- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İngiltere, İslam’a ve Müslümanlara Yönelik Nefretinden Dolayı
Ellerinde Kanlarımızın Damlamasını ve Yaptıkları Vahşeti Terör Olarak Görmezken
Sırf Gazze’ye Yardım Çağrısı Yaptığımız İçin Bizi Terörist Olarak Damgaladı!!
Haber:
İngiliz Parlamentosu, İslami siyasi bir grup olan Hizb-ut Tahrir’i terör örgütü olarak sınıflandırma planlarını onayladı. Bu adım grubun, özellikle “İsrail” ile Hamas arasındaki çatışma sırasında Filistin yanlısı yürüyüşlerin yanı sıra Londra’da yürüyüşlerin düzenlenmesine katılım sağlamasının ardından geldi.Hem Avam Kamarası hem de Lordlar Kamarası bu planlara destek vererek yasağın bir an önce yürürlüğe girmesinin önünü açtılar.Yarından itibaren Hizb-ut Tahrir’e üye olmak, Hizb-ut Tahrir’e destek çağrısı yapmak veya sembollerini halka açık yerlerde sergilemek ceza gerektiren bir suç sayılacak. (Sada el-Balad)
Yorum:
Tüm renkleri, mezhepleri ve kökenleriyle Batı, dünyadan özellikle de Müslümanlardan sürekli olarak gizlemeye hırs gösterdiği azı dişlerini göstermeye devam ediyor; zira özgürlük, insan hakları, özgür dünya, çoğulcu particilik ve demokrasiye dair tüm sloganlar ışık hızıyla buharlaşıp gitmiştir; hatta bunların kaynayan bir ateş kabının üzerine düşen su damlaları gibi hızla uçup gitmeleri bunların bir vehim ve seraptan başka bir şey olmadığını veya bunların Batı’nın dünyayı sömürgeleştirmek ve kendi çatısı altındaki halkının kanını emmek için mırıldanıp durduğu ancak uygulanıp benimsenen yalanlar olduğunu kanıtlamıştır.
Yaslı Gazze’deki acımasız savaş, Yahudi varlığının Gazze’deki Müslümanları, masumları, çocukları, kadınları ve canlıları öldürmeye, yok etmeye ve ezmeye devam etmesi için askeri, siyasi, maddi ve manevi destek sağlama konusunda hemfikir oldukları bir dönemde Batı’nın kendisini örtebileceği hiçbir incir yaprağı bırakmamıştır; zira İslam ümmetinin merkezinde ve İslam dünyasının derinliklerinde ileri askeri üslerini (Yahudi varlığını) korumak için, bu vahşeti ve bu desteği kendileri için meşru gösterdiler. Nitekim onların ortak dinleri, kültürleri, ırkları, dilleri olmamasına ve bu destek için bahane olarak gösterebilecekleri hiçbir şey bulunmamasına rağmen sanki bizler aynı dinden, aynı ırktan, aynı kültürdeniz ve aynı dili konuşuyoruz diyorlar ya da ez azından adalet, insanlık ve haklar dilini bahane olarak gösteriyorlar. Bununla birlikte Yahudilere, yaş kuru ne varsa yakan patlayıcılar, füzeler ve bombalar temin etmek için hava köprülerini kullandılar ve bizzat İngiltere başbakanı, askeri nakliye uçağına yüklediği füzelerin ve patlayıcıların arasından çıktı; onlar için bunların hepsi normal olup endişelenecek bir şey yoktur ve masum insanları, çocukları ve kadınları öldürüp okulları, hastaneleri ve camileri yıkarak terörün ve vahşetin zirvesinde yer almasına rağmen bunu terörizm veya vahşet olarak da görmezler.
Öte yandan bu Haçlılar, bir Müslümanın kardeşine yardım etmesini, din, dil, ırk ve kültür bakımından kendisiyle bir araya geldiği kişiye desteğini ifade etmesini veya onu kendisine yardım etmeye davet etmesini, sadece dille, fikirle ve tartışmayla yapılan bir davet olsa bilepartinin yasaklanmasını ve terör örgütü sayılmasını gerektiren bir terör eylemi olarak kabul ediyorlar!! Ne acayip bir şey değil mi! Zira mazlum ve ezilmiş birini savunan biri terörist sayılıyor ama suçluya bomba ve silah sağlayan kişi ise barış güvercini sayılıyor!!
Bunlar, İslam ümmeti için uzayıp giden zayıf yıllardır; değerleri, ilkeleri ve insanlığı olmayan, hakkı batıla ve batılı hakka karıştıran ve imajını, halkını ve dünyayı umursamadan azı dişlerini gösteren suçlu Batı, üvey çocukları Yahudi varlığının, İslam ümmetiyle yüzleşmesini ve Allah’ın izniyle yakında gelecek olan belirleyici karşılaşmasını çabuklaştırıyorlar. Zira Allah batılı, zulmü ve sömürgeciliği ortadan kaldıracak, hakkı ikame edecek ve İslam’a ve Müslümanlara zafer verecektir; böylece Müslümanlar, dünyanın efendisi ve liderleri olup adalete, saadete ve huzura geri döneceklerdir. Dolayısıyla İngiltere, Amerika ve tüm Batı, ümmetin kalkınmasını ve eski konumuna geri dönmesini engellemek için ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir faydası olmayacaktır; zira Allah’ın yardımı gelecek ve yeryüzündeki hiçbir güç onun hükmünü geri çeviremeyecektir. Biz ve onlar yarın karşı karşıya geleceğiz ve işte o zaman, وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ “Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” [Şuara 227]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Bahir Salih - Mübarek Toprak (Filistin)