Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mısır Rejimi, Gazze’deki Halkımıza Yönelik Kuşatmayı Kırma Şerefiyle Suçlanmayı Reddediyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Mısır Rejimi, Gazze’deki Halkımıza Yönelik Kuşatmayı Kırma Şerefiyle Suçlanmayı Reddediyor!

Haber:

Şarkul Avsat Gazetesi 22/04/2024 Pazartesi günü, Mısır Devlet Enformasyon Servisi (SIS) Başkanı Ziya Raşvan’ın, Mısır'ın kendi toprakları üzerinde tam egemenliğe sahip olduğunu ve Gazze veya “İsrail” ile olan kuzeydoğu sınırının tamamı üzerinde tam bir kontrole sahip olduğunu vurguladığını aktardı. Arap Dünyası Haber Ajansı'nın haberine göre Raşvan, resmi Mısır televizyonunda yayınlanan açıklamalarda 1.500’den fazla tünelin yıkıldığını ve Gazze Şeridi ile olan sınır duvarının güçlendirildiğini söyledi. Ve şöyle ekledi: “Mısır'ın son 10 yılda Sina’da güvenliği sağlamak ve Mısır’ın Refah ile Gazze Şeridi arasındaki sınırlarda güvenliği artırmak için gösterdiği çabaların boyutunu tüm dünya ülkeleri çok iyi biliyor.” Sözlerine şöyle devam etti: “Son dönemde Mısır topraklarından Gazze Şeridi’ne silah, patlayıcı ve mühimmat kaçakçılığı yapıldığına dair asılsız iddialara ve savlara tanık olunmaktadır.”

Yorum:

Boğazınıza kadar ihanetin içinde boğulduğunuzdan dolayı şeref iddiasında bulunulmasını ve hatta onunla suçlanmayı bile kabul etmiyorsunuz! Gazze’deki halkımızı kuşatan ve dulların, yetimlerin, yaslı ve aç çocukların çığlıklarını ve yardım taleplerini umursamadan Yahudileri onların üzerinde güçlü kılan Mısır rejiminin gerçeği işte budur; zira birçok yerde ve kayıtlı görüşmelerde Mısır ordusunun misyonunun Yahudi varlığını güvence altına almak olduğunu açıklaması, Gazze Şeridi ile olan sınır şeridinin boşaltılması, Gazze için can damarı olan tünellerin yıkılması, Gazze Şeridi’nin yerin üstüne ve derinliklerine kadar uzanan izolasyon duvarlarının yenilenmesi ve inşa edilmesi ve böylece yeni tünel yapmaya çalışanların engellenmesi gibi Mısır ordusunun on yılı aşkın bir süredir Sina’da yaptıklarını ve yapmakta olduklarını doğrulamaktadır; Sina’nın izole edilmiş bir bölge olduğundan ve buraya giren ve çıkan her şeyin sıkı gözetim ve denetim altında olduğundan bahsetmiyorum bile.

Bunlar Yahudilerin başına gelmiyor, aksine sadece Mısır halkının ve Gazze’deki kardeşlerimizin başına geliyor; dolayısıyla rejim, Yahudilerden korkmuyor, aksine kesinlikle kendi güvenliğinin Yahudilerin güvenliğinden kaynaklandığını biliyor; bu yüzden rejimin Yahudilerin cinsinden olup ümmetin cinsinden olmadığı gibi Mısır ve halkının cinsinden de değildir; bu nedenle Gazze halkını kuşatıyor ve onların öldürülmesine ortak oluyor.Yardımların girdirilmesi ya da bazı silahların ve diğer şeylerin aralıklarla girmesine izin verilmesi konusuna gelince; şüphesiz bu, Amerika’nın çıkarlarına hizmet eden özel amaçlara yönelik olup gâsıp varlığa direnmesi için mücahidlere güç vermek için değildir.Aksine rejim, Yahudilerin ihtiyaç duyduğu anda Gazze halkını boğuyor, onları her şeyden engelliyor ve onların başına musallat olmaları için Yahudilere tüm güç ve yetkileri veriyor. Geçtiğimiz aylarda gördüğümüz şey işte budur; zira Gazze halkını efendilere hizmet eden ve Yahudileri memnun eden şeyleri kabul etmeye zorlamıştır. Peki sınırlarını kontrol altında tuttuğunu iddia eden biri, kardeşlerine yardım götüren bir kamyonun bombalanmasını nasıl kabul edebilir?! Amerika ve Batı katillerini her türlü yardımla desteklerken onlara (Gazze halkına) yardım, silah ve ilacın engellenmesini nasıl kabul edebilir?! Aksine bizzat rejim, Gazze’de ve tüm mübarek topraklardaki halkımızı katleden Yahudileri destekliyor.

Mısır rejimi, cehalet içinde olan Arapların seviyesine bile ulaşmadı; zira Haşim oğullarını kuşatma ve boykot sayfası, şirkleri üzere oldukları halde Müşrikler tarafından parçalanmıştı; zira onlar, kendi dinlerinden olmasalar bile halkları arasındaki mazlumların öldürülmesine katılmalarını reddeden bir adamlığa ve şehamete sahiptiler.Mısır rejimine gelince; biz onun tutumunu biliyoruz; zira o, Gazze'deki halkımıza silah kaçakçılığı yapılmasına izin veren şeref suçlamasını bile kabul etmedi. Oysa Mısır ve ordusunun vacibi, Gazze ile sınırları ortadan kaldırmak, ona ve mazlum halkına destek olmak ve tüm Filistin’i Yahudilerin pisliğinden kurtarmaktır; zira Filistin toprakları yalnızca Filistin halkına değil, tüm ümmete ait olan Haraci topraklardır; bu yüzden onu özgürleştirme vacibi, tüm ümmete aittir; en başta da Mısır ve ordusu olmak çevre ülkelere aittir. O halde Kenane ordusu içinde bu vacibi yerine getirecek muhlisler hani neredeler? Yahudilerin kirlettiği İslam’ın kutsallarını koruyacak muhlisler neredeler? Peki onlar ecdatlarının siretine ne zaman geri dönüp onların tanımladıkları hayrı hak edecekler ve ne zaman ümmeti için kalkan, onun için koruyucu ve onun düşmanlarının cellatları olacaklar?!

Ey Kenane ordusu içindeki muhlisler: Nefislerinizde kaynayan ve Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanınız olan ve Gazze’de halkını soğukkanlılıkla katleden bu gâsıp varlığa yönelik olması gereken öfkeyi biliyoruz; Vallahi bu kanlar ve bu ihlal edilen mukaddesatlar şayet sizi harekete geçirmiyorsa, sizde hayır yoktur ve sizin için yerin altın yerin üstünden daha hayırlıdır. O halde Allah’a sizden sevdiği şeyleri ve gerçekten hayırlı askerler olduğunuzu gösterin, İslam Râyesini dalgalandıran büyük atalarınızın siretine tekrar edin ve İslam’ın ve ümmetin düşmanlarını yenilgiye uğratın. Zira İslam’a siz yardım etmeyeceksiniz de başka kim yardım edecek?

Ey Kenane askerleri ve ey hayırlı askerler: Kalplerinizde olan gerçeği ve samimiyeti biliyoruz; Filistin’i özgürleştirmek ve Filistin topraklarını kirleten bu mutant varlığı kökünden söküp atmak için yanıp tutuştuğunuzu ve sizinle bunun arasındaki engelin sadece sizin ellerinizi ve kollarınızı bağlayan bu ajan rejim olduğunu da biliyoruz. Haydi üzerinizdeki zinciri kaldırın, bağlarınızı gevşetin, sizinle rejim arasındaki bağları kesin ve onu sadece Allah’a, sonra da İslam’ı tatbik etmek için çalışan ümmetin muhlis evlatlarına bağlayın ki böylece onlarla birlikte ellerinizi serbest bırakacak olan İslam Devleti’ni kurabilesiniz; böylece de Filistin ve halkına yardım edin ve esir Aksa’sını özgürleştirin. Şunu bilin ki sizinle Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesi arasında, Mısır halkının ve tüm ümmetin adaletiyle nimetleneceği bu devletin kurulması vardır; bu devlet ise Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir. Allah bize onu bir an önce nasip etsin ve Mısır ordusunu onun Ensarların kılsın. Allahumme Amin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER