- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Amerika, Muhlis Müslümanların Cansız Cesetler Olmasını ve Hayatta Kalanların da “Ahraz” Olmasını İstiyor!
Haber:
Tümgeneral Fayez Duveyri aniden el-Cezire kanalından kayboldu ve dünya çapındaki milyonlarca kişi şunu soruyor: Fayez Duveyri nereye gitti? Nitekim buna, Duveyri’nin felç geçirdiğine ve Duveyri’nin, Gazze’deki savaş nedeniyle Washington’un Doha’ya kendisini susturmak ve el-Cezire kanalından gizlemesi için uyguladığı baskıdan bahsettiği ses kayıtlarını sızdırdığına dair bilgiler eşlik etmiştir! (Spotshot, 19/03/2024)
Yorum:
“Spotshot”ın ortaya çıkardığı ve Tümgeneral Fayez Duveyri’nin dile getirdiği sızıntılar, Amerika Birleşik Devletleri‘nin, özellikle de ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken‘in onu (Duveyri) susturmak için kendisine uyguladığı baskıyı ortaya koymaktadır. Bu, Duveyri’nin ortaya çıkan ve Yahudilerle yüz yüze çatışmasının ardından şehit olan Muhanned Rızık Cemil için “Analiz Et Ey Duveyri” şeklindeki söylemin ardından meşhur olan analizlerinden aylar sonra geldi.
Amerika’nın bu çabası, Yahudilerle mücadeleyi destekleyen her sesi susturmak ve Müslümanları yaşadıkları koşulları değiştirebilecekleri, yani İslam ümmetini bir asırdır zincirleyen ve dünyanın doğusunda ve batısında birbirine destek olmaktan alıkoyan Sykes ve Picot zincirlerini kırabilme gücü konusunda ümitsizliğe düşürmek ve Müslümanların taleplerini İslami hayatlarını yeniden başlatmak için çalışmaktan sadece “yaşamaya” dönüştürmeye çalışmanın yanı sıra Gazze halkına yardım etmek, Yahudi varlığını yok etmek ve ortadan kaldırmak için çalışmaktan Batılı yöneticilerin ve onlarla birlikte hain Arap ve Müslüman yöneticilerin, Ürdün yöneticileri de dahil olmak üzere “Rambo filmlerine” benzeyen oyunlarıyla havadan uçaklar aracılığıyla atılmasına izin verdikleri yiyeceklerin “kırıntılarını” kabul etmeye dönüştürmeye çalışmak çerçevesinde gerçekleşmektedir; Batı’nın ve onun bekçi yöneticilerinin, Müslümanları Gazze’deki kardeşlerinin Allah’ın yeryüzündeki en korkak yaratığı tarafından öldürüldüğünü görmeye zorlama ve bunu sonsuz bir kader haline getirme ve akidenin, şeriatın ve İslam ümmetinin koruyucusu olmak yerine ajan tahtlarının koruyucusu olarak kalmaya hırs gösteren ajan yöneticilerin ellerinden kaçmalarını engelleme çabalarından bahsetmiyorum bile. Evet, kafir Batı ve onun ajanları, İslam ümmetini daha fazla aşağılamak ve köleleştirmek ve aynı şekilde Batı halklarını da kapitalist sistemin altında köleleştirmek için Sykes-Picot-Ulusal Birlik denkleminin egemen olarak kalmaya devam etmesini hayal ediyor; ancak kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.Saatlerin akrepleri 7 Ekim 2023 öncesine geri dönmeyecektir; nitekim küçük bir grubun Yahudi ordusuna zarar vermek için yaptıkları Allah Azze ve Celle’nin şu kavlinin doğruluğunu ortaya koymaktadır: لَا يُقَاتِلُونَكُمْ جَمِيعاً إِلَّا فِي قُرًى مُّحَصَّنَةٍ أَوْ مِن وَرَاءِ جُدُرٍ بَأْسُهُم بَيْنَهُمْ شَدِيدٌ تَحْسَبُهُمْ جَمِيعاً وَقُلُوبُهُمْ شَتَّى ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَعْقِلُونَ * كَمَثَلِ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ قَرِيباً ذَاقُوا وَبَالَ أَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ * كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ إِذْ قَالَ لِلْإِنسَانِ اكْفُرْ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ إِنِّي بَرِيءٌ مِّنكَ إِنِّي أَخَافُ اللهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ“Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.Kendilerinden az öncekilerin durumu gibi: Onlar yaptıklarının cezasını tatmışlardı ve onları elem veren bir azap beklemektedir.Tıpkı şeytanın durumu gibi: Hani o insana “İnkâr et” der; o inkâr edince de, “Bilesin ki benim seninle ilgim yok, ben âlemlerin rabbi olan Allah’tan korkarım” der.” [Haşr 14-15-16]
Evet, bu insanların korkaklıkları, şeytan gibi yalan söyleme becerileri ve Yahudilerin "kurban oyunu" oynamaları, kişiyi yalan söylemenin dehşetinden mide bulantısına ve kusmaya sevk edecek derecede ortaya çıkmıştır.هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي تَعَالَ فَاقْتُلْهُ “Şu arkamdaki bir Yahudi’dir! Gel de onu öldür!” sözü gerçekleşinceye, Müslümanlar Mescid-i Aksa'da namaz kılıncaya, mübarek toprakların tamamı Yahudilerin pisliklerinden temizleninceye ve aynı şekilde Müslümanların başkentleri de Amerika, İngiltere ve Yahudilerin bekçileri olan ajan yöneticilerinden ve onların kokuşmuş anayasalarından temizleninceye kadar Müslümanlar, Yahudilerin boyunlarının etrafında dolanmaya devam edeceklerdir. Bütün bunlar, tüm dünyada olmasa da Müslüman ülkelerin, Tanca’dan Cakarta’ya kadar tek bir İslam Devleti’nin altında Allah’ın şeriatıyla yönetecek tek bir birim haline geri dönmesine yol açacaktır. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يُرِيدُونَ أَن يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلَّا أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ * هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَه بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır. O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasulü’nü hidayet ve hak din ile gönderendir.” [Tevbe 32-33]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nizar Cemal