- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Mısır’ın Vacibi, Gâsıp Varlıktan Talepte Bulunmak Değil
Aksine Mübarek Topraklardaki Halkımıza Yardım Etmek ve Tüm Filistin'i Kurtarmak İçin Ordusunu Harekete Geçirmektir
Haber:
El-Yevm7 17/3/2024 Cumartesi günü Mısır Dışişleri Bakanlığı Resmi Sözcüsü Büyükelçi Ahmed Ebu Zeyd’in, Mısır’ın Refah sınır Kapısı ve havadan yardım yoluyla Gazze’ye acil ihtiyaç duyulan yardımın erişimini artırmak için her türlü çabayı göstermeye devam ettiğini vurguladığını, Yahudi varlığından yardımların kara geçişleri yoluyla giriş sürecine getirdiği engelleri ve kısıtlamaları kaldırmasını talep ettiğini ve Gazze’deki insani durumun kötüleşmesini önlemek amacıyla daha fazla yardım sağlamak üzere geri kalan geçiş noktalarını işletmesi yönünde çağrıda bulunduğunu aktardı; ayrıca Büyükelçi Ahmed, Mısır’ın Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin acılarını hafifletmeyi amaçlayan her türlü çabayı takdir ettiğini ve memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bu yardımın deniz koridoru yoluyla ulaşmasını kolaylaştırmaya katkıda bulunan tüm uluslararası ve bölgesel taraflara teşekkür etti.
Yorum:
Mısır rejiminin yaptıkları, gözlere kum serpme aşamasının ötesine geçmiş olup artık giymiş olduğu ihanet elbisesinden bile hiç utanmıyor. Nitekim Mısır rejiminin, Gazze halkını kuşatma altına aldığı, Yahudi varlığının onları aç bırakmasına ve soğukkanlılıkla öldürmesine ortak olup destek verdiği, onun bu konuda durumunun Yahudileri para ve silahla destekleyen ve durmaksızın devam eden bu destekten dolayı öldürülen siviller için de ağıtlar yakan uluslararası toplum gibi olduğu hiç kimse için bir sır değildir.
Şayet Mısır kendisi karar vermeye ve egemenliğine sahip olsaydı, Refah kapısında duran tır konvoyları üst üste yığılıp Yahudi varlığından izin beklemez ve Gazze halkı açlıktan ölmezdi; bu yüzden rejimin Gazze konusundaki tutumu, Yahudi varlığının karşısında bir utanç ve aşağılanmanın boyutunu ifade ediyor.
Şayet Mısır kendisi karar vermeye sahip olsaydı, onun muhlis askerleri “Biz Gazze’ye yardım etmezsek Allah da bize yardım etmez” diye haykırırlar, “Vallahi kendi halkımıza ve kendimize yapılmasını engellediğimiz şeyleri Gazze halkına da yapılmasına da engel olacağız” diye Allah’a yemin ederler ve Vallahi gece gündüz yardım isteyen, yiğitlerine ve içlerinde İslam’ın izzetini taşıyanlara haykıran “Filistin’in özgür kadınlarına yardım etmedikçe asla bir yudum su içmeyeceğiz” diye Allah’a yemin ederlerdi.
Kenane, Haçlıları yenilgiye uğratan, Mescid-i Aksa'yı özgürleştiren, Tatarları mağlup eden, onların güçlerini kıran ve onlara tufanlarının dindiği sinyalini veren bu ümmetin kalkanaydı; peki Kenane, bu ümmetin dini, akidesi ve kutsalları için kalkan olduğu o günlerine ne zaman geri dönecek? Salah’ın ve Kutuz’un kükrediğini ne zaman göreceğiz? Sadece Allah’tan korkan adamların, ümmetlerinin kutsallarının çiğnendiğine ve kanlarının akıtıldığına öfkelenip kükrediklerini ne zaman göreceğiz? İçinizde aklı başında bir adam yok mu Allah aşkına?!
Filistin toprakları tüm ümmetin mülkü, tüm ümmetin davası ve ilgi odağıdır; dolayısıyla onu özgürleştirmek, özellikle onu çevreleyen ülkeler, başta da Mısır ve ordusu olmak üzere bütün ümmetin üzerine vaciptir. Ayrıca Filistin’i tamamen Yahudilerin pisliğinden kurtarmak, mustazaf halkına yardım etmek ve onları Yahudilerin suçlarından korumak, Kenane ordusunun üzerine vacip olup bu olmadan sorumluluktan kurtulamayacaklar, Allah Azze ve Celle’nin huzurunda sorguya çekilecekler ve mübarek topraklardaki halkımızın öldürülmesinde Yahudilere ortaklık ederek Allah ve Rasulü’ne düşmanlık eden bir rejimden gelmeyecek bir emri beklemek onları kurtaramayacaktır.
Halk ve ordu olarak Kenane halkının görevi, sadece geçitlerin açılması değildir; aksine tüm sınırların derhal kaldırılması, Gazze’deki halkımıza her türlü destek ve yardımın yapılması, gâsıp varlıkla daha önce yapılan tüm anlaşmaların iptal edilmesi, Tüm Filistin’i kurtarmak ve Mescid-i Aksa’yı ve İslam’ın kutsallarını Yahudilerin pisliklerinden arındırmak için tüm mekanizmaları ve enerjileriyle orduların harekete geçmesi, kendileriyle hain, aşağılık ve utanç verici bu rejimler arasında engel olan her şeyin ortadan kaldırılmasıdır; şu anda bundan daha gerekli bir şey olmadığı gibi Gazze halkının bunun dışında bir kurtuluşu da yoktur.
Ey Kenane ordusu içindeki muhlisler: Bizler aranızda Allah yolunda cihad ve şehadet özlemi çeken, dahası Gazze’deki halkımızın başına gelenlerden dolayı öfkeyle yanıp tutuşan pek çok samimi kişi bulunduğunu kesin olarak biliyoruz; yine bizler, onları destekleme yönündeki kesin ve karşı konulamaz arzunuzu ve bunu yapmanızı engelleyen şeyin ise rejimin olduğunu da biliyoruz; Mısır’ın akrobatik hava indirme eylemleri ve yardımların girişlerini kolaylaştırma talebi ise, meselenin zor ve imkansız olduğu, uluslararası toplum dışında buna yer olmadığı, kendi imkanları dahilinde yapması gerekeni yaptığı ve bundan daha fazlasını yapamayacağı şeklinde sizleri aldatmaktan başka bir şey değildir.
Bizler diyoruz ki; evet, bu, kolay bir şekilde ajanlık yapan ve kendi pisliğinde debelenen bir rejimin yapabileceği bir şeydir; yoksa denklemi değiştirmeye ve kendilerine utanç elbisesi giydiren ve ellerini kelepçeleyen ajan rejimi kökünden söküp atarak durumu Batı’nın ve onun hain ajanlarının aleyhine çevirmeye muktedir olan muhlislerin yapabileceği bir şey değildir.
Allah için onu ilan edin ve bu rejimi kaldırıp atın; Allah için Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni ilan edin ki aranızda İslam’ı tatbik etsin, ülkenizi birleştirsin ve mübarek topraklardaki halkımıza yardım etmek, Filistin’i ve gasp edilmiş tüm İslam topraklarını kurtarmak için ordularınızı seferber etsin.
O halde acele edin; zira bu sizin vacibinizdir, umulur ki Allah bunu sizin ellerinizle yazar. Şunu biliniz ki sizinle Mescid-i Aksa’nın özgürleştirilmesi arasında, Rabbinizin sizden razı olacağı, Mısır halkının ve bütün ümmetin adaletiyle nimetleneceği bu devletin kurulması vardır; bu devlet ise Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir. Allah’ım onu bir an önce nasip et, Mısır’ı onun askerleri ve ensarları yap; Allahumme Amin.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır