Cumartesi, 04 Rebiu’l Evvel 1446 | 2024/09/07
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Amerika, Birleşmiş Milletler’i Husileri Desteklemek İçin Kullanıyor!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Amerika, Birleşmiş Milletler’i Husileri Desteklemek İçin Kullanıyor!

Haber:

Bugün, 14 Mayıs 2024 Salı günü, Güvenlik Konseyi’ndeki İngiliz delegesi Barbara Woodward, Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Denetleme Mekanizmasına bilgi verilmeden Yemen'de Husilerin kontrolündeki limanlara giren gemilerin sayısındaki gözle görülür artışı kınadı.

Woodward, Güvenlik Konseyi’nin Yemen'le ilgili özel oturumu sırasında şunları söyledi: “Bu ihlaller, yasadışı silahların Yemen’e ulaşmasını önlemede hayati önem taşıyan BM Doğrulama ve Denetleme Mekanizması için ciddi bir tehdit oluşturuyor.” (El-Meşhed El-Yemeni)

Yorum:

Yemen'deki uluslararası çatışmanın üzerinden zaman geçtikçe, Anglo-Amerikan çatışmasının hakikati, Yemen'in genel nüfusu, özellikle de dar görüşlü olanlar için daha açık bir hale gelmektedir; bu da Yemen meselesiyle ilgilenen yetkililerin açıklamalarının netliği sayesinde olmaktadır. Örneğin Güvenlik Konseyi’ndeki İngiliz delegesi Barbara Woodward’ın kınama açıklaması, el-Hudeyde limanına giren gemilerin Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Denetleme Mekanizmasına tabi tutulmaması, Amerika’nın kontrolündeki Birleşmiş Milletler'in Husilerle iş birliği içinde yaptığı eylemlerin ifşa olduğunu gösteriyor; bu da Kızıldeniz’deki gerilimi tırmandıran eylemlerde kullanılan silahların Husilere ulaşmasına yardımcı oluyor.

İngiliz delegenin bu kınaması, BM’nin Yemen elçisi Hans Grundberg'in aynı oturumda tarafların savaşa dönme tehditleri konusunda derin endişesi hakkındaki açıklamasının yanı sıra deniz saldırılarının kapsamını genişleterek Amerika’nın hizmetindeki Avrupa gemilerini tehdit eden Husilerin tehditlerinin rahatsız edici bir provokasyon olduğu konusunda uyarıda bulunması ve bununla ilgili üç temel eksenli bir plan sunmasıyla aynı zamana denk gelmiştir ki bunlar şunlardır: Uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin desteğiyle BM yol haritasında ilerleme kaydedilmesi, durumun sakinleştirilmesi ve güven inşa edilmesi yönündeki çabaların sürdürülmesi amacıyla taraflarla diyalog kurulması ve ülke çapında ateşkese ve kapsayıcı bir siyasi sürecin yeniden başlatılmasına hazırlık yapılması; bu ise İngiltere’nin ajanlarının (meşruiyetinin) desteklenmesi, bunların Yemen'i yönetecek tüm tarafların dahil olduğu bir hükümete dahil edilmesi ve ellerindeki her şey üzerinde yetkiye sahip Amerika’nın ajanları olan Husilerin izole edilmemesi yönündeki bir plandır.

Her biri kendi bölgesel ve yerel araçlarına sahip olan Amerika ve İngiltere arasında Yemen üzerindeki açık ve net uluslararası çatışma devam ederken, Yemen halkı hayatın her alanında acı çekmeye devam etmekte olup bu çatışma ve acılar, Hizb-ut Tahrir’in kurmak için çalıştığı Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet kurulmadıkça son bulmayacaktır; o halde ey Yemen halkı, dünya ve ahiretin hayrına nail olmak için onunla birlikte çalışmak amacıyla harekete geçin; çünkü siz buna ehilsiniz.

فَلَا تَهِنُوا وَتَدْعُوا إِلَى السَّلْمِ وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ وَاللهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ
Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.” [Muhammed 35]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah el-Kadi – Yemen

Devamını oku...

Filistin Meselesi ve Gazze Savaşı, Hilafetin Yıkıldığı Gün Başlamıştır Filistin ve Müslümanların Tüm Meseleleri Ancak Yeniden Kurulduğunda Çözülecektir

Bugün Filistin meselesinin nasıl başladığını ve Yahudi varlığının 1948’de nasıl kurulduğunu detaylı bir şekilde anlatmaya gerek yok. İnsanları, taşları, ağaçları yok eden ve tüm dünyanın gözleri önünde yedi ayı aşkın bir süredir devam eden yıkıcı Gazze savaşı, devlet ve özel medyadaki dolaşımlar, sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar, toplumlar, gruplar, devletler ve uluslararası kuruluşlar, partiler için geçen yüzyılın modern tarih kitaplarını okuma ve her fırsatta sorunun arka planını anlatma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır.

7 Ekim 2023’te mücahitlerin kahramanca saldırısı sonrası günlerdir, aylardır devam eden Gazze savaşı, insanların bildiği gerçekleri gözler önüne serdi. Ümmetin bu noktaya nasıl geldiği ve dibe nasıl vurduğu, Gazze ve dünyanın diğer bölgelerindeki Müslüman kardeşlerine niye yardım edilmediği, arkasında kimlerin olduğu ve bunun sebeplerinin ne olduğu, siyasi bilince sahip ve ümmetin samimi kimseleri için açık ve net olsa da, sıradan insanlar için de artık malum hale gelmiştir. Mevcut pratik önemine göre bu durumdan şu şekilde kurtulmak zorunlu bilinmesi gereken hususlardan sayılmaktadır:

- Müslüman ülkelerde, bölünmeyi ve kafir hükümleriyle hükmetmeyi perçinlemek için Sykes-Picot Anlaşması ile kurulan ulusal ve bölgesel Batı ajanı rejimlerin istisnasız hepsi, Müslümanların birliğinin ve kardeşlerine yardım etmelerinin önünde aşılmaz bir engel olarak durmaktadır. Bu yöneticiler ve rejimleri kökünden söküp atmak ve Müslüman ülkelerin birliği, köklü çözüm için öncelikli bir eylem haline gelmiştir.

- Amerika ve Avrupa’nın başını çektiği sömürgeci kafir Batı, İslam ümmetinin birincil düşmanıdır. İslam’a ve Müslümanlara ve Gazze’ye karşı yürütülen savaşın bilfiil ortağıdır. Onlara karşı savaş hali dışında bir tutum benimsemek caiz değil. Hain yöneticilerin, ülkemizde onlara askeri üsler vermeleri, savunma anlaşmaları yapmaları, Hevesli Aslan gibi ortak askeri tatbikatlar yürütmeleri, iki devletli ve diğer uluslararası çözüm gibi teslimiyetçi çözümleri uygulamaları caiz değil.

- Suçlu, mutant Yahudi varlığı, bu sömürgeci ülkelerin eseridir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin dönüşüyle ümmetin kalkınma projesini engellemek için kanserli bir hücre gibi ümmetin bedenine yerleştirdikleri bu varlığı aynı zamanda himaye etmektedirler. Ülkemizdeki istihbarat birimlerinin işbirliğiyle Batılı istihbarat ve ulusal güvenlik birimleri, Hilafetin kurulmasını önlemek için uykusuz kalmaktadırlar. Ülkemizdeki yöneticiler, özellikle 7 Ekim 2023’ten sonra kırılganlığı ve korkaklığı kanıtlandıktan sonra bu varlığı korumak ve yok olma tehlikesinden önlemek için canhıraş çalışmaktadırlar.

- Birleşmiş Milletler, kuruluşları, Uluslararası Adalet Divanı ve uluslararası hukuk gibi uluslararası örgütler, büyük ülkelerin çıkarları için ve onların baskısı altında çalışan Batılı sömürgeci aparatlardır. Müslümanların yanında olmadıkları gibi, Filistin halkının yararına da çalışmazlar. Bu kuruluşlara başvurmak, hüsnü zan beslersek, ölümden kaçarken sıtmaya razı olmak gibidir. Aksi takdirde ihanettir.

- Amerika liderliğindeki Batılı kapitalist ülkeler, insanlara barbarca ve çürümüş bir yasa dayatmaktadırlar. Zorla ve sahtekarlıkla insanların mallarını yağmalamaktalar, sahte demokrasi ve barbarca güç adına dünyayı kelimenin tam anlamıyla gasp etmektedirler. İnsanlar yaptıklarından iğreniyor. Sırf Gazze’deki soykırımı reddettikleri için dünyanın dört bir yanındaki üniversite öğrencilerinin tutuklanması, bastırılması ve protestolarının susturulması, yönetim sistemi olarak sözde demokrasi ve kötülüğü için mükemmel bir örnektir. Ve insanlığın adil ve ilahi bir sistem olan İslam’a olan ihtiyacının bir kanıtıdır.

- Batı’daki efendileri ile anlaşma yapan yöneticilerin devrilmesi ile ümmetin kalkınması ve hatta Gazze’deki halkımıza yardım arasında duranlar, siyasetçi, alim ve ikiyüzlü zalim bir güruhtur. Bunlar, rezil rüsva olacaklardır. Ümmetin ve dininin tarafına geçmezlerse, derin bir uçuruma atılacaklar ve insanlar onları bir çekirdek gibi bir kenara atacaklardır.

- Ümmet hala, güç ve kuvvet ehlinden, askerlerinden, subaylarından, çok geç olmadan, Allah’ın ve tüm insanların gazabı üzerlerine inmeden zayıflık ve zillet elbisesini üzerlerinden çıkarmalarını, Allah’a ve Rasûlüne icabet etmelerini ve ordularını harekete geçirerek Gazze’deki din kardeşlerine destek olmalarını ümit etmektedir. Allah, Yahudilerin ve Amerika’nın yanında yer alan kukla rejimleri savunmaları için değil, ümmeti ve çocuklarını savunmaları için onlara silah ve teçhizat vermiş ve onları ordular yapmıştır.

Ey insanlar! Ey Müslümanlar! Kukla yöneticilerin dolaşıma soktuğu teslimiyetçi çözümlerle avunulması ve düşman sömürgeci kafirin dayattığı sözde uluslararası hukuka başvurulması yeter artık. Gazze’nin yıkılmasından ve halkının yerlerinden edilmesinden sonra sözde uluslararası hukuka çağrıda bulunuyorlar. Vallahi sizin için âlemlerin Rabbi olan Allah’ın emrettiği çözümden başka bir çözüm yoktur. İslam’ı tek bir varlıkta, Allah’a ve Rasûlüne sadık Raşidi Hilafette uygulamak tek çözümdür. Hilafet, Müslümanların özünü koruyacak, düşmanlarını kökten yok edecektir. Filistin devleti ile birlikte Yahudilere ait bir devletin olması caiz değil. Müslümanların Yahudi varlığı ile savaş ilişkisi dışında bir ilişkilerinin olması kesinlikle yasaktır. Hain antlaşmalar veya sözleşmeler yapılamaz. Şeri çözüm arayanların, gerçeklikten, kendilerini çıkmaza sokan ve sömürgeci kafirin aparatlarıyla müzakereye sevk eden çözümler edinmeleri caiz değil.

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَن يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَالاً بَعِيداً“Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa 60]

Devamını oku...

Mübarek Toprak - Filistin: Gazze'yi Kurtarmaları İçin Ümmetin Ordularına Çağrı Yürüyüşü!

  • Kategori Filistin
  •   |  

Hizb-ut Tahrir/ Mübarek Toprak Filistin:

Gazze'yi Kurtarmaları İçin Ümmetin Ordularına Çağrı Yürüyüşü!

Hizb-ut Tahrir / Mübarek Toprak (Filistin) ve El-Halil şehrinin ileri gelenleri tarafından Refah'ı desteklemek ve Gazze'den geriye kalanları kurtarmak için çağrısı yapılan büyük yürüyüşe binlerce kişi katıldı. El-Ebrar Camii Kavşağı'ndan El-Halil'in merkezindeki İbn Rüşd Döner Kavşağı'na doğru başlayan yürüyüşte katılımcılar ellerinde bayraklar ve sloganlarla ümmeti ve ordularını Refah'ı ve Gazze halkını kurtarmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.

İbn Rüşd kavşağında, gaspçı varlığın Gazze ve halkına karşı yürüttüğü komplo ve imha savaşına saldıran bir konuşma yapıldı. Konuşmacı, Refah'ın işgalinin kırmızı çizgi olduğunu iddia eden Mısır rejimini zayıf tutumu nedeniyle eleştirdi. İşgal gerçekleştiğinde Mısır rejimi, görevi Gazze'den sınırı geçmeye çalışan herkese zulmetmek olan bir güç dışında askerlerini geri çekti!

Konuşmacı, Arap rejimlerinin gaspçı varlığa sağladıkları malzemeler, sınırların ve hava sahasının korunması yoluyla Gazze'ye yönelik saldırıya katıldıklarını vurgulayarak, yöneticilerin hastalığın kökü ve musibetin temeli olduğunu belirtti. Konuşmada Gazze'deki eylemlerin ümmette cihat ve Allah yolunda fedakarlık ruhunu canlandırdığına vurgu yapılarak Filistin'in özgürleştirilmesinin mümkün ve hatta kolay olduğu vurgulandı. Konuşmacı, Amerikan üniversite hareketlerinin Batı'nın liderlerini ve onların takipçilerini ve medeniyetlerinin sahteliğini ortaya çıkardığını ifade etti.

Protestocular adına konuşan kişi Refah'ta yaşananlara en yakın ordu olan Mısır ordusuna bir mesaj göndererek şunları söyledi "Ey Mısır ordusu, Sisi ve grubu sizi yenilgiye uğrattı ve dine karşı açık bir savaşta Allah ve Resulünden saptılar ve ateistleri desteklediler, bu da onun Allah'ın, Resulünün ve inananların düşmanı olduğunu açıkça ortaya koydu. Yahudilerle birlikte Gazze halkına karşı düşmanlık ve saldırganlığı bizi şaşırtmadı, ancak şimdiye kadar ona karşı sessiz kalmanız bizi şaşırttı.  Her ne kadar sessizliğin bedeli Gazze'deki halkınızın açlık, susuzluk, ölüm ve kuşatma nedeniyle yok edilmesi ve bunun da ötesinde Mısır halkına ve askerlerine hakaret ve öncesinde ve sonrasında dininize karşı bir savaş olsa da. Öyleyse sizler İslam'ın mızrakları (Kinane) ve diğer fatihler ve kurtarıcılar olduğunuz halde nasıl sessiz kalabilirsiniz? Ve tarihteki Ğavtü'ş-Şam (Şam'ın kurtarılması)... Allah aşkına, nasıl sessiz kalabiliyorsunuz?!

Protestocular adına konuşan konuşmacı da İslam ümmetine seslenerek "Gazze, sizden onu desteklemeniz için Allah'a yemin etmenizi istedi ve yeterli zaman yok. Ey Muhammed Ümmeti, Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun, onun çağrısına cevap verin, onun yardımcısı olun ve tarihi değiştirmeye ondan başlayın. Zafer, kurtuluş ve fetih, böylece yeryüzünü zulüm ve adaletsizlikle dolduktan sonra ışık ve adaletle dolduracağız."

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi'nin
Mübarek Toprak - Filistin'deki Delegesi

Pazartesi, 05 Zilkade 1445 Hicri, 13 Mayıs 2024 Miladi

filistin

Yürüyüş Etkinliklerinin Kapsamı:
El Halil, Ümmetin Ordularını Gazze'yi Kurtarmaya Çağırıyor ve Mısır Ordusuna Mesaj Gönderiyor!

filistin

Faaliyetlerden Bir Kesit

filistin

filistin

#طوفان_الأقصى
#الجيوش_إلى_الأقصى
#ArmiesToAqsa
#AksaTufanı
#OrdularAksaya
#الأقصى_يستصرخ_الجيوش
#Aqsa_calls_armies
#AqsaCallsArmies

filistin

İlgili Bağlantılar:

 

Devamını oku...

Ey Müslüman Alimler: Allah’ın Ayetlerinden Sıyrılıp Çıkarak Azgınlardan Olmaktan Sakının!

  • Kategori Makaleler
  •   |  

Kitapla Birlikte

Ey Müslüman Alimler: Allah’ın Ayetlerinden Sıyrılıp Çıkarak Azgınlardan Olmaktan Sakının!

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِيَ آتَيْنَاهُ آيَاتِنَا فَانسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَ * وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الْأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَث ذَّلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ * سَاء مَثَلاً الْقَوْمُ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَأَنفُسَهُمْ كَانُواْ يَظْلِمُونَOnlara (Yahudiler’e), kendisine ayetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku.Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür!” [Araf 175-177]

Sadi’nin tefsirinde şöyle geçmektedir:

“Allah’ın Nebi’si Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yönelik kavli: وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِيَ آتَيْنَاهُ آيَاتِنَاOnlara (Yahudilere), kendisine ayetlerimizden verdiğimiz kimsenin haberini oku.” Yani ona Allah’ın Kitabı’nı öğrettik; böylece o, büyük bir alim ve maharetli bir bilge oldu demektir.فَانسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُFakat onlardan (ayetlerden) sıyrılıp çıktı ve şeytanın takibine uğradı”: Yani Allah’ın ayetlerini bilmekle ilgili gerçek vasıflanmadan sıyrılıp çıktı demektir; çünkü bu ilim, sahibinin güzel ahlak ve salih amellerle sıfatlanmasını ve en yüksek mertebelere ve en yüksek makamlara yükselmesini sağlıyor; sonra bu kişi, Allah’ın Kitabı’nı sırtının arkasına bırakıyor, Kitabın emrettiği ahlakı kaldırıp atıyor ve elbisesini çıkardığı gibi bunları da çıkarıyor. İşte bunlardan sıyrılıp çıkınca Şeytan da onun peşine düşüyor. Yani: Müstahkem kaleden çıkınca Şeytan onun başına musallat oldu, aşağıların en aşağısı oldu ve onu daha fazla günaha sürükledi demektir. Böylece yol gösterici rehberlerden olduktan sonra فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَAzgınlardan olan biri olmuştur.” Böyledir; çünkü Allahu Teala onu terk etmiş ve kendi haline bırakmıştır. Bu nedenle Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا "Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik." Yani bu ayetlerle amel etmesini sağlardık da böylece dünya ve ahirette (derecesi) yükselir ve düşmanlardan korunurdu demektir. وَلَكِنَّهُ "Fakat o" aşağılanmayı gerektiren şeyleri yaptı, dünyaya, yani nefsani arzularına ve dünyevi maksatlarına saplanıp kaldı demektir. Böylece وَاتَّبَعَ هَوَاهُ "Hevesinin peşine düştü" ve Mevla’sına itaat etmeyi terk etti. Dolayısıyla onun dünyaya olan aşırı hırsı ve yüreğini onun için parçalaması konusunda فَمَثَلُهُ "Onun durumu", كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ "Tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur." Yani bu kişi her durumda solumaya devam eder, aşırı bir istekle (dünya için) yüreğini parçalamaya devam eder ve dünyadaki hiçbir şey onun yoksulluğunu gideremez demektir. İşte Allah ayetleri onlara ulaştırdıktan sonra ذَّلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا " Ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir." Zira onlar, ayetlere boyun eğmediler; aksine onlar, ayetleri yalanladılar ve onları reddettiler, Allah’a karşı aşağılık durumu düştüler ve Allah tarafından bir yol gösterici olmaksızın kendi arzularına uydular. Örnekler verirken, ibret ve ayetlerden bahsederken فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ "Kıssayı anlat; belki düşünürler." Zira düşünürlerse bilirler, bilirlerse de amel ederler demektir. سَاء مَثَلاً الْقَوْمُ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَأَنفُسَهُمْ كَانُواْ يَظْلِمُونَ "Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür!" Yani: Kötü ve çirkin demektir; tıpkı Allah'ın ayetlerini yalanlayan ve her türlü günahla kendine zulmeden kimse gibi. Çünkü onların misali, kötü sıfatlı kimsenin misali gibidir. Bu, Allah’ın ayetlerini verdiği kişidir; bununla kastedilen muhtemelen belirli bir kişidir ve Allah’ın zikrettiği şey de onun hakkındadır. Nitekim Allah kıssaları kulları için bir uyarı olsun diye anlatmıştır. Muhtemelen burada kastedilen, cins isim olmasıdır. Böylece Allah’ın kendisine ayetlerini verdiği ve bu ayetlerden sıyrılıp çıkan herkesi kapsar. Bu ayetlerde ilimle amel etmeye bir teşvik vardır. Çünkü ilmiyle amel edenin Allah katında derecesi yükselir ve şeytandan korunur. Yine ilmiyle amel etmeyene karşı da bir korkutma vardır; çünkü bu kişi, aşağıların en aşağısına iner ve şeytan ona musallat olur. Zira burada aşağılanmaya neden olan arzuya tabi olma ve kulun arzularına saplanıp kalması söz konusudur.” Alıntı bitti.

Ey muhlis Müslüman alimler: Şüphesiz sizler, bu ayetlerin, Allah’ın ayetlerini öğrendikten, anladıktan, ezberledikten, inceledikten ve açıkladıktan sonra onlardan sıyrılıp çıkan herkes için geçerli olduğunu herkesten daha iyi biliyorsunuz.

Siz de biliyorsunuz ki (Allah sizleri korusun) Müslüman alimlerin arasından ne yazık ki birçoğu, Allah’ın ayetlerinden sıyrılıp çıkıyorlar hem kendi arzularına hem de ifsat eden ve ifsat ettiren, yeryüzünde bozgunculuk yayan ve ıslah olduktan sonra yeryüzünü ifsat eden yöneticilerin ve kralların arzularına tabi oluyorlar.

Sizler biliyorsunuz ki, yöneticilere, krallara ve zalimlere sadakat gösteren, onlara davet eden ve onlara boyun eğen alimlerden bir akım da vardır; yine nasıl da onların dine zehir enjekte etmeye ve nâssları da yöneticilerin, kralların ve saray sahiplerinin direktiflerine uyacak şekilde eğip bükmeye başladıklarını da biliyorsunuz.

Sizler biliyorsunuz ki (Allah sizlere merhamet etsin), yöneticiler, çocuk, kadın ve yaşlı katili Yahudi varlığıyla normalleşmeyi kendilerine helal saymaları için alimleri nasıl da seferber ediyorlar.

Sizler biliyorsunuz ki Müslümanların başındaki yöneticiler, Sykes-Picot Anlaşmasının yöneticileri olmalarına ve Allah’ın indirdikleriyle hükmetmemelerine rağmen, kendi sistem ve yönetimlerini onaylamaları ve kendilerini meşru yönetici ve koruyucular olarak göstermeleri için birçok alimi seferber etmektedirler.

Ey muhlis ve faziletli Müslüman alimler: Başkalarının yaptığı gibi Allah’ın ayetlerinden sıyrılıp çıkmaktan ve azgınlardan olmaktan sakının. Şunu çok iyi biliniz ki siz ifsat olursanız Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ümmeti de ifsat olur, siz ıslah olursanız o da ıslah olur. Allahu Allah kendiniz için, Allahu Allah ümmetiniz için, Allahu Allah dininiz için ve Allahu Allah Aksa’nız için. İlminiz ve davetiniz, sizin için devam edecek hayırlara vesile olsun inşaAllah; Allah ilminiz ve davetinizden dolayı ölümünüzden sonra başınıza gelebilecek kötülüklerden sizleri korusun.

Allah bizi ve sizleri, Araf suresinde haklarında şöyle buyurduğu kimselerden kılsın: وَالَّذِينَ يُمَسِّكُونَ بِالْكِتَابِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ الْمُصْلِحِينَKitap'a sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz.” [Araf 170]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Memduh Ferec

Devamını oku...

Cibaliye Kahramanlıkları ve Destanları!

Haber-Yorum

Cibaliye Kahramanlıkları ve Destanları!

Haber:

Cibaliye kampında, gâsıp düşman güçleriyle savaşlar. (15 Mayıs 2024)

Yorum:

Böylece yaklaşık sekiz ay sonra kanlara bulanmış Cibaliye kampı, dimdik ayakta duruyor ve Allah’ın ayetlerinden bir ayet olarak cihad ediyor.

Aslında Mücahidlerin bubi tuzağı kurarak, nişan alarak ve birkaç metre mesafeden düşman tankları ve askerleriyle çarpışarak ortaya çıktığı tarihi sahneleri ve kahramanlıkları anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor. Fesuphanallah!

Öte yandan özellikle çevre ve Gazze’ye yakın ülkelerin orduları olmak üzere Müslüman orduların göğüslerindeki yürekleri de anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor! Tarihi bir ihanet! La havle ve la kuvvete illa billah.

Bu tarihi kahramanlıklar ile tarihi ihanet arasında insan, yine de umudunu kaybetmediği gibi Müslüman orduların içerisindeki ümmetin muhlis evlatlarındaki hayırdan da umudunu kesmiyor.

Onlara şöyle bir nidada bulunmak gerekir; ey kalbinde zerre kadar iman ve samimiyet olan kişiler, mücahidlerin Cibaliye'de ve Gazze Şeridi'nin diğer bölgelerinde yazdığı bu tür kahramanlık ve destanlara özlem duymuyor musunuz? Peki aranızda, özellikle de Kenane ve Ürdün topraklarında, askerlere liderlik edecek, ardından da diğer orduların tekbirler getirerek kendisine tabi olacağı ve onların arkasından da Allah Subhanehu’nun yardımıyla ümmetin tekbir getireceği aklı başında bir adam yok mu: إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ Muhakkak ki Resullerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edeceği o günde yardım ederiz.” [Mümin 51] Vallahi yeter artık ey ordular; artık özür beyan eden için bir mazeret ve delil isteyen için bir hüccet kalmamıştır. Aziz ve Hakim olan şöyle buyurmuştur: قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَOnlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın.” [Tevbe 14]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Usame Es-Suveynî – Kuveyt

Devamını oku...

Allah Subhanehu ve Teala’nın Arzında İslam’ın Yönetimi Kaybolunca, Müslüman Kadınlar ve Çocukları Açlıktan Ölüyorlar!

Haber-Yorum

Allah Subhanehu ve Teala’nın Arzında İslam’ın Yönetimi Kaybolunca, Müslüman Kadınlar ve Çocukları Açlıktan Ölüyorlar!

Haber:

Elektronik iletişim araçları yoluyla, Yahudilerin Refah sınırı üzerindeki yardım kamyonlarını durdurup taşıdıkları gıda malzemelerini yok ettiklerine dair görüntüler yayıldı. Kara ve deniz yoluyla her yeden gelen tüm yardımlar engelleniyor; zira bölgenin tam kontrolü Yahudi varlığının ordusunun elindedir. Gazze'de Müslümanlara yönelik zulüm sekizinci aya girmesiyle birlikte açlıktan kaynaklanan ölüm oranları yükseldi; bu durumun da hayatlarının en hassas gelişim döneminde acil gıdaya ihtiyaç duyan hamile kadınların, yaşlıların ve bebeklerin hayatta kalmaları üzerinde feci bir etkisi oldu.

Yorum:

Dünya Sağlık Örgütü, şu anda Mısır sınırındaki Refah’ta mahsur kalan çocuk ve kadınları kasıp kavuran açlık ve hastalığın ölümcül kombinasyonundan bahsediyor. Tıbbi ve gıda malzemelerine tüm erişim yolları, ister içeriden olsun isterse suç ortaklığı yapan Müslümanların başındaki yöneticiler gibi dışarıdan olsun tamamen Müslümanların düşmanlarının kontrolüne tabidir. Nitekim Sisi rejimi, Filistin’in geri kalan halkını beton bir gettoya hapsetmeye hazırlık amacıyla milyoner konut projesi sahiplerine araziler sattı; böylece onlar, başka bir zalimin esirleri olacaklardır. Nitekim Refah sınırındaki askerlerin, karşı tarafa geçmelerine izin verilmesi için yalvaran aç çocukların çığlıklarını görmezden gelmelerine izin verdi. وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَZalimler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” [Şuara 227]

Nitekim Müslümanların işlerinin kontrolü, İslam düşmanlarının elinde olduğu sürece, ihanet ve aşağılanmadan başka bir şey beklememizin imkânsız olduğu gayet açıktır. Zira çocuklar sokaklarda çöp yiyorlar! Yani kıyamet günü kayıtlarına utanç verici bir tarih yazılacaktır; zira Allah Subhanehu ve Teala, zalimlerin yanında yer alanlar hakkında bizlere haber vermiştir.

Bu vakit, hak olanın yanında yer alması ve küfür hükmünün zulmüne karşı çalışmaları gereken tüm Müslümanlar için kritik bir zamandır. Mazlumların haklarının iade edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, hatta gayrimüslimlerin bile kurtulmalarını sağlayacak olan sadece Raşid bir Halife’nin liderliği altındaki Hilafettir. Bu şekilde dünya, sahte liberal demokratik fikirlerin, nasıl da şer aracından başka bir şey olmadığını görecektir. Bu yüzden herhangi bir hayır kurumunun, mali bir meblağın veya dünya çapındaki bir protestonun, Allah Subhanehu ve Teala’nın İslam’ın hükümlerinin dünyanın bir tarafında yönetim olarak tatbik edilmesi emrinin yerini alması mümkün değildir. Nitekim sadece bu, şu anda veya sonsuza kadar Müslümanların açlıktan ölmelerini ve öldürülmelerini ortadan kaldıracaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrane Muhammed

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER