Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İran Partisi’nin Güney Lübnan’daki Operasyonları; Sahaların Birliği İçin mi? Yoksa Sahalar Arasındaki Sınırların Çizilmesi İçin midir?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İran Partisi’nin Güney Lübnan’daki Operasyonları; Sahaların Birliği İçin mi? Yoksa Sahalar Arasındaki Sınırların Çizilmesi İçin midir?!

Haber:

Lübnan’daki İran partisinin lideri Hasan Nasrallah, birkaç gün önce yaptığı bir konuşmada şunları söyledi: “Güney Lübnan'da meydana gelen savaş caydırıcılık dengesini doğruladı.” Ve şöyle dedi: “Lübnan topraklarımızın her santimetrekaresini özgürleştirmek ve düşmanın sınırlarımızı ve hava sahamızı ihlal etmesini önlemek için gerçek bir fırsatla karşı karşıyayız.”(Lübnan Ulusal Haber Ajansı, 6/1/2024)

Yorum:

Sayıca az ve çağrışımları itibariyle kapsamlı olan bu ifadeler, İran partisinin savaşçıları ile işgal ordusu arasında Lübnan-Filistin sınırının her iki tarafında devam eden askeri operasyonlar hakkındaki konuşmaya ayrıldığı varsayılan bir konuşma olması kapsamında siyasi analistlerin ve gözlemcilerin dikkatini çekti.

Lübnan Dışişleri Bakanı iki gün önce şunları açıkladı: “1701 sayılı kararı bütünüyle uygulamaya hazır olduğumuzu, yani “İsrail’in” tüm Lübnan topraklarından çekilmesi anlamına gelen 1949 ateşkes hattına geri dönülmesi gerektiğini herkese bildirdik.” Ayrıca “ABD'nin durumu takip etmesi için Amos Hochstein’ı görevlendirdiğini, olumlu sonuçları olması durumunda daha sonra Lübnan’ı ziyaret edeceğini” belirtti.

Amos Hochstein adlı bu kişinin hem Aksa Tufanı öncesinde hem de üç aydan fazla süre önce çıkan Gazze Savaşı sırasında Lübnan’ı birkaç kez ziyaret ettiği bilinmektedir. Dikkat çekici olan ise, bu Amerikan elçisinin Aksa Tufanı operasyonundan ve savaşın patlak vermesinden önce şu açıklamayı yapmasıdır: “Halen resmen savaş halinde olan iki ülke arasındaki deniz anlaşmasını denetledikten sonra, Lübnan ile “İsrail” arasındaki kara sınırlarını çizmenin zamanı gelmiştir.” (AFP, 31/8/2023)

Bu haber ve açıklamalar birbirine bağlandığında, bizim daha önce, ABD’nin gerek Gazze’de gerekse işgal altındaki diğer bölgelerde devam eden savaşa, Gazze Savaşı’ndan önce bölge için hazırladığı vizyonunu gerçekleştirmeye yatırım yapma perspektifinden baktığı şeklinde söylediklerimizi teyit etmektedir. Lübnan ile işgal altındaki topraklar arasındaki kara sınırlarının çizilmesine yönelik çaba, -tıpkı aralarındaki deniz sınırlarının çizilmesinin de bizzat Hochstein’ın üstlendiği arabuluculuklardan önce ve sonra gerçekleştiği gibi- işgalci varlık ile Lübnan devleti arasındaki savaş durumunun sona erdirilmesi bağlamında gerçekleşmektedir. Dolayısıyla Lübnan Devleti ile işgalci varlık arasındaki (önceden deniz, daha sonra kara) sınırlarının çizilmesinin, Filistin toprakları üzerinde iddia edilen devletin zımni olarak tanınması anlamına geldiği bir sır değildir.

Ayrıca Nasrallah’ın bu açıklaması, İran ve Lübnan’daki partisinin uluslararası olarak tanınmış sınırları aşmadığını, Lübnan ve Filistin arasındaki sahaların birliği hakkındaki konuşmanın siyasi manevralar, müzakereler ve anlaşmalarla işgal altındaki toraklardaki direnişin propagandasından ve ticaretinden öteye geçmediğini teyit etmektedir. Adamın “Lübnan topraklarından geriye kalanların özgürleştirilmesi için tarihi bir fırsattan” bahsettiği konuşması, -ki bu topraklar, en önemlileri Şeba Çiftlikleri, Kefr Şuba Tepeleri ve Ghajar köyünün topraklarının bir kısmı olmak üzere küçük noktalardan oluşan bir gruptan ibarettir- İşgalci varlığın Lübnan topraklarına saldırısı sırasında 2006 yılında çıkarılan ve Lübnan ile Yahudi varlığı arasındaki fiili savaş durumuna son vermek için İran partisinin savaşçılarının Litani Nehri’nin ötesine geri çekilmesine dayanan 1701 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin konuşmayla bağlantılı olarak gelmiştir.

Böylece İran partisinin Güney Lübnan’da yürüttüğü ve Netanyahu hükümetinin Gazze’ye yönelik savaşının sona ermesiyle sona erecek olan askeri operasyonlarının, çok tehlikeli bir görev üstlendiği ortaya çıkmaktadır; dikkat edin bu, işgal altındaki toprakların kuzeyindeki yerleşimcileri endişelendiren tehdidi sona erdirmek amacıyla Lübnan’ın düşmana geniş bir alan bıraktığı deniz sınırının çizilmesinden sonra kara sınırlarının çizilmesi projesine, dahası Lübnan ile işgalci varlık arasındaki savaş durumunun sona erdirilmesine geçilmesidir. Ayrıca bu geçici operasyonların görevi, Amerika’nın Gazze’deki savaşı sona erdirme kararı gelene kadar Netanyahu hükümeti üzerindeki askeri ve güvenlik baskısını sürdürmektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Kasas

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER