- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
İnsanları Fakirlikten ve Açlıktan Kurtaracak Olan Sadece İslam Nizamıdır!
Haber:
Altı büyük BM kuruluşu tarafından kısa bir süre önce yayınlanan ortak bir uluslararası rapor, 2023 yılında artan zorlukların ortasında Arap bölgesindeki açlık krizinin kötüleştiğini vurguladı. Rapor, Arap bölgesinin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında belirlenen gıda güvenliği ve beslenme hedeflerine ulaşmak için gerekli yoldan hala uzak olduğu konusunda uyarıyor.
Göstergeler, bölgenin geniş alanlarında devam eden kuraklıkların yanı sıra devam eden çatışmalar nedeniyle gıda güvenliği ve beslenme durumunun daha da kötüleşeceğine işaret etmektedir.
Arap bölgesi nüfusunun üçte birinden fazlası, yüksek maliyetler nedeniyle sağlıklı gıdaya erişimde zorluklarla karşılaşmaktadır.2022’deki gıda fiyatlarına ilişkin yeni veriler, 151,3 milyon kişinin sağlıklı gıda alamadığını gösteriyor. Bu sorun özellikle nüfusun yüzde 41,2’sinin sağlıklı beslenemediği çatışma ülkelerinde daha da belirgin hale gelmektedir.(Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, 18/12/2024)
Yorum:
Müslümanların devleti Hilafetin yıkılmasından bu yana, yani Birinci Dünya Savaşından sonra Batılı ülkeler, Hilafetin mirasını kendi aralarında paylaşmayı devraldılar. Bu sömürgecilik, başlangıçta askeri nitelikteydi; bu yüzden ülkeleri işgal ediyor, zenginliklerini yağmalıyor, kaynaklarını kurutuyor ve onları açlık ve yoksulluk bataklığına terk ediyordu.Sömürgeci, ordularıyla birlikte ülkeyi terk ettikten sonra arkalarında ülkenin evlatlarından bir avuç faydacı politikacı bıraktılar ve bu politikacılar da, sömürgecinin habis politikalarını ve zenginlikleri ve kaynakları yağmalama planlarını uyguladılar; şimdi de bu uluslararası kuruluşlar gelmiş, İslam ülkelerindeki açlık ve yoksullukla ilgili raporlar yayınlıyorlar!
Aslında Müslüman ülkeler, hem yeraltı hem de yerüstü doğal kaynaklar, akarsular, devasa hayvancılık zenginlikleri ve benzerleri bakımından çok zengindir;örneğin Batı’nın evlatları arasında fitneyi körüklediği ve ekini ve nesli yok eden abes bir savaşın fitilini ateşlediği Sudan'da, bazıları emniyet ve güvenlik arayışı içinde evlerinden oldular ama bu emniyet ve güvenliği Etiyopya’nın (Lalana) ormanlarındaki mülteci kampları gibi sığındıkları yerlerde de bulamadılar. Zira buraya sığınanların akıbeti, kurşunlarla, top mermileriyle, başlarının üstünde uçan uçaklarla evlerinde kalanlardan daha da kötüdür.
Kötü örgütler mültecilere yiyecek ve diğer şeyler sağlamaktan kaçındılar. Aksine bu örgütler, Müslüman ülkelerdeki bilincin ulaştığı durumuna ilişkin casusluk raporları yazmaya devam ettiler. Sudan’ın çoğu bölgesinde yaşanan kıtlık haberleri, iç ve dış çeşitli medya kuruluşları için zengin bir materyal haline gelmiştir.
Aynı zamanda bir yanda Amerika ve diğer yanda Avrupa ülkeleri olmak üzere büyük ülkeler arasında keskin bir mücadele (kemik kırma) yaşanmaktadır; ayrıca Rusya'nın Güvenlik Konseyi’ne girişi ve konumu, Sudan’ı cezbetmek ve aslında sömürgecilik ve servetlerin yağmalanması olan yatırım yoluyla hükümetle ortaklıklar kurmak amaçlıdır.Bu, genel olarak Müslüman ülkelerde olup bitenlerden sadece buzdağının görünen kısmıdır.
Ülkeyi sömürgecinin pençesinden kurtarmak için bu olumsuz durumların değişmesi gerekli ve zorunludur. Bu kurtuluş, insanları kapitalist sistemin yarattığı açlık ve yoksulluk durumundan çıkarabilecek projenin bilincine ve bilgisini ihtiyaç duymaktadır;nitekim araştırma ve inceleme yapıldığında, tüm dünyadaki yoksulluk ve açlık krizlerini çözmek için azim İslam Nizamından başka bir sistem yoktur. Nasıl olmasın ki; zira tarih, Raşid Halifelerin ve Müslümanları yönetmede onları takip edenlerin başarıları buna tanıklık etmektedir.
Bugün insanlık, yaklaşmakta olan İslam Nizamına ne kadar da muhtaçtır; bakın işte Hizb-ut Tahrir, İslam Nizamının kurulması için hazırlığını yaptığı gibi ekonomik sistemi de içeren mütekamil bir anayasa taslağı hazırlamıştır; bu sistem uygulama konumuna geldiğinde, tüm ekonomik sorunları, azim İslam’ın hükümleriyle köklü bir şekilde çözecektir. Böylece açlık ve yoksulluk ortadan kalkacak ve ümmet, Allah'ın izniyle milletler arasındaki en hayırlı konumuna geri dönecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdusselam İshak - Sudan