Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Batılı Düşünür ve Liderlerin, Hilafet ve Onun Geri Dönüşünden Korktuklarına İlişkin Açıklamaları

بسم الله الرحمن الرحيم

Batılı Düşünür ve Liderlerin, Hilafet ve Onun Geri Dönüşünden Korktuklarına İlişkin Açıklamaları

İslami Hilafet’in yıkılışının üzerinden bu yıl, tam 100 yıl geçmiştir; zira H. 28 Receb 1342 M. 03 Mart 1924 yılında Osmanlı Hilafet Devleti yıkıldı, ümmet parçalandı, uzuvları kesildi, servetleri yağmalandı ve dünya tahtına oturmasının ardından milletlerin kuyrukları haline geldi! 

Hilafet Devleti, İngiltere ve ajanı Mustafa Kemal’in liderlik ettiği kafir Batı’nın saldırısına uğramasının ardından yıkıldı. Peki kafir Batı onun yıkılmasıyla yetindi mi ve İslam’a olan kininin ateşi söndü mü?

Politikacılar, düşünürler ve oryantalistlerden oluşan Batılı liderler, İslami Hilafet ve onun geri dönüşünün tehlikesi hakkında uyarıda bulundular. Nitekim siyasi liderlerin ve düşünürlerin açıklamaları ile birçok araştırma merkezinin çalışmaları, kafir Batı’nın İslami Hilafet’e ve onun dönüşüne karşı duyduğu korku ve dehşetin boyutunu yansıtıyor. Zira onların nefretlerinin alevi tarih boyunca sönmedi, bilakis onun geri dönüşünü hissettikçe daha da alevlendi.

Batılı liderlerin Hilafet’in geri dönüşüyle ilgili beklentisi ve bu konudaki endişeleriyle ilgili bazı sözlerine bir göz atalım:

Eski ABD Başkanı Richard Nixon şöyle diyor: “İslami cinin şişeden çıkışını geciktirme rolü bize emanet edilmiştir.”

Eski Fransız Dışişleri Bakanı Yardımcısı ve bir düşünür ve politikacı olan Philip Joseph Salazar ise Batı’yı İslam’a karşı uyararak şöyle demiştir: “İslam dünyası henüz kendisini keşfetmemiş, bağlı olan bir devdir. Bu nedenle, ona istediğini vermeli ve kalkınmaması için sanayi üretimi yapmama arzusunu güçlendirmeliyiz. Ama şayet başarısız olursak, Batı dünyası büyük bir tehlikeye girer ve dünya lideri olarak medeniyet görevimizi kaybetmiş oluruz.”

ABD Cumhuriyetçi Senatör Pat Buchanan, şöyle diyor: “İslam’ın bir hayat nizamı olarak geri dönüşü, sadece bir zaman meselesidir… Gerçek şu ki Amerika, orduları ve cephaneleri, gelecek olan medeniyete karşı koyamaz. Çünkü İslam’ın sebatı ve gücü gerçekten çok etkileyicidir… Nitekim birbirini takip eden iki yüzyıllık savaşlara karşı dayanmayı başardı, dahası komünizme şaşırtıcı bir kolaylıkla karşı koydu… Şimdi gördüğümüz şey, son büyük dünya gücü olan Amerika ile savaşıyor olmasıdır.”

Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’e gelince; 16 Temmuz 2005 yılında İşçi Partisi Genel Konferansı’nda şunları söyledi: “(İsrail) devletini ortadan kaldırmayı, Batı’yı İslam dünyasından kovmayı ve tüm İslam ümmeti için Hilafet Devleti’ni kurarak İslam şeriatına göre yöneten tek bir İslam Devleti kurmayı amaçlayan bir hareketle karşı karşıyayız.”

Rusya Devlet Başkanı Putin, Aralık 2002’de şunları söyledi: “Uluslararası terörizm, Rusya’nın bazı kısımlarını koparmak ve İslami Hilafet’i kurmak amacıyla Rusya’ya savaş ilan etmiştir.”

Eski ABD Başkanı Trump’a gelince; İslam’a ve Müslümanlara karşı birçok açıklama yapmıştır. Nitekim 9 Ekim 2019’da Twitter’da, Suriye’deki Amerikan askeri varlığını reddeden tutumunu savunduğu birkaç tweet atmıştır.

Örneğin şöyle demiştir: “Irak savaşının yanlış ve gerçek dışı bahanelerle olduğu düşünüldüğünde, Ortadoğu’ya müdahale etmek, ABD tarihindeki en kötü karardı.” Twitter üzerinden şunu da ekledi: “ABD'nin, kitle imha silahları denilen yanlış ve artık hatalı olduğu ispatlanmış dayanakla savaşa girdiğine işaret eden Trump, "(Kitle imha silahları) Hiç yoktu. Şimdi yüce askerlerimizi ve ordumuzu yavaşça ve dikkatlice eve getiriyoruz.” Trump şöyle ekledi: “Amerika Birleşik Devletleri, Orta Doğu’da savaşmak ve güvenliği sağlamak için sekiz trilyon dolar harcadı. Binlerce askerimiz öldü ya da ağır yaralandı. Diğer taraftan milyonlarca insan hayatını kaybetti.”

Hizb-ut Tahrir’in yayınlarından biri olan El-Raye gazetesinin, “Trump’ın” bu sözlerine ilişkin yorumundan alıntı yapıyoruz: (Trump’ın açıklamaları, Amerika’nın Müslümanlara karşı suçlu olduğunun açık bir kabulüdür. Zira o, bir taraftan Amerika’nın Irak’a savaş açıp işgal ettiği bahanenin yanlış ve hatalı bir bahane olduğunu vurgularken diğer taraftan mücrim Haçlı Amerika’nın milyonlarca Müslümanı öldürdüğünü itiraf etmektedir. İtiraf edilmeyen tek şey, kirli görevlerindeki mutlak başarısızlıklarının nedeni ve Müslüman ülkelerdeki askeri varlığını sürdürmekten korkmalarıdır. Çünkü onları korkutan şeyin nedeni, İslam ümmetinin yenilmez bir ümmet olması, hastalığı ne kadar uzun sürerse sürsün canlı bir ümmet olduğu, damarlarında akan ve kalbi onunla atan azim İslam’ından dolayı diğer millet ve halklardan farklı olduğudur. İslam ümmetinin maruz kaldığı şeylere başka bir millet kalmış olsaydı, uzun zaman önce tükenip yok olur ve gözlerden kaybolup izi bile kalmazdı. Ancak Allah’ın İslam dinini koruduğu gibi korunan İslam ümmeti, ne kadar çok zorlanırsa zorlansın küfür ve zorbalık karşısında sert bir kaya olarak kalacaktır.) Bitti.

Bu, Batı’nın İslami Hilafet’in geri dönüşüne yönelik kin ve korkusu hususunda sadece buz dağının görünen kısmıdır. Ancak Batı, -tüm dünyada olduğu gibi- İslam ülkelerinin her alanında Kapitalist sistemi uygulayarak Müslümanlara sıkı bir şekilde hükmettikleri halde neden İslam Devleti’nin geri dönüşünden korkuyor. Nitekim siyasi, ekonomik, sosyal ve diğer sistemler, Kapitalist sistemler olup kültürleri çürümeyi, yozlaşmayı ve ahlaksızlığı yaymakta ve yazarlar, medyacılar ve derneklerden oluşan araçları da bunu gerçekleştirmek için Batı kültürüne sarılmaktadırlar… O halde neden Batı İslam’ın geri dönüşünden korkuyor?  

İslami ve cihatçı hareketlerden mi korkuyor? Ancak bu hareketlerin amacı İslam Devleti kurmak değil ki. Dahası bunların çoğu, Hilafet’in kurulmasının gerçekleşmesi imkansız bir hayal olduğunu söylüyorlar. Zira direnişlerini, Batı’nın bizzat “vatan sınırları” olarak adlandırdığı dar bir alana hapsetmişlerdir. Böylece savaşları, “vatan sınırlarını” aşmıyor!

Yoksa Batı Müslümanlardan mı korkuyor? Ancak neden Müslümanların çoğu, Mehdi’nin kendilerine bir Hilafet kurmasını bekliyorlar?! Ayrıca Müslümanlardan, umutsuzluğa ve hayal kırıklığına uğrayanlar, vakıaya ve Batı’nın gücüne teslim olanlar, Amerika ve Batı’ya karşı hiçbir güçlerinin kalmadığını söylüyorlar. Zira onlar, İslam beldelerini kontrol edip tahakküm ettikleri için Hilafet Devleti’nin kurulmasına izin vermeyeceklerdir. 

Kafir Batı’nın liderleri, düşünürleri ve askeri komutanları, Hilafet Devleti mefhumunun ümmetin evlatlarının birçoğunun zihnine geri döndüğünü ve ümmetin, çekmiş oldukları trajedilerin ve felaketlerin İslam Devleti’nin yokluğundan kaynaklandığının farkında olduğunu biliyorlar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlar.

Batı’nın korktuğu ve İslam’ın geri dönüşünü engellemek için gecesini gündüzüne kattığı şey işte budur; çünkü İslam Devleti yeryüzüne hükmetmek için geri dönecektir. Bu da Batının ajanları eli ile yağmalamış oldukları servetleri ve zenginlikleri kaybedecekleri anlamına gelmektedir. Zira Hilafet Devleti’nin geri dönüşü, sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın adalet, güvenlik ve emniyetten faydalanacağı ve milyonlarca insanın bölük bölük Allah’ın dinine gireceği anlamına geliyor. Nitekim Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: ذَا جَاءَ نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ * وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجاً * فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّاباً“Allah'ın yardımı ve zaferi gelip de insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.” [Nasr-1-3]

Bundan dolayı Hizb-ut Tahrir sizleri, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’ni kurmak için kendisiyle birlikte çalışmaya davet ediyor. Zira o, bu azim gaye için çalışan tek Hizib’tir. Tüm kafir Batı, onun geri dönüşünü engellemek için gecesini gündüzüne katarken bu amaç için çalışmaktan geri durmak akıl işi midir?

وَلَيَنْصُرَنَّ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُۜ اِنَّ اللّٰهَ لَقَوِيٌّ عَز۪يزٌ

“Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.” [Hac-40]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ümmü Asım Et-Tavîl – Mübarek Toprak (Filistin)

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#خلافت_کو_قائم_کرو

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER