- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber ve Yorum
Sömürgeci Kafir Devletler İçin Bu Masum Sivil Halkın Kanları Zerre Miktarınca Umurlarında Değildir!
HABER:
13 Mart günü Ankara Kızılay’da meydana gelen, 37 kişinin yaşamını yitirdiği ve yüzden fazla yaralının olduğu bombalı saldırının yankıları devam etmektedir. Haber Ajansları
YORUM:
Öncelikle sivil vatandaşlara dönük bu hain saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar ve ailelerine ise sabırlar diliyorum.
Ankara’da son altı ay içerisinde gerçekleştirilen son üç saldırıda onlarca kişi hayatını kaybetmiş ve yüzlercesi ise yaralanmıştır. Her zaman olduğu gibi bu son saldırının arkasından iktidar yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda terör örgütlerine dönük operasyonların kararlılıkla devam edileceği beyan edilmiştir. Muhalefet partileri ise yine adet olduğu üzere bu tür saldırılardan hükümeti sorumlu tutan açıklamalarda bulunmuştur. Biz ise bir önceki makalemizde aynen şu ifadelere yer vermiştik. Kapitalist demokratik nizam devam ettiği sürece bu tür saldırılar ne ilk ne de son olacak demiştik! Gelmiş olduğumuz bu son noktada yanılmayı gerçekten arzu ederdik. Fakat maalesef bu tür saldırılar devam etmiş ve bundan sonrada devam edeceğe benzemektedir. Dolayısıyla teşhis doğru konulmadığı sürece hastalığın doğru bir şekilde tedavi edilmesi mümkün değildir. Çünkü fitnenin ve terörizmin asıl kaynağı tatbik edilen demokratik nizamdır.
Öncelikle bu tür saldırıların arkasında sömürgeci kâfir devletlerin olduğu çok açıktır. Hal böyle iken bu son saldırının ve öncekilerin hemen akabinde sömürgeci devletler tarafından terörizmi kınayan yayımlar ve halka başsağlığı dileyen mesajlar samimiyetten oldukça uzaktır. Çünkü asıl teröristler ve failler bu sömürgeci devletlerdir. Özellikle de Amerika ve İngiltere’ye dikkat etmek gerekmektedir. Her iki devlet de bu tür saldırıları istismar edecek güçtedir. Her ikisi de kendi menfaatleri için mücadele etmektedir. Bu devletler için ölen masum insanların kanları zerre miktarınca umurlarında bile değildir. Özellikle Amerikan Büyükelçiliğinin bu saldırıdan iki gün önce kendi vatandaşlarını uyarması oldukça manidardır!
PKK’nın Kandil’deki liderlerinden Mustafa Karasu, Ankara saldırısından sonra bir gazetede kaleme aldığı yazıda, bu saldırının Çevik Kuvvet Polislerini hedef aldığını söyledi. Devamla Karasu bu saldırıdan önce ’’Halkların Birliği Hareketi’’ başlıklı 10 örgütle kurdukları ittifakın çok önemli olduğunu vurguladı. Mustafa Karasu ise örgütün önemli isimlerinden birisi ve İngilizci tutumuyla bilinen ve şu an PKK’nın lideri olan Cemil Bayık’a yakın olan bir isimdir. Az önce yukarıda beyan ettiğim 10 örgütten oluşan grup, sosyalist bir akideye sahip olmakla beraber oldukça aşırıdır. Genellikle bu tür örgütleri kullanan devlet ise İngiltere’dir. Yani İngilizler veya Türkiye’deki aşırı ulusalcılar bu tür marjinal örgütleri bir takım siyasi hedefleri gerçekleştirmek için zaman zaman bir maşa veya piyon olarak kullanmışlardır. Bunun örneklerini geçmişte veya son yakın zamanda görmekteyiz. Yine bununla birlikte yaklaşan nevruz kutlamalarından önce PKK’nın lideri olan Cemil Bayık’ın bu tür şiddet eylemlerinin tırmanacağını, iktidarın Doğu ve Güney Doğu’da PKK’ya yönelik yürütmüş olduğu askeri operasyonların intikamının alınacağını söylemesi de oldukça manidardır. Buna bağlı olarak Cemil Bayık’ın İngiliz Times gazetesine vermiş olduğu son röportajda ‘’Erdoğan’ı ve AKP’yi devirmek istiyoruz’’ diyerek şöyle devam etmiştir. ’Kısa bir süre öncesine dek Türk ordusuyla savaş sadece dağlardaydı. Daha sonra kasaba ve kentlere de taştı. Artık her yerde olacak. Mücadelenin bu aşamasında gerillalarımıza yerine getirmeleri yönünde verilecek her emir, meşru olacaktır’’ ifadesi var olan çatışmaların daha da şiddetleneceğini göstermektedir. Ayrıca bu son saldırıyı gerçekleştiren faillerden birinin geçmiş yıllarda PKK davasından dolayı yargılanması da muhtemelen eylemi gerçekleştiren örgütün PKK olduğunu göstermektedir. Nitekim ben bu satırları kaleme alırken bu saldırıyı PKK’ya yakınlığı ile bilinen TAK örgütü üstlenmiştir. Dolayısıyla Türkiye bu tür şiddet eylemlerinden kurtulmak istiyorsa sömürgeci kâfirlerle olan stratejik işbirliğine hemen son vermeli ve yapılan tüm anlaşmaları askıya almalıdır. Bu devletlerin elçiliklerini hemen kapatmalı ve elçiler sınır dışı edilmelidir. Aksi takdirde bu kirli ilişkiler devam ettiği sürece akan kanlar son bulmayacak ve akmaya devam edecektir. Ta ki Hilafet Devleti kuruluncaya kadar.
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Yılmaz Çelik