- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Filistin Meselesi İçin “İki Devletli Çözüme” Çağrıda Bulunmak, Allah’a, Rasulü’ne ve Müslümanlara İhanettir!
Yahudi varlığının Filistin’deki masum Müslümanlara yönelik vahşi katliamlara yeniden başlaması tüm yöneticileri, Gazze’deki Müslümanlara bir kez daha ihanet etmek için bıçaklarını bilemeye kışkırttı; zira bugün yöneticiler, Filistin’i kurtarmak için Müslüman ordularını seferber etmek yerine Biden’ın ortaya attığı iki devletli çözümü desteklemek için kendi aralarında yarışıyorlar. Bu ise yeni bir plan değildir, aksine Filistin halkının Yahudi varlığının egemenliği ve hegemonyası altında yaşamasını dayatan eski bir Amerikan tutumudur; bu da biri Gazze Şeridi’nde diğeri de Batı Şeria’da olmak üzere iki toplama kampının varlığı anlamına geliyor ki böylece insanlar işgalin boyunduruğu altında acı çekerken Filistin otoritesi de güçlü olduğu yanılsamasının tadını çıkarabilsin. Ayrıca bu, silahsızlanma ve Avrupalı Yahudilerin Filistin'e yerleşmesine yer açmak için 1948’de zorla yerinden edilen milyonlarca Filistin halkının geri dönüş hakkının iptal edilmesi anlamına da geliyor. يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُوراً “(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildi.” [Nisa 120]
Hatta uluslararası hukuk standartlarında bile Filistin halkına sunulan iki devletli çözüm bir devlet düzeyine çıkmıyor ve bir ulus devleti teşkil etmiyor; Müslümanların başındaki yöneticiler bunun İslam ümmetine bir ihanet olduğunu çok iyi biliyorlar ancak bunu bilmelerine rağmen Biden’ın Yahudi varlığını korumaya yönelik planını uygulamak için ciddi hırs gösteriyorlar.
Pakistan devleti de bu suça aynı ölçüde karıştı; zira Amerika’nın Filistin ile ilgili planını desteklediğini ilan etti ve 23 Kasım 2023’te üst düzey askeri komutanlar, “Filistin halkına açıkça diplomatik, manevi ve siyasi desteklerini” ifade ettiler, “Pakistan’ın iki devletli çözümü destekleyen ilkeli tutumunu” vurguladılar, bilakis daha sonra Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi çıkıp İki devletli çözüme yönelik tam desteğini ifade etti. Şimdi Pakistan devleti, Filistinlileri topraklarından mahrum etmek ve -Mescid-i Aksa dahil- mübarek Filistin topraklarını Yahudi varlığının hegemonyasından kurtarmaya gücü yetenleri engellemek için resmen Amerika’nın iğrenç planının propagandasını yapmak amacıyla -aralarında akademisyenlerin de olduğu- toplumun çeşitli kesimlerini harekete geçirmiştir. Şüphesiz bu, mübarek topraklara ve halkına bir ihanet olduğu gibi Allah’a, Rasulü’ne ve müminlere de bir ihanettir. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ “Ey iman edenler! Allah’a ve Rasul’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize de hainlik etmeyin.” [Enfal 27]
Nureddin Zengi, Selahaddin Eyyubi, Kutuz ve Baybars gibi muhlis Müslüman komutanlara gelince; onlar, Filistin’i Haçlılardan kurtarmak için üzerlerine düşen görevi idrak ettiler, Allah'a, Rasulü’ne ve müminlere ihanet etmediler ve Haçlıları mağlup edip Filistin’den kovuncaya kadar var güçleriyle savaştılar; bugün Pakistan, Yahudi ordusunu kolayca mağlup edebilecek güçlü nükleer silahlarla donatılmış bir orduya sahip ancak Pakistan devleti, Yemenlilerin Yahudilere saldırma çabalarını engellemek için deniz güvenliğini sağlama bahanesiyle deniz kuvvetlerini Basra Körfezi ve Kızıldeniz’e göndermeye kararlıdır.
Pakistan toplumunun tüm kesimleri Amerika'nın Filistin’e yönelik planını açıkça reddetmeli ve Mescid-i Aksa’nın ve tüm Filistin’in kurtarılması için Pakistan ordusuna baskı yapmaya devam etmelidir. Pakistan’daki Müslümanlar bunu aşağıdaki üç şeyle yapabilirler:
1- İki devletli çözüm talebinden vazgeçirmek için sivil toplumla, akademisyenlerle ve toplumun diğer etkili kesimleriyle iş birliği yaparak ve sadece Mescid-i Aksa'nın ve tüm Filistin'in tamamen kurtarılması çağrısında bulunarak.
2- Filistin’in kurtarılmasını engelleyen prangaları kırmasını tavsiye edip teşvik etmeleri için amcaları, babaları, kardeşleri ve çocukları da dahil olmak üzere Pakistan Silahlı Kuvvetlerinin aileleri ve akrabalarıyla temasa geçerek.
3- Filistin’i kurtarmaya muktedir olan silahlı bir savaş gücü göndermelerini talep etmek için tümen komutanlarını, subayları ve kışlaları ziyaret ederek.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُوا فِي سَبِيلِ اللهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُم بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ * إِلَّا تَنفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً أَلِيماً وَيَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئاً وَاللهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Ey iman edenler! Size ne oldu ki, «Allah yolunda savaşa çıkın!» denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Dünya hayatını ahirete tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır. Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir.” [Tevbe:38-39]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İslam Mücahid – Pakistan