- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Orta Asya'daki Cumhurbaşkanlığı Makamı, Krallığa Eşdeğerdir!
Haber:
Radio Liberty haber ajansı 29 Mayıs'ta, “Putin'in Tacikistan Cumhurbaşkanı Rüstem Imamali ile görüşmelerde bulunduğunu” bildirdi. Tacikistan Ulusal Meclis (Yüksek Konsey) Başkanı ve Duşanbe Belediye Başkanı Rüstem İmamali, Moskova'ya yaptığı resmi ziyaret kapsamında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko ve Duma Meclis Başkanı Vyacheslav Volodin ile görüşmelerde bulundu. Tacikistan Ulusal Meclisi'nin Facebook sayfasında yer alan bilgiye göre, görüşmelerde stratejik ortaklığın güçlendirilmesi, parlamentolar arası diyaloğun geliştirilmesi, insani iş birliğinin genişletilmesi ve işçi göçü konuları ele alındı.
Yorum:
Bu, tiran İmam Rahmanov'un oğlunun Rusya'ya yaptığı ilk ziyareti değildir. Bu toplantı daha resmi bir merasimle ve daha gösterişli bir şekilde gerçekleşmiştir. Tiran İmam Rahmanov yaşlı ve sağlığı bozuk olup bu da acilen devlet başkanlığı adayı üzerinde düşünülmesini gerektirmektedir. Orta Asya, yüz yıldan fazla bir süredir Kremlin'in kontrolü altında ve olmaya da devam etmektedir; bu yüzden bu ülkelerin tiranları, devlet başkanlığı görevine yönelik adaylıklarının onaylanması veya gözden geçirilmesi için mirasçılarını Kremlin'e göndermektedir.
Türkmenistan tiranı Kurbankulu Berdimuhammedov'un iktidarı oğlu Serdar Berdimuhamedov'a devretmesine benzer bir senaryoya şahit olabiliriz. Zira Berdimuhamedov iktidarı, 2022 yılında babasından miras almıştı. Bundan birkaç yıl önce Serdar, bölge belediye başkanı, bakanlık görevleri, Güvenlik Konseyi pozisyonu ve benzerleri gibi birçok aşamadan geçerek iktidara gelmiştir. Bir süre için Serdar'ın babası, iktidarı kaybetmemeye karşı bir önlem olarak resmi toplantılara onunla birlikte gitti ancak her şeyin planlandığı gibi gittiğine ikna olunca, oğlu Kurbankulu'nun serbestçe dışarı çıkmasına izin vermiştir. Böylece iktidar, babadan oğula geçmiş oldu.
Türkmenistan ve Tacikistan cumhurbaşkanlarının aksine, Özbekistan ve Kazakistan'ın eski ve mevcut cumhurbaşkanlarının varisler olarak kızları vardır ve bu da iktidarın devrini güçleştirmektedir. Zira Orta Asya kültüründe, kadınların devlet başkanı olması kabul edilebilir bir durum değildir. Ancak buna rağmen gördüğümüz üzere, tiranların kızları devletin siyasi hayatında aktif rol oynamaktadırlar. Kısa bir süre önce Kerimov ve Nazarbayev'in kızları, neredeyse ülkedeki tüm ekonomik faaliyetlerde katılmıştır. Bugün ise Mirziyoyev'in kızı sadece ülkenin iç politikasında yer almakla kalmamakta, aksine aynı zamanda Özbekistan'ı yurt dışında da temsil etmektedir.
Orta Asya'nın yakın tarihinde, devlet başkanlığının tüm yetkileri elinde bulundurması, krallık sisteminde olduğu gibi akrabalarını etkili pozisyonlara ataması ve bunları varis kılması gibi yeni bir gelenek ortaya çıkmıştır. Tiranlar bir kere iktidara gelince, ancak ölüm veya olağanüstü bir durumunda iktidarı bırakıyorlar. İktidarda oldukları süre boyunca tüm aileleri, halka zalim ve adaletsiz bir şekilde eziyet ediyorlar.
Orta Asya Müslümanları olarak bizler, cumhuriyetler ve krallıklar gibi İslam dışı yönetim sistemlerine yabancıyız. Zira İslam'da, otorite ümmete, egemenlik ise halka veya Halifeye değil şeriata aittir. Dolayısıyla ümmet Halifeye, yeryüzünde şeriatı uygulaması ve Allah'ın şeriatına göre hükmetmesi için biat eder.
Allahu Teala Kerim Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّهِ “Hüküm sadece Allah’a aittir.” [Yusuf 40] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur:وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللهِ حُكْماً لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ“Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir?” [Maide 50] Ve şöyle buyurmuştur: وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَآ أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللّهُ إِلَيْكَ فَإِن تَوَلَّوْاْ فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللّهُ أَن يُصِيبَهُم بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ النَّاسِ لَفَاسِقُونَ“Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer (hükümden) yüz çevirirlerse bil ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten yoldan çıkmışlardır.” [Maide 49]
Allah'ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Medine'de İslam Devleti'ni kurmuş ve bize devleti kurmanın en iyi yollarını açıklamıştır. Zira vali ve kadılar atamış, yardımcılarını seçmiş ve Şura Meclisini oluşturmuştur. Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bu devletin başkanlığını üstlenmiş ve Ashabı da (Allah onlardan razı olsun) yönetici olarak ona biat etmiştir. Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatından sonra, Sahabe-i Kiram bu amele devam ettiler. Dolayısıyla onlar Halifeler olarak adlandırıldılar, yönetim sistemi de Hilafet olarak adlandırıldı. İslam'ın hükümleriyle hükmetmekten başka bizim için bu tiranlardan bir kurtuluş yoktur. Bu da ancak Allah'ın şeriatıyla hükmedecek, zulmü ve adaletsizliği ortadan kaldıracak ve yeryüzüne İslam'ın nurunu yayacak olan bir Halife'nin liderliğinde Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurmak için Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in metoduna göre çalışmakla mümkün olacaktır. Allah yardımcımız olsun.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin