Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hain Yöneticiler Kamuoyu Önünde Timsah Gözyaşları Dökerken Siyonist Varlık ile İşbirliklerini Sürdürüyorlar!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Hain Yöneticiler Kamuoyu Önünde Timsah Gözyaşları Dökerken Siyonist Varlık ile İşbirliklerini Sürdürüyorlar!

Haber:

Aralık ayında bir önceki aya göre “İsrail’e” olan ihracat yüzde 34,5 artarak 429 milyon dolara çıktı. Ocak ayında yüzde 18,5 düşen ihracat şubat ayında yeniden yüzde 20,7 artarak 422,2 milyon dolara ulaştı. 2023’te Türkiye İsrail’e 5,43 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleşti. Diğer yandan, “İsrail” Tarım Bakanlığı’nın kayıtlarına göre Türkiye, Ürdün ile birlikte 7 Ekim’den bu yana “İsrail’e” en çok sebze ve meyve gönderen ilk iki ülke oldu. (03.03.2024 Karar)

Yorum:

İslam beldelerindeki hain ve işbirlikçi yöneticiler, kamuoyu önünde timsah gözyaşları dökerken, diğer taraftan Siyonist varlığa hayat öpücüğü vermeye ve yaşam dinamikleri sağlamaya devam etmektedirler. Türkiye ve Ürdün, Siyonist katil ve kasap varlığı hayatta tutmak, bekasını sağlamak için gemileriyle, uçaklarıyla gıda ve yiyecek yollarken, Mısır da canavar Yahudi varlığını içine düştüğü çıkmaz ve cendereden kurtarmak, Ramazan gibi, Müslümanların duygularının zirvede olduğu bir zamanda olası Müslüman kıyamını önlemek için Yahudi varlığı ile Hamas arasında ateşkese varılması amacıyla canhıraş çabalamaktadır. Bu da İslam beldelerindeki kukla yöneticilerin, Gazze ve Filistin’deki Müslüman katliamına döktükleri gözyaşlarının, düzenledikleri miting ve gösterilerin tamamen yalan ve kamuoyunu aldatmaya yönelik olduğunu göstermektedir.

Kendilerince sarf ettikleri güya “çabalar” Müslümanlara verdikleri değerlerden veya Müslümanları önemsediklerinden dolayı değil, bu felaketin kendi koltuk ve tahtlarını yerle yeksan etmesi, rejim ve sistemlerinin Gazze felaketinin enkazı altında kalması endişelerinden kaynaklanmaktadır. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın “Tüm dünya Gazze’deki vahşetin bölgenin çok ötesinde yansımaları olan küresel bir felakete dönüşmek üzere olduğunun farkına varmalı” şeklinde yaptığı uyarılar bunun en iyi kanıtıdır.

Eğer “Allah katında dünyanın yok olması, mümin bir kimsenin öldürülmesinden daha iyidir.” hadisini kendilerine düstur ve şiar edinmiş olsalardı, Müslüman kasabı ve katili Siyonist varlığa gıda, su, sebze sağlamaktan ziyade ordularını seferber ederler, Yahudi varlığını 2. Ayn Calut’ta yedi kat yerin altına gömerlerdi. Zayıf akılları nedeniyle bunun olanaksız olduğunu ileri sürerlerse en azından Yahudi varlığı ile diplomatik ve ticari tüm ilişkilerini kesmeleri gerekirdi. Ama görüyoruz ki kesmek şöyle dursun Yahudi varlığı ile ticaretlerini ya artırmışlar ya da muhafaza etmişlerdir. AKP belediyeleri üzerinden ümmete Yahudi varlığı mallarına ambargo uygulanması çağrısında bulunan Erdoğan’ın, ümmeti katleden Siyonist varlığa yaşam dinamikleri ve abı hayat sağlaması, genelde Müslümanlara özelde Filistin halkına karşı ihanetinin boyutunu ortaya koymaktadır. Katile su ve gıda sağlayarak, mensubu olduğunu iddia ettiği dinin insanlarının katledilmesine yardımcı olmak, efendisi Amerika’nın çıkarları için ve Yahudi varlığını bekasını korumak için dünyası uğruna dinini ve ümmetini sattığını, tamamen ABD’nin esaretinde ve kiralık kuklası olduğunu göstermektedir.

KAAN, AKINCI, SİHA, BAYRAKTAR, TCG ANADOLU, ALTAY ve diğer savunma ve güvenlik silahları, sadece seçim propagandası ve halkın ziyaret etmesi için mi üretiliyorlar?

Ey Erdoğan! Övündüğünüz bu silahlar ne için var? Cebinizi doldurmak ya da iktidarınızı korumak için mi varlar?

Bugünkü durumlarıyla Erdoğan ve İslam dünyasındaki diğer yöneticiler ABD ve İngiliz ajanı oldukları için Filistin başta olmak üzere işgal altındaki İslam topraklarını kurtaramazlar. Müslümanların acılarına çare, dertlerine deva olamazlar. Günümüzün Tatarları ve Haçlıları olan Yahudi varlığına Erdoğan, Sisi, kral Abdullah gibi irade yoksunu ve ipleri başkalarının elinde olan yöneticiler ve komutanlar değil, Selahaddin, Baybars ve Kutuz gibi komutanlar ve yöneticiler lazım. Böyle komutanların ise Batı ürünü laik sistemlerde yetişmeleri mümkün değil. Hilafetin yıkıldığından beri yüzyıllık zaman zarfında böylesi bir tane bile komutanın yetişmemesi bunun en bariz kanıtıdır. Onun için böylesi komutanlar ve liderler ancak Raşidi Hilafette yetişebilir. Yahudi varlığının varlığı Hilafetin yokluğuyla, yokluğu da Hilafetin varlığıyla ilintilidir. Dolayısıyla Hilafet kurulduğunda Yahudi varlığı yok olacaktır. Bu yüzden Müslümanlar, Müslüman ordularının da duygusal atmosfer yaşadıkları Ramazan’a yaklaştığımız bu günlerde Raşidi Hilafeti kurmak için ordulardan nusret talep etmelidirler.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER