Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, Tertiplediği H. 1433 Ramazan Bayramı Şenliğinde Müslümanlara Hitab Etti
- Kategori Ürdün
- |
Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti'nin 23 Ramazan 1433, 11 Ağustos 2012 Cumartesi Günü Trablus'ta Düzenlediği "Şam'da İslam Devleti Devrimi" Başlıklı Festivalden Bazı Görüntüleri, Mübarek Şam Devriminin Raşidi Hilafet Devleti'ne İlişkin Hakikatini Yansıtmak Amacıyla Yayınlamaktayız.
|
Bir Devrim Hikayesi: "Şam'da İslam Devleti Devrimi"
|
|
Idlib'deki Muhammed-ul Emin Taburu Komutanı Şeyh Abdulgafur Diab'ın Konuşması
|
|
Hola'daki El-Hadra Taburu Komutanı Binbaşı Nidal Bakuur'un Konuşması
|
|
Humus'taki Devrim Konseyi Üyesi Ebu Bilal El-Hımsi'nin Konuşması
|
|
Halep ve Çevresindeki Devrim Konseyi Sözcüsü Ebu Firas El-Halebi'nin Konuşması
|
|
Babaamr'daki El-Hadra Taburu Saha Komutanı Abu Şadi'nin Konuşması
|
|
Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Mühendis Hişam El-Baba'nın Konuşması
|
|
Şeyh Ahmed El-Soufi Tarafından Dua
|
Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika şebabı, Kenya Nairobi'de bulunan SÖR ALİ Müslüman Derneği önünde binlerce Müslüman'a yönelik olarak H. 1433 Ramazan Bayramının hayati önemini hatırlattı.
Kısa ve net ifadelerle yazılı ancak anlamı büyük olan pankartlar yükselttiler. Pankartlardan bir kaçı şu şekildeydi: "Başbakanlara ve krallara hayır, bütün Müslümanlar için Halifeye evet". " Cumhuriyete ve krallığa hayır sadece Hilafete evet" gibi.
Bir çok Müslüman bu alanda yapılan çalışmaları memnuniyetle karşıladı ve dava taşıyıcıları da mesajın ulaştığı sadık kişilerin kendilerine tekbirle eşlik edişlerini minnettarlıkla kabul etti.
Allah kardeşlerimizin yapmış oldukları bu çalışmadan dolayı mükafatlarını bol versin.
.jpg)
Pakistan Silahlı Kuvvetlerini, Keyani ve Zerdari'nin yönettiği haydut çetesinden kurtarma kampanyasının tırmanan bir parçası olarak Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilayeti Cuma günü 29 Ramazan 1433 H. (17 ağustos 2012) de Ravalpindi şehrinin her yerine, Pakistan Silahlı Kuvvetler karargahına ve Pakistan'ın en büyük dördüncü şehrine yaklaşık altı milyon Müslümanı kapsayan afişler astı. Afişler samimi subayları savunma adına asıldı ki, Tuğgeneral Ali khan gibi; zira O silahlı kuvvetlerin lideri olması gerekirken Hizb-ut Tahrir'e ait görüntüleri paylaştığı için askeri mahkeme tarafından tutuklandı. Afişlerin içeriğinde ise Anti Amerikan olan İslam taraftarı subayları cezalandırmanın Pakistan ordusunun İslami temeline saldırı olduğu vurgulamaktadır.

Allahuekber... Allahuekber... Allahuekber... Lâ ilahe illallah... Allahuekber... Allahuekber... Ve Lillâhil Hamd...
Ham Allah'a, Salat ve Selam Allah'ın Resulüne ve Ashabının, onu destekleyenlerin, ona tabi olanların, onun çizgisinde yürüyenlerin, İslam akidesini fikrinin esası, şeri hükümleri de amellerinin mikyası ve hükümlerinin kaynağı kılanların üzerine olsun ve ba'd:
Buhari, Sahihinde Muhammed İbn-u Ziyad kanalıyla şöyle dediğini tahriç etmiştir: سمعتُ أبا هريرةَ رضي اللهُ عنه يقول: قال النّبيُّ صلّى اللهُ عليهِ وآلِهِ وسلّمَ أو قال: قال أبو القاسمِ صلى الله عليه وآله وسلم: " صوموا لِرُؤيتِهِ وأَفْطِرُوا لرؤيتِهِ فإنْ غُـبِّيَ عليكم فأَكْمِلُوا عِدَّةَ شعبانَ ثلاثين "Ebi Hureyra [Radıyallahu Anh]'ın şöyle dediğini işittim: Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] yada Ebul Kasım [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur: "(Ramazan ayının) hilalini gördüğünüz zaman oruç tutun. (Şevval ayının) hilalini gördüğünüz zaman da bayram edin. Eğer size hava kapalı olursa Şaban'ın sayısını otuza tamamlayın."
Şevval Hilali'nin bu gece, yani cumartesi gecesi araştırılmasının ardından şeri bir görmeyle Hilal'in görülmesi tespit edilememiştir. Binaenaleyh yarın, yani Cumartesi günü el-Muvafık 18. Ağustos 2012'de, mübarek Ramazan ayı tamamlanacaktır.
Bu münasebetle Hizb-ut Tahrir'in emiri alim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta [Hafizallahuteala], sizlerin ve bu kerim İslam ümmetinin tüm evlatlarının bayramını kutlar...
Ayrıca o, Allahu Subhânehu'dan bizleri, yeryüzünde Allah'ın şeriatını tatbik edecek, İslam'ı dünyaya bir hidayet ve nur risaleti olarak taşıyacak olmasının yanı sıra ülkeleri kurtaracak, insanlara insaf edecek adil bir devlet olduğu gibi geçmişteki gibi fetihlerin olacağı ve insanların bayramlarında ve fetihlerinde Allahuekber... Allahuekber... Allahuekber... Lâ ilahe illallah... Allahuekber... Allahuekber... Ve Lillâhil Hamd şeklinde tekbirler getireceği bir cihat devleti olan Hilafet Devleti'nin kurulmasıyla nimetlendirmesini temenni etmektedir...
Aynı şekilde Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Bürosu'nun Başkanı olarak ben de tüm çalışanların, Hizb-ut Tahrir'in emirinin ve bütün Müslümanların mübarek Iyd-ul Fıtr bayramlarını kutlarım.
Ey Dünyanın Dört Bir Tarafındaki Müslümanlar!
Allahu Subhânehu'dan: bizlerin ve sizlerin oruçlarını, namazlarını, rükularını, secdelerini ve diğer amellerini kabul etmesini temenni ediyorum. Ayrıca O'ndan, İslam ümmetini, yenide Allah'tan ittia edecek, arkasında savaşılacak ve İslam ümmetine Allah'ın kitabı ve Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in sünnetiyle liderlik edecek olan adil ve Raşid bir Halife'yle onurlandırmasını temenni ediyorum... Bu, Aziz olan Allah'a hiçte zor değildir.
Bu münasebetle Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam'daki ayaklanan mücahit halkımıza ve kardeşlerimize yönelmek istiyor ve onlara diyorum ki: Bu bayram, yeniden bizlere ulaşmış olup bu, mücahitlerin, fanatik ve kibirli olanlardan birçoğunun kum taneleri gibi taguttan ayrılmalarına neden olan darbelerinin neticesindeki yaralanmaların ve tagutun sonunun yaklaştığını farketmelerinden sonra da kendilerini ve halklarını batmakta olan rejimin gemisinden kurtarmaya çalışmalarının ardından Şam tagutunun devrilmesinin müjdelerini taşımaktadır.
Tüm bunlara rağmen aziz Şam beldemizdeki ayaklanmanın nusret bulmasının yaklaşmasıyla birlikte, Batı'nın ve ajanlarının tuzaklarının farkına varılması kaçınılmazdır. Zira Şam'daki halkımızın ve evlatlarımızın kanlarını yalaması için Esad çetesine mühlet üzerine mühlet ve hızla ayaklanmanın dalgasına binmek için çalışan Amerika'dır. Bunu da ayaklanmanın liderleri, öncüleri ve temsilcileri olarak nitelendirdiği siyasî fırsatçıları ön plana çıkarmak yoluyla yapmaktadır. Bu yüzden de onlarla birlikte Suriye ve bölgedeki çıkarına hizmet eden güvenlik anlaşmaları yapmaktadır. Aynen Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin, Mısır'daki ayaklanmanın başarılarını korumakla görevlendirilmiş olduğunu iddia ederek Mısır'da yapmış olduğu gibi...
O halde ayaklanmanıza dönük düşük yaptırma yada yerin ve göğün Rabbinin sizden razı olduğu gidişatından döndürme girişimlerine karşı çok ama çok dikkatli olunuz. Zira nusrete sadece bir saatlik bir zaman kalmıştır. O halde Yemen ve Mısır örneklerinde olduğu gibi yarım çözümleri kabul ederek çabalarınızı zayi etmeyiniz. Zira sevincinizin tamamlanması için siyasî, ekonomik, içtimai, öğretim gibi çeşitli muhtelif alanların yanı sıra hayatın bütün alanlarında İslamî hayatın yeniden başlaması kaçınılmazdır. Buda ancak Nübüvvet Minhacı Üzere İkinci Raşidi Hilafet Kalesi'nin kurulmasıyla mümkün olacaktır.
Yine sevincinizin tamamlanması için, sömürgeci Batı'nın varlığının İslam ülkelerinden geri dönmemek üzere süpürülmesi ve İslam ülkelerinin kurtarılması kaçınılmazdır. Hatta sevincinizin tamamlanması için Mescid-il Aksa ile Filisti'in Yahudi pisliklerinden kurtulmasının yanı sıra Beyt-ul Makdis'in de onların pisliklerinden temizlenmesi de kaçınılmazdır.
Iyd-ul Fıtr, Allah Azze ve Celle'nin Müslümanlara olan bir lütfu ve keremedir. Aslında esas bayram, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın vaadi ve Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in müjdesi olan nusret ve iktidar vaadinin gerçekleşmesi ve Allah'ın şeriatıyla hükmedecek bir devlet olan Raşidi Hilafet Devleti'nin kurulmasıyla olacaktır.
Hizb-ut Tahrir de sizleri, bu esas bayrama ve onu gerçekleştirmek için çalışmaya davet etmektedir. O halde bayramınızın sonunu, Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın emrine uyup bu dini yüceltmek ve iktidar kılmak için çalışan muhlislerle birlikte çalışarak tamamlayınız. Böylece apaçık nusret günü, nusret bulanlar, itaat edenler, hamd edenler ve tevbe edenlerle hep birlikte tekbir getirelim...
Allahuekber... Allahuekber... Allahuekber... Lâ İlahe İllallah
Allahuekber Kebîran... Bütün hamd Allah'adır ve Allah, gece gündüz noksan sıfatlardan münezzehtir.
Lâ İlahe İllallah Vahdehu... O'nun vaadi haktır... Kuluna nusret veren O'dur... Ve askerlerine destek veren ve hizipleri hezimete uğratan sadece O'dur.
Lâ İlahe İllallah... Biz sadece O'na ibadet ederiz... Kafirler kerih görseler de din sadece O'na aittir.
Bayramınız kutlu olsun ve Allah, sizlerin ve bizlerin ibadetlerini kabul eylesin.
H. 1433 yılının mübarek Ramazan ayı bu gece tamamlanmaktadır.
Kardeşiniz, Hizzb-ut Tahrir Merkezî Medya Bürosu Başkanı Osman Bahaş.
Ve's Selamu Aleykum ve Rahmetullahi Veberakatuh

Kerim Müslümanlar, bir ay boyunca gündüzlerinizi oruç tutarak, gecelerinizi ise namaz kılarak geçirdiniz. Dilleriniz Allah kelamının kıraati ile tatlandı. Gözleriniz Allah'ın azabından sakınarak ıslandı. Allah'ın size verdiği rızıktan fakir ve muhtaçlara infak ettiniz. İftar sofralarınızı akrabalarınızla ve sevdiklerinizle bereketlendirdiniz. Şimdi ise ibadetlerinizin mükâfatı olarak bayramı karşılıyor ve büyük bir sevinç yaşıyorsunuz. Bu münasebetle bizler de Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti olarak mübarek Ramazan Bayramınızı [Iyd-ul Fıtr] en içten dileklerimizle kutluyor ve bu bayramın bütün İslam Âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
Biliyorsunuz ki bayramlar, sevinç ve mutluluk günleridir. Sıla-i rahimin yerine getirildiği, küskünlerin barıştırıldığı ve hediyeleşmelerin yapıldığı özel günlerdir. En doğusundan en batısına kadar yeryüzündeki tüm Müslümanlar için ortak bir payda ve ortak bir sevinçtir. Ancak ne yazık ki bayramlarımız uzunca bir süredir buruk geçmektedir. Zira halen daha yeryüzünde Allah'ın hükümleriyle hükmedilmemekte, Müslümanlar için kutsal olan Mescid-i Aksa gasıp Yahudiler tarafından esir tutulmakta, Afganistan'da NATO kuvvetlerinin işgali devam etmekte, Burma'da [Myanmar] kardeşlerimiz yurtlarından çıkarılarak her türlü zulme maruz bırakılmakta ve hemen yanı başımızda Suriye'de her gün yüzlerce Müslüman kardeşimiz katledilmektedir.
Ey Müslümanlar! Ramazan ayında Rabbinizin emri olan ibadetlerinizi yerine getirmede göstermiş olduğunuz azmi, cehti ve ihlâsı, niçin size gönderdiği şu hükümler içinde göstermiyorsunuz?
وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Eğer sizden din hususunda yardım isterlerse, (o Müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur." [Enfal 72]
وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا "Size ne oluyor da Allah yolunda ve ‘Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu beldeden çıkar, bize katından bir veli, koruyucu gönder ve bize katından bir yardımcı gönder' diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?! [Nisa 75]
Yine kendisine binlerce salât ve selam getirdiğiniz Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yapmanızı istediği şu hükmü unutuyor musunuz?
لمسلم أخو المسلم، لا يظلمه ولا يخذله ولا يسلمه "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz ve onu (düşman eline) teslim etmez. [Buhari, Muslim]
Ey Müslümanlar! Bu hayırlı ay ve bu mübarek günler ile kurtuluşa erenlerden olmamız için Allah ve Rasulu'nün bütün emirlerini yerine getirmemiz gerekmektedir. Bu emirlerden birçoğunu yerine getirebilmek için ise Allah'ın indirdikleri ile hükmedecek bir İslam Devletinin olması gereklidir. O devlet ki, el-Ukâb Râyesini dünyanın dört bir tarafında dalgalandıracak, Müslümanların ordularını harekete geçirerek Filistin'i Yahudilerden kurtaracak, işgal altındaki tüm Müslümanlara ne pahasına olursa olsun yardım edecek ve Alparslan'ın, Salahaddîn'in, Fatih'in ve Abdulhamid'in sîretini tekerrür ettirecek olan devlettir. O devlet ki haçlı kalesi Roma'yı, küfrün merkezi olan Beyaz Saray, Buckingham ve Kremlin'i fethedecek olan devlettir. O devlet ki, Müslümanların onunla savaştığı ve onunla korundukları devlettir. O devlet ki, Allah'ın emrettiği, Rasulu'nün ikame ettiği ve Müslümanların Halifeleri'nin devam ettirdiği bir devlettir. O devlet ki ayak sesleri işitilen Raşidî Hilâfet Devleti'dir.
Bu nedenle tüm içtenliğimiz, çabalarımız ve dualarımız ile Rabbimizden, bir sonraki bayramı Hilafet Devleti'nin gölgesi altında karşılamayı niyaz ediyoruz. Muhakkak ki Allah Subhânehu ve Teâlâ, buna mâlik ve muktedirdir.
Hizb-ut Tahrir / Filistin, otorite, hizbin Annapolis Konferansı'nı kınamak için olan yürüyüşüne baskı yapıncaya kadar Batı Şeria ve Gazze şehirlerinde özellikle Hilafet'in yıkılışının yıldönümü için otoritenin bir engeli olmaksızın kitlesel eylemler yapmıştır. Nitekim burada onlarca kişi yaralanmış, yüzlercesi tutuklanmış ve rahmetli Hişam el-Barâdaî'de şehit düşmüştür.
Ancak hizib, kitlesel eylemlerini yapmaya devam etmiştir. Bunun üzerine Ramallah ve Gazze otoritesi, bu eylemlerin bazılarına sessiz kalırken ancak özellikle hizbin Hilafet'in yıkılışının yıldönümü için ilan ettiği, hizbin genel toplantılar yasası gereğince bunlarla ilgili "bilgi ve haber" duyurusu yaptığı ancak otoritenin engellemeyi sürdürdüğü ve hizbin de bir sınırlama olmaksızın siyasî eylem hakkını pekiştirmek amacıyla otoriteye herhangi bir bildirimde bulunmaksızın yürüyüşler ve benzerleri gibi alternatif eylemlere devam ettiği büyük konferans ve yürüyüşler olmak üzere kitlesel eylemleri önlemek için bazılarına da birçok durumlarda müdahalede bulunmuştur.
Nitekim geçen yıl Ramallah valisi, Hilafet'in yıkılışının yıldönümü için olan yürüyüşe sözlü onay vermiş, sonra da hizbe, eylem vaktinden yirmi dört saat önce eylemin engellediğini bildirmişlerdir. Bunun üzerine hizib, adeti olduğu üzere otoriteye herhangi bir bildirimde bulunmaksızın alternatif kitlesel eylemler yapmıştır. Ancak otoritenin birimleri müdahalede bulunmuşlar, baskı uygulamışlar, tutuklamada bulunmuşlar ve kaygı verici çatışmalar meydana gelmiştir.
Bu yıl ise hizib, bir engellemenin olmaması için Gazze otoritesine yürüyüşle ilgili bir bildirim sunduğu gibi aynı şekilde hizib, özellikle el-Halil ve Ramallah'taki iki konferans olmak üzere el-Halil ve Ramallah valilerine de bildirimler sunmuştur. Nitekim Ramallah ve el-Halil valileri ile yardımcıları, otoritenin bir müdahalesi olmaksızın eylemlerin yapılmasına karşı olumlu eğilimler göstermişlerdir. Bunun üzerine hizib, büyük bir sabırla bu eğilimleri desteklediğini (ona göstermeye) hırs göstermiş ancak hizib, otorite yasası yazılı onaylar vermemesine ve yazılı onayın bir on günün ardından fiilen el-Halil valiliğinden elde edilmesine rağmen -geçen yıldan ders alarak- yazılı bir onayın olması için ısrar etmiştir. Ama Ramallah valiliğinin yazılı onayı, ertelenerek tam otuz altı gün sonra elde edilmiştir.
Hizib, yazılı onayların gecikmesine sabretmek yoluyla (arasında başka bir takım nedenler olsa da) konferansların, büyük kitlesel eylemlerin doğru bir şekilde düzenlenmesi ve bir kaos yada trafik tıkanıklığı olmaksızın yoğun kitlelerin inzibatının sağlanması için bir model gösterilebilecek sakin ve olumlu bir atmosferde yapılmasını istemiştir. Böylece güvenlik ve kamu düzeni gerekçeleriyle İslam'a ve Hilafet'e olan düşmanlıklarını örtenlerin bahaneleri de düşmüş olacaktır.
Bu sunulanlar ışığında ve her iki konferansın yapılmasının ardından hizib, otoriteye hizbin daha sonraki kitlesel eylemleriyle ilgili bir mektup ulaştırmaları amacıyla 31.07.2012 tarihinde Ramallah ve 02.08.2012 tarihinde de el-Halil valiliklerinden her birine iki heyet göndermiştir. Mektup aşağıdaki hususları içermektedir:
Birincisi: Her türlü karışıklık ve kaostan hali disiplinli kitlesel eylemler yapma hakkının olduğu vurgulanmıştır. Nitekim iki konferans, otorite herhangi bir şekilde eylemlerine müdahalede bulunmaktan kaçındığında hizbin kapasitesine ve meydanları idare etme keyfiyetine dair canlı bir kanıt olmuştur.
İkincisi: Hizbin, otoritenin cevaplarının gecikmesine sabır göstermesi, yukarıda dile getirdiğimiz hedeflerden dolayı olmuştur. Bu ise hizbin, ileride kitlesel etkinlikler yaptığında bir daha tekrarlamayacağı bir politikadır. Dolayısıyla otoriteye düşen, hizbin otoritenin bağlı kaldığını iddia ettiği yasaya göre açık alanlardaki kitlesel eylemler için bildirimler sunacağının ve yasal sürenin geçmesinin ardından da ilan etmiş olduğu eylemleri uygulayacağının farkına varmasıdır.
El-Halil ve Ramallah valileri ile yardımcılarının tutumları, anlaşılır ve olumlu tutumlar olmuştur. Zira hizbin, otoritenin bir müdahalesi olmaksızın kitlesel eylemler yapma hakkının olduğunu ve otoritenin cevaplarının ise hızlı ve pozitif olmasını vurgulamışlardır.
Bizler bunu, Filistin halkının, özellikle de medya ve insan haklarıyla ilgilenenlerin ve siyasete bağımlı olanların, işte tüm bunların önlerine, geçen yıllardaki ve bu yılki eylemlerimizi çevreleyen koşulların şeklini koymaktayız. Ayrıca siyasî eylem hakkımızı eksiksiz bir şekilde tam olarak yerine getirmeye de kararlıyız.
وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ "Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir. Velakin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yusuf 21]