Pazartesi, 09 Recep 1447 | 2025/12/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

-Basın Açıklaması- Ey Şam-Suriye'deki Müslümanlar: Ayaklanmanız Apaçık İfşa Olmuş Olup Hiziblerin Savaşı Olan Sizin Savaşınız, Allahuteala'nın İzniyle Yalnızca Onları Hezimete Uğratacaktır

Nuri el-Mâliki'nin, Suriye'de ayaklanmanın başarılı olması durumunda Irak'taki taifeci yankılar hususundaki uyarısının üzerinden bir haftadan daha az bir zaman geçmesinin ardından ve Irak'ta halkın rejimin devrilmesini isteyen talebi hakkındaki geniş protestoların, oturma eylemlerinin ve gösterilerin ortasında; Maliki, ayaklanmacıların 02.03.2013'de kendisine karşı daha baskın gelmelerinin ardından kuvvetlerinin müdahalede bulunduğu, "el-Yarubiye" sınır geçişini bombaladığı ve geride birçok ölü ve yaralı bıraktığı zamandaki sözünü takip etmiştir. Aynı zamanda yenilgiye uğramış rejimin güçlerine yardım edip tedavi etmeleri ve geçiş içerisindeki ayaklanmacıları muhasara altına almaları için kuvvetlerini acilen harekete geçirmiştir. Bu şekilde Mâliki, aynen nankör Suriye yöneticisi Beşar Esed'in korktuğu gibi boş tahtları da dahil bölgedeki ajan yöneticileri korkutan Şam ayaklanmasına karşı kasap Beşar'a yardım etme noktasında Amerika'nın komplo taşlarından biri olduğunu da vurgulamış olmaktadır.

Ey Apaçık İfşa Olmuş Olan Şam Ayaklanmasındaki Müslümanlar:

Bu şekilde tagutlar birbirlerini desteklemektedirler. Zira Arap ve Müslüman yöneticiler -ki Allah onları mübarek kılmasın- hiç korkmaksızın, ister onlardan kınayan ister itiraz eden ister destek gösterisi yapan isterse sessiz kalanlar olsun sizin katledilmeniz üzerine bir araya gelmişlerdir. Nitekim Lübnan'dan Ürdün, Türkiye, Irak ve "İsrail'e" kadar, ayaklanmanızı başarısız kılmak ve kaçınılmaz olan projenize kürtaj yaptırmak için size yönelik olan komplo dairesini tamamlamaktadırlar. Halbuki onlar, bu ayaklanmanın hak bir ayaklanma olduğunu, sizin İkinci Raşidi Hilafet Devleti'ni kurmak yoluyla İslamî hayatı yeniden başlatmaya dönük projenizin de mükemmel hadaratsal bir proje olduğunu ve sizlerin, sizi Allahuteala'nın indirdikleriyle siyaset eden bir yöneticiden daha azını kabul etmediğinizi bilmektedirler. Zaten bundan dolayı sizin savaşınıza karşı bir araya gelmektedirler.

Ey Ayaklanan Kararlı Müslümanlar:

Bugün hiziblerin, sizin ayaklanmanız olan İslam üzerine bir araya gelmeleri sizin için bir müjdedir. Dolayısıyla bu da nusretinizin yakın olduğuna dair bir delildir. Aynen Allahu Subhânehu'nun, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] zamanındaki hiziblere nusret verdiği gibi. İşte sizler, sizden önceki kahramanları ve Allah'ın, onlara korkuyla ve katındaki görünmez askerlerle yardım ettiğini bilmektesiniz. Zira Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَاءَتْكُمْ جُنُودٌ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا وَجُنُودًا لَمْ تَرَوْهَا وَكَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا إِذْ جَاءُوكُمْ مِنْ فَوْقِكُمْ وَمِنْ أَسْفَلَ مِنْكُمْ وَإِذْ زَاغَتِ الأَبْصَارُ وَبَلَغَتِ الْقُلُوبُ الْحَنَاجِرَ وَتَظُنُّونَ بِاللَّهِ الظُّنُونَا  هُنَالِكَ ابْتُلِيَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالا شَدِيدًا "Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi. Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan (vadinin üstünden ve alt yanından) üzerinize yürüdükleri zaman; gözler yıldığı, yürekler gırtlağa geldiği ve siz Allah hakkında türlü türlü şeyler düşündüğünüz zaman; işte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı." [Ahzab 9-10-11]

Nitekim Allahu Subhânehu, şöyle buyurarak duruşlarında sadık ve imanî bir tutum sergileyen Müslümanları övmüştür:

وَلَمَّا رَأَى الْمُؤْمِنُونَ الْأَحْزَابَ قَالُوا هَذَا مَا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَصَدَقَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَمَا زَادَهُمْ إِلا إِيمَانًا وَتَسْلِيمًا "Müminler, ahzabı (düşman birliklerini) gördükleri zaman işte bu, Allah'ın ve Resulünün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resulü doğru söyledi dediler. Bu onların sadece imanını ve teslimiyetini artırmıştır" [Ahzab 22]

O halde sabredin, sabırlı olun, birbirinize sımsıkı sarılın, seyrinizde Rabbinizin müstakim olan yolundan beslenin ve ne dost görünümlü bir düşmana ne de Allah ve Resulünün düşmanı olan bir nasihatçiye iltifat edin. Zira sizin projeniz, kuvvetinizin zayıflığına ve gücünüzün azlığına rağmen dünyayı sarsmakta ve diktatörleri korkutmaktadır. Peki ya fiilen hakim olduğunuz, Halifenize biat ettiğiniz, devletinizi kurduğunuz ve Allahuteala'nın şu kavlinin anlamını gerçekleştirdiğiniz zaman nasıl olur acaba:

ٱلَّذِينَ إِنْ مَّكَّنَّاهُمْ فِى ٱلأَرْضِ أَقَامُواْ ٱلصَّلواَةَ وَآتَوُاْ ٱلزَّكَواةَ وَأَمَرُواْ بِٱلْمَعْرُوفِ وَنَهَوْاْ عَنِ ٱلْمُنْكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ ٱلأُمُورِ "Onlar ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı ikame ederler, zekatı verirler, marufu emrederler, münkeri nehyederler. İşlerin akıbeti Allah'a aittir." [el-Hacc 41]


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilayeti
Medya Bürosu Başkanı
Mühendis: Hişam el-Baba

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir'den Bir Heyet, Üyelerinin Derhal Serbest Bırakılmasını Talep Etmek İçin Sidney'deki Pakistan Konsolosluğu'nu Ziyaret Etti

Hizb-ut Tahrir / Avustralya'dan bir heyet bugün, bu hafta Revalpindi kentinde tutuklanan Hizb-ut Tahrir üyelerinin derhal serbest bırakılmasını talep etmek ve Pakistan hükümetinin Hizb-ut Tahrir / Pakistan Resmî Sözcüsü "Navit Butt'u" kaçırmayı sürdürdüğü için Sidney'deki Pakistan Konsolosluğu'nu ziyaret etti.

Bu ayın yedisinde Hizb-ut Tahrir / Pakistan Merkezî Temes Lecnesi Başkanı Sad Cagravî ile birlikte diğer dört kişi tutuklanmışlardır. Nitekim bu tutuklama, birkaç hafta içerisinde ikinci kez olmuştur. Zira Sad, Hizb-ut Tahrir'in, "Keyâni'nin" askeri akidesi ve bu akidenin aşağılık, boyun büken ve Amerika gibi düşman güç karşısında teslim olan bir akide olduğunun keyfiyeti hakkında Revalpindi'de düzenlediği sempozyumda bir konuşma yapmıştı.

Heyet, Pakistan hükümetinin hain politikalarını kınadı. Zira ülkeyi parçalamak, kaynaklarını boşaltmak ve Pakistan'daki Müslümanları kurtarabilecek tek siyasî alternatif olan Hilafet'i kurmaya dönük her türlü çalışmayı boşa çıkarmak yoluyla ülkeyi düşmanı karşısında zayıflatmaya çalışan işte bu politikalardır.

Ayrıca heyet hükümete, İslam'a davetin bu ümmetin bir hayatı olduğunu, Hilafet'in geri dönmesiyle ilgili umudun bütün Müslümanların damarlarında dolaşır hale geldiğini, dahası şeriatın tatbik edilmesinin bir an meselesi olduğunu ve işte o zaman tüm hain yöneticilerin hıyanetlerinden dolayı hesaba çekileceğini hatırlattı.

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Avustralya'dan, Sidney'daki Başkonsolosluğu Aracılığıyla Ödlek Keyâni-Zerdâri Rejiminin Pakistan'daki Hizb-ut Tahrir Üyelerini Tutuklatmaya Devam Etmesiyle İlgili Pakistan Hükümetine Açık Bir Mektup

17 Şubat 2013'de Pakistan otoriteleri, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Merkezî Temas Lecnesi Başkanı Üstad Sad Cagravî'nin yanı sıra diğer dört kişiyi tutukladılar. Nitekim bu tutuklama, birkaç hafta içerisinde ikinci kez olmuştur. Bu tutuklama ise Hizb-ut Tahrir'in, Keyâni'nin aşağılanma, boyun bükme ve düşman güçlere teslim olma -ki dikkat edin bu, Amerika'dan başkası değildir- akidesi olan askeri akidesinin gerçeğini ifşa etme için Revalpindi'de düzenlediği sempozyumda konuşma yaptığı bir sırada gerçekleşmiştir.

Hizb-ut Tahrir / Avustralya, bu olay bağlamında aşağıdaki hususları vurgular:

"Pakistan hükümetinin ümitsizliğe düştüğü net bir şekilde görülmektedir. Zira o, sırf Hilafet'e olan davetten bile korkmaktadır. Bundan dolayı da davetlerine baskı yapmak için Hizb-ut Tahrir'in muhlis üyelerini kaçırmaya ve gözaltına almaya başvurmaktadır. Nitekim mahkeme tarafından, güvenlik birimlerinin onu kendisine teslim etmesinin ve onun için gözaltı süresi tanınmasının gerekliliğine dair bir karar yayınlamasına rağmen Hizb-ut Tahrir / Pakistan Resmî Sözcüsü Navit Butt'un kaçırılmasının üzerinden 9 aydan daha fazla bir zaman geçmiş olup hala şuan nerede olduğu da bilinmemektedir. Pakistan hükümeti, meşru olmayan bu araçlar yoluyla İslam'a ve Hilafet'e daveti susturmaya çalışmaktadır. Pakistan hükümeti çok iyi bilsin ki; bu iğrenç taktikler, muhlislerin İslamî daveti taşımalarına ve Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın tagutları ortadan kaldırmak ve İslam'ı tatbik etmek için hepimize farz kılmış olduğu vaciplerini yerine getirmelerine asla engel olamayacaktır."

"Keyâni-Zerdâri hükümetinin üzerine düşen, aynı şekilde İslam'a davetin bu ümmetin bir hayatı olduğunu, Hilafet'in geri dönmesiyle ilgili talebin Müslümanların damarlarında dolaşır hale geldiğini ve İslam'ın yeniden tatbik edilmesi meselesinin sadece bir an meselesi olduğunu anlamasıdır. Ancak nitelikli muhlis Müslümanların İslam ile yönetmesine izin vermek yerine Pakistan hükümeti, ülkeyi lime lime parçalamak ve ülke içindeki ekini ve nesli helak etmek yoluyla ülkeyi zayıflatmak için komplo kurmaktadır."

"Pakistan'ın muhlis evlatlarından oluşan Pakistan ordusunun askerleri, İslam ve cihad için büyük bir coşkuya sahip olmakla birlikte bu duygulara hıyanet eden ordu liderliği ise Pakistan ordusunu bu ümmetin düşmanlarına hizmet etmesi için kullanmaktadır. Bundan dolayı Pakistan ordusu içerisindeki muhlislerin, onların liderliklerinden vazgeçmeleri ve Hilafet yoluyla İslam'ı tatbik edecek olan Hizb-ut Tahrir'e nusret vermeleri gerekir. İşte sadece o zaman Pakistan ordusu, hain liderlerinden kurtulacak ve sadece Pakistan değil, bilakis dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanların hurumatlarını ve onurlarını savunan vurucu bir güç haline gelecektir ve Müslümanların düşmanlarının kalplerine korku salacaktır."

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Ümmetin Meseleleriyle İlgili Sempozyuma Katılmaya ve İştirak Etmeye Davet

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Medya Bürosu'nun düzenleyeceği aşağıdaki başlık altındaki sempozyuma kapsamlı katılımınız bizlere mutluluk verir:

 

"Medya ve Ümmetin Kalkınmasına Etkisi"

 

Sempozyumdaki konuşmacılar şunlardır:

 

-El-Ceride Gazetesi'nin editörü Üstad İdris ed-Doma

-Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmî Sözcüsü Üstad İbrahim Osman Ebu Halil.

 

Sempozyumu, Sudan Basın Özgürlüğü Örgütü Başkanı Üstad Mekkî el-Magribî de takip edecektir.

 

Zaman: H. 15 Rabi-us Sâni 1434 el-Muvafık M. 25 Şubat 2013 öğlen saat 12:00'de.

Yer: Doğu Hartum-21 Ekim Sokağındaki Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Bürosu.

 

Katılımınız tartışmaya zenginlik kazandıracaktır.


İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Gazetecilere ve Medya Organlarına Bir Davet

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, sizleri hizbin Kızıldeniz Eyaleti'nin başkenti Port Sudan kentinde düzenleyeceği İslamî kitap fuarı kapsamındaki etkinliklere katılmaya davet etmekten dolayı mutluluk duyar. Bu ise H. 14 Rabi-us Sâni 1434 el-Muvafık M. 24 Şubat 2013 ila H. 18 Rabi-us Sâni 1434 el-Muvafık M. 28 Şubat 2013 günleri arasında olacaktır. Nitekim fuar, yasa koyucu, yönetim, ekonomik, içtimai, uluslar arası siyaset ve diğerleriyle ilgili hayatın tüm yönlerini kapsayan Hizb-ut Tahrir'in kültürünün sunumunu kapsayacağı gibi aynı şekilde günlük olarak akşam namazının akabinde Müslümanların sıcak meselelerinin ele alındığı sempozyumları da kapsayacaktır.

28 Şubat 2013 Perşembe kapanış gününde, "Mevcut Siyaset ve Hilafet'in Geri Dönüş Projesi" başlıklı bir sempozyum olacak ve sempozyumda, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmî Sözcüsü Üstad İbrahim Osman Ebu Halil ve diğerleri konuşma yapacaklardır.

Ayrıcalıklı ve Kapsamlı katılımınız. İslamî Hayatı Yeniden Başlatma Meselesi İçin Bir Destek Olacaktır


İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Keyâni Ve Zerdâri, Amerika'yı Hoşnut Etmek İçin İslam İçin Çalışanlara İşkence Etme Hususunda Ebi Leheb İle Ebi Cehil'in Ayak İzlerini Takip Etmektedirler

Keyâni ile Zerdâri'nin hıyanetlerini ve onların Amerikalılarla olan işbirliklerini ifşa etmek için toplanmış oldukları sempozyum sırasında Üstad Sad Cagravî ile Hizb-ut Tahrir'in diğer aktivistlerinin tutuklanmalarının ardından rejimin baltacıları, yaraları dikişli olan Navit Butt'un başını dipçikle kırdıkları gibi gerek aktivistlerin gerekse saçları ve sakalları beyazlamış yaşlıların üzerlerine saldırdılar. Nitekim İslamabad'taki İşkence Birimi Üyeleri, rejimin emriyle Hizb-ut Tahrir şebâbına eziyet etmek için yayılmışlardır. Zira rejim, daha önce Keyâni ile Zerdâri'nin yumruk ve tekmede uzman baltacılarını kullandığı gibi aynı amaç için kamçı, kurşun ve uzan tahta sopalar da kullanılmıştır.

Hakeza Hizb-ut Tahrir ve şebâbı Müslümanları, vaciplerini yerine getirmeye ve Müslümanlara Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışmayı farz kılan ayet-i kerime ile nebevî hadis-i şeriflere kulak vermeye davet eder. Nitekim Keyâni ve Zerdâri'nin Hizb-ut Tahrir şebâbına cevabı, tartışma yoluyla olmamış, bilakis Ebi Leheb ile Ebi Cehil'in ayak izlerini takip edenlerin yumrukları ve tekmeleri olmuştur.

Amerika ile ajanları tarafından Müslümanlara yapılan işkencenin amacının, istihbarat bilgileri toplamak olmadığını, çünkü bu değerli bilgileri elde etmenin kesinlikle imkansız olduğunu herkes biliyor. Dahası bu hainler, bu şekilde Müslümanları aşağılayabileceklerini ve onları kendilerine boyun büktürebileceklerini zannettiklerinden dolayı bu işkencelere başvurmaktadırlar. Çünkü onlar, ne İslam'ı anlıyorlar ne de ne yaptıklarını biliyorlar! Dolayısıyla onlar, hak söze kuvvetle karşı koymanın imkansız olduğunu, dahası hakkın zalimler karşısında daha kuvvetli olduğunu ve kendileri için Ebi Leheb ve Ebi Cehil'de ibretler olduğunu bilmiyorlar. Zira Ebi Leheb ve Ebi Cehil, Müslümanlara işkence yapmışlardı ancak ayet bu ikisini hızla ters yüz ettiği gibi sanki bir gün bile hüküm sürmemişler gibi kınanan ve kovulanlardan olmuşlardır. Zira hükmün tamamı, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın olmuştur.

Keyâni, Zerdâri ve onların baltacılardan oluşan birlikleri çok iyi bilsinler ki; Üstad Sad Cagravî, Navit Butt ve Ali Hân gibi olan ümmetin evlatları çok yakında siyasî ve askerî liderliklere asla unutamayacakları bir ders vermeye muktedir olacaklardır. Yine çok iyi bilsinler ki İkinci Raşidi Hilafet zamanı artık yaklaşmış olup onların gözlerinin dönmesi buna dair bir emaredir. Ancak bu gözü dönmüşlük, onlara hiçbir fayda sağlamayacak ve çok yakında onlar, kendilerine her bir darbenin veya yumruk ve tekmenin veya bundan daha da düşük olanların hesabını soracak olan Halife'nin mahkemelerinin önüne sevkedileceklerdir!

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ "Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini (İslam'ı) yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korkularını güvene çevireceğini vaadetti. Zira onlar yalnız Bana kulluk ederler ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkar ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir." [en-Nûr 55]

Devamını oku...

Suriye Vilayeti: Atma ve Savran Beldesi Gösterileri

  • Kategori Video
  •   |  

Atma Beldesi Gösterileri

Atarib beldesinde Ukab bayrakları ve Rasul (SAV)'in sancakları; Hilafet çağrıları arasında, Allah'tan gelecek zafer inancıyla, Allah Rasulunun vaadinin gerçekleşeceği güvencesiyle, İslam ümmetine olan inancıyla, kafir Batı ve İslam ümmetine musallat olmuş ajan yöneticilerin projelerini reddedercesine dalgalanmıştır.

19 Rabiussani 1434 H., elmuvafık 01 Mart 2013 M. Cuma

 

Savran Beldesi Gösterileri

Savran'da Hizb-ut Tahrir, destekçileri ve direnişçiler bir araya gelerek; Hilafet'in haricindeki hiçbir yönetim şeklini kabul etmeyeceklerini ve Batının kontrolündeki laik koalisyon girişimleri ve günahkar Beşşar'la diyalog çağrılarının kendilerini temsil etmediğini beyan etmişlerdir.

19 Rabiussani 1434H., elmuvafık 01 Mart 2013 M. Cuma

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER