Cuma, 04 Rebiu’l Evvel 1446 | 2024/09/06
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Bekabad’daki Provokasyon ve Yetkililerin İslam’la Mücadele Çabaları

Kırgızistan’da, 30 Mayıs gecesi Suzak ilçesindeki Şemçiyev ve Atabekov ortaokullarının yanı sıra Atabekov köy idaresi binasına asılmış Kırgızistan ulusal bayraklarının kelime-i tevhit yazılı beyaz bir bezle değiştirildiği haberi yayıldı. Ertesi gün, bölge sakinlerinin evlerine giden güvenlik güçleri bölge sakinlerin belgelerini kontrol etmeye başladılar. Ulusal Güvenlik Devlet Komitesi görevlileri kısa süre sonra İslam davetini yüklenen Hizb-ut Tahrir gençlerinin evlerinde arama başlattılar. Evde bulunan gençleri sebepsiz yere gözaltına alındılar, seyahatte bulunan gençleri de ifade için savcılığa çağırdılar. Sorgulama yaklaşık olarak saat 23:00’e kadar sürdü ve sonrasında belirli koşullarla serbest bırakıldılar, altısı ise tutuklu yargılanmaya devam ediyor.

Hükümet bilgi manipülasyonu yaparak bu olayı Hizb-ut Tahrir gençleri ile ilişkilendirmeye çalışıyor. Yetkililerin bu tavrı tesadüfi değildir. Son yıllarda cezaevlerinde aşırılık yanlısı ve terör gerekçesiyle hapsedilenlerin sayısı epey azaldı, bu nedenle hükümet muhtemelen boşalan yerleri doldurmaya çalışıyor. Bu şekilde kukla hükümet, kafir efendilerinin talimatlarını yerine getirmeyi ve onları memnun etmeyi amaçlıyor.

Aslında bu, Hizb-ut Tahrir’i itibarsızlaştırmaya yönelik yetkililerin ilk girişimi değildir. Onlarca yıldır hükümet, binlerce Müslüman vaizi, hatta savunmasız Müslüman kadınları “iktidarı ele geçirme” suçlamasıyla hapishanelerde baskı altında tutuyor. Sadece bu da değil, partiyi bazı bombalama olaylarıyla ilişkilendirerek ve halk arasında korku yayarak toplumu partiden uzaklaştırma girişimleri de oldu. Ancak yetkililerin bu tür kirli girişimleri başarılı olmadı, aksine Kırgız toplumu her geçen gün İslam’a geri dönüyor ve İslam akidesini daha derin bir şekilde incelemeye çalışıyor. Ayrıca İslami gelenekler de halk arasındaki ilişkilerin temeli haline gelmiştir. Hizb-ut Tahrir gençlerinden ne kadar kurban olmaları istenirse istensin, duruşlarını sürdürecekler, Raşidi Hilafetin kurulması yoluyla İslami hayatı yeniden başlatma çalışmasına devam edecekler, Allah hakkında hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayacaklar.

Öte yandan hükümet halkın sorunlarını çözemeyecek kadar zayıf ve çaresiz. Diğer Orta Asyalılar gibi yoksulluğun en alt seviyesindedir. Bu da yetmezmiş gibi, hükümet, halka ek vergiler koyuyor ve elektrik fiyatlarına sürekli zam yapıyor. Örneğin, 1 Haziran itibariyle, toplam alanı 80 metrekareden fazla olan evler için ısıtma ve sıcak su fiyatı üç katına çıkarıldı. 1 Mayıs itibariyle elektrik tarifelerine 10,8 milimetre zam yapıldı.

Ayrıca bu kukla hükümet işsizliği, ekonomik krizi, içtimai sorunları, yabancı kredileri ve sağlık sektörünün için bulunduğu zor durumu çözemez. Tüm bu sorunlara rağmen hükümet, İslam’ı yeniden hayata döndürmeye çalışan gençleri tutuklamakla meşgul. Bu hükümet bu dünyada rezil rüsva olacak, ahiretteki rezil rüsvası ise daha büyüktür.

Mevcut hükümetin liderleri, İslam’la savaşan önceki liderlerin durumundan ibret almıyor. Önceki liderlerin, kafir efendilerini memnun etme çabalarının nasıl sonuçlandığını hepimiz biliyoruz. Bu hainler şu anda kendi ülkelerine dönemeyecek kadar savunmasız haldeler.

