- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Zenginliklerine Rağmen Sudan Halkı Nasıl Aç Kalıyor?!
Haber:
İnsani durumlar, Güney Kordofan Eyaleti vatandaşlarını ot yemeye zorlarken fiyatların yüksek olması ve pazarlarda bazı malların bulunmaması nedeniyle bazı mahallelerde protestolar patlak verdi.Aktivistler Güney Kordofan Eyaleti’ndeki yaşam durumunu bir felaket olarak nitelendirdiler…Radyo Dabanga’ya göre Kadugli’deki bir çalışan, soğan, sarımsak, hayat kurtaran bazı ilaçlar ve serumlar gibi çoğu emtianın pazarlarda bulunmadığını ortaya çıkardı ve emtia fiyatlarının yüksek olmasını, eyaletin sahne olduğu kötüleşen güvenliğinin yanı sıra şehre giden yolların kapatılmasına bağladı ve şehirdeki yaşam durumunu bir felaket olarak nitelendirdi…Bazı ihtiyaç sahibi ailelerin günlük yiyeceklerini karşılayamadıklarını, bazılarının ise Kol bitkisi ve “Hadice Kuru” gibi kuru otları yemeye başvurduklarını söyledi. Çalışan, temel emtia fiyatlarının vatandaşın enerjisini aşan bir aşamaya geldiğini,bir çuval mısırın fiyatının 220.000 liraya ulaştığını ve bir ölçek mısır ununun fiyatının 600 liradan 1.000 liraya ulaştığını açıkladı.Son üç gündür şehirde ciddi bir yakıt krizi yaşandığına, zira bir litre benzin fiyatının 6 bin Cüneyhden 15 bin Cüneyhe, bir bidon benzinin fiyatının ise 200 bin Cüneyhe yükseldiğine, bunun da iç ulaşım bilet fiyatlarının artmasına yol açtığına, çünkü Rakşa (üç tekerlekli motor taksi) bilet fiyatının 600’den 1000 Cüneyhe çıktığına dikkat çekti. (Nabd Sudan, 14/08/2024)
Yorum:
Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında devam eden savaş, zaten yerinden edilme ve gıda krizinin acısını çeken ülkeye ağır bir darbe indirdi; nitekim Dünya Gıda Programı, halihazırda uluslararası düzeyde en büyük yerinden edilme krizine tanık olan bir ülkede devam eden bu savaşın “dünyada en büyük açlık krizini yaratabileceği” konusunda uyarıda bulundu.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütü, daha önce Zemzem mülteci kampında her 2 saatte en az bir çocuğun öldüğünü teyit etmişti ve Dünya Gıda Programı’na göre de şu anda “Sudanlıların en az %5’i kendileri için tam bir öğün yemek temin edebiliyorlar.”
Bu savaş hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarmıştır ki Sudan’ın temel krizi, başlangıçta savaşı alevlendirme kararına sahip olamadıkları gibi, Sudan halkını kurtarmak için savaşı durdurma kararına da sahip olamayan, yani sadece ülkenin zenginliklerini yağmalayan ve halkını öldürüp aç bırakan sömürgeci Batılı kapitalizmin araçları olan çatışan iki taraf arasındaki yönetim anlaşmazlığıdır.
Ülkeleri bir servet hazinesiyken Sudan halkı nasıl açlıktan ölebilir?! Zira tarıma elverişli yaklaşık 150 milyon dönüm düz arazi bulunmakta olup bunun şu anda sadece 64 milyon dönümü ekiliyor! Ayrıca 115 milyon dönüm de doğal mera bulunmaktadır.Büyük Nil Nehri ve kolları Mavi Nil, Beyaz Nil ve Atbarah Nehri Sudan’ın içinden geçmekte olup 86 milyar metreküp su taşıdığı gibi Sudan yılda 400 milyar metreküp yağış alıyor ve bu yıl bu miktarın iki katından fazla yağış almıştır; ayrıca Sudan, yıllık toplam 42 bin ton balık üretiminin yanı sıra 110 milyon baş hayvan hacmiyle de dünyanın altıncı büyük hayvan servetine sahiptir. Altın rezervlerine gelince; siz altının ne kadar olduğunu biliyor musunuz; bunun 1.550 ton olduğu tahmin edilmektedir; yani Sudan 93 tonluk üretimiyle Afrika’nın en büyük üçüncü değerli maden üreticisi konumundadır. Yine gümüş rezervlerinin de 1.500 ton olduğu tahmin ediliyor; ayrıca 5 milyon ton bakır, 1,4 milyon ton uranyum bulunduğu gibi gıda ve ilaç sektörleri de dahil 180 endüstride kullanılan dünya Arap Zamkı üretiminin %80’ini oluşturuyor. Dahası Sudan dünyadaki beyaz susamın %39’unu ve kırmızı susamın da %23’ünü üretmektedir.
Bu, zenginlikler açısından buz dağının görünen kısmıdır; bir de buna, sakinlerinin çoğunluğu gençlerden oluşan genç bir toplum eklenmelidir…
İşte tüm bu zenginlikler geleneksel sömürgecilikten sahte bağımsızlığını kazanmasından bu yana Sudan halkını açlıktan ve yardımlar dilenmekten kurtaramadı; böylece Sudan, bu anlamsız savaşların arkasındaki Batılı kapitalist ülkelere zenginliklerini teslim etmek için ülke halkını yok eden açlık ve savaşların alevlenmesi yoluyla yeni sömürgeciliğin kurbanı olmaya devam ediyor.
Sömürgecilikten nihai olarak kurtulmanın dışında bir kurtuluş yoktur; bu da ancak sömürgeci kafirin direktiflerine boyun eğmeyecek, aksine bizlere zenginlikleri bahşeden Rahman ve Rahim olan Allah Subhanehu ve Teala’nın emirlerine tabi olacak olan ancak sömürgeciliği, onun tüm kalıntılarını ve etkilerini kökünden söküp atacak ve tebaasına izzeti, şanı ve şerefi yeniden kazandıracak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin olduğu İslam Devleti’ni tatbik edecek Allah’ın Hanif şeriatı olmadığından kaybolmuş olan bir devletin inşa edilmesiyle olacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Gâde Abdulcabbar (Ümmü Evâb) - Sudan