Pazar, 27 Safer 1446 | 2024/09/01
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir, Sudan'da Küresel Ekonomik Konferans Düzenliyor

Kapitalizm ideolojisinin tatbik edilmesinden dolayı dünyanın başına bela olan ekonomik kriz gölgesinde Hizb-ut Tahrir, Sudan'da "İslâmî İktisat Nizâmı Gölgesinde Emîn ve İstikrarlı Bir Dünyaya Doğru" başlıklı küresel ekonomik bir konferans düzenliyor.

Konferans Tarihi: H. 07 Muharrem-il Haram 1430 el-Muvâfık M. 03.01.2009 Cumartesi

Konferans Yeri: Bibiri Fuar Alanı / Salon 1 / Sudan / Hartum

Konferansta, sorumluluğu Kapitalizm Nizâmı'nın temel köklerine binen mâlî sistemin çökmesi, Kapitalizm İktisat Nizâmı'nı kurtarmak için Batılı hükümetlerin ortaya attığı geçici bir yama sayılan planlar, tüm ekonomik sorunları halleden ve herhangi bir ekonomik krizin çıkmasını engelleyen İslâm'ın İktisat Nizâmı ele alınacaktır.

Konferansın konuları aşağıdaki şekildedir:

1. Kapitalizm, Başarısızlığını Derinliklerinde Barındırmakta... ve Krizler Üretmektedir

2. Ekonomik Krizlerin Ortaya Çıkması... Sebepleri ve Sonuçları

3. Mevcut Krizin, Dünyanın Farklı Bölgelerine Etkisi

4. Küresel Mâlî Krize Yönelik Mevcut Çözümlerin Başarısızlığı

5. Krizlerden Uzak Adaletli Ekonomik Bir Hayatın Temînine Ancak Hilâfet Devleti'nin İslâmî İktisat Nizâmı Muktedirdir

Hizb-ut Tahrir, dünyadaki tüm Müslümanları bu konferansa katılmaya davet ederken bizler de şahit olmaları için Bangladeş halkını bu konferansa katılmaya davet ederiz. Ayrıca krizlerden uzak adaletli İslâmî İktisat Nizâmı'nın tatbik edilmesi davetine katkıda bulunsunlar diye yerel basını, bu ilânı yayınlamaya teşvik ederiz.

 

Muhyiddîn Ahmed
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü ve Genel Koordinatörü
Bangladeş

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir / Bangladeş, Kûmîl'da Üç Şebâbının Tutuklanmasını Kınar

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Resmî Sözcüsü Muhyiddîn Ahmed, Bangladeş otoritelerinin Kûmîl şehrinde üç şebâbın tutuklamasını kınadı. Zîra Kûmîl polisi; Muhammed Alâddin Mecmedâr, Muhammed Atikâr Rahman ve Muhammed Arifer Rahman'ı, Hizb'in Dakka şehrindeki Mühendislik Fakültesi'nde "Hilâfet: Yegâne Sahîh Nizâm ve Liderliktir" başlığı altında düzenlemeye karar verdiği konferansa davet eden reklam afişleri yapıştırdıkları sırada tutukladı.

Muhyiddîn Ahmed; Bangladeşli otoritelerin, bu şebâbı tutuklamasının hiçbir gerekçesi olmadığını, bunun da tutuklama müzekkeresi ve herhangi bir suç eylemi olmaksızın gerçekleştiğini söyleyerek, derhal serbest bırakılmasını talep etti.

 

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Asıl Kimden Özür Dileyeceklerini Yakında Bilecekler

Bir haftadır topluma "aydın" olarak lanse edilen  gazeteci ve yazarların çoğunlukta olduğu bir grup tarafından bir bildiri yayınlanarak, "özür diliyorum" başlığı altında  bir kampanya başlatıldı. Bildiride ön plana çıkarılan ifade "1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum." şeklindeydi.

Bu bildiriden önce, "ABD devlet başkanlığını 20 Ocak'ta devralacak olan Obama ile birlikte ABD senatosunda "sözde Ermeni soykırımı" yasa tasarısının tekrar gündeme gelebileceği, dolayısıyla Türkiye'nin ABD ve AB ile ilişkilerinin olumsuz etkileneceği", senaryoları sık sık gündeme getirilmekteydi. Bu utanç verici bir girişimin altında, konunun tartışmaya açılarak ileride "sözde" soykırım iddialarının topluma kabul ettirileceği bir kamuoyu oluşturmak ve sahte iddialardan yola çıkılarak, Müslüman Türkiye halkını, geçmişteki şanlı tarihine küfrettirme amacı yatmaktadır. Nitekim, bu aydın bozuntusu taifenin selefleri de, sömürgeci Kafir Batı'ya hayran olup, kendi toplumlarına yabancılaşarak Osmanlı Hilafet Devleti'nin yıkmak için çalışmışlar, bu amaçla Batı'nin müfsid, batıl ve fitneci fikirlerini topraklarımıza taşımışlardı.

Öte yandan şüphesiz "sözde soykırım iddiaları"nı kabullenen bu meş'um bildiriye zemin oluşturan asıl unsur başta, uygulanan demokratik-laik küfür sistemi olmakla birlikte, Ermenistan'ın Rus nüfuzundan çıkarılması ve Türkiye ile ilişkiler geliştirilerek Ermenistan'a bir giriş kapısı açılmasını hedefleyen Amerika'nın talepleri doğrultusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Eylül ayında "futbol maçı diplomasisi" biçiminde gerçekleştirdiği zelil Ermenistan ziyaretiydi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün söz konusu bildiriye verdiği tepki de beklendiği gibi "Türkiye herkesin görüşlerini rahatça açıklayabileceği özgür bir ortamdır" şeklindeydi. Dolayısıyla asıl tepki aydın geçinen kendilerindeki aşağılık kompleksini bu müslüman halka da benimsetmeye çalışan bu taifeye değil, onlara bu ortamı sağlayan, demokratik-laik küfür yönetimine olmalıdır.

Bu mevcut küfür yönetimleri, Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın vaadi ve Rasul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in müjdesiyle yakında kurulacak İkinci Raşidi Hilafet ile nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını ve Batı hayranı bu sözde aydın taifesi "karanlık zümre" de asıl kimden özür dileyeceklerini bilecektir. إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ "Şüphesiz ki kâfirlik edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar, daha da harcayacaklardır. Sonra bu onlar için hasret (yürek acısı) olacak ve sonra (nihâyetinde) mağlup olacaklardır. Kâfirlikte ısrâr edenler ise Cehenneme toplanacaklardır." [el-Enfâl 36]

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir

Resmî Sözcü Yardımcısı

Türkiye Vilâyeti

 

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir / İngiltere Hanımlar Kısmı, Pakistan'a Yönelik Gizli Amerikan Savaşına Karşı Konferans Düzenliyor

Londra

 

Hizb-ut Tahrir / İngiltere hanımlar kısmının düzenleyeceği konferans yoluyla, Pakistan'a yönelik gizli Amerikan savaşını şiddetle reddeden ve kınayan seslerini duyurmak üzere Büyük Britanya'nın dört bir tarafından yüzlerce Müslime hanımın, Birmingham şehrine akın etmesi beklenmektedir. Konferansta, Pakistan'ın egemenliğini çiğneyen ve halkını acımasızca boğazlayan Amerikan kuvvetlerinin Pakistan'a yönelik saldırıları ele alınacaktır. Nitekim İnsan Hakları Örgütü [NWFP/FATA], kabileler bölgesine düzenlenen saldırılar ve bombardımanlar nedeniyle 2007 yılından bu yana iki bin (2000) sivilin katledildiğini ve yedi yüz bin (700.000) kişinin de evlerini terk ettiğini ifade etti.

Devlet Başkanı Zerdâri, dahası gerek askerî diktatörlük, gerekse laik demokratik olsun şu andaki ve geçmişteki Pakistan yöneticilerinin hepsi de bu katliamlara; duyarsızlıkla, ödleklikle ve korkaklıkla karşılık verdiler.

Kezâ konferansta, İngiltere'deki Müslime hanımların, Pakistan'a yönelik gizli Amerikan savaşını reddetmelerine ve açığa çıkarmalarına imkân verecek metot ele alınacağı gibi, şu andaki ve geçmişteki Pakistan yöneticilerinin, halklarını himaye etmede, kanlarının korumada ve ekonomik bir vizyona sahip olmada nasıl aciz ve beceriksiz kaldıklarına açıklık getirilecektir ki bu durum, neredeyse ülkeyi ekonomik çöküşe sürükleyecek olan IMF'in politikalarını ve Kapitalizm ilkelerini benimsemelerine neden olmuştur.

Ayrıca konferansta, Pakistan'ın şiddetle yeni bir liderliğe ve köklü bir şekilde mevcut nizâmın Hilâfet Devleti'ne dönüştürülmesine muhtaç olmasına odaklanılacaktır ki Hilâfet, insanları güvenli ve istikrarlı bir ekonomiye kavuşturacak, İslâmî akîdeyi koruyacak ve dünyaya liderlik edecek bir Ümmet haline getirmek üzere ülkenin servetlerini, kaynaklarını ve imkânlarını işletecektir.

Hizb-ut Tahrir'in İngiltere'deki Resmî Sözcüsü Dr. Nesrîn Nevâz şöyle bir yorumda bulundu: "Şu andaki ve geçmişteki Pakistan yöneticilerinin, alenî düşmancıl Amerikan saldırısına karşı koymaktan kaçınmaları, Pakistan hükümetinin zihniyetin ve gidişatın hakikatini yansıtmaktadır ki o, İslâmabad'daki bir Amerikan ajanı hükümetidir. Zîra halkını temsîl eden, onu ve çıkarlarını koruyan bir hedefe sahip bağımsız bir liderlik olmak yerine, hem Amerika'ya vekâleten işgal görevini üstlenmektedir, hem de çıkarlarını korumaktadır."

"Kezâ Pakistan'ın dünyanın yedinci büyük ordusuna, nükleer silaha ve stratejik bir coğrafya konumuna sahip olduğunu ifade etti. Pakistan, dünyanın ikinci büyük kömür rezervine, beşinci büyük altın ve bakır rezervine ve dünyanın en önemli verimli ülkeleri arasında yer almasına rağmen Pakistan yöneticileri, ekonomik bir vizyon oluşturmada aciz kalmışlar, dahası fikren iflas etmişlerdir. Doğrusu onlar, fikren hezimete uğramış, siyasî ve ekonomik olarak işgalci dış güçlere itimat eden zavallı bir liderliği temsil etmektedirler ki insanların sıkıntılarına kayıtsız-ilgisiz kaldıkları gibi herhangi bir vizyona da sahip değillerdir."

"Kabîleler bölgesine saldırması için Pakistan ordusunun harekete geçirilmesi; bu yöneticilerin, Birleşik Devletlere vekâleten kendi halklarına savaş açması demektir. Ülkelerinin egemenliğini ve halklarının kanını, "terörizme karşı savaşının" desteklenmesi için Birleşik Devletler hükümetinin "birkaç milyar dolarlık" rüşveti karşılığında sattılar. Dolayısıyla Pakistan ordusunu, halklarını korumak yerine kendi halkının düşmanı dış politikalarını infaz etsin, binlerce insanı boğazlasın ve katletsin diye de Amerika'nın bir aracı haline getirdiler."

"İşte bu krizlerden kurtarılması için Pakistan'ın, eski yüzlerin ve onların felaket politikalarının ‘yeniden restore edilmesi' operasyonuna ihtiyacı yoktur. Aksine o, insanların mallarını hortumladıktan ve yağmaladıktan sonra halklarının adına şaşalı bir hayat süren bu yöneticileri alaşağı etmelidir."

"Şüphesiz Pakistan, şiddetle yeni bir liderliğe ve köklü bir nizâm değişikliğine muhtaçtır."

"İnsanların işleri ile ülkenin egemenliğini görüp gözetecek, güçlü bir vizyona sahip olacak, Pakistan'ı bağımsız ve kendi kendini besleyen bir ülke haline getirmek üzere sahih bir metotla servetleri işletecek, dünyada ağırlık ve güç sahibi muhlis bir liderliğe muhtaçtır ki işte bu yeni liderlik Hilâfet Nizâmı'dır."

"İnsanların haklarını iade etmeye, kanlarını, mallarını ve İslâmî akîdeyi korumaya, insanlar üzerine birer kahraman ve bekçi olmaları için askerlerinin konumunu yükseltmeye, mevcut mâlî kriz de dâhil tüm ekonomik krizler karşısında sapa sağlam dimdik duracak güçlü bir İslâmî İktisat Nizâm'ı ikâme etmeye ancak Hilâfet muktedirdir."

 

Tarih: 21.12.2008 Pazar günü sabah saat 11:00'da düzenlenecektir.

Adres: Noshai civic centre, Coventry Road, Small heath, Birmingham, B10 ORA.

Konuşmalar, Urduca diliyle yapılacaktır.

 

 

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - Tekzip Mektubu

Saygın Lahor Şubesi / Nawa-e-Waqt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni;

Es-Selamu ‘Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh, ve ba'd

Lahor şehrinde yayınlanan gazeteniz, 18.12.2008 tarihli baskısında, ülkedeki silahlı hareketlere değinen bir makale yayınlayarak yalan ve iftira ile Hizb-ut Tahrir'i de bu hareketlerin kapsamına dâhil etti.

Hizb-ut Tahrir, Afganistan, Irak, Filistin, Keşmir ve Sömürgeci Kâfirler tarafından saldırıya maruz kalan Müslümanların diğer beldelerindeki işgalcilerle savaşı, Allah'ın izniyle methedilmiş ve mübarek kılınmış şer'î bir savaş olarak görmesine rağmen, bunu İslâmî Devlet'i ikâme etmenin metodu olarak görmez. Zîra Hizb, Hilâfet Devleti'ni ikâme etme metodunu; on üç sene süren ve bazı sahâbe [Rıdvanullâhi Aleyhim]'in talep etmesine rağmen el-Mustafâ [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in herhangi bir maddî eylemde bulunmadığı Mekke dönemindeki sîretinden istinbat etmiştir.

Binaenaleyh Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslâm olan siyâsî bir Hizb'tir ve elli küsur seneden beri Hilâfet Devleti'ni ikâme etmek için fikrî çatışma ile siyâsî mücadele yürütmektedir. Hakikaten Hizb'in silahlı bir Hizb olmadığını, herkes hatta sağır sultan bile duymuştur. Nitekim bu hakikate, dünyanın en büyük gazeteleri, insan hakları örgütleri ve hükümetleri dahi tanık olmuştur ki herkesin bu itiraflara ve açıklamalara müracaat etmesi mümkündür. Ancak İslâmî âlemdeki mevcut hükümetler, Hizb'in siyasî fikirleri ve çalışmalarına karşı koyamayınca ona ilişmek için silahlı eylemlerle ilişkilendirme yöntemine başvurdular ki böylece hem onu hem de faaliyetlerini yasaklayabilsinler.

Doğrusu Nawa-e-Waqt gibi saygın bir gazetenin böylesi iftiraları yayınlanmasını beklemezdik. Zîra maksatsız bir hata olması dışında gazete, bu iftiralarla gizli bir şekilde hükümetin iğrenç planına ortak olmuştur. Bu nedenle okuyucunun aklına takılan Hizb-ut Tahrir hakkındaki bu fahiş hatanın düzeltilmesi için gazetenin, bu açıklama mektubunu sayfasında yayınlamasını ümit ediyoruz ki böylece gazete saygınlığını ve dürüstlüğünü korumuş olsun.

 

Nâvid Butt
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmi Sözcüsü
Pakistan Vilâyeti

Devamını oku...

Amerika'nın, Hindistan'ın ve İngiltere'nin Hegemonya Kurduğu Siyasî Nizâmı Kaldırıp Atın

  • Kategori Bangladeş
  •   |  


Ey İnsanlar!

Geçen otuz sene boyunca ülke, peş peşe gelen demokratik, diktatörlük, askerî ve sıkıyönetim nizâmları gördü. Bunların hepsi de ister Amerika, ister İngiltere, isterse Hindistan olsun, Sömürgeci Kâfir devletlerden ithal edilerek ülkeye girdirilmiş nizâmlardır. Hakim zümre her defasında, seçimleri otoriteye ulaşmanın ve kendileri ile Sömürgeci Kâfirin çıkarlarına hizmet edecek kanunlar çıkarmanın bir aracı olarak kullanmıştır. Bunun sonucunda da ülkenin geleceği ve tabii kaynakları; Dünya Bankası ile Dünya Ticaret Örgütü'nün ipoteği konumuna getirilmiştir.

Kezâ beldemize, Sömürgeci Batı kanunlarından beslenen despot bir nizâm tatbik ettikleri gibi askerlerimizi de kendi çıkarları için istismar ettiler. Dolayısıyla askerlerimizi, barış gücü adı altında çıkarlarını koruması için Amerika ile Kâfir devletlerin otoritesi himayesinde dünyanın dört bir tarafına gönderdirler ve gençlerimizi bozuk Batılı değerlerle ifsat etmeye çalıştılar.

Ey Müslümanlar!

Kendi öz beldenizde düşman sömürgecilere hizmet eden ve onların çıkarlarını gözeten bu yöneticilerden ellerinizi çekiniz. Sömürgeci Kâfirin, İslâm'ın ve Müslümanların düşmanı olduğunu unutmayınız. Zîra o, beldenizin ekonomisine hakim olmaya, kaynaklarınızı yağmalamaya, İslâmî belde Bangladeş'i bölgedeki projelerini uygulasın diye kendine bağlı bir üst haline dönüştürmeye göz dikmiştir.

İşte bu amaçlarına ulaşmak ve ülkenin politikasını kendi çıkarlarına göre şekillendirmek için önümüzdeki seçimleri kullanacaklardır. Şüphesiz mevcut hakim zümre, Batının çıkarlarına hizmet etmekte, İslâm'a ve Müslümanlara sırt dönmekte, bozukluğunu ve başarısızlığını fark etmesine rağmen Sömürgeci Kâfirin politikalarını uygulamakta ayak diretmektedir. Oysa Allah [Subhânehu ve Te'alâ], bu zorba yöneticileri kaldırmayı ve İslâm yönetimini ikame etmeyi bizlere farz kılmıştır.

Ey Müslümanlar!

Allahu Te'alâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey imân edenler! Allah ve Rasûlü sizi, size hayat verene çağırdığında icâbet edin." [el-Enfâl 24]

O halde ne Washington'a ne Londra'ya, ne de Yeni Delhi'ye hizmet edecek güçlü, muhlis, sorumlu bir liderliğe dayanan Hilâfet Devleti'ni kurmak için çalışınız. Zîra Hilâfet Nizâmı, hem istikrarı temin edecek, hem insanların temel ihtiyaçlarını garantileyecek, hem güçlü bir ekonomi benimseyecek, hem İslâm'ın onurunu koruyacak, hem Müslümanları düşmanlarına karşı emîn kılacak, hem de Ümmetin izzetini ve onurunu iade edecek yegâne nizâmdır.

Câbir İbn-u Abdullah'tan Nebî [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

أَعَاذَكَ اللَّهُ مِنْ إِمَارَةِ السُّفَهَاءِ قَالَ وَمَا إِمَارَةُ السُّفَهَاءِ قَالَ أُمَرَاءُ يَكُونُونَ بَعْدِي لاَ يَقْتَدُونَ بِهَدْيِي وَلاَ يَسْتَنُّونَ بِسُنَّتِي فَمَنْ صَدَّقَهُمْ بِكَذِبِهِمْ وَأَعَانَهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ فَأُولَئِكَ لَيْسُوا مِنِّي وَلَسْتُ مِنْهُمْ وَلاَ يَرِدُوا عَلَيَّ حَوْضِي وَمَنْ لَمْ يُصَدِّقْهُمْ بِكَذِبِهِمْ وَلَمْ يُعِنْهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ فَأُولَئِكَ مِنِّي وَأَنَا مِنْهُمْ وَسَيَرِدُوا عَلَيَّ حَوْضِي "Allah seni sefihlerin yönetiminden korusun." Dedi ki: ‘Sefihlerin yönetimi de nedir?' Dedi ki: "Benden sonra yöneticiler olur. Onlar Hidâyetime uymazlar ve Sünnetimi de tâkip etmezler. Her kim onların yalanlarını doğrular ve zulümlerinde onlara yardım ederse, işte onlar benden değildir ve ben de onlardan değilim! Onlar (Cennetteki) Havzıma gelemezler. Her kim de onların yalanlarını doğrulamaz ve zulümlerine de yardım etmezse, işte onlar bendendir ve ben de onlardanım! Havzıma gelecek olanlar işte bunlardır." [İmâm Ahmed rivâyet etti]

 

Devamını oku...

Hanım Mahkumlara Cinsel Tacizde Bulunan Özbek Rejimine Karşı Londra'da Yapılacak Bayanlar Protesto Gösterisi

Londra

 

Yüzlerce Müslime hanım, siyasî hanım mahkumlara uygulanan iğrenç uygulamalara yönelik şiddetli öfkelerini dile getirmek amacıyla, 20 Aralık Cumartesi günü sabah saat 11:30'da, Londra'daki Özbekistan konsolosluğu önünde bir protesto gösterisi yapacaktır. Bu gösteriyi, Hizb-ut Tahrir / İngiltere'nin hanımlar kısmı düzenleyeceği gibi üst düzeyde bir heyet de eylem günü hanım mahkûmların serbest bırakılması için bir mektup teslim edecektir.

Hizb-ut Tahrir'in İngiltere'deki Medya Temsilcisi Nesrîn Nevâz, bu iğrenç uygulamalar hakkında yaptığı yorumda şöyle dedi: " 'Dinî radikalizm' suçlamasıyla yirmi sekiz (28) Müslime hanımın tutuklanması, hayasız filmler için resimlerinin çekilmesi ve suçlarını itiraf etmemeleri halinde benzer filmlerinin çekilmesiyle tehdit edilmeleri hakkında yayınlanan raporlar; Kerimov rejiminin zulmüne ve baskılarına karşı seslerini yükselten Müslümanlara yönelik vahşî kampanyasında başka bir süreçtir."

"Artık herkese ayan beyan olmuştur ki Orta Asya ile İslâmî âlemdeki milyonlarca insan, dört gözle şeriatın ve İslâmî Hilâfet Devleti'nin topraklarına dönmesini beklemektedir. İşte bu devlet, bölgeyi diktatörlüklerden kurtarmanın ve hanımların namuslarını korumanın yanı sıra, sözde terörizmle savaş adı altında yabancı güçlerle birlikte kurdukları komplolara son vermek üzere mevcut nizâmların hilâfına çalışacaktır."

"Bu hanımların zindanlarda yalnız başına kalmaması, sıkıntılarının duyurulması, çok yakında tarihin çöplüğüne atılacak olan bu rejimin aşağılık eylemlerinin ifşa edilmesi ve onların yerine seslerini yükseltmek amacıyla dünya çapında binlerce kişinin sıkı bir kampanya başlatması için Allah'ın yardımı ve sürekli bir gayret ile çalışacağız."

 

Editörlere Not:

1. Protesto eylemi, 20 Aralık 2008 Cumartesi günü sabah 11:30'da Özbekistan konsolosluğunun önünde yapılacaktır. [41 Holland Park, London W11 3RP. Nearest Tube: Holland Park]

2. Özbekistan Büyük Elçisine teslim edilecek olan mektup, İngilizce olarak aşağıdaki siteden okunabilir.

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. / www.hizb.org.uk

 

Devamını oku...

- Basın Açıklaması - İslâmî İktisat Konferansı

Hizb-ut Tahrir, 03.01.2009 günü, Sudan'ın başkenti Hartum'da ekonomik bir konferans düzenlemeyi kararlaştırdı. Bu konferansta, dünyadaki ekonomik krizin patlak vermesi ve Amerikan ateşiyle başlayan patlama kıvılcımlarının yayılma sebeplerini açıklayacaktır. Bu sebeplerin başında, gerek akîde, gerekse nizâm olması bakımından Kapitalizm ideolojisinin bozukluğu ve batıllığı gelmektedir ve Kapitalizm Nizâmı'nın iddia ettiği gibi ekonomik sorun üretimde değildir. Bilakis sorun, servetin fert fert tebaaya dağıtılmamasındadır. Kezâ altın ve gümüşün nakit karşılığı olmaktan çıkarılması, nakit olarak dolar gibi zorunlu kağıt banknotların kullanılması, Kapitalizm iktisadının faize itimat etmesi, mülkiyet türlerinin özel ve devlet mülkiyetine hasredilmesi bu sebepler arsındadır. Oysa mülkiyet türleri; özel mülkiyet, devlet mülkiyeti ve kamu mülkiyeti olmak üzere üçtür. Petrol ve benzerleri gibi kamu mülkiyetinden olanlar ise, tebaanın fertlerine dağıtılır.

Yine Hizb, kültürlerinde açıkladığı üzere krizlerden uzak adaletli ekonomik bir hayatın temînine ancak Hilâfet Devleti'nin İslâmî İktisat Nizâmının muktedir olduğunu bu konferansta da açıklayacaktır.

O halde Müslümanların, Hilâfet Devleti'ni kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışması gerekir ki hem kendileri, hem de dünya, İslâm'ın adaletli hükümleri gölgesinde güvenli bir dünyada onurlu bir hayat yaşasınlar.

 

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER