Pazartesi, 26 Muharrem 1447 | 2025/07/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gazze Savaşı ve Batı'daki Partilerin ve Yönetici Elitin İktidarlarının Akıbetine Dair Endişeleri!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Gazze Savaşı ve Batı'daki Partilerin ve Yönetici Elitin İktidarlarının Akıbetine Dair Endişeleri!

Haber:

Avrupa Birliği, Gazze'deki insan haklarını ihlal etmeleri nedeniyle Yahudi varlığına karşı on olası önlem de dahil olmak üzere sıkı cezai önlemler almayı düşünüyor.(Rai Al-Youm)

Yorum:

Yahudi varlığının davranışlarına karşı bu görünür sertliğin nedeni nedir?

Avrupa ülkeleri gerçekten bu varlığa yönelik siyasi ve askeri desteklerini veya diğer destek şekillerini kaldırmaya mı başladı?

Yahudi varlığına karşı büyüyen ve tırmanan bu tutum gerçek mi, yoksa bu, gözlere kum serpmek mi? Varlığın kuruluşundan bu yana, hatta daha öncesinde bile gerek Yahudilerin söylemini, gerekse Filistin'de vaat edilmiş vatanları söylemini benimseyen Avrupa Birliği'nin bu tavrı neden?

Devletlerin dış politikaları duygular ve hislere dayalı değildir ve Batılı ülkeler, özellikle de kendi halklarından değilse ölüm, yaralanma ve kayıp sayılarını asla umursamazlar.

Batı, çıkarlara dayalı olan ve çıkarlar dışında hiçbir şeyin öneminin olmadığı kapitalist fikri benimsemiştir; bu yüzden bugünün düşmanı yarının dostu olabilir. Nitekim İngiltere Başbakanı Winston Churchill şöyle meşhur biz söz söylemiştir: “Daimi düşman ya da daimi dost yoktur, daimi çıkarlar vardır.”

İngiltere ve Fransa, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti’nin mirasını paylaşmış ve İngiltere, Şerif Hüseyin'e birleşik bir Arap krallığı kurmasında ona destek sözü vermişti ancak onunla olan sözlerini ve antlaşmaları bozmuş ve onu orada ölünceye kadar Kıbrıs'a sürgüne göndermiş ve Osmanlı Devleti yıkılır yıkılmaz o dönemde büyük İngiltere'nin himayesi altında Filistin'e göç etmeye başlayan Yahudilere, Filistin'de ulusal bir yurt vermek için Balfour Deklarasyonu'nu yayınlamıştır. Bu yaklaşım, Avrupalılar ve Amerikalılar için değişmez bir yaklaşımdır; zira uluslararası ilişkileri belirleyen çıkarlar olup Batı, eğer gerekirse güç kullanarak rakiplerini siyasi iradesine boyun eğdirip çıkarlarını gerçekleştirmektedir.

Bu nedenle Avrupa, son nefesine ve hatta son kurşununa kadar Yahudi varlığını desteklemeye tamamen kararlıdır; bunun nedeni bu mutant varlığın, Avrupa ülkeleri ve Amerika için, İslami ülkenin kalbindeki ileri bir askeri üs ve bu ülkelerde var olan rejimlerde ve toplumlarda dönen küçük büyük her şeyi izleyebilen bir gözetleme noktası olmasıdır; böylece rejimleri, özellikle halkların yeniden canlandırıp geri döndürmeyi arzuladığı ama Batılı ülkelerin “İslami terörizm” olarak adlandırdığı büyük siyasi İslam projesiyle ilgili olanlar başta olmak üzere kendini tehdit eden ama farkında olamadığı tehlikelere yönlendirmektedir;bu nedenle bölgedeki tüm ülkelerin, terörizmle savaş ve mücadele adı altında bu İslam projesiyle savaşmayı taahhüt etmesi, kabul etmesi ve katılması gerekir.

Amerika, Yahudi varlığının en büyük destekçisi olup İbrahimi din adında yeni bir din icat etmiştir; bu yeni din, İslam ülkelerindeki mevcut rejimlerin bu dine katılıp ona bağlı kalmasını, yani mevcut dinleri tek bir din ve tek bir tapınak altında birleştirmesini, İslam'ın sabitelerini ve akidelerini yıkmaya dayanan yeni bir anlayış ve inancı taşıyan din adamlarını türetmesini, yeni dinin propagandasını yapmak için tüm kanalları ve uydu platformları açmasını ve buralarda dinlerinden sıyrılıp normalleşme furyasına katılan vaizleri ve şeyhleri ağırlamasını gerektirmektedir.

O halde Avrupa Birliğinin bu sert tavrı neden?Peki bu gerçek mi, yoksa Avrupa başkentlerinin sokaklarında binlercesinin ayaklanıp protesto gösterileri düzenleyerek partilerin ve iktidardaki elitin iktidarlarının akıbetleri hakkında endişelenmeleri neden olan Avrupa halklarının gözlerine kum serpip duygularını okşamak için mi?Bu gösteriler ve kitlesel protestoların sonucunda birçok liderin düştüğünü, hatta işin göstericiler ile güvenlik güçleri arasında sokak çatışmalarına kadar ulaştığını, onlarca kişinin gözaltına alındığını, birçok yetkilinin toplantı salonlarından kovulduğunu gördük;bu da Avrupa'da iktidar partilerinin düşüşünün ve liberal ve sosyalist eğilimli diğer partilerin iktidara gelmesinin habercisidir. Bu nedenle Avrupa Birliği, yükselen sokak seslerine uyum sağlamak için Yahudi varlığına yönelik üslubunu ve tehditlerini hızla değiştirmek zorunda kalmış olup ancak hakikatte bunun hedefi, durumun tehlikesi konusunda uyarıda bulunan tırmanışa karşı Avrupa sokaklarını sakinleştirmektir.AB'nin ana ülkeleri ise Yahudi varlığını tüm güçleriyle ve hiç durmaksızın desteklemeye devam ediyorlar.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Salim Ebu Sebeytan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER