- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Siyasi İradesi Olmayanlar Başkalarının Aşağılık Kölesi Olmaya Mahkumdur
Haber:
Dawn gazetesindeki habere göre, Pakistan'da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar, Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta, düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu.
Hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar, Müslüman karşıtlığından esinlenen artan Hindutva veya Hindu milliyetçiliğinin, ABD dahil uluslararası toplum için derin bir endişe meselesi olduğunu söyledi.
Kakar, Hindutva ideologlarının bölgenin ötesine geçerek cesaretlendiklerini ve Kanada'da "Sih lider Hardeep Singh Nijjar'ın" öldürülmesinin bu uğursuz eğilimin bir yansıması olduğunu ifade etti…
Kakar, Cammu Keşmir'de kötüleşen insan hakları ihlallerinden endişe duyduklarını ifade ederek, ABD'ye Cammu Keşmir sorununun barışçıl ve bölge halkının istekleri doğrultusunda çözümü için Hindistan üzerindeki nüfuzunu kullanma çağrısında bulundu. (trthaber.com, 22.09.2023)
Yorum:
Öncelikle siyasi iradeye küçük bir açıklama getirelim; toplumu içinde bulunduğu kötü durumdan ve bu kötü durumun nerden kaynaklandığından haberdar etmektir. Dahası yürüteceği fikri mücadeleyle statükoyu ve onun taşıdığı temel düşünceyi, halkın gözünde gayri meşru göstererek, yerine ikame edeceği yeni modeli halka benimsetmektir. İşte bu sağlandığında, artık hiçbir maddi kuvvet mevcut vakıayı alaşağı edilmekten kurtaramaz. Bütün bunlar ise fikri mücadele ile yürütülebilecek siyasi işlerdir. Şimdi Pakistan’ın geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar’ın siyasi iradeden yoksun köle ruhlu açıklamasını değerlendirelim; geçici başbakana kısa bir hatırlatma yapalım; Hindistan’ın bazı eyaletlerindeki yetkililer daha kısa süre önce camilerde ezan okunmasını engellemeye çalıştılar, ezan okunurken hoparlörlerin kaldırılması için baskı yaptılar, Müslüman tüccarların, taksi şoförlerinin ve helal mal satan dükkanların boykot edilmesi çağrısında bulundular, Müslüman kadın ve kızların okullarda ve kolejlerde başörtüsü takmalarını yasakladılar, dahası daha geçen yıl Aralık ayında yapılan dini bir toplantı sırasında Hindu rahipleri ve Hindutva liderleri alenen Müslümanlara karşı soykırım çağrısında bulundular. Ayrıca sizler, efendiniz Amerika’nın emirlerini uygulamak adına Keşmir’in Hindular tarafından işgal edilmesine ve oradaki Müslümanların Hindular tarafından neredeyse sistematik düzeyde zulüm ve işkence görmelerini sessiz kaldınız, bununla da yetinmediniz, Amerika’nın sponsorluğunda Hindu savaşçılara silah temin edilmesine yardımcı oldunuz ama Keşmir-Cammu’daki Müslüman direnişçilere silah temin edilmesini engellediniz. Bunun da ötesinde Hindistan’daki Müslümanlara karşı işlenen bu vahşete rağmen Modi ve ırkçı rejimi, ekonomik kazançlar ve ulusal siyasi çıkarlar elde etmek için dünya çapında otoriterliği destekleyen devlet ve hükümet başkanları tarafından sıcak bir şekilde karşılanmasına rağmen tek bir kelime dahi etmediniz.
Evet, tüm yukarıda saydıklarımıza bizzat tanık olmanıza hatta hiçbir tepki vermeyerek destek olmanıza rağmen, şimdi ne oldu da Hindu milliyetçiliğinin ulusal bir tehlike olduğunu söylüyorsunuz. Ama biz biliyoruz ki sizin bu kaygınız Müslümanların kanlarının akması veya zulüm görmeleri değildir; aksine sizin kaygınız içinde bulunduğunuz kıytırık koltuğunuzu kaybetmemek ve Pakistan Müslümanlarının efendiniz Amerika’ya karşı düşmanlıklarını dizginlemektir. Zira siz diyorsunuz ki; “Müslüman karşıtlığından esinlenen artan Hindutva veya Hindu milliyetçiliğinin, ABD dahil uluslararası toplum için derin bir endişe meselesidir.” Yani özellikle efendiniz Amerika olmak üzere Batı ülkelerine şu mesajı vermek istiyorsunuz; “şayet Hindulara Müslüman düşmanlığı noktasında bir uyarı yapmazsanız Müslüman Pakistan halkı ve ordu içerisindeki muhlis subaylar dini değerlerine döner ve İslami bir yönetimi geri getirme cihetine giderler ki bu, geri dönülmesi imkânsız bir süreçtir.” Zira şayet sizin kaygınız gerçekten Müslümanların öldürülmesi ve zulüm görmesi olmuş olsaydı; Hindistan, Keşmir, Myanmar, Suriye, Filistin, Yemen, Orta Afrika ve diğer İslam ülkelerindeki Müslümanların gördükleri zulümlerin nedeni bizzat kendisi olan Amerika’ya şikâyette bulunmaz -daha doğrusu yalvarmaz- aksine dünyanın en büyüklerinden biri olan ordunuzla Hindistan’a birkaç saat içinde haddini bildirirdiniz. Ama sizde bunu yapacak, ne siyasi bir akide, ne siyasi bir irade, ne de siyasi bir vizyon vardır. Bu yüzden sizler, başkalarının aşağılık kölesi olmaya mahkumsunuz. Ey Başbakan; yine de size bir uyarı olsun diye şu ayeti hatırlatalım: إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ أَمَرَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ“Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” [Yusuf 40]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan