığını korumak, Filistin halkını istismar etmek ve sahte bir şekilde devlet olarak adlandırılan cılız bir güvenlik varlığı karşılığında mübarek toprakların çoğunun Yahudilere verilmesi demektir! Bu tür raporların ve kararların memnuniyetle karşılanmasının tehlikesi birtakım noktalarda yatmaktadır ki bunların en önemlileri şunlardır:

1- Mübarek topraklar meselesinin çözümünde bir referans olarak kabul edilmesi; bu da toprakların çoğunun Yahudilere verilmesi anlamına gelmektedir. Çünkü bu kararlar, 1948 yılında işgal etmesine rağmen Yahudi varlığını meşru olarak kabul etmektedir. Oysa asıl referans, mübarek toprakların tamamını İslam ümmetinin mülkü olarak kabul eden şerî hükümlerdir. Dolayısıyla asıl olarak Yahudi varlığının bu mübarek toprakların bir santimetrekaresinde dahi var olma hakkı yoktur ve ümmete düşen, buranın tamamını kurtarması ve Yahudi varlığını kökünden söküp atmasıdır.

2- Filistin meselesini, insani bir mesele, işgalden kaynaklanan sorunlar ve ırkçı ayrımcılık meselesi olarak ele almakta ve çözümü de, şurada burada bazı engelleri kaldırmak, hareket etmeyi kolaylaştırmak, bazı sivil haklar vermek ve bunları çatışmanın merkezi haline getirmek gibi insani sorunların çözülmesiyle sınırlandırmaktadır ki böylece mesele gerçek vakıasından çıkacaktır; meselenin gerçek vakıası ise bunun, toprakları ve kutsalları işgal edilen ve daha önce Selahaddin Eyyubi’nin kurtardığı gibi ümmetin de onu kurtarması gereken İslam ümmetinin meselesi olmasıdır.

3- Yahudi varlığını kuran, onu destekleyen ve onun varlığını meşrulaştıran Birleşmiş Milletler ve sözde uluslararası toplumdan, Yahudi varlığını dizginlemesi ve Batı Şeria’dan çekilmeye zorlaması için çalışmasını talep etmenin, siyasi bir saflık olduğunu söylemeye bile gerek yoktur. Zira bu, İslam’ın ve Müslümanların düşmanı olan Birleşmiş Milletler ve Batılı ülkeleri, başta mübarek toprakların ve Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Mesrası’nın işgali olmak üzere Müslümanların sorunları hakkında tasarrufta bulunan ve sorumlu olan bir odak haline getiriyor. Peki İslam ümmetinin sömürgeci düşmanlarının, bu toprakları ve kutsalları kurtarmak için çalışmaları beklenebilir mi?! Filistin ve Kudüs’ten sorumlu meşru cihet, bunlara gerçek bir şekilde yönelmesi ve Filistin’in kurtulması için acil eylem talebinde bulunması gereken İslam ümmetidir.

4- Kararlarına ve raporlarına Amerika’nın öncülük ettiği uluslararası sistem, İslam ümmetinin düşmanıdır; dolayısıyla onun İslam ümmetinin sorunları hakkında referans ve hakem olması ve ümmetin hayati sorunlarından birini çözmeyi arzulayan bir kurum olarak benimsenmesi hiçbir şekilde caiz değildir. Zira bu sistem, Rusya ile olan savaşında Ukrayna’ya silah, teçhizat ve para desteği vermiştir. Peki Ukrayna’da yaptığı gibi Yahudi varlığı ile savaşıp savaşçıları silah ve teçhizatla destekleyecek mi? Tabii ki hayır. Aksine Yahudi varlığının, iki devletli çözüm yoluyla mübarek toprakların çoğu üzerindeki varlığı güçlenecek ve lisanı halleri ve açıklamaları Amerika’nın istediği şeyleri dile getiren ülkemizdeki mevcut tüm ajan rejimler de bu konuda onunla uyum içerisinde olacaktır; Ukrayna için tüm topraklar, tüm silahlar, teçhizatlar ve mali destek var ama Filistin için ise iki devletli çözüm ve ne doyuran ne de aç bırakan bir dizi sahte karar ve raporlar var.

Mübarek topraklar meselesinin çözümü, tarihi olarak somut bir şekilde bilinmektedir. Dolayısıyla Selahaddin’in daha önce onu kurtardığı gibi ümmetin ve ordularının da onu kurtarması ve Yahudi varlığını buradan söküp atması gerekir. Birleşmiş Milletler’in karar ve raporlarıyla ilgilenip onu hoş karşılamak, Batı’ya ipotekli olup onu takip edenlerin, mağlup olanların ve safların işidir; zira onlar, Allah’ın yardımına ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin kurularak bu azim ümmetin gasp edilmiş iradesinin ve otoritesinin yeniden tesis edilmesinin yakın olduğuna güvenmiyorlar; zira Hilafet, mübarek toprakları kurtaracak ve uluslararası sistemi, kanunlarını ve kararlarını Allah’ın şeriatı temelinde yeniden formüle etmek için İslam’ı bir nur ve adalet mesajı olarak taşıyacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Musab Ebu Arkub - Mübarek Toprak (Filistin)

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER