- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Binlerce Küçük Parça!
Haber:
İngiliz polisine göre İngiltere’de Müslümanlara ve kendilerine Müslüman olarak bakılan kişilere yönelik nefret suçları, geçen yılın bu dönemine göre yüzde 140 arttı. İngiltere’deki İslamofobi karşıtı bir örgüt olan “Tell Mama”, 7 Ekim’den bu yana İslamofobi ile ilgili raporlarda yedi kat artışla karşılaştı. (el-cezire.com)
Yorum:
Çatışmalarda en az 8.000’i çocuk ve 6.200’ü kadın olmak üzere 20.000’den fazla Filistinli öldürüldü, ayrıca 52.600’den fazla mağdur da yaralandı. Zira Gazze, hedefli saldırılarda binlerce kişinin enkaz altında kaldığına ve hastaneler, eğitim kurumları ve ibadethaneler de dahil olmak üzere sivil altyapının tahrip edildiğine tanık oldu. Nitekim Gazze halkı, son yetmiş beş yıldır bu vahşetle karşı karşıyadır ve vahşet siyonistlerin ve sempatizanların artan güveni ve dünyadaki Müslümanların başındaki yöneticilerin kayıtsızlıkları nedeniyle iki kat artış gösterdi. Bu seferki etki o kadar güçlüydü ki acı ve nefretin yankıları dünyanın her yerinden işitilebiliyordu. Dolayısıyla Gazze’deki insanlar bombalamaya ve açlığa maruz kaldıkları gibi uygun barınmanın, yiyeceğin ve sağlık tesislerinin olmadığı bir hayat yaşamaya terk edildiler. Bu yüzden stratejik ve askeri güce sahip olan İslam beldelerinin kendilerini terk ettiğini hissediyorlar. Bu arada Yahudi varlığının Batılı medya organlarının yardımıyla servis ettiği görüntülerde, Hamas’ın sözde masum Yahudi çocukların kafalarını kestikleri yönündedir! Bu ise İslam’ın doğuşundan bu yana mevcut olan Müslüman karşıtı propaganda ateşinin körüklenmesine neden oluyor.
Uzun yıllardır dünyadaki Müslümanların karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri, kimliklerinin düşman tarafından tahrif edilmesi olmuştur. İslam Devleti’nin parçalanmasından sonra bile ümmetin hareketsiz bir halde kalmasını sağlamak için gösterilen muazzam çaba, Allah’ın düşmanlarının kalplerindeki korkuyu göstermektedir. Bu İslami uyanışın korkusu o kadar güçlü bir noktaya ulaştı ki, Müslümanları öldürdükleri takdirde imanı azaltabileceklerini inanarak İslam akidesini yok etmenin hayalini kuruyorlar. Bir kişi şöyle sorabilir; Müslümanların topraklarına girildikten, kaynaklarına el konulup binlerce küçük parçaya bölündükten sonra neden korku ve kaygının şiddeti, eskisinden daha güçlü bir hale geldi? Çünkü onlar, yüce ilahi gücün kararlaştırdığı kaçınılmaz olan başarıyla, insani yetenekleri ve stratejileriyle savaşmaya çalışıyorlar.
ABD ve Avrupa’da Müslümanlara yönelik çok sayıda taciz, yaralanma ve hatta cinayet vakası ortaya çıkmıştır. Bu nefret suçları doğrudan ya da dolaylı olarak, sözde özgürlüğün fenerleri olarak kabul edilen hükümetler tarafından destekleniyor! Bu olaylar ise, dünyanın ümmeti zayıf olarak görmesinden dolayı değil, aksine ümmetin zayıf olarak kalmasını sağlamak için yapılıyor; önerilen çözüm ise yeniden cinayet serisini başlatacak bir uygunluk oluşuncaya kadar ateşkestir.
Sevban’dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: يُوشِكُ الأُمَمُ أَنْ تَدَاعَى عَلَيْكُمْ كَمَا تَدَاعَى الأَكَلَةُ إِلَى قَصْعَتِهَا فَقَالَ قَائِلٌ وَمِنْ قِلَّةٍ نَحْنُ يَوْمَئِذٍ قَالَ بَلْ أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ كَثِيرٌ وَلَكِنَّكُمْ غُثَاءٌ كَغُثَاءِ السَّيْلِ وَلَيَنْزِعَنَّ اللَّهُ مِنْ صُدُورِ عَدُوِّكُمُ الْمَهَابَةَ مِنْكُمْ وَلَيَقْذِفَنَّ اللَّهُ فِي قُلُوبِكُمُ الْوَهَنَ فَقَالَ قَائِلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْوَهَنُ قَالَ حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِ“Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) birbirlerini davet edecekler. Birisi: Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak? dedi. Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çer çöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak, buyurdu. Yine bir adam: Vehn nedir ey Allah’ın Rasulü? diye sorunca: Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir, buyurdu.”
Allah Subhanehu ve Teala, Müslümanlara, birlik olup emirleri tek bir baştan alan vücut gibi tek bir ümmet olarak kalmalarını emretmiştir. Peki vücudun birçok yeri şiddetli ağrı içindeyken vücut nasıl sakin ve mutlu olabilir ki?! Bu yüzden Müslümanlar olarak bizim, tüm Müslümanlar arasındaki ilişkileri canlandırmaya, birbirimizi korumaya ve birbirimiz için mücadele etmeye ihtiyacımız vardır. Hindistan'daki Müslüman bile eziyet görüyor; çünkü düşman dünyanın öbür ucunda bir Müslüman kardeşinin olduğunu biliyor. Chicago’da 6 yaşındaki bir çocuk, ölünceye kadar bıçaklamaya maruz kaldı; çünkü katil, onun Filistin’deki Müslüman kardeşlerine karşı nefret duyuyordu. Yine Müslüman bir kadının başörtüsü, Filistinli bacılarıyla ilişkilendirildiği için çıkarıldı. Ayrıca Almanya’da bir çocuk, Filistinli kardeşlerine sempati duyduğunu ifade ettiği için öldürüldü. Peki şayet Allah’ın düşmanı hepimizin birbirimize bağlı olduğunu biliyorsa o halde neden bizler, bu bağın İslam ümmeti için tek cankurtaran simidi olduğunun farkına varamıyoruz; zira bu bağ bizleri Allah Subhanehu ve Teala’nın ipine bağlıyor ve bizlere, herhangi bir Müslümanın kendisine boyun eğmeyi reddetmesinin imkansız olduğu ve eylemleriyle, bu ümmetin herhangi bir parçasına zarar vermeye cesaret edemeyecekleri şekilde düşmanların ve münafıkların kalplerine korku salacak olan devlet başkanı olarak bir Halife sunuyor?!
Numan İbn Beşir’den Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: الْمُسْلِمُونَ كَرَجُلٍ وَاحِدٍ إِنِ اشْتَكَى عَيْنُهُ اشْتَكَى كُلُّهُ وَإِنِ اشْتَكَى رَأْسُهُ اشْتَكَى كُلُّهُ “Müslümanlar bir adam gibidir. Gözü ağrısa bütün vücudu ağrır. Başı ağrısa da bütün vücudu ağrır.” [Sahih-i Müslim]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan