Cumartesi, 03 Muharrem 1447 | 2025/06/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerika ve Yahudi Varlığının İran'a Yönelik Savaşı Yöneticilerin Sessizliği ve Dini Liderin Boyun Eğmesi!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Amerika ve Yahudi Varlığının İran'a Yönelik Savaşı Yöneticilerin Sessizliği ve Dini Liderin Boyun Eğmesi!

Haber:

ABD Başkanı Donald Trump, Yahudi varlığı ile İran arasında kapsamlı bir ateşkes anlaşması sağlandığını duyurdu. Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Herkese tebrikler, “İsrail” ve İran arasında tam ve kapsamlı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldı ve yıllarca sürecek bir savaşı önledik.” Trump, her iki tarafı da övdü ve savaşı sona erdirmek için gösterdikleri dayanıklılık, cesaret ve zekadan dolayı tebrik etti. Mesajını şu duayla bitirdi: “Tanrı “İsrail” ve İran'ı korusun, bölgede yıkıcı bir savaşı durdurduk.”

Bu bağlamda, Reuters haber ajansı, bilgi sahibi bir yetkiliden, Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin, İran'ın Katar'daki El-Udeyde hava üssüne düzenlediği saldırıların ardından İranlı yetkililerle yaptığı telefon görüşmesinde, Tahran'ın Amerika’nın Yahudi varlığıyla ateşkes önerisini kabul ettiğini söylediğini aktardı. Ayrıca Reuters, İranlı üst düzey bir yetkilinin, “Tahran, Katar'ın arabuluculuğu ve ABD'nin önerisiyle Tel Aviv ile ateşkesi kabul etti” dediğini aktardı.

Yorum:

Siyasi arena, Amerika ve Yahudi varlığının İran'a yönelik savaş ilan etmesiyle üzücü bir sahneye tanık oldu. Nitekim bu savaşa, öldürme, yıkım ve tüm uluslararası örf ve yasaların açıkça ihlal edilmesi damgasını vurdu. Her ikisi (Amerika ve Yahudi varlığı) görevlerini tamamladıktan sonra, tek taraflı ateşkes ilan ettiler, İran da bu açıklamayı kabul ederek itiraz veya tereddüt etmeden yenilginin acısını yuttu.

Bu siyasi manzara çok açık olup acılarını nitelendirmek için fazla açıklama yapmaya gerek yoktur. Zira Amerika kendini dünyanın, özellikle de İslam beldelerinin kralı ilan etmiş ve düzenini, kendi çıkarlarını ve Yahudi varlığının güvenliğini garanti altına alacak şekilde yeniden düzenlemeye karar vermiştir. Bölgedeki Amerikan planlarını tehdit etmesin diye basit bile olsa her türlü engeli ortadan kaldırmak için Yahudi varlığının elini serbest bırakmıştır. İran ve bölgedeki kolları, ABD'nin projesinin önünde bir engel teşkil etmese de, ABD'nin bölge için istediği yeni yüz, ABD'ye boyun eğmiş ve hizmetkarı olsalar bile eski yüzlerin değişmesini gerektirmektedir. Bu nedenle İran rejimindeki muhafazakâr veya “şahin” askeri liderlerin çoğu tasfiye edilmiş, birçok nükleer fizikçi infaz edilmesinin yanı sıra üç nükleer reaktör ve ülkenin petrol tesisleri de dahil olmak üzere birçok stratejik askeri ve ekonomik tesisler tahrip edilmiştir.

Amerika ve onun bölgedeki kolu olan Yahudi varlığının bu saldırganlığı hiç şaşırtıcı değildir; zira onlar, Müslümanların kanına susamış olup henüz kana doymamışlar ve asla da doymayacaklardır. Ancak utanç verici olan, İran ve bölgedeki Müslümanların başındaki yöneticilerin tepkisidir. Zira başta Hamaney olmak üzere İran'ın yöneticileri, ülkelerini mahveden, kadınlarını dul bırakan ve çocuklarını yetim bırakan ABD başkanının emrine boyun eğmiştir. Dolayısıyla onlar, sanki savaşı başlatan ve Amerika'ya ve Yahudi varlığına saldıran kendi ülkeleriymiş gibi hemen ateşkesi kabul ettiler! Bu, Yahudiler tarafından suikasta uğrayan onlarca İranlı askeri liderin, daha önce Kasım Süleymani ve Lübnan'daki parti liderleri gibi Hamaney'in gözünde değersiz bir hale geldiği gibi Filistin'de yetmiş binden fazla şehit de değersiz bir hale gelmiştir. Nitekim bu şehitler için yalan bir şekilde “Kudüs Tugayı” adında bir tugay oluşturuldu ancak bu tugay, Kudüs için tek bir kurşun bile sıkmadı!

Aynı zamanda utanç verici olan tutum, bombalayıp öldürdükten sonra güvenli ve huzur içinde geri dönen Yahudi varlığı ve Amerika'nın uçaklarına izin verirken sivil uçakların uçuşlarını yasaklayan bölge ülkelerinin ve ordularının tutumudur. Onların sanki kendilerini ilgilendirmiyormuş gibi komşu ülkede işlenen bu suçları izlemeleri, onların da açıkça İran'ın yöneticilerinden daha az hain ve alçak olmadıklarını göstermektedir. Dolayısıyla onlar, sırayla kurban edilmek için bekliyorlar. Allah, zararlı yöneticileri kahretsin; zira onlar, orduları zincirleyip İran ve Filistin'deki kardeşlerine yardım etmelerini engellediler ve şimdi de aynı şeyin Pakistan, Türkiye ve diğer Müslüman ülkeler gibi başka Müslüman ülkelerin başına gelmesini bekliyorlar.

İslam ümmeti ve ordularının, çok geç olmadın meselenin farkına varmaları gerekmektedir. Ayrıca onların, ülkemizi yöneten ve sömürgeci kâfirin kaynaklarımızı kontrol etmesine, nükleer, askeri ve ekonomik gücümüzü çalmasına izin veren ajan yöneticilerden kurtulmaları gerekir.Yine onların, tüm samimi çabalarını, bu Ruveybidaları devirmeye ve ciddi bir bir şekilde Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya yönelmeleri gerekir; zira bu parti, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeye ve Bedir, Hıttîn, ve Ayn Calut savaşları gibi zafer ve iktidar savaşlarında ümmete ve ordularına liderlik etmeye muktedir olan siyasi bir partidir. Eğer ümmetin içindeki muhlisler ve ümmetin ordularının içindeki sadık subaylar, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir'e nusret vermezlerse, İslam ülkelerinin Amerika'nın gölgesindeki geleceği, lanetli Hülâgü'nün gölgesinde olduğundan daha da kötü olacaktır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

“Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Muhacir – Pakistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER