Haber - Yorum

“Utanmıyorsan dilediğini yap!”

Haber:

Amman – Kuds el-Ahbariye: İbrani gazetesi Yediot Aharonot, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işgali eleştiren açıklamaları nedeniyle işgalcinin Türkiye’nin sebzelerine uyguladığı boykotu telafi etmek için son yedi gün içinde işgalci devlete ulaşan Ürdün domatesinin 500 tona ulaştığını bildirdi.

Gazete, geçen Ekim ayında Filistin direnişinin saldırısına uğrayan Gazze Şeridi’ndeki yerleşim yerlerinden gelen Türk sebze ve meyvelerin eksikliğini telafi etmek için rakamların Ürdün’den yapılan domates ithalatının her hafta arttığını gösterdiğini belirtti.

İlgili bağlamda el-Meşhed haber sitesine göre Türkiye, Gazze’ye yönelik savaşında Siyonist ordusunu soğuktan korumak için yünlü giysiler gönderdi.

Yorum:

Yalan ve iftiralarla Gazze’ye destek verdiklerini iddia eden ve Yahudi varlığının katliamlarını sadece kınamakla yetinen günümüzün bekçi yöneticilerinin, Yahudilerin bekçileri oldukları açıkça ortaya çıkmıştır; nitekim dinine ve ümmetine karşı zerre kadar kıskançlık duyan herkes bu gerçeği yaşamış ve kardeşlerine yardım etmenin önündeki ilk engelin bu hain yöneticiler olduğunu görmüştür. Aha işte bizler, son teknolojik silahlarla donatılmış bu orduların Yahudilerin askerlerini “sıfır mesafeden” gördükleri halde bu ordulardan tek bir fısıltı veya tek bir söz işitmiyoruz. Aksine onların, Yahudi varlığına karşı cihat etmek isteyen, sınırların açılması için slogan atan ve tevhit bayrağını dalgalandıran herkesi avlayan ölümcül sırtlanlar olduğunu görüyoruz; zira biz bunu gördük ve yaşadık!

Filistin’i ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını kurtarmanın yolu, bu ajanları kökünden söküp atmadıkça tamamlanmayacaktır; zira her ne kadar Filistin topraklarını bu mutant varlık yönetiyor olsa da onlar ülkelerimizi, Yahudilerin ayak takımı ajanları ve koruyucuları yoluyla yönetiyorlar. Bu yöneticileri ülkelerimizin başına diken, Yahudi varlığını İslam ümmetinin bedenine yerleştiren sömürgeciden başka kim olabilir ki?

İşte bugün onların, Yahudileri ve sınırları koruduklarını ve Ribat toprakları olan Gazze Haşim’deki kardeşlerine yardımların girmesini engellediklerini görüyoruz; hatta bununla da yetinmediklerini, aksine asrın mücrimlerine, çocuk, kadın ve yaşlıların katillerine, okulları ve camileri yıkanlara gıda ve yiyecek temin ettiklerini görüyoruz. أَلَا سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ “Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!” [Nahl 59]

İslam ümmeti, uzun tarihi boyunca pek çok zorluğa ve hatta parçalanmalara maruz kalmış ancak her defasında olduğundan daha güçlü bir şekilde çıkmıştır; bu yüzden bu ümmetin karşılaştığı musibetlere göğüs gerecek ve sabredebilecek bir millete çok az rastlanır. Ancak karşılaştığı her şeye rağmen İslam ümmeti, koşullar ne kadar çeşitli olursa olsun ve zaman ve mekânın şartları ne kadar şiddetli olursa olsun olaylardan asla etkilenmemiş ve etkilenmeyecektir.

Filistin’i kurtarmanın yolu, Yahudi varlığını koruyan bu ajanları kökünden söküp atılması ve Sykes-Picot sınırlarını kaldıracak, parçalanmış olan ümmeti birleştirecek, Yahudi varlığını ortadan kaldırmak için orduları seferber edecek ve zor da olsa bunu yapacak adil bir Halife’ye biat etmekle başlar.

Kudüs’e giden yol, Allahu Teala’nın şu kavline tabi olmaktan geçer: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ قَاتِلُواْ الَّذِينَ يَلُونَكُم مِّنَ الْكُفَّارِ وَلِيَجِدُواْ فِيكُمْ غِلْظَةً وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ“Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah müttakilerle beraberdir.” [Tevbe 123]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Ali İbn Salim - Tunus