Pazar, 27 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Dirençli Gazze’nin Yıkım ve Molozlarından Raşidi Hilafetin İzzetine Kadar

Küresel Değişimin Müjdeleri

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Merkezi Temas Komitesi Başkanı Şeyh Nasıl Rıza’nın, Aba Adası’ndaki Havara mahallesi camisinde kılınan akşam namazının ardından namaz kılanlara, Müslümanlara ve Filistin halkına yardım etme ve şu saatte bir vacip olması itibariyle orduların harekete geçmesi hakkında yapmış olduğu konuşmanın akabinde komite, söz sahipleri, ileri gelenler, parti liderleri ve alimlere yönelik gerçekleştirdiği ziyaretler kapsamında eski Enformasyon Bakanı ve Gazeteci Profesör Abdulmecid Abdulhamid’i, Beyaz Nil eyaletindeki Aba Adası’nda bulunan aile evinde ziyaret etti.

Sayın Abdulmecid Abdulhamid bu görüşmede, ilgili kişilerle görüştüğü sırada, hiçbir fırsatı kaçırmayan bir gazeteci duygusuyla bir soru sordu; sorusu şu şekildeydi: Gazze’de yaşanan saldırı ve yıkıma, dünyanın suç ortaklığına, Arap ve Müslüman ülkelerin yöneticilerinin yalnız bırakmasına yönelik imanî bakış açısı nedir? Bu koşullar ışığında bir zafer elde edilebilecek mi?

Şeyh Nasır Rıza’nın cevabı, olayların gidişatı, seyri ve sonuçları hakkında basiret sahibi bir uzmanın verdiği bir cevap şeklindeydi; zira cevap, İslam’ın ve Müslümanların lehine bir umut, zafer ve iktidar müjdesi veriyordu. Zira şöyle dedi: Gazze’deki olaylar büyük bir küresel değişimin yaklaşmakta olduğuna işaret ediyor. Nitekim biz bunu geçmişteki sünnetten gözlemledik; zira bizler, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğum yıldönümünde ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumundan önce buna eşlik eden büyük değişimleri okuyup incelediğimizde, bunların neredeyse bugünkü olaylarla bağdaştığını ve Rasul’ün doğumunda olduğu gibi küresel bir değişimi müjdelediğini gözlemliyoruz. Gerçekleşen olaylardan bazıları şunlardır:

1- Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumuyla birlikte Sâve gölü yere battı ve kurudu.

Aynı şekilde Avrupa, Amerika ve Çin’de de göller yere battı ve kurudu; hatta Avrupa’da gelmekte olan ve geleceğin daha kötü olacağının habercisi olan açlık taşları ortaya çıktı. Ayrıca iklim değişikliği, dünyanın farklı bölgelerinde buzların erimesine neden olduğu gibi bazı çöller de görünür şekilde nehirlere dönüştü ve çöller yeşerdi.

2- Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumundan önce fıtrata aykırı düşük ahlaki değerler dayatılıyordu; şimdi de dünya hükümeti, insanları benimsemeye ve uygulamaya zorladığı yeni değerler dayatıyor; tıpkı başta Amerika olmak üzere Batı dünyasındaki hükümetler tarafından eşcinselliğin ve pornografinin dayatılması gibi.

Yine Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumundan önce, müstehcen el-Mezdeki mezhebi ortaya çıkmış, İran İmparatoru bunu benimsemiş ve hem kendi devletine hem de kendisine tabi olan Arap ülkelerine bunu zorla dayatmıştı.

3- Rasul’ün doğumundan önce Yemen’deki son Himyer krallarından olan Kral Zü Nuvas el-Himyeri’nin varlığının temsil ettiği dinin ve siyasi eğilimin dayatıldığı ve (insanların) uzun hendekler kazılıp içine atılarak yakıldıkları bir azgınlık ve siyasi zorbalık vardı; sonra Necran Hıristiyanlarından Allah’a inananları ele geçirdiler ve onlardan dinlerini bırakıp kralın kabul ettiği tahrif olmuş Yahudi dinine girmelerini istediler, girmeyi reddedenlerin akıbeti ise canlı canlı ateşe atılmak oldu. İşte bugün Batı’nın yaptığı da budur; zira dini hayattan ayırma akidesini, medeniyeti, demokrasiyi ve özgürlükleri dayatıyor, kabul etmeyenleri ise öldürüyor, ülkelerini işgal ediyor ve yok ediyor.

4- Rasul’ün doğumundan önce maksadı Kâbe’yi yıkmak olan Ebrehe Eşrem’in kıssası vardır; zira Ebrehe, Araplar kendisinin inşa ettiği (Kulleys) kilisesine hacca gitmeyi reddetmelerinin ve Allah’ın onu yıkmasının ardından Kâbe’yi yıkmak için büyük orduyla gelmiş ve Kur’an’ın Fil suresinde bildirdiği gibi (Allah) onun üzerine Ebabil kuşlarını göndermiştir… Batılı ülkeler ve Amerika da, eski askeri işgal biçimiyle bir kez daha sömürgeciliğe geri döndü ve İslam dünyası bölgesini Batı iradesine boyun eğdirmek, İslam’a ve kutsallara savaş açmak için gemi ve savaş gemilerini harekete geçirdi.

Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in doğumundan önce meydana gelen bu olayların, şu andaki benzer büyük olaylarla örtüştüğünü görmekteyiz.

Aynı şekilde küresel değişimin yaklaştığını teyit eden siyasi olaylar ve toplumsal dönüşümler de yaşanmaktadır ki bunlardan bazıları şunlardır:

1- Batılı hükümetlerin yolsuzlukları, halkların hizmetkârı değil, para ve şirket sahiplerinin hizmetkârı oldukları kendi halkları ve tüm dünya için ifşa olmuştur; bu yüzden şu anda Amerika ve Avrupa’da halkların kendi hükümetlerine karşı isyan ettiklerini görmekteyiz. Ayrıca orada halklar ile yöneticiler arasında bir ayrım oldu; zira 15/10/2011 tarihinde Batı’nın büyük şehirlerinde sermaye sahiplerini, finans kuruluşlarını, borsaları ve kapitalist sistemi protesto etmek amacıyla düzenlenen gösteri ve yürüyüşler gerçekleşti. Yine servetin %98’inin halkın sadece %2’si tarafından kontrol edildiği, servetin %2'sinin ise geri kalan %98’lik halka ait olduğu, politikacıların ve yöneticilerin halka değil de sermaye sahiplerine hizmet ettikleri ortaya çıktı; işte bu, Batı medeniyetinin çöküşüdür.

2- Gazze olayları, Arap ve Müslüman yöneticileri ifşa ettiği gibi Recep Tayyip Erdoğan’ın da Gazze’ye destek için gösteri çağrısı yaptığını, orduları ve uçakları harekete geçirmediğini, Bayraktar uçaklarını Ukrayna’ya gönderirken onları Gazze’deki Müslümanlara yardım etmek için göndermekten mahrum bıraktığını ifşa etmiştir; dolayısıyla ümmetin özlemlerini ve maslahatlarını ifade eden herhangi bir sistem olmadığını da ifşa etmiştir.

3- Ümmeti temsil edecek, ümmetin Kudüs ve diğer meselelere yardım etmesini sağlayacak, dolayısıyla Arap ve Müslüman ülkelerdeki rejimleri ümmetin gözünden düşürecek yeni bir sistemin oluşturulması kaçınılmazdır; nitekim artık ümmet, Hilafetin olduğu ideolojik bir sistemi arzulamaya başlamıştır.

4- Artık Müslümanlara, yöneticilerden, Arap Birliği’nden, Dünya Müslüman Birliği’nden, Güvenlik Konseyi’nden ve Birleşmiş Milletler’den umudun kesildiği ve Allah’tan başka bir umudun kalmadığı durum ve olaylar ulaşmıştır…

Şu anda yaşanan olaylar küresel bir değişimin yaklaştığını ortaya koymaktadır; bu değişim de Allah’ın izniyle Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasıyla olacaktır. Böylece Hilafet, yirmi birinci yüzyılda dünya siyasetinin kilometre taşlarını çizecek bir güç olacaktır; yani coğrafi ve tarihsel bir değişim olacaktır. وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللهِO gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir.” [Rum 4-5]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Hüseyin (Ebu Muhammed Fatih) - Sudan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER