- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Kibirli Rusya’yı Yok Eden Müttefikler!
Haber:
Rusya, Alman topraklarına uzun menzilli Amerikan füzelerini konuşlandırma planları nedeniyle ABD’yi tehdit ediyor. Moskova "paralel önlemler" sözü verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin şunları söyledi: “ABD’nin bu tür planları uygulaması halinde, deniz filomuzdaki kıyı kuvvetlerinin yeteneklerinin arttırılması da dahil olmak üzere, orta ve kısa menzilli saldırı silahlarının konuşlandırılmasına ilişkin daha önce uygulanan tek taraflı moratoryumdan kendimizi kurtulmuş sayacağız.”(RBC Ukrayna)
Yorum:
Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinin başlamasından bu yana neredeyse iki buçuk yıl geçti. Bu dönem sırasında bu krizdeki inisiyatif kuşkusuz ABD’ye aittir. Belki de bazıları buna katılmayabilir ve bu savaşta ilk adımları Rusya’nın attığını ve savaş alanına baskı yapmaya devam ettiğini söyleyebilir.
Evet, ilk haftalarda inisiyatif, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki hükümet bölgesine 25 kilometre uzaklıkta olduğu sırada Ukrayna topraklarını işgal etmek için başarılı bir yıldırım operasyonu gerçekleştiren Rusya’nın yanındaydı.
Ancak sadece birkaç hafta sonra, yani 3 ve 7 Mart 2022 tarihlerinde, Belarus’taki Ukrayna-Rusya müzakereleri sırasında Rusya’nın, Amerika’nın Ukrayna’da kendisi için kurduğu akıllıca bir tuzağa düştüğü açığa çıktı.
Rusya’nın Ukrayna’daki askeri harekatının başarısız olmasının, ister yanlış askeri istihbarat olsun isterse Ukrayna halkının siyasi ruh haline ilişkin yanlış değerlendirmeler olsun birçok nedeni vardır ki bu da Rusya için, 2014 baharında Kırım’da yaşananlara benzer şekilde büyük çaplı bir işgal durumunda kolay zafer elde edilebileceği vehmini oluşturmuştur.
Ancak Rusya’nın bu savaştaki yenilgisinin bizzat nedeni haline gelen temel hatası, Putin’in gücünün, siyasi basiret ve yaratıcılıktan yoksun askeri (güvenlik güçleri dahil) bir güç olduğu gerçeğidir.
Askeri yöntemlerin siyasi yöntemler üzerindeki bu önceliği, yalnızca Putin Rusya’sının değil, ancak aynı şekilde Rusya’nın yüzyıllardır ayırt edici bir özelliğidir.Hatta Rus Çarı III. Alexander (1845-1894) şöyle demiştir: "Tüm dünyada sadece iki sadık müttefikimiz vardır; ordumuz ve donanmamız.”
Putin’in 1999’da iktidara gelmesinden sonra, zaten bu fikirlerle enfekte olmuş Rus siyasi elitinin askeri ve güvenlik güçlerinin yöntemlerine dahil olması nedeniyle siyasi yöntemleri yıkma süreci yeniden başlamıştır.
Örneğin Rus çevirmen, kültür bilimci, tarihçi ve tarih bilimleri adayı K. F. Dushenko, 21. yüzyılın başından bu yana “Rusya’nın iki müttefiki” ifadesinin Rusya’nın siyasi elitleri arasında çok yaygın bir hale geldiğini belirtiyor ve araştırmacıya göre “bazen iki müttefike üçüncü bir müttefik de ekleniyor.”Yıllar geçtikçe bu sözler, konuşmalarında, Vladimir Putin diyor ki şeklinde çeşitli şekillerde kullanılmıştır;... III. Alexander bir keresinde şöyle demişti: Herkes cüssemizden korkuyor. Dolayısıyla bizim sadece iki müttefikimiz var; ordu ve donanma.” Aynı şekilde F.F. Dushenko da şöyle demiştir: “Bizim, Rusya’nın ordusu ve donanması gibi sadece iki müttefikimiz olduğunu söyleyen Çar III. Alexander’ımız var.” Aynı şekilde Zyuganov da şöyle demiştir: “Ordu, devletimizin ikinci kilisesi ve ikinci tapınağı olup bugün Rusya’nın üç müttefiki vardır; Ordu, Donanma, Beyaz Rusya.” Yine D. Rogozin ve diğer Rus politikacılar da şöyle demiştir: “Rusya’nın üç müttefiki vardır; ordu, donanma ve savunma sanayii.” Biraz değiştirilmiş bir şekilde Vyacheslav ve Nikolai Antonov'un ilk kez 2017 yılında seslendirdikleri “Vova Amca, seninleyiz” şarkısında şöyle bir alıntı yer almıştır: “Gerçek dostlarımız donanma ve ordudur.”
Rusya bugün tam da Şeyh Takiyüddin en-Nebhani’nin (Allah rahmet eylesin), İslami Şahsiyet kitabının ikinci cildinde “Halifenin Ordunun Komutasını Üstlenmesinin Manası” konusunda bahsettiği hastalığa yakalanmıştır. Konunun ikinci yarısında da, askeri zihniyete sahip olan kişilerin iktidara gelmesinin herhangi bir halkın ve devletinin güvenliği için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunuyor.
Şüphesiz yönetim, siyasi okumayı, zekayı ve icat ediciliği gerektiren siyasi bir meseledir. Dolayısıyla devletin silahlı kuvvetlerinin, yöneticinin elinde olması, diğer araçlarla birlikte yan yana kullanılması gereken araçlardan biridir. Bir devletin dış politikası, tüm bu araçların birbirini tamamladığı ve birbirini güçlendirdiği bir durum sağlamak için siyasi planlar, yöntemler ve manevraların yanı sıra askeri araçları da içerecek şekilde kapsamlı olması gerekir. Askeri zihniyete sahip olan kişilerin iktidara gelmesi, belirli bir alanda uzmanlaşmış kişiler olmaları itibariyle fikri ve siyasi yönleri göz ardı edebilmelerine yol açmaktadır.
Uluslararası siyasi durumu dikkate almadan tek taraflı askeri eylemde bulunma ve siyasi manevraları göz ardı etme eğilimi, tarih boyunca en güçlü süper güçlerin bile diz çökmesine yol açmıştır.
Bunun en yakın örneği, ABD’nin 2003 yılında yeni muhafazakârların önderliğinde Irak’ı tek taraflı olarak işgal etmeye kalkışmasıdır.Sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin onayı olmadan, Amerika tek taraflı olarak Irak’ı işgal ettiğini ilan etmiştir. Bunun üzerine yeni muhafazakarlar uluslararası duruma tükürdüler ve Irak meselesini güç kullanarak bitirmeye karar verdiler.İşler öyle bir noktaya geldi ki, dönemin ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, ülkesine karşı çıkan Avrupalı büyük güçlerini “Eski Avrupa” olarak adlandırmaya başladı. Nitekim bunun, ABD’nin uluslararası imajına verdiği siyasi zararı hepimiz hatırlıyoruz.
Askeri harcamalarının kendisinden sonraki on ülkenin toplamından fazla olması ABD’ye yardımcı olmamıştır ki bu ülkeler arasında Çin ve Almanya’nın yanı sıra tüm modern büyük güçler de vardır.
Ukrayna krizine geri dönecek olursak; Ukraynalılarla tarihi, dilsel, demografik ve coğrafi yakınlığına rağmen ordunun etkisi altında kalan Rus siyasi liderliği, Ukrayna üzerinde siyasi nüfuz kurma girişimlerinde tam bir çöküş yaşamıştır. Bunun son argümanı, “ordu ve donanma”, yani fiziksel olarak işgal ve toprakların ilhakı olmuştur. Bu ise başka bir kıtada olan ve onların deyimiyle “dışarıda” bulunan ancak planları, yöntemleri ve siyasi manevraları sayesinde Ukrayna-Rusya çatışmasında liderliğini dayatmayı başaran ABD’nin tam tersidir.
Sonuç olarak Ukraynalıların şu anda mizahta bulundukları gibi, dünyanın ikinci ordusu olan bir ordu, bugün Ukrayna topraklarındaki yerel bir savaşta bile Ukrayna ordusundan sonra ikinci sırada yer alır bir hale gelmiştir.
Bugün Rusya, ordunun hakimiyeti nedeniyle kolayca kışkırtılan bir korkuluğa ve süper güçler de dahil olmak üzere Avrupa ülkelerini korkutarak onları Amerika’nın kucağına iten Avrupa Birliği'nin kapılarındaki tasmalı bir Amerikan köpeğine dönüşmüştür.
Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet gibi siyasi bir sisteme geri dönmenin eşiğinde olan İslam ümmetinin,bugün Rusya’nın uluslararası alandaki akıbetinden kaçınmak için ordunun iktidardaki varlığının tehdidini tam olarak anlaması gerekir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Fazıl Hamzaev - Ukrayna