Kudüs’e Giden Yol Mogadişu’dan mı Geçiyor?
- Kategori Mısır
- İlk yorumlayan ol!
- |
Mısır Başbakanı Dr. Mustafa Madbuli, geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı açıklamada, Mısır’ın kardeş Somali’ye tam destek verdiğini ve ülkenin birliğini güçlendirmeye kararlı olduğunu belirtti. Madbuli, “Önümüzdeki dönem Somali halkı için büyük hayırlar getirecek” dedi. Başbakan ayrıca, “Somali’nin birliğini sağlamak ve bu aşamada Somalili kardeşlerimizi desteklemek Mısır devletinin en önemli önceliklerinden biri olduğunu vurguladı ve bu kararlılığın son dönemde iki ülke arasında gerçekleşen üst düzey resmi ziyaretlere de yansıdığını ifade etti. Ayrıca Mısır’ın Somali’ye her alanda gerekli desteği sağlayacağını kaydetti. (01.09.2024 Skynews Arapça)
Bu açıklamalar ve sert tutumlar İran ve Suriye’deki İran partisini anımsatıyor. Mübarek Toprak Filistin’i unuttular, Yahudilerin Filistin’de bozgunculuk yapmasına göz yumdular. Amerikan ajanı zalim Beşşar’a karşı ayaklanan Suriye halkını katlettiler, “Kudüs’e giden yol Halep, Kalamun ve diğer Suriye şehirlerinden geçer” sloganı attılar. Şimdi de Mısır rejimi, Yahudilerin Mübarek Toprak Filistin’de işlediği katliamlara sağır sultan kesilerek Somali’ye asker gönderiyor. Peki, “Kudüs ve Gazze’ye giden yol Mogadişu’dan geçiyor?” sloganı mı atacak? Mısır rejimi, Mogadişu’ya asker ve silah gönderebiliyorsa, neden Gazze’ye gönderemiyor? Yoksa bu, İslam’a ve Müslümanlara olan ihanet ve düşmanlığın, başta Yahudiler olmak üzere küfür ve kâfirlere olan dostluğun bir ifadesi mi?
BBC 30 Ağustos 2024 tarihinde “Somali’deki Mısır silahları, Etiyopya ile bir çatışma yakın mı?” başlığı altında yayınladığı bir habere göre, “Silah ve askeri mühimmat taşıyan iki Mısır uçağının Somali’ye inmesinden saatler sonra Etiyopya, komşu Mogadişu’yu bölgeyi istikrarsızlaştırmakla suçlayan sert bir açıklama yayınladı. Etiyopya açıklamasında Mısır’ın adını doğrudan anmadı. Ancak açıklamada “Kısa vadeli hedeflere ulaşmak için gerilimi tırmandırmaya çalışanlar ciddi sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalacaklar” dedi. Bu gelişme, Afrika Boynuzu’nda gerilimin tırmanacağının bir işareti. BBC’ye konuşan Mısır ve Etiyopyalı uzmanlar “Kahire ile Addis Ababa arasında doğrudan bir çatışma yaşanmayacağı” konusunda hemfikir. Ancak Londra’daki Chatham House’da Afrika Programı’nda görevli bir uzman “krizin patlak verebileceğini ve durumun beklenenden daha da ileri gidebileceğini” vurguladı
Etiyopya ayrıca Somaliland Cumhurbaşkanı Musa Bihi Abdullah’ın, Etiyopya’nın bölgeye yeni atanan büyükelçisi Teshome Shonde Hamito’nun güven mektubunu kabul ettiğini duyurdu. Bu adım, Mısır, Somali ve Etiyopya arasındaki gerilimi tırmandıran bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Afrika Boynuzu’ndaki krizin asıl nedeni, bölgedeki nüfuz mücadelesidir. Bölgede egemen güç olan Amerika ile, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ajanları aracılığıyla bölgede bir yer edinmeye veya Amerika’ya rakip olmaya çalışan Britanya arasında bir nüfuz mücadelesi yaşanıyor. Mısır rejiminin Somali’ye girmesi, silah ve mühimmat desteği sağlaması, ticari, ekonomik ve yatırım ilişkilerini güçlendirmesi, Etiyopya ile rekabet etmek, su sorununu ve Nahda Barajı meselesini çözmek için değildir. Zira Mısır rejimi, patlaması Mısır ve Sudan için felakete yol açabilecek ve Etiyopya’nın pek fazla etkilenmeyeceği bir barajın yapımına izin verdiği gün su meselesinden vazgeçmişti. Bunu net bir şekilde görebilmek için birkaç yıl öncesine gitmemiz gerekiyor. Yıllar önce, 1 Mart 2018’de Etiyopya, Dubai Dünya Limanları ve Somaliland Liman İdaresi arasında üçlü bir anlaşma imzalandı. DP World Berbera Limanı’nın yüzde 51 hissesini, Etiyopya ise yüzde 19’unu satın alırken kalan yüzde 30’luk kısım Somaliland Limanı’nın yönetiminde kaldı. BAE, Somaliland ve Etiyopya arasındaki bu yeni anlaşma, Somali, Arap ve uluslararası itirazlara ve yeni Addis Ababa anlaşmasına yönelik eleştirilere rağmen, Berbera limanının yönetiminden ve geliştirilmesinden Dubai Ports’un sorumlu olmasını öngörüyordu. Bu yılın başlarında, Addis Ababa, uluslararası alanda tanınmayan Somaliland bölgesi ile bir mutabakat zaptı imzaladığını duyurdu. Bu anlaşma, Berbera Limanı çevresinde 20 kilometrelik bir alanın, denizcilik ve ticari amaçlarla 50 yıllığına kiralanmasını ve karşılığında Somaliland’ın bağımsız bir devlet olarak tanınmasını öngörüyordu. (28.01.2024 https://www.zatmisr.com/)
Eski Somali Cumhurbaşkanı Muhammed Abdullah Farmajo, Birleşik Arap Emirlikleri’ni, Somaliland ve Puntland gibi özerk bölgelerde askeri üsler kurarak ülkesinin ulusal egemenliğini hiçe saymakla ve bağımsızlık talep eden bölgesel yönetimlere destek vermekle suçladı. Somali Parlamentosu’nun Mart 2018’de BAE’nin ülkedeki tüm ekonomik ve askeri faaliyetlerine son verilmesini talep eden bir yasayı kabul etmesinin ardından anlaşmazlıklar daha da arttı. Aynı yılın Nisan ayında, Somali yetkililerinin, Somaliland ve Puntland’ı istikrarsızlaştırma operasyonlarında kullanılmak üzere yaklaşık 10 milyon dolar nakit taşıyan bir Birleşik Arap Emirlikleri uçağının içindekilere el koymasıyla kriz daha da derinleşti. (20.12.2023 Raseef22)
Birleşik Arap Emirlikleri’nin bölgede Britanya adına vekâleten gerçekleştirdiği eylemler, İngilizlerin nüfuzunu genişletme çabası olarak görülüyor. Kesinlikle, buna Somali, Etiyopya, Mısır ve diğer ülkelerdeki Amerika’nın ajanlarından bir karşı hamle gelecektir. Böylece bu çatışma, gerçekte Amerika ve Britanya arasında bölgemizi kontrol altına alma ve kaynaklarını yağmalama mücadelesine dönüşecektir. Bu çatışmanın yakıtı, Batı’nın efendilerine kurban edilen ümmetin kanıdır. Etiyopya’nın Somaliland’daki varlığı ve Mısır’ın bu açık çatışmaya katılması, Britanya’yı ve ajanlarını denklemin dışına çıkarmak ya da onları Amerika’nın bölge için çizdiği gelecekteki planlarına uymaya zorlamak amacı taşımaktadır. Bu, Britanya’nın yarıştan çekilmesi ya da Amerika ile egemenlik ve nüfuz konusunda rekabet etmek zorunda kalması anlamına gelir; bu durumda Britanya, Amerika’nın ve onun müttefiklerinin belirlediği rolü kabul etmek zorunda kalacaktır. Üzücü olan ise, Kızıldeniz ve Somali kıyılarının Batılı ülkelerin mücadele sahası haline gelmiş olmasıdır. Oysa bu bölgeler İslam ülkeleri ile çevrilidir, ancak bu ülkelerin rejimleri, kâfir Batı’nın emirlerine uymakta ve onun bayrağı altında savaşmaktadır.
Mısır rejimi güneydeki Somali’ye koşarak Etiyopya’yı tehdit etti ve gözdağı verdi. Ancak herkes biliyor ki, Mısır rejimi Etiyopya’ya karşı hiçbir şey yapmayacak ve barajına tek bir kurşun bile sıkmaya cesaret edemeyecektir. Somali’de bulunmasının da tamamen Amerika’nın iradesiyle ve onun çıkarlarına hizmet etmek için olduğu açık. Tıpkı Gazze’de yaptığı gibi; Gazze’yi kuşatarak, halkının katline ortak olmakta ve Mısır ordusunun Filistin’i özgürleştirme ve halkına yardım etme görevini engellemektedir, oysa Filistin halkı Mısır’a bir taş atımı uzaklıktadır. Filistin halkının kanı dökülüyor, gece gündüz Mısır ve ordusundan yardım istiyor, fakat ne bir yardım eden var ne de bir destekçi!
Somali ve diğer ülkelerin toprak bütünlüğü elbette önemli, ancak bu birlik, Amerika’nın iradesiyle, onunla koordinasyon içinde ya da ajanlarının kontrolü altında sağlanamaz. Bu bölgelerin birliği ancak İslam ve İslam Devleti altında gerçekleşebilir. Mısır ve ordusunun en öncelikli görevi ise bu mazlumlara yardım etmek ve İslam topraklarını işgal eden gaspçı Yahudi varlığından kurtarmaktır. Yahudi varlığı hiç gecikmeden def edilmeli ve kökünden söküp atılmalıdır.
Ey Kinane ordusundaki samimi insanlar! Rejimin boş maceraları ve anlamsız kahramanlık gösterileri, çabalarınızı dünyada size fayda sağlamayacak ve ahirette de sizi kurtarmayacak şeylere harcamaktadır. Asıl sizi, Mübarek Toprağı özgürleştirme ve halkını destekleme görevinizden alıkoymaktadır. Halbuki bu görev hakkında kıyamet günü Allah’ın huzurunda sorguya çekileceksiniz. O halde, Allah’a vereceğiniz cevabı hazırlayın ya da bu rejimi devirin, onun pisliğinden ve ajanlığından beri olun ve İslam’ı uygulayan, onu dünyaya bir hidayet ve nur mesajı olarak taşıyan bir devlet kurun. Bu devlet, sizi dünyada ve ahirette Allah’ın rızasına yönlendirecek; ordularınızı sadece Filistin’i değil, tüm İslam topraklarını özgürleştirmek ve mazlumlara yardım etmek için seferber edecektir. Allah’ın rızasını kazandıracak olan İslam Devleti, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti’dir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” [Enfal 24]