Sudan Egemenlik Konseyi'nde İki Kadın!
- Kategori Haber ve Yorum
- |
Haber-Yorum
Sudan Egemenlik Konseyi'nde İki Kadın!
Haber:
Egemenlik Konseyi Üyesi Dr. Selma Abdul Cabbar ve Dr. Navara Ebu Muhammed Muhammed Tahir, Egemenlik Konseyi Başkanı önünde yemin ettiler. (Sudan Haber Ajansı (SUNA), 3/05/2025).
Yorum:
İki kadının Egemenlik Konseyi'ne atanması, Batı'nın hükümetten kadınlara baskı uyguladığı düşüncesini reddetmesi ve onları erkeklerin yanında otoritenin başına yerleştirerek onları onurlandırması yönündeki taleplerine bir yanıt olarak gelmiştir.
Müslümanları birleştiren Hilafetin yıkılmasından sonra onların başına gelen en büyük felaketlerden biri de, her konuda kafir ve sömürgeci Batı'yı taklit etmeleri olmuştur; bu ise temelde dinin hayattan, dolayısıyla siyasetten ayrılmasına, sistemlerin insan tarafından konulmasına, böylece başkanlık veya parlamenter cumhuriyet yönetimi denilen şeyin kurulmasına dayanan demokratik yönetim sistemlerinde açıkça görülmektedir.
Dünyanın tüm sistemlerinde, sistemin başı erkek ya da kadın tek bir kişidir. Nitekim sömürgeci İngilizlerin ayrılmasından itibaren Sudan'da olmamıza ve İslam'ın esaslarına ve fürularına aykırı olan demokratik sistemleriyle iktidarı kendileri tarafından yaratılmış adamlara miras bırakmalarına rağmen ancak Sudan'da bizler, dünyada daha önce kimsenin yapmadığı yeni bir yenilik getirdik ki bu da, devletin başını en az üç kişiden -ki bazen bu sayı on üç kişiye ulaşmaktadır- oluşan bir konsey haline getirmemiz oldu!
Şu anda aralarında dokuz kişi bulunmaktadır ki bunların dördü ordudan, üçü Juba Anlaşması'nı imzalayan silahlı hareketleri temsil edenlerden olup en son olarak da iki kadın atanmıştır; bu ise iki kez, hatta üç kez şeriata muhaliftir:
Birincisi: Onlar, Allah Subhanehu'nun şu kavlindeki tehdidine rağmen İslam'ın Hilafet sistemini terk edip kâfir Batı'nın sistemlerini benimsediler:فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيمًا “Hayır, Rabbine andolsun ki; aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip sonra haklarında verdiği hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar.” [Nisa 65] Ve Allahu Teala’nın şu kavlinde geçen: وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ “Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerdir.” [Maide 44]
İkinci muhalefete gelince: Onlar devletin başına tek bir kişi değil, birçok kişi getirdiler; oysa Aleyhissalatu ve's Selam şöyle buyurmuştur:إِذَا بُويِعَ لِخَلِيفَتَيْنِ فَاقْتُلُوا الْآخَرَ مِنْهُمَا “İki Halife için biat edildiğinde ikincisini öldürün.”
Üçüncü muhalefete gelince: Onlar kadını yönetici makamına getirdiler ki bu da şeriata muhaliftir;oysa yönetim makamı sadece erkeklere aittir; zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمْ امْرَأَةً “Başlarına bir kadını yönetici seçen topluluk asla felah bulamaz.”
Bu üç şeri muhalefet, hayatı sıkıntılı bir hale getirmek için yeterlidir; tıpkı Subhanehu ve Teala'nın şöyle buyurduğu gibi: وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً “Ve kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır.” [Taha 124] Dolayısıyla alemlerin Rabbinin yoluna geri dönüp Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde O'nun şeriatını uygulamadıkça bu sıkıntılı yaşamdan kurtulamayacağız.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İbrahim Osman (Ebu Halil) - Sudan