- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İran'ın Suudi Arabistan İle Yakınlaşmak Yerine Ondan Uzaklaşması Gerekmez Miydi?!
Haber:
Sana’da yayınlanan günlük es-Sevra gazetesi 21 Aralık tarihli sayısındaki manşetinde şu başlık altında bir habere yer verdi: “Blinken: Suudi Arabistan ve "İsrail" arasındaki normalleşme anlaşması hazır.” Gazete uyarlanmış haliyle şöyle dedi: ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD ile Suudi Arabistan arasında Yahudi varlığıyla ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik anlaşmaların uygulanmaya hazır olduğunu, ancak bunların tamamlanması için iki şartın bulunduğunu vurguladı.Hatırladığım şeylerden biri de, bir yıl önce, yani 10 Ekim’de, bu normalleşme anlaşmasının Filistin bileşeni üzerinde çalışmak üzere Suudi Arabistan’a ve Yahudi varlığına seyahat etmem gerektiğiydi.Tabii ki bu seyahat 7 Ekim 2023 nedeniyle gerçekleşmedi. Ancak Gazze olaylarına rağmen bu görüşmeleri sürdürdük ve çalışmaya devam ettik.
Yorum:
Suud Krallığı’nın Yahudi varlığıyla normalleşmesi haram olup Selman, üçüncü Harameyn eş-Şerifeyn olan Mescid-i Aksa'nın Yahudilerin pisliğinden temizlenmesini bir farz konumuna getirmeliydi. Zira normalleşme, güvenliği Müslümanların güvenliği olmayan yönetim sistemini ifşa eden bir eylemdir.Bu normalleşmede şaşırtıcı olan şey, İran ve Suudi Arabistan rejimleri arasında Mart 2023’ten itibaren başlayan bir yakınlaşmanın devam etmesi ve bunun da Körfez’de katıldıkları deniz manevralarına, deniz kuvvetlerinin birbirlerinin limanlarını ziyaret etmeleri için karşılıklı davetlere ve Suudi Arabistan’dan üst düzey bir askeri komutanın İran'ı ziyaret etmesine yol açmasıdır.
Direniş ekseninin(!) lideri İran, normalleşme ekseninin lideri Suudi Arabistan ile nasıl bir araya gelebilir?! Direniş savaşçısının normalleşenden yeterince uzaklaşması ve normalleşmenin bulaşmasından kendisini koruyacak bir mesafede olması gerekmez miydi?!
Selman ve veliaht prensi Muhammed döneminde Suud Hanedanı'nın kirli işleri, Yahudilerin yasak olan belde Mekke-i Mükerreme’ye girmesine ve Beytullahil Haramı haccetme mevsimine katılmasına imkan verilmesinden, Harameyn beldesinde alkol satışına izin verilmesine, kadınların mahremsiz Hac yapmasına izin verilmesine ve son olarak bu yılki Riyad mevsiminde putların dikilmesine kadar ufukları doldurmuştur. Bunlar, Aziz ve Cabbar olan Allah’ı öfkelendiren eylemlerdir. Şayet İran'da bir hayır olsaydı, tüm bunlardan sonra ona yaklaşmazdı.
Bu ikisi, Müslümanları aldatan rejimlerdir.Allah’ın izniyle yakında kurulacak olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşit Hilafet, bugün Müslümanlara karşı işlenen tüm sahtelikleri açığa çıkaracaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mühendis Şefik Hamis – Yemen