Haber-Yorum

İtalya, Müslümanların Bir Gün Roma'yı Fethedeceğini Söylediği İçin Bir Tunusluyu Sınır Dışı Ediyor!

Haber:

İtalya eski milletvekili ve sivil toplum aktivisti Mecdi el-Karbai 9 Ocak Salı günü, İtalya’daki göçmenlerin çektiği acı ve ötekileştirilmeye ilişkin verileri yayınladı.

Bu bağlamda Al-Karbai, resmi Facebook sayfasında yayınladığı gönderide, “Müslümanlar bir gün Roma'yı fethedecek” dediği için Tunuslu birinin sınır dışı edildiğini söyledi ve Pisa şehrinden gelen 27 yaşındaki Tunus uyruklu bir kişinin de bıçaklanarak öldürüldüğü eklemesinde bulundu.Ayrıca Tunuslu göçmenlerin İtalya’da çok zor durumda olduklarını da vurguladı.

Yorum:

“Ölüm tekneleriyle” İtalya'ya kaçan Tunuslu göçmenlerin ve diğerlerinin karşı kaldığı şeyler hiç kimse için bir sır değildir; zira İtalyan yetkililerinin, bu tekneler hakkında hiçbir ahit ve anlaşma gözetmeksizin onları kasıtlı olarak denize batırdıklarına dair birbiri ardına haberler geliyor. Aynı zamanda bu İtalya, insan haklarına saygı, hoşgörü ve özgürlük ülkesi olmakla övünüyor!

Tutuklanması, devam eden soruşturmalar, ardından -yasal ikametine rağmen- sırf yazdığı bir blog yazısı nedeniyle sınır dışı edilme kararı da dahil olmak üzere bu Tunuslu gencin başına gelenler, bu Batılı ülkelerin anayasal olarak güvence altına alınan ifade özgürlüğüne saygı duyduklarına dair iddialarının bir safsatadan ibaret olduğunun en büyük kanıtıdır. Belki de onların ikiyüzlülüklerinin zirvesi, uyguladıkları çifte standartlarda ortaya çıkıyor; zira Yahudi varlığının Gazze halkına “zulmetme ve ezme” hakkının olduğunu açıklayanlara ve Filistinlileri “köpeklere” benzetenlere ifade özgürlüğü bahanesiyle izin verilirken bu yetkililer, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesine binaen "Müslümanların bir gün Roma'yı fethedeceğini" söylediği için bu genci sınır dışı ediyorlar !

İtalya’nın bu yaptıkları, bu sömürgeci ülkelerin İslam’a ve Müslümanlara karşı gizli Haçlı nefretini ve tutumlarındaki ikircikliği açıkça ortaya koymaktadır; tüm bunlar ise İtalyan yetkilileri bu konuda sorumlu tutmaya bile tenezzül etmeyen Tunuslu yetkililerin utanç verici sessizliğinin ortasında gerçekleşmektedir! Peki göçmenlerin, kendisine eman verilenlerin ve kendilerine kaçanların hakları hani nerede?!

İtalya şunu çok iyi bilsin ki; bu ümmete zafer ve iktidar vaat edildiği gibi -burunları yere sürtülse de- Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisinin tasdik ettiği Roma’nın fethi müjdesi de gerçekleşecektir. Zira Ahmed Müsned’inde, Hakim’in sahihlediği ve Zehebi’nin muvafakat ettiği hadiste Ebu Kabil’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: كُنَّا عِنْدَ عَبْدِ اللهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ، وَسُئِلَ: أَيُّ الْمَدِينَتَيْنِ تُفْتَحُ أَوَّلًا: الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ أَوْ رُومِيَّةُ؟ قَالَ: فَقَالَ عَبْدُ اللهِ: بَيْنَمَا نَحْنُ حَوْلَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم نَكْتُبُ، إِذْ سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: أَيُّ الْمَدِينَتَيْنِ تُفْتَحُ أَوَّلًا: قُسْطَنْطِينِيَّةُ أَوْ رُومِيَّةُ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: مَدِينَةُ هِرَقْلَ تُفْتَحُ أَوَّلًا، يَعْنِي قُسْطَنْطِينِيَّةَ “Biz Abdullah İbn-u Amr-u İbn-ul Âss’ın yanındayken şöyle soruldu: Bu iki şehirden hangisi önce fethedilecek: Kostantaniyye mi yoksa Roma mı? Dedi ki: Abdullah şöyle dedi: Biz Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yanında yazıyorken O’na şöyle soruldu: Bu iki şehirden hangisi önce fethedilecek: Kostantiniyye mi yoksa Roma mı? Allah’ın Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle cevap verdi: “Evvela Hirakl’in şehri, yani Kostantiniyye fethedilecektir.”

Allah’ın izniyle Rabbimiz Subhanehu’nun vaadi ve Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi olan İslam Devleti de yakında kurulacaktır. Zira Sahih-i Müslim’de Sevban’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:إِنَّ اللهَ زَوَى لِي الْأَرْضَ فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا، وَإِنَّ أُمَّتِي سَيَبْلُغُ مُلْكُهَا مَا زُوِيَ لِي مِنْهَا، وَأُعْطِيتُ الْكَنْزَيْنِ الْأَحْمَرَ وَالْأَبْيَضَ، وَإِنِّي سَأَلْتُ رَبِّي لِأُمَّتِي أَنْ لَا يُهْلِكَهَا بِسَنَةٍ عَامَّةٍ وَأَنْ لَا يُسَلِّطَ عَلَيْهِمْ عَدُوّاً مِنْ سِوَى أَنْفُسِهِمْ فَيَسْتَبِيحَ بَيْضَتَهُمْ، وَإِنَّ رَبِّي قَالَ: يَا مُحَمَّدُ، إِنِّي إِذَا قَضَيْتُ قَضَاءً فَإِنَّهُ لَا يُرَدُّ، وَإِنِّي أَعْطَيْتُكَ لِأُمَّتِكَ أَنْ لَا أُهْلِكَهُمْ بِسَنَةٍ عَامَّةٍ، وَأَنْ لَا أُسَلِّطَ عَلَيْهِمْ عَدُوّاً مِنْ سِوَى أَنْفُسِهِمْ يَسْتَبِيحُ بَيْضَتَهُمْ وَلَوْ اجْتَمَعَ عَلَيْهِمْ مَنْ بِأَقْطَارِهَا، أَوْ قَالَ مَنْ بَيْنَ أَقْطَارِهَا، حَتَّى يَكُونَ بَعْضُهُمْ يُهْلِكُ بَعْضاً وَيَسْبِي بَعْضُهُمْ بَعْضاً“Allah yeryüzünü benim için katladı/dürdü. Ben de böylece yeryüzünün doğu ve batı her tarafını gördüm. Ümmetimin hükümranlığı benim için katlanan yerlerine kadar ulaşacaktır. Bana kırmızı ve beyaz iki hazine verildi. Rabbimden ümmetimi umumi kıtlıkla helak etmemesini ve kendilerinden olmayıp onların köklerini kurutacak dış düşmanları onlara musallat etmemesini istedim. Rabbim ise şöyle buyurdu: "Ey Muhammed! Ben bir şeye hükmettiğim zaman bu hüküm asla değiştirilmez. Ben sana ümmet hakkında şunları veriyorum: Onları genel bir kıtlıkla helak etmeyecek ve kendilerinden olmayan, köklerini kurutacak bir düşman gücünü onların başına musallat kılmayacağım. Hatta ümmetine karşı dünyanın dört bir tarafından bir araya gelseler bile. Fakat sonunda onlar, yani senin ümmetin birbirini kıracak ve birbirini esir edecektir.” Dolayısıyla İslam Devleti, bir Müslümana saldırmaya cesaret eden herkesten hesap soracak ve ona haddini bildirecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Ali İbn Salim - Tunus