Pazartesi, 28 Safer 1446 | 2024/09/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Her Kim, Ergenekon ile Hizb-ut Tahrir Arasında İlişki Kuruyorsa Aklını Kontrol Ettirsin!

  • Kategori Türkiye
  •   |  

Ergenekon Davasında ikinci iddianame İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde 25 Mart 2009 Çarşamba günü kabul edildikten sonra bazı medya organları Hizb-ut Tahrir'in Ergenekonla ilişkili olarak iddianamede yer aldığı haberini yaptılar. İddianamede, bu olmayan "ilişki"nin nasıl tarif edilip ispatlanmaya çalışıldığına hiç değinilmeden "Hizb-ut Tahrir-Ergenekon ilişkisi ikinci iddianamede yer aldı" şeklinde yapılan haberler, ciddiyetsiz habercilik anlayışının ürünü olduğu gibi haberin veriliş tarzı itibariyle Hizb-ut Tahrir'i kamuoyu nazarında şaibeli duruma düşürmeye yöneliktir.

Ancak dünyanın değişik yerlerinde defalarca maruz kalmasına rağmen ne izzetini ne de İslami hayatı başlatma azmini zedeleyemeyen bu tür menfur girişimler beş kıtada faaliyet yürüten Hizb-ut Tahrir'in saygınlığını bu sefer de gölgeleyemeyecektir bilakis her saldırı, her iftira, her komplo onun Ümmet nezdindeki yerini daha da sabitleyip pekiştirecektir.

Bu açık hakikatlerle birlikte iddianamede yer alan hususlar hakkında Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti olarak söyleyeceklerimiz şunlardır:

1- İddianamede geçtiği üzere; Teğmen M. Ali Çelebi, Süleyman Solmaz'a kendini muhasebeci olarak tanıtmış, İslami konulara ilgisinin olduğunu söyleyerek ondan  kitap istemiş, Süleyman Solmaz da ona  bazı kitaplar vermiş ve sohbetler düzenleyerek onu daha fazla bilgilendirmek istemiştir;

Bu davranış, Hizb-ut Tahrir'e özgü değildir. Her Müslüman kitle, İslami konularda yardım isteyen kişiye yardım etmek için elinden geleni yapar. Solmaz'ın yaptığı da İslami bir reflekstir. Karşısındaki kişinin karaktersiz, İslam düşmanı olduğunu tespit edememesi, onun amelini iptal etmez. Üstelik bu, tüm İslami grupların başına gelebilecek bir durumdur.

2- Teğmen M. Ali Çelebi'yle irtibatlı olduğu söylenen Süleyman Solmaz;

Hizb-ut Tahrir üyesi değildir, hiç de olmamıştır. Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Resmi Sözcülük bürosu 28 Eylül 2008 tarihli basın açıklamasında Hizb-ut Tahrir'e üyelik konusunu açıklamıştır. Hizb-ut Tahrir'in fiillerini yönlendirmek için Hizb-ut Tahrir üyesi olmak kafi değildir. Hatta Hizb-ut Tahrir'in Türkiye Vilayetindeki Mesulü dahi tek başına Hizb-ut Tahrir'in fiillerini belirleyemez, yönlendiremez. Hizb-ut Tahrir tek adamlı cemaat yada partiler gibi değildir. Hal böyleyken Hizb-ut Tahrir üyesi olmayan, sadece Hizb-ut Tahrir'in tüm Müslümanlara açık olan sohbetlerine katılmış bir kişiyle birkaç görüşme yapılarak Hizb-ut Tahrir'e sızıldığını, onun yönlendirilmeye çalışıldığını söylemek gülünçten de öte hastalıklı bir beynin vehmidir.

3- Fatih Camii'nde 02 Eylül 2005 tarihinde yaptığımız "Hizb-ut Tahrir'den İslam Ümmeti'ne ve Bilhassa Kuvvet Sahibi Olanlarına Bir Nida" başlıklı nidanın tarihine dikkat çekilerek sanki Ergenekon tarafından tertiplendiği imajı verilmiştir;

Halbuki bu amel Türkiye'ye has olmayıp dünya çapında Hizb-ut Tahrir'in sorumluları o günkü Cumâ Namazı'ndan sonra Hizb-ut Tahrir'in çalışmakta olduğu tüm Müslüman beldelerde, Endonezya ve Malezya'nın bulunduğu Büyük Okyanus çevresindeki Uzak Doğu'dan başlayıp Hindistan, Bangladeş, Pakistan, Afganistan, Orta Asya ve Anadolu ile, Irak, eş-Şâm beldeleri, Arap Yarımadası, Sudan, Mısır ve Kuzey Afrika'dan geçip Fas beldelerinin bulunduğu Atlas Okyanusu kıyılarındaki Uzak Batı'ya kadar ulaşan bir coğrafya üzerinde bu nîda ile haykırışta bulunmuşlardır. Bu nidanın yalan iddialara konu edilmesi Hizb-ut Tahrir'i bağlamadığı gibi Hizb-ut Tahrir ile cani gruplar arasında bir hedef birliği olduğunu asla göstermez.

4- Fatih Camii'ndeki nidaya katıldığı tespit edilen birkaç kişinin telefon numaralarının Ergenekoncu bir kişinin bilgisayarında çıktığı belirtilerek Ergenekon ile Hizb-ut Tahrir arasında bağ kurulmuştur;

İddianameyi hazırlayan savcılar 21. Yüzyılda yaşadığımızı unutup artık pek çok bilgiye ulaşmanın kolay olduğunu dikkate almamışlardır. Yüzlerce Hizb-ut Tahrir üyesinin bilgileri haklarındaki davalardan ötürü zaten açıktır. Bir avukat vasıtasıyla birkaç değil yüzlerce Hizb-ut Tahrir üyesinin adresleri, telefonları, nüfus bilgileri kolaylıkla elde edilebilir. O halde mesele, bu bilgilere ulaşma meselesi değil bahsedilen kişiler ile telefon numaralarını bulunduran kişi arasında bir iletişim olup olmadığı meselesidir ki hem böyle bir iletişim yoktur hem de bahsedilen sabit telefon numaraları Hizb-ut Tahrir üyelerine ait değildir. Üstelik Ergenekon çetesinin neredeyse tüm Türkiye hakkında bilgi topladığı, fişleme yaptığı bilinmektedir. Dolayısıyla herkesin kolayca ulaşabileceği bilgilerin Ergenekon çetesinden çıkmış olmasını Ergenekon-Hizb-ut Tahrir bağlantısına delil göstermek, yüzeyselliktir, art niyetliliktir.

5- Ergenekon Davasından ötürü gözaltına alınan daha sonra Hizb-ut Tahrir'e üye olmaktan dolayı tutuklanan, Kurtça Bektaş, Rıza Demir, Rıfat Yıldırım ve Mahmut Oğuz'un dosyası Ergenekon dosyasından ayrılmıştır;

Tek başına bu karar dahi Ergenekon ile Hizb-ut Tahrir arasında hiçbir bağlantının olmadığını açık bir şekilde göstermektedir.

Bu hakikatler ışığında art niyetli olmayan her akıl sahibi Hizb-ut Tahrir ile Ergenekon arasında hiçbir bağlantının yada ilişkinin olmadığını açıkça görecektir. Üstelik İngiliz beslemesi Ergenekoncu taifenin yada aynı zihniyetteki kişilerin zulmüne en çok maruz kalan kesimlerden biri de Hizb-ut Tahrir'dir. Özellikle 2000 yılından bu güne kadar yüzlerce Hizb-ut Tahrir Şebabı gözaltına alınarak insanlık dışı işkencelere maruz edilmiş, gayri hukuki kararlarla tutuklanıp cezaevlerine konulmuştur. Bugün dahi onlarca Hizb-ut Tahrir üyesi bu Ergenekoncu zihniyetten ötürü cezaevindedir.

Ümmetin hizmetçisi olmaya kendini adayan Hizb-ut Tahrir'in, Ümmeti her fırsatta ezen ve aşağılayan Ergenekoncu zihniyetle hiçbir ilişkisi olmamıştır ve olmayacaktır. Bizim onlarla ilişkimiz ancak Nübüvvet Minhâcı üzere Râşidî Hilâfet Devleti'ni Allah'ın izniyle kurduğumuzda Müslüman Türkiye halkına yaptıkları zulümlerin hesabı sormak şeklinde olacaktır!

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ Zulmedenler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini bileceklerdir.[Şuarâ 227]

 

 

www.hizb-ut-tahrir.org | www.hizb-ut-tahrir.info | www.turkiyevilayeti.org

 

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- İnsanlığın Kurtuluşu İslâmî İktisat Nizamındadır

Kapitalist Sistem'in dünyaya hegemonyası yüzünden dünya, felaketlerin, musibetlerin, malî ve ekonomik krizlerin sıkıntısını devletlerin ortaya koyduğu çözümlere rağmen çekmeye devam etmektedir. Çünkü Kapitalist Ekonomik Sistemin durumunda olduğu gibi kendisinden ortaya çıkan bu bozuk ve hatalı çözümlerin geneli fakirlerin hesabına zengin malî kurumlar ile servet sahiplerinin kurtarılmasına hizmet edip reel ekonomi pahasına sanal ekonominin hegemonyasını devam ettirerek tüm insanlığa yönelik artı felaketlerin habercisi olmuştur.

Hizb-ut Tahrir, 03.01.2009 tarihinde, ekonomistlerden, medyacılardan, siyasilerden ve ilgililerden binlerce kişinin katılımı ile Sudan'da küresel ekonomik bir konferans düzenledi. Bu konferansta mevcut krizin vakıası ile sebeplerini ve dünyayı kasıp kavuran bu kriz ile ekonomik sorunlara yönelik köklü çözümü açıklamasının yanı sıra dünyayı felaketlerden ve musibetlerden kurtararak onu genel refah kavuşturacak Hilâfet Devleti sayesinde insanlığa tatbik edilmesi gereken İslâmî İktisat Nizamını da açıklamıştır. Ayrıca Hizb, ekonomistlere, düşünürlere ve ilgililere dağıtılmak üzere konferansın özet halini bir kitap haline getirmiştir. Bundan dolayı:

Hizb-ut Tahrir sizleri; M. 03 Nisan 2009 el-muvâfık H. 08 Rabî-ul Âhir 1430 Cuma günü iki basın konferansına katılmaya ve iştirak etmeye davet eder.

Birincisi: Lübnan / Beyrut / Sefir El-Ravşa Oteli / Medîne El-Münevvera ve Beyrut saatiyle sabah saat 10:30'da

İkincisi: İngiltere - Londra / Friends Building - King Cross / Medîne El-Münevvera saatiyle akşam saat 20:30'da ve Londra saatiyle akşam 18:30'da

Böylece sizlere; gerek mevcut krizin, gerekse dünyanın tüm krizlerine ve sorunlarına ilişkin aradığınız çözüm sunulacaktır. İnsanlığın mutluluk ve refahını sağlamaya yönelik sunulacak çözüm ve bu çözümün uygulama araçları hakkında soruların sorulması ve izahatların istenmesi mümkündür.

Bunun yanı sıra Hizb-ut Tahrir sizleri; www.hizb-ut-tahrir.info internet sitesi üzerinden iki basın konferansını canlı yayından izlemeye, Medya Bürosu aracılığıyla sorularınızı ve görüşlerinizi göndermeye davet eder.

 

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir/Türkiye Vilayeti'nden Bir Heyet, Afganistan'ın Ankara Büyükelçiliği'ne, Açık Bir Mektup Teslim Etti

H. 05 Rebi-ul Ahir 1430 el- muvafık M. 30 Mart 2009 günü, Hizb-ut Tahrir/Türkiye Vilayeti'nden bir heyet, Afganistan Cumhuriyeti yöneticilerinin Hizb-ut Tahrir'in Afganistan'daki Şebabına yönelik cürümlerini ifşa eden açık bir mektup iletmek üzere, Afganistan'ın Ankara'daki Büyükelçiliği'ne gitti. Büyükelçilik'te yetkililerin bulunmaması nedeniyle, sekreterlikteki görevli ile görüştüler. Kendisine Hizb-ut Tahrir hakkında bilgi verildi, söz konusu mektubun içeriğinden bahsedildi, Afganistan Devlet Başkanı Hamit Karzai ile Amerika arasındaki kirli ilişkilere dikkat çekilerek, bunun Karzai'ye, Afganistan'a ve halkına yüzkarası ve zillet olarak döneceği ifade edildi. Daha sonra yetkililere iletmesi için açık mektup görevliye verildi.

Söz konusu mektupta; "Afganistan Devleti, İslami olduğunu göstermek adına kendini İslâm Cumhuriyeti olarak isimlendirmesine rağmen(!) İslâmî Hilâfet farizasını eda eden Hizb-ut Tahrir'in aktivitesi ve Afgan vatandaşları arasında kazandığı popülaritesi, devleti, yetkilileri, özellikle de Vatanî Güvenlik İdaresini, Hizb'in şebâbına karşı İslâmî usullerle, hatta insanlıkla bağdaşmayan şiddet ve zorba eylemler uygulamaya sevk etmiştir." denildi. Afganistan yöneticilerine şu uyarıda bulunuldu: "Hizb-ut Tahrir / Afganistan, Hilâfet için çalışanları tutuklayıp onlara işkence yaparak Allah'ın dinine karşı cüret eden Güvenlik İdaresi'ni dizginlemesi, tutuklu şahısları derhal serbest bırakması, bunun sorumlularını muhasebe etmesi ve Hizb-ut Tahrir'den resmî olarak özür dilemesi hususunda Afganistan Devleti'ni uyarır."

Açık mektubunun sonunda ise; Hizb-ut Tahrir üyelerinin, Afganistan Devleti yetkilileri tarafından maruz kaldıkları ceza ve işkenceye rağmen İslâmî Hilâfeti ikame edinceye kadar İslâmî âlemin dört bir tarafındaki faaliyetlerinin sebatında, devamında ve yoğun uğraşısında asla tereddüt etmeyeceği gibi bu uğurda fedakârlık yapmaktan da asla kaçınmayacakları belirtildi.

إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ "Şüphesiz bunda, aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır." [el-Kâf 37]

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcü Yardımcısı
Türkiye Vilâyeti


 

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir Medya Bürosu Aracılığıyla Basın Konferansına Katılmaya ve İştirak Etmeye Yönelik Bir Davet

Hizb-ut Tahrir, M. 03 Ocak 2009 el-muvâfık H. 07 Muharrem 1430 Cumartesi günü, Hartum'daki Bibrî Fuarı'ında küresel ekonomik bir konferans düzenledi. Dünyanın dört bir tarafından bu konferansa davet edilen ekonomistlerden, uzmanlardan, aydınlardan ve siyasilerden oluşan bir grup, "İslami Ekonomik Sistemin Gölgesinde İtminanlı ve Güvenli bir Dünyaya Doğru" sloganı altında köklü bir çözümü bulunmaksızın gözle görünür etkileri ile yansımaları devam edegelen malî krizi ele alarak sebepleri ile sonuçlarını ve vakıada ortaya atılan çözümlerin verimsizliğini sundular. Konferansın sonunda insanlığı ıslah edecek olanı en iyi bilen tüm insanlığın yaratıcısı âlemlerin Rabbinden gelen çözümler olması itibariyle İslâm'ın sahih çözümlerini açıkladılar. [أَلا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ] "Hiç yaratan bilmez mi? O, latiftir, habîrdir." Bu konferans, Hizb-ut Tahrir'i konferansın etkinliklerini Arapça ve İngilizce dilinde olmak üzere bir kitapta yayınlamaya sevk edecek derecede tüm dünya çapında eşi görülmemiş bir başarı elde etti. Ayrıca Hizb, bu kitaba ilaveten Sudan'da düzenlenen konferans etkinliklerinden kesitler içeren cd'lerin tanıtımını yapacağı iki basın konferansı düzenleyecektir. Bunlar da M. 03 Nisan 2009 el-muvâfık H. 08 Rabî ul-Âhir 1430 Cuma günü düzenlenecektir:

Birincisi: Lübnan / Beyrut / Sefir El-Ravşa Hoteli / Sudan saatiyle sabah saat 10:30

İkincisi: İngiltere / Londra / Friends Building - King Cross / Sudan saatiyle akşam saat 20:30

Basın konferansı, internet yoluyla sesli olarak canlı yayınlanacaktır. Allah bize fırsat verirse Medya Bürosu adresi aracılığıyla video görüntüsü de verilecektir.

www.hizb-ut-tahrir.info

Hizb-ut Tahrir, bu beyan yoluyla; toplumun tüm kesimlerini, özellikle iş adamlarını, ekonomistleri, siyasileri, aydınları, gazetecileri ve ekonomiyle ilgili herkesi bu basın konferansına, canlı yayın yoluyla bağlanmaya ve Medya Bürosu aracılığıyla sorular ve görüşler göndermeye davet eder. www.hizb-ut-tahrir.info

 

 

 

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir

Resmî Sözcüsü

Sudan Vilâyeti

 

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hürriyet Gazetesi'nde Yayınlanan Bir Makaleye Reddiye

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni'ne,

es-Selâmu Âlâ Men İttaba'l Hudâ,

 

Gazetenizin 29 Mart 2009 tarihli nüshasında, Enis Berberoğlu'na ait "Hizb-ut Tahrir Kimin Örgütüdür" başlıklı yazıyı okuduk. Yazar, makalesine Ergenekon davasının 2. İddianamesine ilişkin bir yazı görüntüsü vermiş ama gerçekte Hizb-ut Tahrir'i hedef almıştır. Hizb'e karşı beslediği ön yargı aklını örtmüş olacak ki 20 Eylül 2008 tarihli basın açıklamamızdan alıntı yaparak makalesine taşıdığı "(Hizb-ut Tahrir) Sadece Ergenekon gibi İngiliz güdümlü terör şebekelerini reddetmek ve Ümmet içerisinde kök salmasını engellemek üzere çalışmakla kalmaz, aynı zamanda AKP Hükümeti gibi Amerikan güdümlü fitne şebekelerini de reddeder ve Ümmet içerisinde kök salmasını engellemek üzere çalışır." şeklindeki ifademizi "İngiliz Gizli Servisi'nin yan kuruluşu" şeklinde akıl dışı bir söze mesnet yapmaya çalışmıştır. Ayrıca yazar makalesinde kapalı tutmuş olsa da "İslami hareketleri izleyenler" diye belirttiği kesimin, başta Amerika ve İngiltere gibi kâfir sömürgeci devletler olmak üzere, 3 Mart 1924'te İngilizler'in desteği ile Hilafet'i yıkmayı başaran Arap ve Türk hainler gibi bugün de İslami Ümmetin başına çöreklenip yine kâfir sömürgeci devletler adına yeniden Hilafet'in ikame edilmemesi için çalışan yöneticiler, bunların istihbarat kuruluşları ve Hizb'i kötülemek ve karalamak adına bunların ortaya attığı aşağılık iftiraları servis etmek üzere kalemşörlüğe soyunan bazı insaftan yoksun yazarlardan oluştuğunu İslami Ümmet ve bizler bilmekteyiz. Fakat yazar, bu tür iftiralardan medet umup saldıranların ne kadar gülünç duruma düştüklerini bilmemektedir.

Hizb-ut Tahrir İslam Ümmeti'nin bağrından çıkmış, İslami, ideolojik, küresel ve bağımsız bir siyasi partidir. Hizb'in varlık nedeni ise, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنْ الْمُنْكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمْ الْمُفْلِحُونَ "Sizden hayra davet eden, marufu emreden, münkerden nehyeden bir ümmet (topluluk) bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." şeklindeki kavlidir.

Sayın Genel Yayın Yönetmeni, her ne kadar hakkımızdaki söz konusu saldırgan yazı, yazarınız Enis Bey tarafından kaleme alınmış olsa da bizler fertleri değil, bir siyasi parti olarak fertlerin bağlı bulunduğu kurumları muhatap alırız. Bu nedenle erdem ve basın etiği ilkelerine uygun hareket edip bu reddiyemizi yayınlamanızı talep ediyoruz.

 

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir, Polisin Yüzlerce Üyesinin ve Taraftarının Yaralanmasına Yol Açmasını ve Düzenlediği Yürüyüşünü Bastırmasını Kınar

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Resmî Sözcüsü Muhyiddîn Ahmed, Hizb'in bugün Cuma salâtından sonra Mescid-il Kebir'in çıkışında düzenlediği yürüyüşe karşı Hükümetin kullandığı şiddeti kınadı ve polisin son günlerde tutukladığı Hizb'in 43 üyesini derhal serbest bırakılmalarını talep etti. Muhyiddîn Ahmed, Hükümetin Hindistan ile Hükümet içindeki ve dışındaki ajanlarının tezgâhlayarak pek çok askerî subayın katledilmesine yol açan komployu protesto etmek amacıyla Hizb'in bugün çağrıda bulunduğu yürüyüşe karşı polise şiddet kullanması emri verdiğini ifade etti. Nitekim Hükümet, bu komployu deşifre etmelerinden dolayı Hizb'in 33 üyesini tutuklamıştı. Bugün de polis, yürüyüşe katılanları dağıtmak amacıyla coplar ile silahların dipçiklerini kullanarak 12 şebabın bayılmasına, 10'u ağır olmak üzere 100'den fazlasının yaralanmasına neden olduğu gibi 10 kişiyi de tutuklamıştır.

Muhyiddîn Ahmed şöyle dedi: Şeyha Hasina Hükümeti, sınır muhafızları subayları katliamını işleyen Hindistan ile ajanlarını himaye etmeye aşırı düşkünlüğünden dolayı Hizb-ut Tahrir şebâbına karşı şiddet kullanımına başvurmuştur. Bu nedenle Hükümet, bu hakikati gizlemek amacıyla soruşturmayı saptırmaya hırs göstermektedir. Hizb-ut Tahrir / Bangladeş, 28 Şubat 2009'da ordu subaylarının katledilmesine değindiği bir beyan yayınlayarak sınır muhafızları karargâhındaki sözde isyanın, Hindistan ile Hükümet içindeki ve dışındaki ajanlarının tezgâhladığı komplolar silsilesinin bir parçası oluğunu ifade etmiş ve insanlardan katliamdaki şüpheli rolünden dolayı Hükümeti muhasebe etmelerini talep etmiştir. Hükümet ise, bu beyanı dağıttıkları için 1-2 Mart günlerinde Hizb'in 31 üyesini tutuklamasının ardından tutuklu kardeşlerinin serbest bırakılmasını talep etmelerinden dolayı da aynı ayın 25'inde şebâbtan 2 kişiyi  daha tutuklamıştır. Ardından da Hükümet, eziyet amacıyla 33 şebâba mesnetsiz suçlamalarda bulunarak haddi aşmıştır. İşte bugün polis, Hizb'in şebâbından 10'unu daha tutuklamıştır.

Muhyiddîn Ahmed şöyle dedi: "Demokrasi iddiasında bulunan Şeyha Hasina Hükümeti, Hizb-ut Tahrir'e yönelik vahşî baskısı ve Hizb'i susturmayı amaçladığı bu zalimane vahşî uygulamaları ile çirkin yüzünü ifşa etmiştir. Ancak Allah'ın izniyle bu maksat asla gerçekleşmeyecektir. Zira Hizb-ut Tahrir, semaların ve arzın yaratıcısı Allah [Subhânehu ve Te'alâ] dışında ne sömürgecilerden, ne de ajanlarından korkmaktadır. Bu Hükümet bilmez mi ki kendisi için günahtan el etek çekmesi, azgınlığını ve Hindistan ile Amerika'ya ajanlığını sürdürmesinden daha hayırlıdır.

 

Muhyiddîn Ahmed
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir

Resmî Sözcüsü ve Genel Koordinatörü
Bangladeş

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir'den Bir Heyet, Afganistan'daki Hizb-ut Tahrir Üyelerinin Tutuklanmasını Ve İşkence Edilmesini Protesto Etmek İçin İslamabad'taki Afganistan Sefaretine Açık Bir Mektup Teslim Etti

Bugün Hizb-ut Tahrir'den bir heyet, Hizb-ut Tahrir/Afganistan'dan Afgan Hükümeti'ne yönelik açık bir mektup teslim etmek için İslamabad'daki Afganistan sefaretine gitti. Mektupta, Hizb-ut Tahrir üyelerinin Afgan Hükümeti, özellikle de istihbarat birimleri tarafından tutuklama ve işkenceye maruz kaldığı ele alındı ve bu tür uygulamaların İslâmi değerler ve insan haklarıyla çeliştiği anlatıldı. Ayrıca mektupta, Afgan Hükümeti bu tür uygulamaları terk etmeye davet edildi.

Bu heyete, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Resmî Sözcü Yardımcısı İmrân Yûsufzây ile Hizb üyesi Tahir Sadûzî de katıldı. Sefarete mektubu, Arapça, Farsça, Peştuce ve İngilizce dilinde yazılmış olarak teslim ettiler. Ayrıca heyet sefaretten, mektubu Afgan Hükümetine göndermesi talebinde bulundu.

Bu mektup; Hizb'in gayesi ile bu gayeyi gerçekleştirmeye yönelik siyasî metodunun izahatını içermektedir. Bu metot ise, Müslüman mücahit Afgan halkının da bir parçası olduğu Ümmeti, bu gayenin gerçekleşmesi için çalışması amacıyla Hizb'in fikrinin taşınmasına sevk etmeye dayanmaktadır. Mektupta, Afgan Hükümeti ile istihbarat birimlerinin, 12.03.2009'da Kubeysa bölgesinden Hizb-ut Tahrir üyesi Esadullah İbn-u Cumatü Hân'ı ve ardından hiçbir hukukî gerekçe olmaksızın diğer bir şâbbı tutuklamalarıyla Hizb'in Hilâfet davetine düşmanca bir yaklaşım sergiledikleri belirtilmiştir. Yine Hizb, mektubunda hükümeti hesap gününde Allah Subhânehu ve Te'âla'nın gazabıyla uyarmış, hükümetten derhal Hizb'in üyelerini serbest bırakmasını, Hizb'ten özür dilemesini ve ilerde bu tür fiilleri tekrarlamamasını talep etmiştir. Mektubun sonunda Hizb, tağutlar tarafından şebâbının karşılaştığı eziyet ve işkencenin boyutuna bakmaksızın Hilâfet'in ikamesi için çalışmaya devam edeceğini ısrarla vurgulamıştır.

 

 

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Ey Dünyanın Akilleri! Kapitalizm İdeolojisini, Musîbetlerini ve Krizlerini Kaldırıp Atınız, İşte Size Köklü Çözüm...

  • Kategori Hizb
  •   |  

Dünyadaki politikacılar, ekonomistler ve aydınlar, dünyanın karşı karşıya kaldığı feci ekonomik felaketin nedeninin, kapitalistlerin çıkarları doğrultusunda diğer insanların sırtından onların ceplerini dolduran Kapitalizm ideolojisi olduğuna artık kanaat getirmişlerdir. Zîra Kapitalizm ideolojisi, dünya kaynakları ve servetlerinin %80'ninden fazlasına sahip olan ve insanların %5'inden oluşan gurup ile servetin %20'sine dahi sahip olmayan ve insanların %95'inden oluşan gurup olmak üzere dünyayı iki guruba ayırmıştır. Hatta kapitalistlerin refahı adına milyonlarca insanı günlük yaşamdan mahrum etmiştir.

Yine politikacılar ve ekonomistler, bu feci krize çözüm bulmaktan aciz kaldıklarına da kanaat getirip ve Kapitalizm ideolojisinin krizin üstesinden gelmekten ve krizi çözmekten aciz kaldığını ilan etmişlerdir. Nitekim bu kanaat ve ilan, Sarkozy, Brown ve diğerleri gibi üst düzey politikacılar tarafından da ifade edilmiştir. Her ne kadar, krizi çözmek için piyasalara, bankalara, zorda kalan şirketlere likidite pompalanması gibi bir takım girişimlerde bulunsalar da bu girişimlerin bir işe yaramadığını itiraf etmişlerdir. Oysa bu paraları, vergi mükelleflerinin paralarından karşılamaktadırlar. Yani zenginin sıkıntısını gidermek için fakirden almaktadırlar... Dolayısıyla fakirin sırtından olması pahasına zorda kalan kapitalist zenginini kalkındırma hırslarında hala kadîm dalaletleri ile devam etmektedirler...

Kapitalist devletlerin, feci ekonomik krize yönelik çözümleri, başarısız olmuştur. Çünkü bunlar, bu krizi ortaya çıkaran ideolojinin cinsindendir. Zîra esasından fasit olan bir ideoloji, bu ideolojiyi tatbik edenler için kesinlikle fesat ortaya çıkaracak ve mutsuzluk doğuracaktır. Aynı şekilde ondan çıkan çözümler de fasit çözümler olacaktır. Nitekim on yıllarca tatbik edilen Kapitalizm ideolojisinin vakıası bunu kanıtlamıştır... Dahası onlar, hem zamanın helak ettiği Komünizm ideolojisinden kamulaştırma gibi çözümler ithal ederek, hem de ideolojilerinin ürünü olan Gümrük Birliği ve GATT Antlaşması'na aykırı ekonomik korumacılığı dayatarak kendi ideolojilerine aykırı hareket etmek zorunda kalmışlardır.

Binaenaleyh politikacılar, aydınlar ve ekonomistlerin bu ideolojiyi bir çekirdek gibi çitleyip atmaktan başka bir seçenekleri kalmamıştır. Bir alternatif aramaya da gerek duymasınlar zîra Hizb-ut Tahrir insanlık için, on yıllardan beri insanın tüm sorunlarına ilişkin köklü çözümü sunmuştur ve sunmaya devam etmektedir... Muhakkak ki o, Allahu Te'alâ'nın Emîn Rasul'ü [SallAallahu Aleyhi ve Sellem]'in kalbine inzâl ettiği İslâm ve İslâmî İktisat Nizamı'dır. O ki, farklı milletlere asırlarca tatbik edilmiş ve tatbik edildiği sürece insanoğluna saadet ve mutluluğu getirmiştir. Hatta devlet, zekat verecek bir fakir dahi bulamamıştır.

Nitekim Hizb-ut Tahrir, -feci- küresel ekonomik krizin ele alındığı bir ekonomi konferansı düzenleyerek vakıasını açıklamış, tezahürlerini sunmuş, sebeplerine ilişkin sahîh bakışı arzetmiş, ardından da sahîh köklü çözümü ortaya koymuştur.

Bugün de bu konferanstaki belgelerin özetini, dünyayı kasıp kavuran bu krize ilişkin köklü çözümü, başlı başına bir kitap içerisinde sunmak için sizleri davet etmektedir...


O halde ey dünyanın akilleri...


Hizb-ut Tahrir
, M. 03 Nisan 2009 el-muvâfık H. 08 Rabî-ul Âhir 1430 Cuma günü düzenleyeceği iki basın konferansına katılmaya ve iştirak etmeye davet eder:

Birincisi: Lübnan / Beyrut / Sefir El-Ravşa Hoteli / Medîne El-Münevvere ve Beyrut saatiyle sabah saat 10:30'da

İkincisi: İngiltere - Londra / Friends Building - King Cross / Medîne El-Münevvere saatiyle akşam saat 20:30'da ve Londra saatiyle akşam 18:30'da

Bu iki konferansta sizlere, mevcut kriz ve dünyanın tüm krizleri ile sorunlarına ilişkin aradığınız çözüm sunulacaktır. Bu konferanslar, insanlığa mutluluğu ve refahı sağlayacak çözüme ve bu çözümün uygulama araçlarına yönelik her türlü sorulara ve sorgulamalara açıktır.

Hizb-ut Tahrir, bu basın konferanslarını internette Medya Bürosu'nun sayfasından canlı izlemeye, sorularınızı ve görüşlerinizi göndermeye davet eder.

www.hizb-ut-tahrir.info

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir

Medya Ofisi

www.hizb-ut-tahrir.org | www.hizb-ut-tahrir.info | www.turkiyevilayeti.org

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER