- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Irkçılık, Kapitalist Sistemin Altında ve İslami Yönetimin Yokluğunda Giderek Artıyor!
Haber:
Geçtiğimiz hafta Türkiye’de 3 Suriyeli ırkçılar tarafından öldürüldü.
Yorum:
İslam’ın haram kıldığı ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem’in kokuşmuşluk ve cahiliye davası olarak nitelendirdiği iğrenç ırkçılık giderek artıyor; bu ırkçılık sadece daha dün on binlerce kişinin, Fransa polisinin Fransa asıllı olmayan Fransızlara karşı ırkçılığını protesto etmek için Paris’te gösteri yaptıkları Batı ülkelerindeki beyaz ile siyah ve ırklar, milliyetler ve vatancılar arasında olmuyor, aksine ne yazık ki Türkiye, Lübnan, Ürdün ve diğer Müslüman ülkelerde de oluyor; zira Türkiye’de 3 Suriyeli Türk ırkçılar tarafından öldürüldüğü gibi bazılarının durumu kritik olan Körfez turistleri de saldırıya uğradılar. Ayrıca birkaç hafta önce aralarında İstanbul’un da olduğu bazı belediyeler mağaza ve kurumlardaki Arapça yazıları kaldırırken diğer dillerde olan yazılar ise kalmaya devam etti!! Arapça, kendisiyle vahyin indiği, İslam’ın anlaşıldığı ve Allah’a ibadet ettiğimiz bir dil olmasına rağmen belki de bir ay sonra belediye seçimleri için yarış olacağından dolayı ırkçı partiler, devletin işlemiş oldukları suçlara göz yummasından keyif alıp seviniyorlar. Aynı durum Lübnan ve Ürdün için de geçerlidir; zira vatancılık yapan münafıklar, güvenlik, insani ve ekonomik krizlerin sebebinin, Suriyelilerin yerinden edilmeleri olduğunu iddia ediyorlar ve bu yüzden onlara büyük bir saldırı gerçekleşiyor; zira soyguna maruz kalıyorlar, yerlerinden ediliyorlar, dövülüyorlar, hakları ellerinden alınıyor ve zorla çalıştırıldıkları gibi ülkeye gizlice girdikleri gerekçesiyle hapse atılıyorlar!
Nitekim İslam geldi ve Arap olsun, Türk olsun ve başkaları olsun halkının seviyesini yükseltti; zira Araplar ve Türkler birbirleriyle savaşan çeşitli kabilelerden oluşuyorlardı ve İslam’ı kabul edip onunla yönetilmeye başlayınca bundan vazgeçtiler. Ama İslam dışında yönetilmeye başladıklarında, başkalarının peşinden giderek yeniden parçalanıp dağıldılar; bu yüzden İslam’ı bir bütün olarak benimsemedikçe, küfür rejimlerini ve kişisel çıkarlarını ayaklar altına almadıkça ve Allah’a, Rasulü’ne ve müminlere olan bağlılıklarını ilan etmedikçe öncülük etmeye ve liderliğe geri dönemeyeceklerdir. Nitekim İslam, evlatları arasındaki tüm farklılıkları ortadan kaldırmış ve salih amel ile takva arasında dengeyi tesis etmiştir; bu yüzden Arap ile Arap olmayan, beyaz ile sarı arasında takva dışında hiçbir fark yoktur. Dolayısıyla yakında gelecek olan Hilafet Devleti, bu ırkçılıkları önleyecek, onu destekleyenleri cezalandıracak, ırkçı partileri kapatacak, eğitim müfredatını ve medyayı, ırkçılığı ortadan kaldırmaya, dahası onu Müslüman ülkelerden yok etmeye adayacaktır.
Her İslam ülkesi benim vatanım ve her bir Müslüman da benim kardeşimdir; bu yüzden diller, kavmiyetler ve yozlaşmış vatancılıklar asla beni temsil etmiyor; İslam’ın emri işte budur ve bizim de bu şekilde olmamız gerekiyor.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Şeyh Muhammed İbrahim - Lübnan