Cumartesi, 26 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslam İşbirliği Teşkilatı, Afganistan Emirliğini Ilımlı İslam’a Davet Ediyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İslam İşbirliği Teşkilatı, Afganistan Emirliğini Ilımlı İslam’a Davet Ediyor

Haber:

İslam İşbirliği Teşkilatı X hesabında (Twitter) şunları yazdı: “İslam ümmetinin alimlerinden ve düşünürlerinden oluşan bir heyet, Afganistan’daki fiili otorite hükümetindeki bakanlar ve yetkililerin yanı sıra Afgan alimlerle görüşmek üzere 31 Ağustos 2023 Perşembe sabahı Afganistan’ın başkenti Kabil’e geldi.” Konuda ayrıca şunlar belirtildi: “Uluslararası İslam Fıkhı Akademisi ve İslam dünyasındaki diğer ilgili dini kurumların liderliğindeki din alimleri, İslam’da hoşgörü ve ılımlılık, kız çocuklarının eğitimi ve kadınların çalışması gibi son derece önemli konularda Afganistan ile temasa geçecek.”

Yorum:

İslam İşbirliği Teşkilatı, temel kuruluş sebebi olan Mescid-i Aksa ve Filistin meselesi konusunda hiçbir şey yapamazken Afganistan ile ilgili kaygılarını dile getiriyor! Zira kurulduğu 1969 yılından bu yana iğrenç Yahudi varlığı, bu gereksiz örgütün gözü önünde Filistin topraklarını gasp etmeye devam ediyor. Ayrıca Keşmir meselesi de Hindu devletinin lehine sonuçlanmıştır. Dahası Afganistan ve Irak işgal edildi; Yemen, Suriye ve Libya’da on binlerce insan öldürüldü. Hala milyonlarca Müslüman Uygur Çin’deki toplama kamplarında tutuluyor ve çeşitli işkence yöntemleriyle İslam’ı terk etmeye zorlanıyor. Birleşmiş Milletler’den sonra dünyanın en büyük ikinci örgütü olmasına ve üyelerinin bir kısmının nükleer silahlara sahip ve ekonomileri gelişmiş güçlü ülkelerden oluşmasına rağmen bugüne kadar İslam beldelerinin tek bir sorununu dahi çözebilmiş değil ve her türlü gerçek gündemden yoksun sıkıcı konuşmalar ve anlamsız çözümlerle sonuçlanan toplantılar, zirveler ve konferanslar düzenlemekten başka bir şey de yapmamıştır.

Aslında İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkeler İslam topraklarının özgürleştirilmesinden bahseden devletlerdir ama hükümetleri ve yöneticileri sömürgecinin resmi ajanlarıdırlar. Bazı Arap üye devletleri Yahudi varlığıyla ilişkilerini normalleştirirken diğerleri de bu rol için sıraya girmiştir. Örneğin bir zamanlar Osmanlı Hilafetinin merkezi olan Türkiye, Müslüman ülkeleri işgal etmede ve Müslümanlara zulmetmede Batı'nın sadık bir müttefiki olmasının yanı sıra Yahudi varlığının cumhurbaşkanını da topraklarında ağırlamıştır. Ayrıca Pakistan, tıpkı Amerika ile İslam Emirliği (önceki adı) konusunda anlaşma yaptığı gibi Keşmir konusunda da Modi hükümetinin lehine bir anlaşma yapmış ve Afganistan’ın işgalini takip eden yirmi yıl boyunca Amerika ve NATO ile iş birliğini sürdürmüştür.

İslam İşbirliği Teşkilatı büyük kâfir ve sömürgeci güçlerin politikalarıyla uyumlu hareket etmektedir; zira şu anda Amerika, havuç ve sopa politikasını sürdürürken bu örgütün üyeleri aracılığıyla Taliban Emirliği liderlerine siyasi bir mesaj göndermeyi hedefliyor. Ayrıca ahlaki açıdan da örgüte üye devletler, emirliğin saf bir İslam Devleti kurma arzusundan Batılı laik değerleri teşvik etmeye doğru sapmasını hedefliyor. Açıklandığı üzere bu heyetin gezisinin amaçlarından biri, Emirliği küresel İslam çağrısını talep edemez ve uluslararası düzene meydan okuyamaz hale getirmek için, İslam’ı modern laik değerlerle uyumlu hale getirmeyi amaçlayan ılımlı İslam anlayışına teşvik etmektir. Dolayısıyla ılımlı İslam çağrısı yapmak yoluyla aslında Afganistan emirliğini cehennemin korkunç kapılarına doğru yönlendirmeye çalışıyorlar. Nitekim bu örgütün içinde sözde alimler, sadece yöneticilerinin baskı ve yolsuzluklarına sessiz kalmakla yetinmediler, aksine Müslüman ülkelerin işgal edilmesine, kanserli Yahudi varlığıyla ilişkilerin normalleştirilmesine, Müslümanların ilk kıblesinin işgal edilmesine karşı da sessiz kaldılar. Ancak öyle oldu ki Müslümanlar, istenmeyen tüm icraatlarını haklı çıkardılar.

Afganistan’daki Müslüman halk ve Afgan Emirliği liderlerinin, bu örgütün gerçek yüzünü fark etmeleri ve bu tür örgütlerin ümmetin temel meselesi olan Hilafetin kurulmasıyla ilgili hiçbir şey yapmadığını idrak etmeleri çok önemli bir husustur. Zira onlar, sadece bölünme mesajının taşıyıcısı olarak çalışmıyorlar, bilakis aynı zamanda İslam'ın kapsamlı bir şekilde uygulanması ve İslam ümmetinin vahdeti yolundaki en büyük engel de bizzat onlardır. Dolayısıyla bu tür örgütlerden hiçbir hayır beklememeliyiz; çünkü onların siyasi iradesi, bırakın Afganistan meselesini çözmeyi efendilerinin çıkarlarını güvence altına almanın ötesine geçmiyor. Bizim şerî vacibimiz, bu tür başarısız programları ve onların zehirli tavsiyelerini açıkça reddetmektir. Bunun yerine Raşidi Hilafeti kurmak yoluyla İslam’ı tatbik ederek ümmeti sömürgeci güçlerin, hain yöneticilerin, ulusal hükümetlerin ve ilgili kurumlarının esaretinden kurtarmaya yönelik çabalara yönelmeliyiz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Seyfullah Mustenir - Afganistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER