Haber-Yorum
İnsan Yapımı Vergiler, Şeriata Darbe İndirmek ve İnsanların Mallarını Batıl Yolla Yemektir!
Haber:
El-Kabas, Maliye Bakanlığı’nın, Entegre Vergi İdaresi Sistemi ve e-hizmetlerin (ITAS) tedariki, kurulumu ve işletilmesi için, bu alanda uzmanlaşmış uluslararası firmalarla rekabet etmesi planlanan yeni bir uygulama başlattığını bildirdi.
El-Kabas tarafından ulaşılan bir belge, Maliye Bakanlığı’ndaki vergi sektörünün, ülkedeki vergi sistemlerini geliştirmeyi amaçladığını ve uzman bir ekibin, sektörün istek ve gereksinimlerine uygun yeni bir entegre vergi sistemi uygulamak için vergi sektörünün gereksinimlerini karşılayabilecek en iyi sistemi ve küresel tedarikçiyi seçeceğini ortaya çıkardı.
Belgeye göre uygulama süresi iki ila üç yıl arasında değişecek, yeni sistem küresel olacak, her türlü vergilendirme şekillerinin uygulanmasını karşılayacak ve gelecekte ortaya çıkabilecek her türlü yasayı kapsayabilecektir. Yeni vergi sistemi, vergi borcunu ödemeyen mükelleflerin kara listeye alınmasını da içerecektir.
Yeni sistem aracılığıyla, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının gerekliliklerinin uygulanmasının yanı sıra gelir vergisi kararnamesi, ulusal istihdamın desteklenmesi, zekat ve şirketlerin devlet bütçesine katkıları da dahil olmak üzere bazı yasaları uygulayıp denetleyecektir. (El Kabas Gazetesi, 29 Ağustos 2024).
Yorum:
Bir Müslümanın hayata, siyasi, cezai, ekonomik, yargı ve mali hayatın tüm alanlarını kapsayan İslam’ın merceğinden bakması gerekir… Bu ise devlete mali kaynakların sağlanması ve mali harcamalara rehberlik edilmesi ile ilgili konuları, özellikle de insanlardan vergi şeklinde para alınmasıyla ilgili meseleleri içermektedir.
Konuyu ideolojik perspektiften ele almak için hemen şunu söyleyeyim; vergi mefhumu, gerek kapitalizmin yaşam tarzının gerekse onun hem ekonomik hem de finansal açıdan yaşam şeklinin önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir. Hemen soruyorum; Hanif şeriatımızda bu kabilden bir şey var mıdır? İslam’da devletin, insanların işlerini idare etmek için onlara vergi koyması caiz midir? İslam Devleti’nin, vergi toplarken izlemesi gereken siyaset nedir?
Şeriat, Beytu’l Mâl’in gelirlerini belirlemiş, bunları tebaanın işlerinin idare edilmesi için koyduğu gibi bunun için vergiler koymamıştır. Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, tebaanın işlerini (fey, cizye, harac, rikâzın (maden) beşte biri ve zekât gibi) gelirlerle idare ederken, kesinlikle O’ndan insanlara vergi koyduğu rivayet edilmemiş, aksine Aleyhissalatu ve’s Selam, sınırda olan kimselerin, ülkeye girdirdiği mallarından öşür (gümrük vergisi) aldıklarını öğrendiğinde bunu yasaklamış ve şöyle buyurmuştur: لا يَدْخُلُ الْجَنَّةَ صَاحِبُ مَكْسٍ “Gümrük vergisi alan cennete giremez.”
Ancak gözetilmesi gereken işler olabilir ve devletin gelirleri bunları karşılamak için yeterli olmayabilir; bu durumda vergi koymak caiz midir, değil midir?
Bu ve diğer detayların cevabını öğrenmek için okuyucuyu, (Hizb-ut Tahrir’in yayınlarından olan) Hilafet Devleti’nde Maliye kitabına yönlendiriyoruz.
Bu durumda bizim için, kalıcı vergilerin İslam’da asıl olmadığı, ancak (olağanüstü durumda) ve (Müslümanlar için zorunlu olan ve ertelenemeyen şeylere harcamak için para yetersiz olduğunda açığı kapatmak amacıyla toplumun tüm kesimlerinden değil de sadece zenginlerden alınması, Beytu’l Mâl’daki açık ve ihtiyaç kadar olması ve kesinlikle bundan fazla olmaması) şartıyla geçici vergilerin konulabileceği açığa çıkmaktadır.
İslam’da devletin mali siyaseti gözden geçirildiğinde bizim için, İslami hayatın olması gereken bir parçası açığa çıkmaktadır ki bu, bugünkü realitemize çok yabancı olan hükümler içermektedir; tıpkı Beytu’l Mâl, fey, cizye, harac, rikâz, meks (gümrük vergisi), cihad ve benzerleri gibi… Ayrıca İslami hayata yönelik doğru tasavvur da kendi bağlamı içinde olması gerekir; zira Allah’ın indirdikleriyle yönetilmemesi, Raşidi Hilafet Devleti gibi gözetim devleti olmayan, aksine vergi devleti olan bir devletin olması durumunda geçici vergilerin uygulanmasını tasavvur etmek imkansızdır!
Ayrıca kalıcı gelir vergisinin, istenilen ekonomik ıslahın bir unsuru olmasının imkansız olduğunu da vurgularız; çünkü bu, şerî bir gerekçe olmaksızın insanların paralarını kalıcı bir şekilde alarak şeriatın hükümlerine muhalefet etmektir. Nitekim daha da ileri giderek, İslam’ın vergi siyasetinin bile insan yapımı sistemlerin ifsat etmiş olduğu şeyleri tek başına düzeltemeyeceğini, ancak ekonominin yapısal sorunlarından kaynaklanan çözümün, bu kötüleşen gerçekliğin Allah’ın Kitabı’na ve Kerim Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetine göre değiştirilmesinde yattığını söyleyebiliriz; bu da ancak Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’nin gölgesinde yönetim, ekonomi, içtimai, ukubatlar ve diğer hükümlerle ilgili İslam’ın tüm hükümlerinin uygulanmasıyla mümkündür.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Usame Es-Suveynî – Kuveyt