Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Doğum Yıldönümü, Dinini Tüm İdeoloji ve Dinlerin Üzerine Hakim Kılmaya Teşvik Edici Olsun

بسم الله الرحمن الرحيم

Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Doğum Yıldönümü, Dinini Tüm İdeoloji ve Dinlerin Üzerine Hakim Kılmaya Teşvik Edici Olsun

İbn Sa’d’ın rivayetine göre, Âmine Bint Vehb, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i doğurduğu zaman, onunla birlikte Şam saraylarını aydınlatan bir nur ortaya çıktı, İvan Kisra’dan on dört balkon düştü, Mecusilerin ibadet ettikleri ateş söndü ve Sâve gölünün çevresindeki kiliseler çöktü. Bu dört gösterge, büyük müellifler tarafından siret ve hadis kitaplarında zikredilmiştir.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumu, hala dünyayı sarsmaya devam eden büyük bir olaydır. Zira o, Allah’ın, insanlığı içinde yaşadığı karanlığın labirentlerinden kurtarmak için dünyanın üzerine doğmasına izin verdiği bir nur olduğu gibi şaşkın kalpler için bir müjde ve yorgun ruhlar için bir sevinç olmuştur. Ayrıca o, Allah’ın rahmeti ve alemlere armağanıdır. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in annesi, onu doğurduğunda, onunla birlikte Şam’ın saraylarını aydınlatan bir nur ortaya çıktığını ve onu tertemiz ve kirlerden arınmış bir şekilde doğurduğunu rivayet ediyor. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: أَنَا دَعْوَةُ إِبْرَاهِيمَ، وَبُشْرَىَ عِيسَىBen İbrahim'in duası Meryem oğlu İsa'nın müjdesiyim.

Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumu, insanlığı esaretten kurtarma ve armağan edilmiş bir rahmetle dünyanın çehresini değiştirme görevi verilmiş sahih ilahi bir ideoloji taşıyan kadim İslam ümmeti için bir başlangıç noktası sayılır. Zira İslam alemler için bir rahmet ve tüm insanlar için bir hidayet meşalesidir. Zira Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَBiz seni ancak âlemlere rahmet olsun diye gönderdik.” [Enbiya 107]

Bu münasebetle yapılan bir anma, sadece kutlama yapmak için değildir. Ancak bu, Müslümanları yeniden dinlerine bağlamak ve onlara, bizim için kendisinden başka bir çözümün olmadığı İslam’ın hükümlerine olan güveni yeniden sağlamanın önemini hatırlatmak için kullandığımız bir anma olmalıdır; işte bu, kişinin nefsini değerlendirmesi için bir fırsattır. Zira kişi bugünde, Allah Azze ve Celle katında kendisine fayda sağlayacak amelleri yapması gerektiğini hatırlamalı ve Allah Azze ve Celle’ye kendisinden razı olacak şekilde kavuşuncaya kadar yürümeye ve çalışmaya devam etmek için azmini yeniden bilemelidir. Yine bu, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hidayetine ve değişim, İslam Devleti’ni kurma ve İslam ümmetini kurtarma noktasında metoduna bağlılığı boyutunda kişinin kendisini muhasebe etmesi için de bir fırsattır. Zira Allah, Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i, bizim için güzel bir örnek kılmıştır. Tıpkı Subahanehu’nun şu şekilde buyurduğu gibi: لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآَخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراًAndolsun ki, Allah’ın Rasulü’nde, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örnektir.” [Ahzab 21]

Rasul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumu, tüm insanlığa, onları zulüm ve karanlıktan emin bir çıkış sağlayacak ve zalimlerden kurtaracak bir hidayet mesajı taşıyan kadim bir ümmetin doğumu anlamına gelmektedir. Yine Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumu, hiç kimsenin birleştirip birbirine bağlayamayacak şekilde parçalanıp darmadağın olan halkları ve kabileleri birleştirip bir araya getirmiştir. Dahası Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumuyla, Araplara ve diğerlerine bir kıymet ve değer verilmiş ve insanlık çökmekte olan hayvanlıktan en yüksek seviyelere çıkarılmıştır.

Kayda değerdir ki bizler azim Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumunu, tüm hayatımız boyunca örnek almak için anmalıyız. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem’im sireti, ders ve ibretlerle doludur. Ayrıca Allah Subhanehu ve Teala bize, Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hidayetine tabi olmayı emretmiştir. Zira Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُواRasul size ne getirdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.” [Haşr 7] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَالرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَAllah’a ve Rasul’üne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız.” [Ali İmran 132] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: مَّنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللّهَKim Rasul’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.” [Nisa 80]

Evet, İslam ümmetine yakışan, kendisini yeniden hesaba çekmesi, bu yıldönümünde kendisini hak dinine döndürecek şeyleri alması ve Kerim Kitab’a ve içindeki hidayete, doğru yola ve hikmete sımsıkı sarılmasıdır. Yine İslam ümmetine yakışan, bu anmanın sahibi Kerim Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hırs göstermiş olduğu şeylere hırs göstermesidir. Bu yüzden tüm samimiyet ve ciddiyetle Hilafetin kurulması için çalışmalıdır. İslam ümmeti içindeki kuvvet ehline yakışan da, Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışıp ona yönetimi teslim etme imkanı sağlayarak Allah’ın dinine yardım etmeleridir. Böylece Rabbi ondan razı olacak, onurunu ve daha önceki ihtişamını yeniden kazanacak ve düşmanlarını gasp ettiği topraklardan kovacaktır. Böylece de şüphesiz Allah onu hidayet üzere kılacak ve dilerse saflarını ve sözünü de birleştirecektir.

O halde Hilafeti kurarak İslam’ın hükümlerinin hayat vakıasına yeniden dönmesi için muhlis bir şekilde çalışanlar birlikte çalışmak için harekete geçin. Zira Hilafet, din için bir zafer, Müslümanlar için bir gurur kaynağı ve düşmana da galip gelmektir. Haydi o zaman vaade güvenenlerden, müjdeye sevinenlerden, Allah ile ahdini yenileyenlerden, İslam Devleti’ni kurmak için Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in siretindeki çizgiyi takip edenlerden ve yüksek hedefler talep etmek için ölmenin zelil bir hayat ve kötü bir yaşamdan daha hayırlı olduğuna inananlardan olun. Nitekim İmam Ahmed’in Müsnedi’nde rivayet ettiği bir hadiste Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ»، ثمَّ سَكَتَSonra Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacaktır.” Sonra sustu.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulhâlik Abdûn Ali - Sudan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER