- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Hamaney: Fırlatılan Füzelerin Sayısı İkincil Bir Konu, Asıl Önemli Olanın Silahlı Kuvvetlerimizin Gücünü Uluslararası Alanda Kanıtlamaktır!
Haber:
İran İslam Cumhuriyeti Dini Lideri Ali Hamaney Pazar günü yaptığı açıklamada, “İsrail’e” atılan füzelerin sayısının ikincil bir konu olduğunu, asıl önemli olanın İran Silahlı Kuvvetlerinin gücünün uluslararası alanda kanıtlanması olduğunu söyledi. Hamaney, askeri liderlerle yaptığı görüşmede şunları ekledi: “Allah’ın fazlı sayesinde Silahlı Kuvvetler, yeteneklerinin ve otoritelerinin güzel bir imajını sergiledi; aynı zamanda İran halkının onurlu bir imajını da ortaya koydu ve İran halkının iradesinin uluslararası sahnede ortaya çıktığını gösterdi.” (RT Arabic, 21/04/2024)
Yorum:
Gururu ve kıskançlığı olmayan yöneticiler ve yöneticilerin yandaşlarıyla imtihana tabi tutulduk; zira onlar, ne halklarının ne de İslam ümmetinin sadık koruyucuları değillerdir; aksine onların özellikleri yalan söylemek, aldatmak ve halklarına karşı kötü bir şekilde tuzak kurmaktır; oysa her kim onların sakallarını görse hoşuna gider ve onların çok muttaki olduklarını zanneder! Oysa en ufak siyasi bir bilince sahip olan bir kişi bu sakalın, aldatmayı, ikiyüzlülüğü ve yalanı gizlemek için olduğu hakikatini idrak eder. Nitekim onlar, Yahudi varlığını işgal altındaki Filistin hava sahasına ulaşamadan %99’u düşürülen insansız hava araçlarıyla vurdular ve Amerikalı bir yetkilinin belirttiği gibi Yahudilere atılan füzeler patlayıcı bile içermiyordu; bu da İran yöneticilerinin hakikatini ve onların da Sisi, II. Abdullah, Beşar Esad ve Muhammed bin Selman sınıfından olduklarını ve Yahudi varlığını koruduklarını ve onları desteklediklerini göstermektedir... Dolayısıyla bu yöneticiler Yahudi varlığını umursuyorlar ama sabah akşam binlercesi öldürülen Filistin halkını umursamıyorlar; bu varlığın korunmasını umursuyorlar ama Mescid-i Aksa’yı umursamıyorlar; normalleşmeyi ve Yahudi varlığına doğru koşuşturmayı umursuyorlar ama Gazze’de açlıktan ölenleri umursamıyorlar.
İran devrimini İslam adına iktidara getiren İslam’ın ve Müslümanların düşmanı Amerika’dır ve İran’ın yöneticileri de 1980’lerin başından günümüze kadar Amerika’nın yörüngesinde dönmeye devam etmişlerdir. Nitekim Amerika, İran’ın askeri bir güç olmasını ve Ortadoğu’yu istikrarsızlaştıran bir korkuluk olmasını istiyor ve İran’ın yöneticileri de tepki verip vermeme konusunda Amerika’nın emirlerini bekliyorlar. Ayrıca Amerika, bölge ülkelerini savunma ve İran öcüsünden koruma bahanesiyle askeri üsler inşa ediyor. Aynı zamanda İran, bölge halklarına küfür noktasına varan zehirli fikirler ihraç etmekte ve bu fikirlere dayalı örgütler oluşturarak onları para ve silahla desteklemektedir. Dahası Amerikalı politikacıların itiraflarına göre İran’ın Irak’taki yardımı olmasaydı Amerika’nın orada varlığını pekiştirmesi mümkün olmazdı. Aynı zamanda İran, Hilafetin birincil düşmanı olup kendisinin ve Lübnan’daki partisinin Suriye’de yaptığı gibi Hilafet için çalışanlarla savaşmakta ve Müslümanları, Hilafet için çalışanları ve onları destekleyenleri öldürmektedir.
Ey İran halkı: İçinizde samimi olanlar var; o halde sizleri yöneten bu yalancı gruba inanmayın ve onların sakallarına aldanmayın ve İslam ümmetini bu şerir yöneticilerden kurtarmak için çalışın. İran ordusuna da şu sözü yöneltiyorum: Bu yalancılara itaat etmeyin, Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin, yeryüzünde Allah’ın hükmünü ikame etmek için çalışın, mazlum Müslümanlara yardım edin, Mescid-i Aksa’yı kurtaranlarla birlikte olun, Gazze’ye hakkıyla yardım edin, Yahudilerin saldırısına uğrayan İsfahan’ı savunun, Suriye’deki İran konsolosluğunda öldürülenleri savunun ve Müslümanların kanlarını savunun…Ey İran ordusu! Bizden önce öldürülenlerin intikamını alın ve Allah’ın huzurundaki sayfalarınızı beyazlatın ki kurtuluşa erenlerden olasınız.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Selim – Mübarek Toprak (Filistin)