Salı, 07 Recep 1446 | 2025/01/07
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Dinimizi Hor Gördük, Bu Yüzden Kendimizi Hor Gördük ve Böylece İnsanları da Hor Gördük!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Dinimizi Hor Gördük, Bu Yüzden Kendimizi Hor Gördük ve Böylece İnsanları da Hor Gördük!

Haber:

Haaretz gazetesi 26/12/2024 Perşembe günü, Yahudi ordusunun geçen 27 Kasım'da yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasında öngörülen 60 günlük sürenin sona ermesinin ardından Güney Lübnan'da kalma olasılığını planladığını söyledi ve gazete, Yahudi ordusundaki kaynaklardan, Lübnan ordusunun anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde 27 Ocak'taki iki aylık sürenin sona ermesinin ardından güneyin tamamında kontrolü sağlamaya niyetli olduğunu aktardı.Bu durumda Yahudi güçleri, Lübnan ordusu konuşlanmasını tamamlayana kadar şu anda kontrol ettikleri bölgelerde kalacağı eklemesinde de bulundu.

Haaretz’e göre Yahudi ordusu şu anda sınır çiti yakınındaki tüm Lübnan köylerinde bulunuyor. Gazete, ordunun kuzey sınırı boyunca askeri noktalar kurmak için altyapı hazırlamaya başladığını belirterek, sınırın Lübnan tarafında da bazı noktaların kurulacağını kaydetti.

Yorum:

Görünen o ki Müslümanların başındaki yöneticiler, şöyle buyuran Allah Azze ve Celle'nin kelamını okumuyorlar: أَوَكُلَّمَا عَاهَدُواْ عَهْداً نَّبَذَهُ فَرِيقٌ مِّنْهُم بَلْ أَكْثَرُهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَNe zaman onlar bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez.” [Bakara 100] Dolayısıyla Yahudiler peygamberleri öldürdükleri gibi Allah Azze ve Celle ile olan ahitlerini bozanlar da onlardır; aynı şekilde Allahu Teala’nın onlar hakkındaki şu kavlini de okumuyorlar:فَبِمَا نَقْضِهِم مِّيثَاقَهُمْ لَعنَّاهُمْ وَجَعَلْنَا قُلُوبَهُمْ قَاسِيَةً يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِ وَنَسُواْ حَظًّا مِّمَّا ذُكِّرُواْ بِهِSözlerini (misaklarını) bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat’ın) önemli bir bölümünü de unuttular.” [Maide 13] Ve Allahu Teala’nın şu kavlini de: وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَAralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimselerdir.” [Maide 60] Peki Müslümanların başındaki yöneticiler onların sözlerine nasıl güvenebiliyorlar?!

Bu, Müslümanların başındaki yöneticilerin, dini devletten ayıran, dini Yaratıcı ile yaratılan arasındaki bireysel ilişkiye hapseden, (Tanrının hakkını tanrıya Sezarın hakkını Sezara verin) diyen, hayatı menfaat esasına dayandıran, ölçüsü helal ve haram olmayan Batı kültürüyle sırtlanlaştıkları anlamına gelmektedir.

İran’ın Lübnan’daki partisinin gücünü ve birinci ve ikinci derecedeki liderlerini ortadan kaldıran Yahudi varlığı, 27/11/2024 tarihinde ABD arabuluculuğunda Lübnan hükümetiyle, imzalanmasından altmış gün sonra güney Lübnan’dan çekilmesini öngören bir anlaşma imzaladı; ama bakın işte eğer Lübnan ordusu güneyin tamamı üzerindeki kontrolünü genişletememesi halinde 27 Ocak’ta iki aylık sürenin sona ermesinin ardından güney Lübnan’da kalmayı planlıyor. Peki nasıl olur da düzenli bir ordu ülkesinin bir bölümündeki kontrolünü genişletemez?Ancak bunun arkasında Lübnan hükümetinin, yurtdışındaki efendilerinin Lübnan ordusunun güney Lübnan’a kaydırılmaması yönündeki emirlerine boyun eğmesi ve Lübnan ordusunun anlaşmada yer alan yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği bahanesini kullanması yatmaktadır; o halde bu ordu neden var ki?! Peki sloganlarında orduların vatanı korumak için var olduğunu söylemediler mi?! Bu sloganlar, sömürgeci kafir tarafından çizilen yapay sınırların kutsanması nedeniyle Gazze'de ve diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi, bir Müslüman Müslüman kardeşine destek olamaz hale gelene kadar Müslümanların nefislerine ve zihinlerine nüfuz eden “vatancılık ve milliyetçilik” gibi yozlaşmış fikirlere dayanmaktadır.

Her bir Müslümanın ve özellikle de güç ve kuvvet ehlinin görevi, Müslüman ülkeler arasındaki yapay sınırları kaldıracak, Yahudi varlığını köklerinden söküp atacak, Müslüman ülkeleri tek bir liderlik ve tek bir Halife altında birleştirecek, içeride İslam’ı uygulayacak ve İslam'ı davet ve cihat yoluyla dışarıya taşıyacak olan İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanlarla birlikte çalışmaktır.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْراً لَّهُم مِّنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَSiz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız. Şayet ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler de var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.” [Al-i İmran 110]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Abdulhamid - Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER