- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Suç Sanatı!
Örneğin Suriye Devrimini Ortadan Kaldırma Suçu
Her mesleğin ve zanaatın bir sanatı veya sanatları olduğu gibi aynı şekilde suçun da sanatları ve ilimleri vardır. Bu terim, Müslümanlar olarak bize garip ve tuhaf gelebilir. Çünkü dinimiz, ister küçük ister büyük olsun tüm suçlardan uzak durmamızı emrediyor. Peki ya bu suç sanatları nedir! Ama buna rağmen ne yazık ki halkımız ve beldelerimiz, sanat olarak suçların işlendiği en büyük yerlerdir ve belki de suç ve zanaat olarak kendilerine karşı işlenen suçların en çok mağdurları da bizim halklarımızdır.
Organize suçlardan veya suç sanatlarından bahsedildiği zaman hemen aklımıza mafya getirmek alışkanlık olmuştur. Ama aslında mafya, ne kadar büyük olursa olsun ve çalışma alanını ne kadar genişletirse genişletsin, büyük güçlerin dünya halklarına karşı işledikleri organize suçların miktarının veya niteliğinin onda birine bile eşit değildir. Her ne zaman suç büyük bir ustalıkla işlenmişse, bu suçu işleyenlerin genellikle büyük ülkelerden olduğunu gösterir. Çünkü bu ülkeler işledikleri suçları, suç işlendikten sonra izlenebilecek veya ortaya çıkabilecek herhangi bir delil bırakmadan icra etme ve gizleme konusunda CIA, MI5 ve benzerleri gibi son derece uzmanlaşmış, profesyonel ve hassas cihazlara sahiptirler…
Büyük ülkelerin suçları, dış politikalarını da temsil etmektedir. Zira dış politikaları, dünyanın zayıf halkları ve ülkeleri üzerindeki nüfuzlarını ve kontrollerini genişletmeye dayanmaktadır. Dolayısıyla bu, tüm türleri, şekilleri ve renkleri ile sömürgecilik mefhumuna dayalıdır. Bu yüzden suç ya da organize suç olarak adlandırılan ve araştırma konusu olan işte bu sömürgeciliktir.
Büyük ülkelerin suçları, her alanda ve her düzeydeki uzmanlar, danışmanlar ve profesörler tarafından hazırlanmış olan meşru ve çok dikkatle incelenmiş bir politikadır. Ancak onların hepsi kolektif ve organize bir şekilde çalışmakta ve suçlarını da; yüksek teknolojilerle, aşırı hassasiyetle ve dünya halklarının bu tür işlenen suçları doğal ve alışılmış bir şey gibi kabul etmesinin sağlanmasıyla örtüşen ideoloji, fikir ve aldatmalarla süsleyip bezeyerek düzenlemektedirler. Dahası dünya halkları, büyük ülkelerin suçlarını savunabilecekleri ve belki de akıl almaz ve tasavvur edilemez bir şekilde suçları destekleyecekleri noktaya kadar bile yanıltılabilirler!
Amerika tarafından işlenen organize suçlara dair çok açık örneklerden biri de, Suriye devrimini ortadan kaldırma suçudur; Suriye’nin devrim öncesi gerçeği, Hafız Esad’dan bugüne kadar Suriye halkını iğrenç bir şekilde, diktatörlük, zulüm, yolsuzluk, yoksullaştırma ve aşağılamayla yöneten bir Alevi rejimiydi. Alevilerin liderliğindeki bu rejim Amerika’ya bağlıdır. Dolayısıyla Amerika, Hafız Esad’ın iktidara gelmesinden sonra Suriye üzerindeki nüfuzunu genişletmeyi başardı. İşte o zamandan beri Suriye, Amerika’nın Ortadoğu’daki mülkiyetlerinde biri ve onun oradaki vurucu bir eli oldu. Dolayısıyla bu hakikati ve bu gerçeği örtmek için Amerika, bu rejimin suçlarını, Arap milliyetçiliği, Suriye’nin Filistin direnişini ve kurtuluşunu desteklemek için direniş ekseninin bir parçası olduğu ve onun propaganda ve medya düşmanlığının sadece Amerika ve küresel emperyalizm için olduğu fikriyle örtbas etti. Böylece Amerika, mücrim Esad rejimini on yıllarca Yahudi varlığına ve istenmeyen rejime karşı milliyetçi bir rejim olarak pazarladı… Bu sadece uyuyan ve saptırılan halkları aldatan saçmalıklardan biridir. İşte o zamandan beri Amerika, Esad ailesi aracılığıyla Suriye ve onun servetlerini kontrol ediyor. Dolayısıyla bu, on yıllardır mücrim bir Alevi ailesi aracılığıyla Suriye’yi kontrol etmek ve İngiltere’nin buradaki etkisini tamamen ortadan kaldırmak için Amerika tarafından özenle, ustalıkla ve sanatla işlenen ilk organize suçtu.
Suriye devrimi, vahşetinin ve zulmünün şiddeti ve Suriye halkını öldürmesi nedeniyle bu iğrenç güvenlik rejimini devirmek için başladığından dolayı Amerika’nın, sadece Suriye’de değil aksine tüm bölgede nüfuzunu kökünden söküp atacak olan bu devrimi sonlandırması gerekiyordu. Dolayısıyla Amerika’nın önemsediği Esad ve ailesi değildir, ancak onun önemsediği Esad rejimi ve ailesinin Amerika’nın oradaki nüfuzunu korumak için yapmış olduğu muazzam çalışmalarıdır. Bu yüzden Esad rejimini korumak için, devrimi bastırmaktan liderlerini kontrol etmeye çalışmaya, çatışma yaymaya, sonra çatışmayı kontrol etmeye, sonra devrimi öldürmeye, sonra cenazesinde yürümeye, sonra da cenazesinde hokkabazların okumasına kadar tam teşekküllü bir suç olması gerekiyordu!
Esad’ın devrimin başlangıcında, devrimin yayılmasına ve Suriye’nin tüm şehirlerinde fitilinin ateşlenmesine yol açan sert muamelelerinin ardından Amerika bir plan geliştirmek zorundaydı ki bunlar şunlardır:
1- Devrimi yok etmek için Amerika’nın emrinde çalışan veya onun yörüngesinde dönen (İran, Lübnan’daki partisi ve Irak’taki milisleri...) gibi rejimlerin ve milislerin kullanılması.
2- İğrenç suçları ve ifşa olmuş iğrenç vahşi eylemleri işlemek için güçlü bir hava desteği gerekiyordu. Bu yüzden Amerika, burası bahis yeri olmayan birçok nedenden dolayı Rusya ile koordinasyon kurmak zorunda kaldı.
3- Ayrıca ayrılan subay ve askerleri ve yaralı devrimcileri kabul etmesi için (Amerika’nın yörüngesinde dönen Türkiye rejimi) gibi bir merkezin de olması gerekiyordu.
4- Nihai çözümün kabul edilmesi için müzakereleri yürütmek ve devrimi evcilleştirmek amacıyla devrim için siyasi bir konseyin kurulmasının gerekliliği.
5- Daha sonra onların çatışmasına ve parçalanmasına yol açacak ve bu rolü oynayacak olan (Suudi Arabistan, Türkiye, Katar...) gibi ülkelerin liderlerinin sadakatini satın almak için devrimi kirli bir şekilde finanse etmek gerekiyordu.
6- Devrimi terör ve sabotajlar yoluyla en iğrenç nitelemelerle damgalamak için bir devlet teşkilatı kurulmuştur.
7- Direnişçilerin, devrimcilerin ve kahraman Müslüman Suriye halkının Suriye dışındaki kamplarda küçük düşürülerek moralleri bozulurken sözde dost ülkeler ise, onları aç bırakıyor, onların teslim edilmeleri ve daha sonra rejimin kucağına geri dönmeleri için onlara boyun eğdiriyor ve her platformda ve her kulüpte onların davalarının ticaretini yapıyorlar.
Bu, Amerika tarafından uzaktan yönetilen bir organize suç örneği olup bunun içinde, her biri rolünü tam olarak oynayan ülkeler ve milislerden oluşan birçok oyuncu vardır:
1- Devrime karşı doğrudan savaşan Ruslar, İran rejimi, milisleri ve partileri.
2- Mültecileri almak, devrimin liderlerine kucak açmak, onları kontrol altına almak, ardından rejimin kucağına geri döndürmek şeklinde olan bu planın yumuşak kısmını Türkiye rejimi yapacak ama tabi ki Kürt dosyası karşılığında. Konuşma bazıları için rahatsız edici olabilir ama ne yazık ki bu, Amerika’nın devrimi gömmek ve ona diz çöktürmek için yaptığı büyük planda Türkiye rejiminin yumuşak rolüdür.
3- Rolü, teslim olması için yerinden edilmiş Suriye halkının moralini bozmak olan diğer dost ülkeler, teslim etme zamanı geldiğinde Amerika’nın karar verdiği her şeyi yeniden kabul edeceklerdir.
5- Tüm bu suçu, unsurlarını ve içindeki oyuncuları, organize suçu gizleyen süslü kağıtlardan eşitlik, insan hakları, çocuk ve kadın hakları, demokrasi, kendi kaderini tayin hakkı, özgürlük, bir arada yaşama, barış ve benzerleri gibi kurbanlar adına cafcaflı, güzel ve hoş isimlerle süslemek. Zira her organize suçun, planlayıcılarının, faillerinin, aklayanlarının, kurbanı gömenlerin ve üzerine okuyan hokkabazlarının olması kaçınılmazdır.
Suriye devrimini ortadan kaldırma suçu, dünyayı ve içindeki zayıf halkları ve ülkeleri çeşitli düzeylerde ve alanlarda kontrol etmek için büyük ülkelerin farklı şekillerde mevcut sömürgeciliğe dayalı dış politikalarında uyguladıkları bu organize suçların ve suç sanatının sadece buzdağının görünen kısmı olup denizde bir damladır. Zira organize suç, büyük güçlerin dış politikasının günlük işidir.
Müslüman halklar, dahası dünyanın diğer mazlum halkları, büyük ülkelerin -özellikle de Amerika’nın- dış politikasıyla ilgili bu gerçeklerin farkına varıncaya kadar, herhangi bir devrim veya herhangi bir değişim eylemi gerçekleşmeyecektir. Dolayısıyla ne kadar az veya çok ve ne kadar küçük veya büyük olursa olsun herhangi bir eyleme başlamadan önce siyasi bilincin esas olması gerekir ki böylece istenilen hedefe minimum kayıp ve fedakarlıklarla ulaşılabilsin.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُواْ إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ “(Resulüm!) De ki: İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim.” [Yusuf 108]
Allah’ım Şam devrimi, Filistin, Irak ve diğer tüm İslam ülkeleri için çıkış yolunu ve zaferini çabuklaştır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Memduh Ferec