Çarşamba, 21 Cumade’l Ûlâ 1447 | 2025/11/12
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

-Basın Açıklaması- Salih İnsansız Hava Uçaklarını Getirdikten Sonra Hadi de Amerikan Zırhlı Araçlarını Getiriyor

Yemen'de çıkan Al-Ula gazetesi, 16.09.2012 Pazar günü 521 sayılı baskısında, "Devlet Başkanı Hadi, iç ve dış işleri bakanlarının tereddüt etmesinden sonra Amerika zırhlı araçlarının girişine izin verdi" başlıklı bir rapor yayınladı. Haberi birinci sayfasında yayınlayan gazete, 100'ün üzerinde Amerikan deniz piyadesinin bir Amerikan uçağı ile uluslararası Sana havalimanına ulaşmasının ertesi günü 200 adet Amerikan zırhlı aracının Sana'ya gitmek üzere El-Hadide limanına ulaştığını ve bu araçların Yemen'deki Amerikan büyükelçiliğini, Amerikan diplomatları ve çıkarlarını korumayı güçlendireceğini bildirdi. Raporda Hadi'nin Amerikan zırhlı araçlarının El-Hadide limanından girişine izin vermesinin, savunma, içişleri ve dışişleri bakanlarının bunların girişlerine izin verilmesinde tereddüt yaşamalarının ardından geldiği belirtildi. Bu sırada parlamento, 15.09.2012 Cumartesi günü Amerikan piyade güçlerinin ülkeye girişine karşı çıktı. Hadi, kızgın göstericilerin Amerikan konsolosluğundaki birinci güvenlik koridoruna girmesinden dolayı 13.09.2012 Perşembe günü hemen Amerikalılardan resmen özür diledi.

Sana'daki Amerikan konsolosluğu, işlerimize gizlice müdahale etmemektedir. Bilakis artık bu açık bir hal almış ve Hollywood filmleri sayesinde planların yapıldığı askeri bir kışla haline gelmesinden sonra daha da artmıştır. Hadi, kötü namlı selefi Salih'in 2002 yılından beri Yemenlileri katletmesi için Amerikalılara kapıları açtıktan sonra Hadramevt, el-Beyda ve Radaa'da daha fazla masum insanı katletmeleri için insansız uçakların hava uçuşlarını arttırmasını izin verdi.

Aslında Amerikalıların Müslümanların tüm beldelerinden kovulmaları, Amerikan ve diğer Batılı devletlerin konsoloslukları kapatılmalıdır. Zira Müslümanlar, onları istemediği gibi ümmet de kendisini sömüren, zehirli fikirler eken ve hain ajanlarını koruyan kimseleri istememektedir.

Bu şerefli ümmet, bir gün birleşerek insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet olmak üzere Hilafet Devleti'ni kuracaktır. Böylece İslam'ı dünyanın dört bir tarafına yayacak, şerri ve zalim devletleri ortadan kaldıracak ve bu beldelerin halklarını dejenere olmuş sistemleri ile sefil hayattan kurtaracaktır.

El-Hakim, Mustedrak'ta Faruk Ömer İbn-ul Hattab [Radiyallahu Anh]'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Biz zelil bir kavim iken Allah bizi İslam ile izzetlendirdi. Eğer biz Allah'ın izzeti dışında bir izzet ararsak Allah bizi zelil kılar." O halde insanlar, Amerikalılara uyarak kendilerine isabet eden zillet ve aşağılanmışlık tozlarını üzerlerinden silkelemelidirler. İzzeti sadece Allah'tan arzulamalıyız. İslam'ın ve yeryüzündeki tüm Müslümanların hamisi olan Hilafet Devleti'nin kurup İslami hayatı yeninden başlatarak eylem ve söylem olarak İslam'a geri dönerek nebisine hakkı ile yardım etmeliyiz.

Allahuteala şöyle buyurmuştur:

مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعًا "Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır." [Fatır 10]


Dr. Muhammed Et-Taşî
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Medya Bürosu Başkanı
Yemen Vilâyeti

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir / Mısır'ın, Kahire'deki Fetih Mescidi Önündeki Kampanyası

  • Kategori Foto
  •   |  

"Mısır'ın anayasası İslami anayasa olmak zorundadır" sloganı altında Hizb-ut Tahrir Mısır Vilayetinin  Hilafet Devletinin Anayasa Tasarısını tanıtım amacıyla düzenlemiş olduğu kampanyanın devamı olarak, gençler 26 zilkade 1433 hicri, 12 ekim 2012 miladi tarihinde Kahire'nin Ramses meydanında bulunan Fetih Mescidinin önüne seyyar bilgilendirme çadırı kurarak kampanyalarını  sürdürmüşlerdir. Mescidden çıkan çok sayıda cemaatin teveccühlerini kazanmış ve çok olumlu tartışmalarda bulunmuşlardır.

Allah (SVT) amellerimizi kabul eylesin.


Fotoğraflar için tıklayınız...

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Amerika'nın Suriye'deki Müslümanlara Karşı Olan Cürümlerini, Mücrim Suriye Rejiminin Müslümanlara Karşı Kimyasal Silah Kullanmasına İzin Vermesi Takip Etmektedir

Amerikan Savunma Bakanı Leon Panetta, Kanadalı meslektaşı Peter Mac ile Washington'da yapmış olduğu ortak basın toplantısı sırasında bazı medya organlarının haberleri hakkındaki soruya şöyle bir cevap vermiştir: "Bizler, bölgedeki diğer ülkelerle Suriye'deki silah depolama yerlerini izlemeye devam etmekteyiz. Bu yerler, şu anda Suriye Silahlı Kuvvetleri'nin koruması altında bulunmakta olup silahlı gurupların bunlara erişebilirliği noktasında bizde bir bilgi bulunmamaktadır." Ayrıca bu silahların, güvenlik içerisinde olduğunu da vurgulamıştır. Pentagon'un başkanı, kimyasal silah içeren Suriye tesisleri noktasındaki "bazı hareketler" hakkında geçmiş döneme ait istihbarat bilgilerinin olduğuna dikkat çekmiştir. Ancak Suriye hükümeti, genellikle bu cephanelikleri korumayı sağlamaya dönük prosedürler benimsemiştir. Nitekim Amerika Devlet Başkanı Obama, geçmiş dönemde Suriye'deki kimyasal silahların tam bir şekilde kullanılmasının Amerika'nın "kırmızı çizgisi" olacağını ve Washington'un, krizin çözümü hususundaki mevcut tutumunu yeniden gözden geçirmeye taşıyacağını açıklamıştır. Ayrıca Fransız Cumhurbaşkanı François Hollande, geçen Ağustos ayının sonunda Fransa Büyükelçiliği önünde yapmış olduğu konuşmasında bir uyarıda bulunarak şöyle demiştir: "Uluslar arası toplum açısından doğrudan müdahalede bulunmak için meşru bir neden olacak olan kimyasal silahların kullanılmasını engellemek için ortaklarımızla birlikte uyanık olmaya devam edeceğiz." Fransa'nın bu tutumu, İngiltere başbakanı Davin Cameron'un İngiltere başbakanlık ofisinde bu hususla ilgiliği yapmış olduğu açıklamayla örtüşmektedir.

Bu açıklama, mücrim Suriye rejiminin kimyasal silahlara sahip olduğunu bildiği ve halkını katleden Suriye rejiminin ikiyüzlü olduğunu iddia etmekle birlikte bu silahların Suriye hükümetinin elinde olmasından dolayı da güvenli olarak nitelendirdiği yönündeki lehçesinden dolayı Amerika'yı kınamaktadır. Sonra o, muhalefetten yardım ve destek talebinde bulunanlara bir tokat yöneltmiştir. Bu da Amerika Savunma Bakanı'nın, kimyasal silahların silahlı guruplara [yani muhalefete] erişmediği sürece güvenlik içerisinde olduğunu düşünmesinden dolayıdır. Ardından Obama, Suriye rejiminin kimyasal silahları kullanmadan önce Washington'un krizin çözümü hususundaki mevcut tutumunu yeniden gözden geçirmeye taşıyacağını açıklamıştır. Onun o zamanki konuşmasından, kimyasal olmayan silahların kullanılmasına izin verildiği anlaşılırken şimdi de o, "Suriye'deki kimyasal silahların tam bir şekilde kullanılması Amerika'nın kırmızı çizgisi olacaktır ve Washington, krizin çözümü hususundaki mevcut tutumunu yeniden gözden geçirmeye taşıyacaktır" şeklindeki bu açıklamasıyla geçmiş açıklamasını tamamlamış olmaktadır. O halde "tam bir şekildeki" sözleri, kimyasal silahlara "kısmî olarak" izin verilecek olmasından başka ne anlama gelebilir ki?! Sonra Suriye rejiminin, halkına karşı sık sık kimyasal silahları kullanacağı uyarısında bulunduğu bir sır olmadığı gibi mücrim rejim bunu, zafer elde etmeye güç yetiremediği ayaklanan bu mümin sadık halka dönük ciddî korkutma girişiminde bulunmak için yapmıştır.

Böylece Allah, tüm Batı'yı ve özellikle de halklarını öldürmeleri ve onlara baskı uygulamaları için Müslümanların yöneticilerinden olan ajanlarını savunan Amerika'yı ifşa etmiştir. Nitekim mücrim Beşar ve ajan rejimi, toprakları ifsat etmekte, insanları, ağaçları ve taşları katletmekte ve bunu da bir buçuk küsur yıldır sürdürmektedir. Halbuki şerrin ve fesadın başı Amerika, onların arkasında durmamış, dahası bu hususta onlara destek vermemiş olsaydı bunların hiçbirini yapamazlardı. Fransa ile İngiltere'nin, hiçbir anlamı olmayan tehdit ve korkutma çabaları ise Suriye'deki nüfuza ve çıkarlara ortak olmak için Amerika'ya baskı yapmaktan öte bir şey değildir. Dolayısıyla bu ikisi, geçmiş tarihlerinde ölümlerine yol açsa bile halkların kanlarını emmeyi ve onları sömürmeyi alışkanlık edinmişlerdir.

Ey Hayırlı ve İslam'ın Sığınağı Şam'ın Murabıtları Olan Sabırlı Müslümanlar!

Sizin için tamamen açık bir hale gelmiştir ki; Müslümanların yöneticileri, Amerika ile Avrupa'nın size karşı kullandıkları satranç tahtasının piyonlarından ibarettirler. Nitekim bu ülkelerden yardım dilenmek, siyasî bir intihar olup Müslümanların boyunlarını yeniden düşmanlarına teslim etmektir. Sivil bir devleti talep etmek ve İslam şeriatından başkasıyla hükmetmeye rıza göstermek ise dünyada ve ahirette Allah'ın azabına götürecek olan sapık yoldan öte bir şey değildir. Yine sizler için tamamen açığa çıkmıştır ki; sizler için, İslam'dan ve sizleri koruyacak olan İslam Devleti'nden başka ne bir izzet ne bir güvenlik nede bir varlık vardır. Bu devletin ise tek bir şeri şekli vardır ki oda; Resulünüz Mustafa [Salavatullahi ve Selamuhu Aleyh]'in, ..وَستَكُونُ خُلَفَاءُ فَتَكْثُرُ " قَالُوا : فَمَا تَأْمُرُنَا ؟ قَالَ : فُوُا بِبَيْعَةِ الْأَوَّلِ فَالْأَوَّلِ "Artık Benden sonra Nebi yoktur. Halifeler olacak da çoğalacaklardır." Dediler ki: "Öyleyse bize ne emredersiniz?" Dedi ki: "Önceki ilk beyatinize sadakat gösterin..." şeklinde buyurarak sizlere vaat etmiş olduğu İslamî Hilafet'tir. O halde Allah'ın ve Resulünün düşmanları ile sizden olan sizin düşmanlarınıza imkan vermeyiniz ve güçlerinizin, (sivil devletin) olduğu cahiliyeye davet eden kör bir bayrağın altında birleşmesini kabul etmeyiniz. Zira Müslümanlar, devletlerini kurmaları, Halifelerine biat etmeleri ve yalnızca Şam'dan değil bilakis tüm İslam ülkeleri ile bunların arkasındaki tüm dünyadan bu ülkelerin şerlerini ve eziyetlerini engellemeleri için sadece Resulullah [Aleyhi's Salatu ve's Selam]'ın râyesi altında birleşmelidirler. O halde ey kahramanlar, kararlı olun, kararlı olun! Zira Allah, sizinle beraberdir ve asla amellerinizi eksiltmeyecektir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

اللّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُواْ يُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّوُرِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ أَوْلِيَآؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ "İman edenlerim velisi Allah'tır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarmıştır. İnkar edenlerin velisi ise taguttur, onları aydınlıktan karanlığa çıkarmıştır. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır." [el-Bakara 257]


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilayeti
Medya Bürosu Başkanı
Mühendis: Hişam el-Baba

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Reddiye ve İzahat Sayın Telegraph Gazetesi Editörü

17.09.2012 Pazartesi tarihli Telegraph gazetesi, ilk sayfasında "Kızgın Müslümanlar Sidney Sokaklarında Polisle Çatışıyor" başlıklı bir haber yayınladı. Gazete, haberinde (herhangi bir isim veya detay belirtmeden) Avustralya polisine dayandırarak Nebilerini hedef alarak Müslümanlara hakaret eden filmi protesto etmek üzere Cumartesi günü Sidney'de yaşanan gösteriyi organize edenler arasında Hizb-ut Tahrir'in de olduğunu belirtti.

Aynı haberin başka bir yerinde Federal muhalefetin lideri -Tony Abbott'un-, Hizb-ut Tahrir'in İngiltere'deki Medya Temsilcisi ve 16.09.2012 Pazar günü Sidney'de düzenlenen Hizb-ut Tahrir'in yıllık konferansına misafir olarak katılan Taci Mustafa'nın vizesinin iptal edilmesini talep ettiği ve hizbi aşırıcılıkla nitelendirdiği açıklaması da geçti.

Tüm bunlar karşısında cevap hakkımızı kullanarak aşağıdaki hususları açıklarız:

1-İnsanların en çok sevdiği Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret edildiğinde dünyadaki tüm Müslümanların buna öfkelenmesi onların bir görevidir.

2-Müslümanlar, Batı'nın İslam'dan, Müslümanlardan ve Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'den nefret ettiğine dair yeni bir kanıta ihtiyaç duymamaktadırlar. Zira Müslümanlar, Batılı devletlerinin ülkelerini işgal etmesinin, servetlerini yağmalamasının, kendi değerlerini ve sistemlerini dayatmasının bedelini kanları, ırzları ve malları ile ödediklerine günlük olarak gözleriyle şahit olmaktadırlar. Ayrıca bu akım, bazen Kur'an'ı bazen de Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'ı hedef alıp durmaktadırlar.

3-Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in hedef alınmasını protesto etmek, bugün Müslümanların yerine getirdiği en doğal şeydir. Zira Müslümanların bir devleti yok ki Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i savunsun, düşmanlara cevap versin, hakaret edenlerin ve bu kişilerin arkasında olanların dillerini koparsın.

4-Cumartesi günü Sidney'de düzenlenen gösteride olduğu gibi düzensiz kitlesel tepkilerde bazı kişilerin meşru olmayan eylemlere tevessül etmesi garip değildir. Bu durum, dünyadaki birçok gösteride olmaktadır. Dolayısıyla sorunun aslını göz ardı etmek ve tepkilere odaklanmak kesinlikle doğru değildir.

5-Müslüman gençler, ümmetin cephaneliğidir, dinlerinin ve ümmetlerinin sadık kahramanlarıdır. Yardımı, devrimi ve değişimi gerçekleştirecek olanlar ve bunun bedelini kanları ile ödeyecek olanlar da onlardır. Hiçbir kimsenin herhangi bir kimseyi hoşnut etmek için onlara dil uzatması ve onlar hakkında iğrenç yakıştırmalarda bulunması doğru değildir. Hele hele önce onların tecrit edilmesini sonra da hedef alınmasını amaçlayan bir strateji kapsamında olduğu zaman.

6-Hizb-ut Tahrir ile alakalı olan hususa gelince: Herkes bilmektedir ki Hizb-ut Tahrir bir eylem yapacağı zaman bunu önceden açık bir şekilde kendi resmi kanalları üzerinden ilan eder. Nitekim hizb, Avustralya'da güzel bir organize ile onlarca etkinlik ve gösteri düzenlemiştir. Herkse de buna şahit olmuştur. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir'in bu gösteriyi organize edenlerin arasında olduğu haberinin aslı astarı yoktur. Bunu ise herhangi bir kesimi razı etmek veya herhangi bir kesimden korktuğumuz için değil hakikati ifade etmek için söylüyoruz.

7-Tony Abbott'un veya diğer Batılı siyasetçilerin görüşü bizi hiç ilgilendirmemektedir. O ve onun gibilerin bizden hoşnut olmaması bizleri asla kaygılandırmamaktadır. Çünkü bizler biliyoruz ki onun hoşnutluğu ve Allahuteala'nın temenni ettiğimiz hoşnutluğu asla bir araya gelmez.

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] İçin Öfke Gösterisi Allah'a Hamdolsun Tamamlandı

Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret eden Amerikan filminin akabinde Hizb-ut Tahrir/Ürdün Vilayeti'nin çağrıda bulunduğu öfke gösterisine Ürdün'ün çeşitli illerindeki farklı siyasî etkinliklerden ve halk hareketlerden geniş bir katılımla Ürdün'deki Müslümanlardan büyük bir topluluk icabet etti.

Bu öfke gösterisinde katılımcılar konuşmalar yaparak kafir Batı'nın sürekli olarak Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret etmesine ve bu hakaretlerin Amerika ile kafir Batılı devletlerin İslam ümmetine karşı girdiği haçlı savaşının bir parçası olduğuna değindiler. Yine konuşmacılar, bu hakaretlere verilecek istenilen cevabın ancak Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet Devleti'nin geri gelmesi ile mümkün olacağını açıkladıkları gibi Müslümanların hurumatlarını koruyan ve Kerim Nebileri [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e nusret vermek için kalabalıklara liderlik edecek bir devletleri olsaydı bu kişilerin bu iğrenç fillere cesaret edemeyeceklerini de açıkladılar.

Ayrıca konuşmacılar, Müslüman yöneticilerin İslam'a ve Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e edilen hakaretler karşısındaki acziyetlerine hatta kafir Batı ile birlikte bu ümmete, mukaddesatlarına, kanlarına ve ırzlarına karşı kurdukları komplolara dikkat çekerek bugün Şam'da yaşanan iğrenç katliamların kafir Batı'nın özellikle Beşar'ı ve mücrim nizamını destekleyen Amerika tarafından düzenlenen bu habis komplonun bir sonucu olduğunu belirttiler. Ayrıca katılımcılar, cemaat halinde akşam namazını eda ederek kunut duasında bulundular ve Allah'a yakararak bu ümmeti Allah'ın şeriatı ve İslami Hilafet'in kurulması ile şereflendirmesini istediler.

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Müslümanlar, Chittagong'da Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e Hakaret Edilmesini Protesto Ettiler ve Amerikan Deniz Kuvvetlerinin Tatbikatlarının Derhal İptal Edilmesini Talep Ettiler

Chittagong'daki Müslümanlar, Amerikalı alçakların Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şerefine hakaret edilmesini protesto etmek üzere ikindi namazından sonra Büyük Mescid'in dışında Hizb-ut Tahrir liderliği altında gösteri düzenlediler. Göstericiler, Amerika'ya Müslümanların Sevgili Nebileri [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret edilmesine sessiz kalacaklarını sanmaması ve Müslümanların Nebi Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i var güçleri ile savunan ilk nesilden olduğunu hesaba katması gerektiği şeklinde net bir mesaj verdiler. Zira bugünkü Müslüman ataları Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i savunmaktan geri durmamışlardır. Çünkü Müslümanlar, Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i kendi nefislerinden daha çok sevmektedirler. Aynen Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle buyurduğu gibi:

فَوَ الَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَالِدِهِ وَوَلَدِهِ "Sizden birisi, ben kendisine çocuğundan, ana babasından ve tüm insanlardan daha sevgili gelmedikçe o kimse iman etmiş olmaz."

Ayrıca göstericiler, Amerikan hayat tarzını yani ifade özgürlüğü altında Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret eden bu kişileri barındıran demokratik sistemi reddettiklerini, Müslümanların Allah'ın izni ile Hilafet'i kurarak bu sistemi söküp atacaklarını ve Amerika'yı ülkelerinden çıkaracaklarını teyit ettiler.

Yine Chittagong'daki Müslümanlar, Amerikan deniz kuvvetlerinin bugün Chittagong'da başlattığı tatbikatların derhal iptal edilmesini talep ettikleri gibi Bangladeş ordusundaki muhlis subayları, Allah onlardan razı olsun Muhammed İbn-u Müslim, Muhammed Nuriddîn, Selahaddin Eyyubi ve Sultan İkinci Abdulhamit'in torunlarını Amerikalıları bu bölgeden kovmak ve Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e hakaret etmeyi düşünen Amerikalılara korku salacak Hilafet Devleti'nin tekrar kurması için Hizb-ut Tahrir'e nusret vermek için topluca hareket etmeye teşvik ettiler.

Devamını oku...

-Basın Açıklaması- Acemi Afgan Demokratlar Yeteneklerini Sergiliyorlar

Acemi sayılan Afgan demokrasi yandaşları ve destekçileri, halkın iradesi ile alay ederek bir kez daha Afganistan halkı karşısında kirli hilelerini yaptılar. Bu haninler, Afgan halkının iradesinin kendileri için hiç bir şey ifade etmediğini gösterdiler. Zira onlar, kendilerine çıkarlarının dayattığı her şeyi yapmaktadırlar.

Buna mukabil Afgan hükümeti, devletin üç organının Amerika Birleşik Devletlerinin çıkarları ile paralel şekilde çalıştığını gösterdi. Amerika, ülkedeki Amerikan varlığı için Afgan desteğini kazanmak amacıyla Afgan halkının milli duygularını Pakistanlı kardeşlerine karşı tahrik etmek üzere sınırın Pakistan tarafından Afgan topraklarına saldırdı.

Afganistan halkı, bu siyasi oyunun tuzağına düştü. Bu nedenle Afgan hükümetinden sözde "Pakistan düşmanına" ciddi bir cevap vermesini beklemektedirler. Bu bağlamda Afgan parlamentosu, kamuoyunun duygularını sakinleştirmek için aldatıcı bir rol oynadı. Zira güvenlik sektörünün bakanlarını (savunma ve içişleri bakanlarını) sorguladı ve güvenoyunun çekilmesi oylamasına binaen onları görevden aldı.

Hükümetin aynı bakanların güvenlik sektörüne geri getirilmesine ilişkin yeni icraatları, iddia ettiğimiz şeyleri teyit etmektedir. Zira görevden alınan savunma bakanı, savunma işlerinden sorumlu Afgan devlet başkanının danışmanı olarak atanırken görevden alınan içişleri bakanı da savunma bakanı olarak atandı!

Devamını oku...

Şam Kurtuluş Yolunda! (06.10.2012)

  • Kategori Video
  •   |  

Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti, Medya Bürosu Başkanı Mühendis Hişam el-Baba’nın Suriye Ayaklanması Boyunca Yürüttüğü Meydan Turu Hakkında "Şam Kurtuluş Yolunda" İsimli Bir Film Yayınladı.

 

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER