- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Batı, Siyasi Boşluğu Doldurmak İçin Hilafet Talep Eden Bangladeşlilere Yönelik Sert Yaklaşımını Yeniden Ortaya Çıkarıyor!
Haber:
Bangladeş tiranının devrilmesinden sonra oluşan siyasi boşluğun gölgesinde bir kasabadaki dinci aşırılık yanlıları, genç kadınların artık futbol oynayamayacağını ilan ettiler ve bir diğer kasabada da, kamusal alanda saçını örtmediği için bir kadını taciz eden bir adamı serbest bırakması için polisi zorladılar ve ardından onun etrafını gül çelenkleriyle sardılar.Bunu daha cesur çağrılar takip etti.Başkent Dakka'da düzenlenen bir yürüyüşteki protestocular, hükümetin İslam'a hakaret edenlere idam cezası vermemesi halinde infazları kendi elleriyle gerçekleştirecekleri uyarısında bulundular.Günler sonra, yasaklı bir grup İslami Hilafet talebiyle kitlesel bir yürüyüş düzenledi.Bangladeş demokrasisini yeniden inşa etmeye ve 175 milyonluk nüfusu için yeni bir gelecek çizmeye çalışırken, ülkenin laik cephesinin altında uzun süredir gizlenen İslamcı aşırılık dalgası su yüzüne çıkıyor. (Ajanslar).
Yorum:
Sömürgeci kafir Batı, gerçekleri tahrif ederek, İslami hükümlere yönelik uzun süredir devam eden özlemlere sözde aşırıcılığın büyümesi olarak karşılık vermiştir.Zira Batı, laikliğin ve yozlaşmış demokratik sistemin çökmesinden korktuğu için siyasi İslam'ı bastırmak amacıyla sert bir yaklaşım çağrısında bulunmaktadır.Ayrıca Batı, İslam'ın kadınların futbol oynamasını ve kamusal alanlarda saçlarını açmasını haram kılan hükümlerini kadınlara baskı olarak nitelendirirken, laik rejimin gölgesinde artan kadın tecavüz vakaları konusunda sessiz kalmaktadır! Çünkü laik kapitalizm kadınları “özgürlük” ya da “benim bedenim benim seçimim” adına zina yapan cinsel bir meta olarak tasvir ederken, İslam ise kadını korunması gereken bir namus ve onurun sembolü olarak görmektedir.Başkent Dakka'daki prestijli okullarda okuyan kızlar tecavüzcülerin cezalandırılması için şeriat istediklerinde, Batı onları köktendinci olarak yaftalamış, baskıcı Başbakan Şeyha Hasina'nın devrilmesine yardımcı olan kız öğrenciler için ise timsah gözyaşları dökmüştür.Batı'nın ifade özgürlüğü veya çoğulculuk konusundaki ikiyüzlülüğü artık Müslümanlar için bir sır değildir; çünkü İslam dışındaki tüm siyasi şekillere izin veriyor ama nüfusunun çoğunluğu (yaklaşık yüzde doksanı) Müslüman olan Bangladeş'te ise İslami Hilafet sistemi için gösteri yapmak ise bir suçtur! Dolayısıyla onlar, sevgili Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e ve İslam'a saldırmak için özgürce dolaşıyorlar ama İslam'a hakaret edenlere idam cezası verilmesini istemek aşırılık olarak görülüyor!Laik anayasada “laiklik” kelimesindeki ufak bir değişiklikten bile endişe duyuyorlar ama insanların “İslami bir anayasa” talep etmelerine bile tahammül edemiyorlar.Dolayısıyla, Batı'nın sahte laiklik akidesinin peşinden gittiği ve ikiyüzlü bir şekilde bunu Müslümanlara dayattığı açıktır. Ayrıca onlar, Bangladeş halkı akidelerini reddettiğinde ve İslam'ı talep ettiğinde de endişeleniyorlar.Şaşırtıcı olan ise, İslam'ı ve ülkenin Müslüman halkını terk eden laik Müslüman yöneticilerin Batı'ya olan sadakatidir.Ayrıca onlar, "aşırıcılıkla" mücadele adına Müslümanların İslami özlemleriyle savaşma kararlılıklarını da ortaya koymaktadırlar. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: قُلْ يَا أَيُّهَا الْكافِرُونَ * لَا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ “De ki: Ey kâfirler! Ben sizin taptıklarınıza tapmam.” [Kafirun 1-2]
Bangladeş halkının, kafir Batı'nın öfkesine neden olsa bile, Hilafet için çalışma konusunda doğru yolda olduğu açıktır.Zira Müslümanların gerçek koruyucusu sadece Hilafettir.Aslında İslam ümmeti, 3 Mart 1924'ten bu yana siyasi bir boşluk içinde yaşamaktadır ve bu boşluğu doldurmak için çaba göstermesi gerekmektedir.إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا “Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” [Talak 3]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ebu Bekir Bengali - Bangladeş