- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Gazze’deki Savaş, İslam İle Küfür Arasındaki Bir Çatışma Turudur
Haber:
Aksa Tufanı ve Gazze savaşı. (15 Ekim 2023)
Yorum:
Öncelikle adlarını tarihe altın harflerle yazan ve yazmaya devam eden Gazze’deki kahraman mücahitlerin alınlarından öpüyorum; Allah’ın izniyle onların, ebedi illiyyin cennetinde yüksek makamları olacaktır.
Acaba insan, bu büyük olayı anlatmak için birkaç satırda ne yazabilir ki?! Küfür milletleriyle olan çatışmanın özünü ortaya çıkaran bu olay mı acaba?!
Evet, Batı’nın Yahudi varlığını desteklemek için yaptığı siyasi, askeri ve medya seferberliği bir sır değildir; zira Amerika uçak gemileri ve İngilizler savaş gemileri gönderdi, dünyanın her yerinden gönüllü savaşçılar geldi, hatta Almanya bile savaş desteği vermekten geri kalmadı!
ABD Dışişleri Bakanı şöyle bir açıklama yaptı; “Buraya sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, aynı zamanda büyükbabası katliamdan kaçan bir Yahudi olarak geldim.”Daha önce de başkanı Biden şunları söylemişti: “Şayet “İsrail” olmasaydı bir “İsrail” icat etmek zorunda kalırdık…” Birçok düzeyde, sadece tek bir şeyi ifade eden birtakım tutumlar da vardır: Yahudi varlığı bizim evladımızdır, İslam dünyasının kalbindeki gelişmiş üssümüzdür ve çatışmanın özünde İslam ve küfür çatışması vardır gibi.
Peki İslam ümmeti, bu kanlı tarihi çatışmaya nasıl müdahil olacak?
Öncelikle oraya birden fazla vatandaş ve kavimlerden oluşan halklar olarak değil, birleşik tek bir ümmet olarak girilmelidir. Mısır, Türkiye, Cezayir, Ürdün, Pakistan Hicaz ve diğerleri oraya vurucu ordularıyla ve petrol silahıyla müdahale etmelidir. Oraya yapılan müdahale, küfrün başı Amerika ve diğer sömürgeci güçler gibi Yahudi varlığının ana destekçileriyle askeri, siyasi ve ekonomik ittifaklardan arınmış bir şekilde olmalıdır.
İslam ümmeti bunu ve daha fazlasını yapabilir ancak Amerika’nın kurallarına göre hareket eden rejimler tarafından zincire vurulmuştur!
O halde rejimlerin ötesine geçip, hayatımızı ve geleceğimizi Yüce Rabbimizin istediği şekilde kendi ellerimizle tesis edelim; bu ise ümmeti tek bir adamın kalbi üzere birleştirecek, kendi silahını yapacak, ordularını seferber edecek ve Yahudi varlığına ve onun arkasındaki Batı’ya Şeytanın vesveselerini bile unutturacak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir.
Onlardan birisi gelip uluslararası sistemin kurallarının dışına çıkamayız diyor!
Sanki Gazze’deki mücahitlerin, nasıl hayal bile edilemeyecek şekilde kuralları delip geçtiklerini, bariyerleri nasıl yıktıklarını, basit imkanlarla nasıl yerleşim yerlerinin kalbine girdiklerini, onları öldürüp esir aldıklarını, güçlü bir akide ve sağlam bir iradeyle gücümüz yetmiyor diyen herkesin yüzüne bir şamar indirip sarsarak onlara nasıl bir pratik ders verdiklerini kendi gözleriyle görmüyormuş gibi.
Dahası ey filan kişi, Kâbe’nin Rabbine yemin olsun biz bunu yapabiliriz…
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا “Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermez.” [Nisa 141] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: فَمَنِ اعْتَدَى عَلَيْكُمْ فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ “Kim size saldırırsa siz de onun size saldırısının misli ile ona saldırın.” [Bakara 194] Ve Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَأَخْرِجُوهُمْ مِنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ “Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.” [Bakara 191]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Usame Es-Suveynî – Kuveyt