- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Ey İslam Ümmetinin Orduları! Bedir Ruhunu Canlandırın Ve Gazze’ye Yardım Etmek İçin Seferber Olun!
Haber:
Middle East Eye sitesi 14 Mart 2024’te şunu ifade etti: “Çeşitli medya kuruluşlarının bildirdiğine göre Perşembe akşamı, Yahudi varlığına ait uçakların açtığı ateş sonucu Gazze’nin kuzeyinde yardım beklerken onlarca Filistinli hayatını kaybetti ve yaralandı. Bir el-Cezire muhabiri yaklaşık elli Filistinlinin öldürüldüğünü ifade etti. Ayrıca birçok medya kuruluşu da onlarca kişinin yaralandığını bildirdi.”
Yorum:
Son vahşi katliam, Filistinli Müslümanlara Yahudi varlığının Mescid-i Aksa’ya uyguladığı katı kısıtlamaları kırma çağrılarının ortasında gerçekleşti. Abdullah İbn Ömer’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Kâbe’yi tavaf ederken gördüm, şöyle diyordu: مَا أَطْيَبَكِ وَأَطْيَبَ رِيحَكِ مَا أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ حُرْمَةً مِنْكِ مَالِهِ وَدَمِهِ وَأَنْ نَظُنَّ بِهِ إِلَّا خَيْراً“Sen ne güzelsin, kokun da ne hoştur. Sen ne kadar büyüksün, hürmetin de çok büyüktür. Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin olsun ki, müminin hürmet ve kıymeti senin hürmetinden daha büyüktür. Allah onun malını, kanını haram kılmış ve bize mümin hakkında ancak hayır düşünmemizi emretmiştir.” [Sünen-i İbn Mace]
Böylece bizler, Müslümanların kanlarının kutsallığının Kâbe’nin kutsallığından daha yüksek bir seviye çıkarılmasından dolayı Müslümanların kanlarının ne kadar kıymetli olduğunu idrak ediyoruz. O halde Müslümanın kanı heder edilemez, edilmesine sessiz kalınamaz ve ordularımızın kışlalarında kalma hakları da yoktur. Bu yüzden Filistin’deki Müslümanları tek başına işgal güçlerine karşı koymaya çağırmanın, tüm ümmeti ve onun milyonlarca askerini de aynı şeyi yapmaya çağırmadıkça bir anlamı yoktur.
Ey ümmetin orduları! Dünya izlerken ve haksız eylemsizliğiniz kaydedilirken, Filistinli kardeşlerimizden, bacılarımızdan ve çocuklarımızdan daha kaç tanesinin kaybolmasını bekliyorsunuz? Oysa Filistin’deki her bir şehidin kutsallığı Kâbe’nin kutsallığından daha büyüktür. Bu yüzden sanki Kâbe on binlerce kez yıkılmış gibidir. Şimdi ise Bedir Savaşı, Mekke’nin fethi, Kudüs’ün fethi ve Ayn Calut gibi zaferler ayı olan Ramazan ayında neredeyse yok ediliyor.
Şüphesiz herhangi bir eylem için çağrıda bulunmak, İslam şeriatına dayanması gerekir. Filistin işgal edilmiş İslami bir topraktır; bu yüzden ümmetin, onun gücü yeten evlatlarının görevi, yani sizin göreviniz ey ordular, işgali ortadan kaldırmaktır. Haydi o zaman İslam’ın belirlemiş olduğu en efdal yola ve metoda bakın; zira başka bir yok yoktur; dolayısıyla vacip olan, ordularla savaşmak ve sivillerin güvenliğini sağlamak için Müslüman orduların gönderilmesidir. Nitekim Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Bedir’de savaşmak için orduya liderlik etmiştir. Ahzab Savaşı gerçekleştiğinde öncelikli olarak kadınlar ve çocuklar güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla ordular ordularla savaşıyordu. Devlet başkanı ve ordu komutanı Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise savaşa liderlik ediyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, gerçek bir savaş için bir rol model olup onun sünneti, uymanız gereken bir vahiydir ve her kim O’nun sünnetini terk ederse kaybetmiştir.
Ey Müslümanlar! Müslüman orduların seferber olması dünyanın dört bir tarafındaki Müslüman arasında yankılanıyor ama Allah’ın gazabından korkmak, ordu içerisindeki evlatlarımızın, kışlalarını terk etmeleri ve Müslümanların başındaki meşru olmayan yöneticilere isyan etmeleri için yeterli gelmiyor! Bu yüzden mübarek Ramazan ayında, muhlis Müslüman askerleri, hakkın yanında durmaya ve harekete geçmeye davet ediyoruz. Ordu içerisindeki tanıdıklarınızdan hiç kimseyi bırakmayın ve subayları ve askerleri görevlerini yapmaya davet edin. Nitekim İslam tarihi, İslami vaciplerini yerine getirmek amacıyla ümmeti savunmak ve korumak için harekete geçen kahramanlarımızın örnekleriyle doludur. Örneğin Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud Savaşı’nda, aralarında Nuseybe Binti Ka’b Radıyallahu Anha adında bir kadının da bulunduğu bir grup cesur Müslüman tarafından korunmuştur. O zaman şayet kadınların durumu böyleyse erkeklerimiz nasıldı acaba?!
Bu imanın ve cesaretin bir an önce sergilendiğini görmek için Allah’a dua ediyoruz. Müslüman orduların, kardeşlerimizden, bacılarımızdan ve onların evlatlarından geriye kalanları kurtarmak için harekete geçmeleri gerekir. Ayrıca onların, yollarına çıkar her yöneticiyi ortadan kaldırmaları gerekir. Yine onların, Raşidi Hilafeti kurmak için nusret vermeleri ve Allah Celle Celaluhu’ya itaat edecek ve bir kez daha yeryüzünde Allah’ın dinini ikame edecek muhlis şerî bir yöneticiye sahip olmamızı sağlamaları gerekir. Zira böyle bir yönetici, Müslümanların kalkanıdır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Fatıma İkbal