Ey yetkililer! İslam’a ve Müslümanlara daha fazla zulmetme niyetinizden uzak durun! Aksi takdirde, akıbetiniz önceki yöneticilerin akıbeti gibi olacaktır. Hükümetin bunu anlaması gerekir. Pek çok otoriter rejim partiye zulmetmeye çalışmış ancak Allah’a lütfuyla yenilgiye uğramışlardır. Bu nedenle gözaltılar ve tutuklamalar, Hizb-ut Tahrir üyelerini asla yıldıramayacak, aksine hedeflerine ulaşma cesaretini kamçılayacaktır! Biz, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözlerine yürekten inanıyoruz:

لَاتَزَالُطَائِفَةٌمِنْأُمَّتِيعَلَىالدِّينِظَاهِرِينَ،لِعَدُوِّهِمْقَاهِرِينَلَايَضُرُّهُمْمَنْخَالَفَهُمْإِلَّامَاأَصَابَهُمْمِنْلَأْوَاءَحَتَّىيَأْتِيَهُمْأَمْرُاللهِوَهُمْكَذَلِكَ“Ümmetimden bir grup, din üzere galip olmaya devam eder. Düşmanlarına galiptirler, muhalefet edenler onlara zarar veremezler. Ancak onlara birtakım sıkıntılar isabet eder. Onlar, bu hal üzere iken Allah’ın emri gelir.” [Ebu Davud, Ahmed]

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şu sözleriyle bize sorumluluğumuzu hatırlattı:

كَلاَّ،وَاللَّهِلَتَأْمُرُنَّبِالْمَعْرُوفِ،وَلَتَنْهَوُنَّعَنْالْمُنْكَرِ،وَلَتَأْخُذُنَّعَلَىيَدِالظَّالِمِ،وَلَتَأْطِرُنَّهُعَلَىالْحَقِّأَطْراً،وَلَتَقْصُرُنَّهُعَلَىالْحَقِّقَصْراً،أَوْلَيَضْرِبَنَّاللهُبِقُلُوبِبَعْضِكُمْعَلَىبَعْضٍ،ثُمَّلَيَلْعَنَنَّكُمْكَمَالَعَنَهُمْ“Vallahi ya iyiliği emreder ve kötülüğü engellersiniz, zalimin elini tutar, onu hakka çekersiniz, haktan yana olmaya mecbur edersiniz, ya da Allah kalplerinizi birbirine kırdırır ve onlara lanet ettiği gibi size de lanet eder.”

Bu doğrultuda, Kırgız hükümetinin diktatörlük kurma yolunda İslam’a ve Müslümanlara karşı yürüttüğü mücadeleye direnmeliyiz. Çünkü bugün yalan yanlış suçlamalarla partiyle mücadele eden bir hükümetin yarın tüm Müslümanların oruç ve namazını yasaklamaya kalkışması normaldir.

Devamını oku...

Putin’in Özbekistan Ziyareti Ne Anlama Geliyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in davetlisi olarak 26 Mayıs’ta Özbekistan’a resmi bir ziyarette bulundu. Bu, Putin’in başkanlığa seçilmesinden bu yana gerçekleştirdiği üçüncü yurtdışı ziyareti. Daha önceki iki ziyaretini Çin ve Belarus’a gerçekleştirmişti. Ziyaretinde çok kalabalık bir heyet yer aldı. Putin, hükümetin neredeyse yarısının Özbekistan’a geldiğini söyledi. Ziyaretin ana etkinlikleri 27 Mayıs’ta gerçekleşti. Mirziyoyev ve Putin, planlanan ziyaret dışında baş başa görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmeler medyanın dikkatini çekti. Haberlere göre iki lider, gece saat 3’e kadar baş başa görüştüler ve Mirziyoyev Putin’i kendi evinde ağırladı.

Bu ziyaret, Putin rejiminin son zamanlarda Batı’nın Orta Asya ile özellikle Özbekistan ile ilişkilerini geliştirmesinden duyduğu endişeden kaynaklanmış olabilir. Putin’in seçilmesinden sonra ilk ziyaretini Orta Asya ülkelerinden Özbekistan’a gerçekleştirmesi, Özbekistan’ın Rusya için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. İki devlet başkanı arasındaki ikili görüşmelerin planlanan süreyi aşması ve Mirziyoyev’in Putin’i evinde ağırlaması, Özbek cumhurbaşkanının hala Rusya’nın sadık kulu olduğunu kanıtlıyor. Mirziyoyev, David Cameron’un ziyaretinden bir gün önce tatile çıkarak onunla görüşmedi. Putin sıcak bir şekilde karşılanmış olsa da ve ziyaretin tarihi sonuçlar doğurduğu iddia edilse de öyle anlaşılıyor ki Putin Mirziyoyev liderliğindeki hükümetten beklediğini elde edemedi. Zira Özbek hükümeti, nükleer enerji santralinin inşasını 6 yıldır ertelemektedir. Bu yüzden Putin, sözleşmeyi yenilemek için bizzat kendisi gelmek zorunda kalmıştır. Ne de olsa milyarlarca dolara mal olacak nükleer santralin inşası Rusya için sadece ekonomik değil, siyasi açıdan da büyük önem taşımaktadır. Ancak ülkemizdeki aktivistlerin çoğu, nükleer enerji santralinin inşasına ilişkin endişelerini dile getirmekte ve bunun Rusya’ya bağımlılığı arttıracağını iddia etmektedirler. Kaldı ki Özbekistan, hala Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Rusya güdümündeki Avrasya Gümrük Birliği üyesi değildir. Son zamanlarda Rus propagandacılar, Özbekistan’a yönelik çeşitli tehditkâr açıklamalarda bulundular.

Öte yandan Rusya, Özbekistan’ın ulaşım ve lojistik sorunlarını çözme ve enerji ihtiyacını karşılama sözü verdi. Özellikle Özbekistan’ın en hassas olduğu tarafın çözüme kavuşturulması ilginçtir. Özbekistan “Kuzey-Güney” uluslararası ulaşım koridoru ile su yolları ile bağları kopuktur. Bu, enerji sektöründe gaz ve madeni yağ arzının artırılmasını da içeriyor. Rus şirketleri ilk olarak ülkemizdeki büyük gaz sahalarını satın aldılar, böylece devlete ait şirketlerin gaz üretimi yıldan yıla azaldı. İki yıl önce sonbahar-kış mevsiminde Özbek hükümeti, kötüleşen enerji krizi nedeniyle Rusya ile bir gaz anlaşması imzalamak zorunda kalmıştı. Şimdiyse ne yazık ki gaz zengini ülkemiz, Rus gazına bağımlı olma yolunda ilerlemektedir. Rusya’dan petrol ve petrol ürünleri ithalatı yıldan yıla artıyor.

Özbekistan’da terörle ve aşırıcılıkla mücadele adı altında son dönemde İslam ve Müslümanlarla mücadeleye olan ilginin arttığını belirtmekte fayda var. Putin’in ziyareti öncesinde hükümetin, İslam karşıtı çeşitli önlemler alması bekleniyordu ve bilfiil öyle de oldu. Bununla Mirziyoyev, Putin’e Özbekistan’da Müslümanları İslam’dan uzaklaştırma faaliyetlerinin halen devam ettiği mesajını vermiştir.

Açıkçası, her Müslüman Putin’in ülkemizdeki kirli adımlarından endişe duymaktadır. Çünkü bu kâfir sömürgeci Rus devleti, Orta Asya ve Özbekistan Müslümanlarının ebedi düşmanıdır. Ateist komünist selefleri ülkemizi işgal ettiler, servetimizi yağmaladılar, Müslüman kadınlara tecavüz ettiler ve barbarca katliamlar yaptılar. Şimdiki Rus yöneticiler de İslam davetini taşıyan Müslümanları terörist ve aşırılık yanlısı olarak yaftaladılar. Daha öncekilerde Rus işgaline karşı savaşan cesur atalarımızı zalimler olarak yaftalamıştılar. Bugün, sanki hiçbir şey olmamış gibi, yine ülkemize burunlarını sokuyorlar ve ülkemizin efendileri gibi hareket ediyorlar. Özbek hükümeti de geçmişten hiçbir ders çıkarmadan düşmanlarımızla işbirliği yapıyor. Düşmanlarımız memnun etmek için halkımızın cesur evlatlarını tutukluyor. Vatandaşlarımızın Rus topraklarında hakir görüldüğü ve hatta Ukrayna savaşına gitmeye zorlandıkları gerçeğini görmezden geliyor. Özbek hükümeti, Rus devletinin kölesidir, servetimizi Ruslara bedava bağışlamaktadır. Halkımız arasında bu konularda büyük bir memnuniyetsizlik var, ancak hükümet hala Rusya Devlet Başkanı’nın güdümü altındadır. Bu, Mirziyoyev’in sürekli insanları memnun etmemiz gerektiği yönündeki gevezeliğinin saçma olduğunu kanıtlıyor.

Müslüman halkımızı her alanda Rusya’ya bağımlılıktan tek bir şey kurtarabilir o da İslam’ın iktidara gelmesidir. Kaldı ki Ukrayna savaşı, çok güçlü olduğu söylenen Rus ordusu ve silahlı kuvvetlerinin öyle iddia edildiği gibi çok güçlü olmadığını, hatta çok zayıf olduğunu açığa çıkardı. Sonuçta bu, Allah’ın Müslüman kullarına yardım ettiğinin kanıtı değil mi? Düşmanlarımızın zayıf noktalarını bize göstermiştir. Aslında bu Allah’ın bize yardımı değil mi? Hiç şüphesiz bunda ibret alanlar için birtakım ayetler vardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyuruyor:

وَلَنْيَجْعَلَاللَّهُلِلْكَافِرِينَعَلَىالْمُؤْمِنِينَسَبِيلاً“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.” [Nisa 141]

Devamını oku...

Tanzanya’dan Samimi Bir Çağrı: Müslüman Orduları Gazze’yi Kurtarmak İçin Hemen Seferber Olmalı

Hizb-ut Tahrir / Tanzanya, Amerika ve diğer Batılı ülkelerin işbirliğiyle işgalci Yahudi varlığının Gazze’deki Müslümanlara karşı gerçekleştirdiği soykırım, zulüm ve vahşetin ardından bu Cuma Tanzanya’daki çeşitli camilerde Gazzeli Müslümanlar için dua yaptı.

Dua ve hutbelerin ardından konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda soykırım şiddetli bir şekilde kınandı ve İslami çözüm önerildi. Başta Mısır olmak üzere Müslüman ülkelerin orduları Yahudi varlığını ortadan kaldırmak, Filistin’deki Müslümanları kurtarmak ve Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek için derhal müdahale etmeye çağrıldı.

Konuşmalar ve hutbelerde Gazze ve başka yerlerde Müslümanlara karşı gerçekleşen zulüm, acı ve soykırımın İslam Devletinin yokluğundan kaynaklandığı açıkça hatırlatıldı. Bu tür katliamların ve adaletsizliklerin bir daha yaşanmaması için Müslüman ülkelerde Hilafeti kurma sorumluluğu ve şeri görevi dünyanın her yerindeki Müslümanların boynunun borcudur.

Darüsselam, Zanzibar, Tanga ve diğer bazı camilerde dualar, hutbeler ve bildiriler okundu. Hizb-ut Tahrir / Tanzanya Merkezi Temas Komitesi Başkanı Şeyh Musa Kilo, Darüsselam’ın Bogoroni bölgesindeki Rahma Camii’nde dua ve niyazda bulundu.

Yüce Allah’tan Gazze’deki kardeşlerimizin metanetini artırmasını, onlara sabır vermesini, onların ve Doğu’daki ve Batı’daki tüm Müslümanlara zaferini hızlandırmasını niyaz ediyoruz Âmin.

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir / Kenya, Katil Yahudi Varlığının Refah’ı Bombaladığı Sadist Eylemini Kınamak İçin Bir Gösteri Düzenledi

Hizb-ut Tahrir / Kenya, 26 Mayıs 2024 gecesi Yahudi varlığının Refah’taki mülteci kampını düzenlediği barbarca ve sadistçe saldırısının ardından Cuma namazı sonrası Nairobi, Mombasa, Malindi, Kilifi ve Kwale’de gösteriler düzenledi. Gösterilerde Hizb, Müslüman ordulara çağrıda bulundu. Orduları Mübarek Topraktaki -İlk Kıble, İsra ve Miraç- mazlum Müslümanları desteklemek ve onları cani Yahudi varlığının pençesinden kurtarmak için derhal harekete geçmeye çağırdı.

Hizb-ut Tahrir / Kenya, Refah’a düzenlediği askeri saldırıyı derhal durdurması için “İsrail”e çağrıda bulunan Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) bu kararının ardından bile Yahudi varlığının katliam işlemesini kınadı. Hizb, ayrıca Müslüman ordularına ve iktidardakilere Mübarek Toprak halkını destekleme konusunda büyük sorumluluk düştüğünü yineledi.

Ümmete, Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini yeniden kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak gibi asil bir görevinin olduğu hatırlatıldı. Hilafet küstah Yahudi varlığını yok etmek için Müslüman orduları seferber edecektir.

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER