Filistin Haber Ajansı “Wafa”nın haberine göre, Vakıflar Bakanı Dr. Usama El Ezheri, Yahudi varlığının Gazze Şehrinin doğusunda bulunan ve Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinden yüzlerce yerinden edilmiş insanı barındıran Et Tabiin Okulu’nda sabah namazı kılan onlarca Filistinliye düzenlediği saldırıyı kınadı. Bugün şafak vakti Yahudi varlığının düzenlediği saldırı sonucu 100’den fazla insan şehit oldu ve onlarca yaralı var. Bakan El Ezheri, “Sudanlı, Libyalı ve diğer ülkelerden gelen misafirlerin, ülkelerinde işler sakinleşinceye kadar bir süreliğine aramızda yaşamaları, Mısırlılar olarak hepimiz için Filistin davasının değişmezlerindendir. Ama hala Sudan ya da Libya diye bir ülke var. Filistinli kardeşlerimize gelince, Filistin topraklarını terk ettikleri takdirde işgalin topraklarını yutacağından ve Filistin davasını tamamen tasfiye edeceğinden ve artık Filistin adında geri dönebilecekleri bir vatan kalmayacağından korkuyoruz.” dedi. El Ezheri, ateşkes ve Filistin’deki kardeşlerimize her türlü yardım ve insani yardımı ulaştırmanın kaçınılmaz olduğuna ve sorunun tek adil çözümünün 67 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması olduğunu vurguladı.” (10.08.2024 El Ahram)
El Ezher El-Şerif de Siyonist işgal güçleri tarafından gerçekleştirilen acımasız saldırıyı şiddetle kınadı. El-Ezher bu cani terör saldırısını kınarken, bu katliamda şehit olanlara Allah’tan rahmet ve geride kalan ailelerine de başsağlığı diledi. Dünyanın tüm özgür insanlarına, her gün Filistin halkına karşı işlenen suçları ve soykırımı durdurması için bu terörist varlığa baskı yapmaya devam etme çağrısında bulundu. Herkes bilsin ki, tarih bu iğrenç suçlara sessiz kalanları affetmeyecektir. (10.08.2024 www.youm7.com)
El-Ezher ve Vakıflar Bakanlığının Yahudilerin işlediği suça, dünyanın özgür insanlarını Yahudilere baskı yapmak, Filistin topraklarının çoğundan vazgeçmek ve 67 sınırlarında Yahudi varlığına bitişik bir devlet kurmak ve bunu zımnen tanımak çağrısıyla karşılık verdiğini görüyoruz. Adeta Filistin’deki insanlarımızı soğukkanlılıkla katlettiği için Yahudi varlığını ödüllendiriyorlar.
El-Ezher Şeyhi’nin dünyanın özgür insanlarına yaptığı çağrı ne Yahudileri caydıracak ne suçlarını durduracak ne de Mübarek Toprağımızı özgürlüğe kavuşturacaktır. Yahudiler, Batının ülkemizde inşa ettiği ileri askeri üssüdür. Ümmetin birliğini engellemek, otoritesini geri kazandığında ve İslam’a göre yöneten bir devlet kurduğunda ümmetle savaşmak için kurulmuştur bu askeri üs. İşte bu yüzden tüm Batı, Yahudilerin arkasında durmakta, onları desteklemekte ve tüm Filistin halkı yok edilse bile hayatta kalmaları için elinden geleni yapmaktadır. İlkelerini ve sözde demokrasi ve özgürlüklerini ters yüz etmelerinden dolayı öfkelenen Batı halklarının protestoları, Batılıları ne rahatsız etmekte ne de Yahudilere verdikleri desteği durdurmaktadır. Uluslararası topluma ya da dünyanın özgür insanlarına çağrıda bulunmak yerine Allah’ın emrini yerine getirmek ve Filistin topraklarını tamamen özgürleştirmek için ümmetin ordularına çağrıda bulunmak gerekir.
Evkaf Bakanı El Ezheri, saçma sapan bir fetva verdi ve yanıltıcı bir söylemde bulundu! İslam ve akide bağının yerine vatanseverlik bağından dem vurdu. Sudan, Libya ve Filistin’deki halkımızın Mısır’ın misafiri olduğunu söyledi. Rejimin Filistin halkına karşı işlediği suçları meşrulaştırdı. Geride dönebilecekleri bir vatan bırakmanın Filistinlilerin çıkarına olduğunu iddia etti. Bir akademisyenin, “Bu meselenin tek adil çözümünün, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması olduğunu” söylemesi, bir bilim adamının ağzından çıkabilecek en kötü sözdür!
Ey El Ezheri! Tüm İslam ülkesi, tek bir ülkedir ve sınırlarla ayrılamazlar. Aksini iddia ediyorsanız, kanıt ve şeri delil getirin. Filistin, Libya ve Sudan halkı Mısır’da misafir değildir, Müslüman oldukları için tıpkı sizin gibi Mısır da onların toprağı ve yurdudur. Bizi Filistin’den sınırlar ayıramaz. Filistin sadece Filistinlilerin vatanı değildir. Çünkü Filistin, haraci arazidir, tapusu ve mülkiyeti tüm ümmete aittir. Filistin halkının dahi Filistin’den vazgeçme, çözüm olarak görülen 1967 sınırlarında bir devletçik kurulması fikrini kabul etme hakkı ve lüksü yoktur. Bilesin ki ey Ezheri! Tüm Filistin’in özgürleştirilmesi tüm ümmetin, özellikle de çevre ülkelerinin görevidir. Bu, en yakın, en güçlü ve en yetenekli ordu olduğu için Mısır ve ordusuna daha öncelikli farzdır. Ordu harekete geçmez ve Filistin halkını desteklemezse, orduları kışkırtmak ve harekete geçmelerini talep etmek alimlerin görevidir. Çünkü harekete geçmelerini engelleyen ve sadece Filistin’i değil, tüm İslam topraklarını özgürleştirmelerine mâni olan her engelin ortadan kaldırılması ordunun görevidir.
Katliamlardan ve ümmete karşı işlenen suçlardan daha ne bekliyoruz? Alimler Allah için, haramları için ve kutsalları için öfkelenip harekete geçmeli, Gazze halkını ve tüm Mübarek Toprağı desteklemek için orduları harekete geçmeye teşvik uğrunda sesleri kısılmalıdır. Orduların seferber edilmesi, Yahudiler, kirli ayaklarını Mübarek Toprağımıza ayak bastığı ilk günden itibaren farzdır. Bu mazlumları desteklemek şimdi her zamankinden daha farzdır.
Ey Kinane alimleri! Bilginiz, dininizle savaşan, topraklarınızı peşkeş çeken, düşmanınızın planlarını uygulayan ve kardeşlerinizi öldürenleri koruyan bir rejimin hizmetinde olamaz. Ne rejimin suçlarını meşrulaştırmanın ne de Mısır halkını cahil bırakmanın aracı olamazsınız. O zaman mübarek toprağı özgürleştirmek ve mazlum halkını desteklemek için Kinane ordusunun kışkırtılması farzını yerine getiremezler. Bilginiz, Mısır halkının aklını ve dinini savunmanızı gerektirir. Halkı Allah’ın farz kıldığı şeylere yönlendirmek sizin görevinizdir. Ordular harekete geçmezse, onlara çağrıda bulunmalı ve hemen harekete geçme talebinde bulunmaları için Kinane halkını teşvik etmelisiniz. Bu, sizin görevinizdir ve bu görevi ihmal ederseniz günah işlemiş olursunuz ey Kinane alimleri!
Ey Kinane askerleri! Rejimin, Filistin halkını desteklemek, topraklarını özgürleştirmek ve gaspçı varlığı kökünden söküp atmak için harekete geçmenizi engellediğini biliyoruz. Bu görevi ifa etmek için yanıp tutuştuğunuzu biliyoruz. İnsanlarımız katledilirken, boş boş oturamazsınız. Göreviniz, tüm Filistin’i özgürleştirmek, savunmasız halkını desteklemek ve onlara yapılan zulmü gidermektir. Genel seferberlik ilan eden, Mekke’yi fethetmek için yola çıkan ve şöyle buyuran Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem örneğiniz olsun.
لَانَصَرَنِياللهُإِنْلَمْأَنْصُرْبَنِيكَعْبٍ“Benî Ka’blara yardım etmezsem, ben de yardım görmeyeyim!” Bu görevi eda etmek için aranızda duran tüm kötü rejimleri ve yöneticileri kökünden söküp atın. İslam’ı ve halkını zafere eriştirecek, İslam ülkelerini birleştirecek ve Müslümanlara, tek bir devlette tek bir ümmete statüsünü kazandıracak olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin Allah için kurulduğunu ilan edin.
وَإِذْ أَخَذَ اللهُ مِيثَاقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلَا تَكْتُمُونَهُ فَنَبَذُوهُ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ وَاشْتَرَوْا بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً فَبِئْسَ مَا يَشْتَرُونَ“Allah, kendilerine kitap verilenlerden, «Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!” [Ali İmran 187]