- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Allah Bu Yılki Hac Mevsiminde, Suud Hanedanı Yöneticilerinin ve Kendilerinden Olan Milletin, Büyük Bir Şer Olduğunu Gösterdi!
Haber:
Suudi İslami İşler, Davet ve İrşad Bakanı Abdullatif Al Şeyh,Mekke-i Mükerreme’de bir grup Filistinli hacıyı ziyareti sırasında şunları söyledi: Onun söylediğine göre “Kendi ülkesinde fitneyle yaşayan ve beslenenlere yer yoktur.” Suudi Okaz Gazetesi bakanın şu sözlerini aktardı: “Fitneyle yaşayan ve beslenenlere bu kutsal ülkede yer yoktur; bu kişilerin kendi nefisleri hakkında Allah’tan korkmaları gerekir.” Mekke-i Mükerreme’de “Hâdimü'l-Haremeyni'ş-Şerîfeyn’de (iki kutsal caminin hizmetkârı) Filistinli hacılardan oluşan misafirlerin” karargâhında yaptığı inceleme sırasında, onun iddiasına göre “Hiç kimse Suudi Kralı Selman Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Filistin’e, onun evlatlarına ve davasına olan sevgisi üzerine bahse giremez” eklemesinde bulundu. Şeyh Mahir el-Muaiqly de Arefe hutbesinde, “Hac’ın siyasi sloganlar veya partizanlık yeri olmadığını” vurgulayarak menâsiklerin/ibadetlerin “güvenlik ve huzur” içinde gerçekleştirilmesini sağlamak için düzenlemelere ve talimatlara uyulması çağrısında bulundu. (Wattan Haber Ajansı, 16/06/2024)
Yorum:
Suudi rejiminin Allah’ın dinine, onun ritüellerine ve İslam ümmetine karşı küstahlığının ve cüretinin çok büyük boyutlara ulaştığı gayet açıktır; zira onun liderleri, açıkça İslam düşmanlığını ve sömürgeci kâfirlere olan dostluklarını ilan ediyorlar ve Harameyn toprakları ile vahyin indiği yeri İslam’dan önceki zamana döndürüyorlar! İşte bu Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman, “dün uluslararası topluma, ülkesinin, kardeş Filistin halkının meşru haklarını elde edebilmesi ve kapsamlı, adil ve eşit haklara ulaşabilmesi için 1967 sınırları üzere başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin tanınması yönündeki çağrısını yineledi.” Bu da Filistin’i terk etmek, onun dörtte üçünü Allah düşmanları Yahudilere teslim etmek ve Gazze’deki çocuk, kadın ve yaşlıların katilleriyle normalleşme ve barış anlamına gelmektedir.
Ayrıca onlar, bu yılki Hac mevsimi, gerek Gazze Şeridi’nde 8 aydan fazla süredir devam eden savaşın ortasında, gerekse ABD’nin Suudi Arabistan ile Yahudi varlığı arasında resmi ilişkiler kurma yönündeki girişimlerinin ortasında gerçekleşmesine rağmen Gazze halkı için dua etmeyi bir fitne ve ibadetten uzaklaşmak olarak görüyorlar. Rejimin alimleri, bakanları ve emirleri de, hiçbir sıkıntıya maruz kalmamak, kıllarını dahi kıpırdatmamak ve uyuyanı uyandırmamak için bu mübarek günlerde Harameyn topraklarından, Gazze ve Filistin için destek çağrısı yapılmasını istemiyorlar; aksine onlar, Beyaz Saray’daki efendileri istediği sürece Filistin ve Gazze’nin durumunun bombalama, katliam, yıkım ve kan altında kalmasını istiyorlar.
Dolayısıyla onlar, Suud Hanedanı tahtını korumak ve koltuklarını garanti altına almak için dini çarpıtmaya ve Müslümanları saptırmaya hazırdırlar; nitekim onlar, Harameyn topraklarından, sanki İslam dini, siyasette, yönetimde ve işlerin gözetilmesinde yeri olmayan bir ruhbanlık diniymiş gibi alimlerden ve vaizlerden, Müslümanların işleri ve onların maslahatlarının gözetilmesi hakkında konuşmayı bırakmaya çağrıda bulunan davetçiler çıkarmaya hırs gösteriyorlar! Oysa siyaset ve işlerin gözetilmesi, yöneticiler ve Halifelerden önce Nebilerin ve Rasullerin amelidir. Zira Ebu Hâzim’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ebu Hureyra ile beş sene düşüp kalktım ve onun Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den şöyle buyurduğu hadisi rivayet ettiğini işittim: كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لَا نَبِيَّ بَعْدِي وَسَيَكُونُ خُلَفَاءُ فَيَكْثُرُونَ “İsrail oğullarını nebiler siyaset ederlerdi (yönetirlerdi). Bir nebi öldüğünde onu başka bir nebi takip ederdi. Benden sonra nebi yoktur, fakat birçok halife olacaktır.” Oradakiler dediler ki: Bu halde bize ne yapmamızı emredersiniz? Dedi ki: فُوا بِبَيْعَةِ الْأَوَّلِ فَالْأَوَّلِ أَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ “İlk biat edilene vefakâr olun ve onlara haklarını veriniz. Çünkü Allah onlara da yönettikleri insanlara da haklarını soracaktır.”
Dolayısıyla Hac mevsimi olmak yerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ve O’nun Raşid Halifelerinin döneminde olduğu gibi, Müslümanları hayatlarının ve ölümlerinin Allah’ın dini ve Allah’ın hükümleri için olması yönünde motive etmek amacıyla Allah ile olan ahdi yenileme mevsimi olması gerekir; bu yüzden Suud Hanedanı yöneticileri, İslam’ın diğer hüküm ve vaciplerinden ayrı ve kopuk bir dini ritüel olmasını isterlerken ümmetin ve ordularının ise, İslam’a, Müslümanlara, Gazze ve Filistin’e yardım etmek için harekete geçmek amacıyla Arafat Dağı’ndan seferberlik ilan etmeleri gerekir!
Bu yıl binlerce hacının başına gelen ve Müslümanların yüreklerini dağlayan ihmal, kusur ve ölüm sahnelerinin yanı sıra Harameyn topraklarında dansçıların, şarkıcıların ve ahlaksız partilerin rahatlığını sağlayan mücrim Suudi rejimi ifşa olup açığa çıkmıştır; bu arada rejimin sorumlularının tüm soğukkanlılıklarıyla, hacılar hayatla ve hayatın zorlu koşullarıyla mücadele etmeye ve sokaklarda ve kaldırımlarda ölüme terk edilmişlerdir; Allah bu mücrim yöneticileri kahretsin.
Müslümanların başındaki yöneticiler her geçen gün kendi mezarlarını kazıyorlar ve çok yakında zaten taşmak üzere olan bardakları da taşacaktır; böylece ümmet onları ayakları altına alacak ve Hac’da, cihad ve kurtuluş meydanlarında liderlik edecek ve hayatın her alanında Allah’ın şeriatı ile hükmedecek Raşid bir Halife nasbedecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mühendis Bahir Salih - Mübarek Toprak (Filistin)