- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İşgalci Varlık ve Yahudileştirme!
Haber:
Bugünlerde, Netanyahu’nun savaşın yüksek maliyetlere rağmen hedeflerine ulaşana dek devam edeceğini açıkladığı bir zamanda Gazze’de uzun süreli bir ateşkese ya da kalıcı bir ateşkese kadar uzanan yeni bir ateşkes konusunda görüşmeler yapılıyor.
Yorum:
Gazze Savaşı’nın üzerinden yaklaşık 80 gün geçtiği halde Yahudi varlığının savaş makinesi hâlâ var gücüyle çalışıyor ve on binlerce Müslüman Gazzeliyi yok ediyor, katlediyor ve yerinden ediyor. Varlığın devletinin, savaşa ilişkin belirli standartları olmayan nihai hedefleri hakkında yapmış olduğu açıklaması, varlığın zorla durdurulmadığı sürece savaşı sürdüreceği anlamına geliyor. Savaşın ilan edilmiş hedefi Gazze’deki direniş hareketini ortadan kaldırmaktır ki Yahudiler bunun ulaşılamaz bir hedef olduğunu biliyorlar; çünkü direniş işgalin varlığıyla birlikte devam eden ve gelişen dinamik bir süreçtir. Ancak her ne kadar resmi, siyasi, medya ve popüler çevrelerde Gazze Şeridi’nin yeniden işgal edilmesi ve halkının oradan tehcir edilmesi konusu çokça konuşuluyor olsa da Yahudiler, resmi olarak açıklanmamış bir şeyi gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Amerika da hâlâ bu varlığa elini uzatıyor ve bu hedefi gerçekleştirmek için çalışmasına izin veriyor. Nitekim Amerika, Gazze halkının “zorla” yerinden edilmesini kabul etmediğini söylüyor ama “zorla” sözünün yorumunu varlığa bırakıyor; yine Amerika, Gazze’nin işgalini veya bölünmesini “sınırsız bir süre için” onaylamadığını söylüyor ama “sınırsız bir süre için” sözünün yorumunu varlığa bırakıyor. Aynı şekilde Amerika, savaşın aylarca değil haftalarca sürmesi gerektiğini söylüyor ama ardından da Savunma Bakanı geri dönerek savaşın neye ihtiyacı olduğuna dair karar verme işinin varlığa bağlı olduğunu söylüyor. Bunun üzerine Amerika’daki kongre, bir seçim yılında Biden’ı zora sokacak olsa bile Amerikan askeri yardımı üzerinde sıkı bir denetim uygulamaya başlarken Amerikan yönetimi de, Dışişleri Bakanlığı tarafından kararlaştırılan ve Kongre’nin onayını gerektirmeyen yardım şekillerinin kullanmayı amaçlamaktadır.
Bütün bunlar, biri işgalci varlık, diğeri de Filistin için olmak üzere Amerika’nın iki devlet kurma politikasının önünü açmak için yapılıyor. Zira Biden ve hükümeti, Amerika’nın “İsrail’de” demokratik bir Yahudi devleti kurulmasını desteklediğini ve Amerika’nın bölgedeki ana hedefinin Ortadoğu’da siyasi istikrar olduğunu defalarca vurguladı ama bu, herkes tarafından tanınan bir Yahudi devleti olmadan gerçekleşmeyecektir.
Yahudi devletinin hedeflerine gelince; varlığın istediği üzere bu sadece Yahudiler için bir devlet olup burada, ister 1948’den bu yana işgal edilmiş olsun, isterse 1967 yılında işgal edilmiş olsun Gazze Şeridi ve Batı Şeria da dahil olmak üzere Filistinliler için bir yer yoktur. Şayet bu gerçekleşmezse, iki devletli çözümün kendilerine haksızlık olacağını düşünerek önerilen iki devletli çözümü kesin olarak reddedecektir. Dolayısıyla ülkeleri Araplar ve Yahudiler olmak üzere iki tür nüfusu içerdiği bir sırada diğer ülkede sadece Filistin halkı olacaktır. Nitekim Filistin halkı ile varlığın devletinde bulunan Yahudiler arasındaki üreme oranında büyük bir farkın olması nedeniyle mevcut haliyle devletleri 25 yıldan kısa bir süre içinde Yahudi kimliğini kaybedecektir.Bütün bunlardan dolayı bugün Yahudiler, başbakanlarının defalarca ifade ettiği gibi savaşlarını bir var olma ya da yok olma savaşı olarak görüyorlar.
Sonuç olarak bugünkü Gazze savaşı,varlığın devletinin kırılganlığı açısından bir çok insan için gizli olan şeylerin çoğunu ifşa etmiştir; dolayısıyla bu varlık, şayet uluslararası güçlerin doğrudan desteği olmamış olsaydı bir saat bile hayatta kalamazdı; bu yüzden İslam ümmetinin gerçek düşmanı, başlangıçta bu varlığı, özellikle ümmetin egemenliğini yeniden kazanması ve devletini kurması durumunda İslam ümmetine karşı koymada süngünün başı olması için ortaya çıkaran kâfir Batı’dır. Ayrıca bölgede kurulan varlıklar ise, Yahudi varlığından daha az tehlikeli ve zararlı değillerdir; çünkü onlar, Yahudileri korumak ve Yahudilerin varlığını göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kaldırmak için ordularının harekete geçmesini engellemek için vardırlar. Ayrıca İslam ümmeti, her nerede olursa olsun ve hangi varlığın altında yaşarsa yaşasın, Allah yolunda cihat etmek için yanıp tutuştuğunu ve sabırsızlıkla zafer gününü beklediğini ortaya koymuştur. Bunu engelleyen tek şey, arkasında savaşılacak ve kendisiyle korunulacak lider bir Halifenin ve adil bir İmamın olmayışıdır.
وَاللهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “Muhakkak ki Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” [Yusuf 21]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed Ceylani