- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
“Gazze'yi Hilafet Kurtarır” Etiketiyle Türkiye'deki Sosyal Medyada Geniş Etkileşim!
Haber:
“ #GazzeyiHilafetKurtarır etiketi, Türkiye'de X platformunda 251 binden fazla tweet ile en çok paylaşılanlar arasında yer aldı. Tweetlerde, kullanıcılar İslami Hilafetin, Gazze savaşını sona erdirmek ve Filistin halkına destek olmak için tek yol olduğu görüşünü ifade ettiler.” Bu, el-Cezire Türkiye'nin resmi Facebook sayfasında yayımlanan haberin veya paylaşımın başlığı ve içeriğiydi.
Yorum:
El Cezire Türkiye'nin yayınladığı bu habere ilişkin insanların yorumlarını takip etmek dikkat çekicidir; bu yorumlar, ümmetin büyük çoğunluğunun bu haberin içeriğinden uzaklaşmadığını göstermektedir; hatta bu haberi şu şekilde yeniden formüle edebilirsiniz: tüm ümmet veya onun büyük çoğunluğunu Hilafeti arzulamaktadır; dolayısıyla bunun, ümmetin tarihine, kültürüne, günümüzle etkileşimine ve aynı şekilde geleceğe yönelik bakışına kadar uzanan derin anlamları vardır.
Ümmetin tarihi ve kültürüyle ilgili boyuta gelince; tarih açısından; eğer ümmetin ilmi ihtişamını veya milletlere karşı ilerlemesini ya da dünya egemenliği alanındaki liderliğini bir araştırırsanız, sistemi ve değerleriyle tüm yaşam alanlarında somutlaşıp hakim olan İslam'ın dışında Arabı, Acemi, Kürdü, Türkü ve tüm ırklarıyla bir milletin üzerinde birleştiği ve bakış seviyesinin yükseldiği övünçler ve başarılar bulamayacaksınız. Ümmetin kültürüne gelince; Ümmetin aldığı her nefesin ve zafer, adalet, birlik, insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak, yoksullarla zenginler arasındaki uçurumu kapatmak gibi ifade etmek istediği her anlamın, sadece açık bir şekilde Allah Subhanehu’nun Kitabı’na ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetine ve aynı şekilde ümmetin bayramları, oruçları, iftarları ve haclarındaki birliğine uzandığını göreceksiniz; dolayısıyla tüm bu anlamlar, ümmetin vatan ve millet sınırında kalmayıp mefhumlarıyla daha büyük bir ümmet olduğunu söylemektedir.
Ümmetin mevcut durumuna gelince; ümmet için sonu gelmeyen sloganlar atılıp süslendi ama bunların hepsi, İslam'dan uzak, dahası onunla doğrudan ve yüz yüze çatışmaktadır. Nitekim ümmet, Gazze'deki kardeşlerinin bombalandığını gördü, ümmetin vicdanında bildiği sınırların, kan şelalesini durdurmak için geri durmayı haklı çıkarmak amacıyla kullanılan hayali sınırlar olduğunu gördü ve çıkar, güç dengesi, vatan ve millet gerekçesiyle oturmanın korkakları, ülke üstüne ülkeyi kırıp geçiren ve kan üzerine kan döken Yahudilerin savaşında Müslümanların yanında durmayan kimselere dönüştüğünü gördü; zira rejimler, ülkelerini teslim ettiler, kasabın kapılarının eşiğinde durmasını beklediler ama kasap, daha önce kendisi çatışmadan ve akide ve din kardeşine yardım edilmesini söylemekten kaçınan, dolayısıyla güvenlik gerekçesiyle kendisini teslim etmeyen ama kardeşine de destek vermeyen bir ülkeye bıçağıyla gelip girmek için izin istemedi.
Aynı zamanda ümmet, eğer tam bir ümmet duruşuyla durur ve hep birlikte Allah'ın ipine sarılıp bölünmezse, -silah ve asker olarak- ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir gücün onun karşısında duramayacağını görecektir.
Tüm söylemlerin başarısız olduğu acı dolu mevcut durumuyla ümmetin geleceği hakkında gördüğü şey ise, şu an yaşamış olduğundan farklı bir gelecek yaşamak için kültüründen ve tarihinden ilham aldığı şeydir; zira Rabbinin Kitabı’nın ve Peygamberinin sünnetinin gölgesi altında tek bir ümmet olarak bir araya geleceği gelecek, Allah’ın izniyle yakın bir gelecektir; işte o zaman ümmet, Yahudilerin elini Filistin halkının üzerinden kaldıracak, dahası Filistin’i kurtaracak ve ilk kez girdiği gibi mescide girecektir. Böylece dünya, ümmetin yeryüzünün mevcut resmini katlayıp ona İslam’ın örtüsünü giydirdiğini ve onu bu dinin ışığıyla aydınlattığını görecektir.
Allah'ın Kitabı'nın ve Rasulü'nün sünnetinin gölgesi altında birleşen ve Allah yolunda cihad eden tek ümmet, “Hilafet” kelimesinin ayrıntılı bir şerhinden başka bir şey değildir; her ne kadar ümmet Hilafet hakkında ifade etmek istediğini bir anda açıkça söyleyemese de ancak bu onun düşüncelerinde ve duygularında mevcuttur. Bakın işte bugün ümmet, o kadar açık konuşuyor ve o kadar iyi anlıyor ki, bu fikrin nefislerde kök saldığını ve kalplerde yerleştiğini net bir şekilde ifade eder bir düzeye ulaşmıştır.
Belki de ümmetin, bu “Hilafet” projesi için ortaya çıkmasını ve onun için en değerli şeylerini satmasını engelleyen tek şey, onu gözünde ulaşılması zor hale getiren zorluklardan biri olarak görmesidir; bu da umudun anlamlarını, daha da önemlisi Allah'a güvenmenin, O'na bağlanmanın ve sadece O'na tevekkül etmenin anlamlarını aşılamayı gerektirmektedir ki böylece ümmet projesi için çalışabilsin ve iman ettiği şeyleri ciddiye alabilsin; zira Allah bir çocuğun doğmasını tak ederse, bu gün ümmet çocuğunu kucağına almaya ve onu canı ve malıyla korumaya hazırdır. Bu, Allah’ın izniyle kurtuluşun müjdelerinden biridir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Abdulmunim El-Caberi