Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Devlet Adamı ve Değişim!

بسم الله الرحمن الرحيم

Devlet Adamı ve Değişim!

Birçok insan, sayesinde haklarını koruyacak güvenlik, siyasi ve ekonomik istikrarı ve haysiyetlerini koruyacak onurlu bir yaşamı hissedebilecekleri adil bir sistem veya yönetimi arzulamaktadır.

Bu, din, renk veya cinsiyet farkı gözetmeksizin her insanın arzuladığı bir şeydir ve ifade edemeyecekleri bir duygu ve histir ancak diğer yandan ortaya çıkan fikirlerin gerçekliğinin ve çizgilerin ne olduğunun, yani istikrar ve güvenlik durumuna ulaşmanın pratik yolunun bilincinde değillerdir; ancak fikirler kaosu ve halkları etkileyen krizler ve olaylar, onları her zaman meşgul etmeye ve hareketlerini kontrol altına almaya çalışan iktidardaki rejimlerin politikaları aracılığıyla yürütülmekte ve uygulanabilir her bir boşluğu, efendilerine ve başta uluslararası, bölgesel ve yerel savaşları ve çatışmaları ateşleyen Amerika olmak üzere efendilerinin halkların başına diktiği kişilere hizmet eden önceden hazırlanmış senaryolarla doldurmaktadırlar. Böylece Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası yoluyla alacaklı ve borçlu politikalar, ticari işlemleri Dolara bağlamak, Doları aşağı yukarı manipüle etmek, uyuşturucuların sağlanması ve bunun toplumlarımızda yaygınlaştırmak, tefecilik, rüşvet, şantaj ve daha birçok yolsuzluğun devlet koridorlarında ve kurumlarında yaygınlaştırmak yoluyla işleri daha da kötüleştirmek için çalışılmaktadır.

Batılı fikri istilanın yaptığı şey, birçok İslami fikirleri yok etmek, İslam’ı çarpıtmak ve okullar, enstitüler, üniversiteler, misyonlar ve laik partiler aracılığıyla hiç de kolay olmayan İslam’ın hükmünü ortadan kaldırmak olmuştur.

Bugün İslam ümmeti, kendisine liderlik edebilecek, sömürgecilerin altlarındaki halıyı çekebilecek, sömürgecilik ve işgalle olan bağı, bunların getirdiği fikir ve mefhumları ve gördüğümüz bu gerçeklikteki yozlaşmanın ürettiği şeyleri parçalayacak lider adamlara şiddetle ihtiyaç duymaktadır.

Onlar, yani lider adamlar, dünya ve ahiretin izzetine nail olmak için Allah’ı razı eden bir hayata doğru arzu edilen değişim sürecine yönelik sorumluluk düzeyine sahip olmaları gerektiği gibi; umutsuzluğa ve bıkkınlığa kapılmayan siyasi, düşünür ve icat edici kimseler olmaları ve insanlara İslami düşüncenin asaletini, İslam’ın insana, hayata ve hayatın gözetimine yönelik bakışını açıklamaları gerekir. Zira ümmet, yönetim zihniyetine ve devlet işlerini idare etme gücüne sahip bir devlet adamının özlemini çekmekte olup bunun varlığı, şerî ve akli bir gerekliliktir. Batılı ülkelerin politikalarının ve halklara yönelik aldatmalarını, şarlatanlıklarını, saptırmalarını, sahte iddialarını ve demokrasi, insan hakları, azınlıklar, sözde uluslararası mahkeme, Birleşmiş Milletler, uluslararası hukuk, vatancılık ve milliyetçilik gibi kokuşmuş fikirler hakkındaki laf ebeliklerinin açığa çıkmasına büyük katkı sağlayacak liderliklerini ele geçirmek için insanların bilinçlendirilmesi ve onların akidevi ve kültürel olarak harekete geçirilmesi gerekir...

Bakın işte Amerika ve Yahudi varlığı sürekli öldürüyor, evleri halkının başlarına yıkıyor, insanları topraklarından ediyor ve hizmet, insani yardım ve sağlık kurumlarını tahrip etmek için çalışıyor; ancak artık maskeleri düştü ve genel olarak insanlar, kendilerini yönetenlerin aşağıların aşağısı olduklarını ve halkları kirli politikalarına köle yapmaya çalışan Batılı efendilerinin ajanları olduklarını anladılar.

Ortak anlaşmalar ve imzalanan sözleşmeler yoluyla ülkenin Avrupa ve Amerika’nın çıkarı için yağmalanıp sömürülmesi, yalnızca kontrolü sıkılaştırmak ve İslam ümmetinin Batı hegemonyasından kurtulamamasını sürdürmek içindir.

“Halkların çekmiş oldukları acılarından kurtarmaya muktedir olanın sadece İslam olduğu” mefhumunun merkeze alınması gerekir; bu da İslam’ın, sayesinde güvenlik ve istikrarın egemen olacağına ve ondaki tek olan şeyin adalet olduğuna dair hükümlerini açıklamak yoluyla olacaktır. Zira İslam bünyesinde, devlet ve toplumdaki siyaseti sayesinde huzuru ve Allah’ın rızasını kazanmayı taşımaktadır.

Bu kötü gerçekliği değiştirmek isteyenlerin duyarlılık sahibi ve aydın düşünceye sahip devlet adamları olmaları, davetlerini ve benimsedikleri fikirleri mümkün olan en üst düzeyde tebliğ etmek ve böylece kendilerini temize çıkarmak için gayretli ve icat edici olmaları önemlidir.

Tüm insanların, duygularını harekete geçirmeye, zihinlerini aydınlatmaya, durumlarını yükseltecek şeylere olan ihtiyaçlarını ve sadece Allah Azze ve Celle'ye kul olarak kalacaklarını açıklamaya ihtiyaçları vardır.

Bir devlet adamının özelliklerinden biri de, diyaloğu yönetme, kamu maslahatını ön planda tutma, olumlu olanların arasını dengeleme ve olumsuz olanları uzaklaştırma becerisine sahip olmasıdır. Nitekim bir hadis-i şerifte Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّ مِنَ الْبَيَانِ لَسِحْراًŞüphesiz beyanın bir kısmı bir sihirdir.

Fitneleri körükleyecek, insanları mezhepsel veya ulusal temelde sıkıştıracak her şeyden kaçınılmalı, üsluplarındaki icat edicilik sayesinde fikrin ve gündeme getirilmek istenilen konunun sunumu çeşitlendirilmeli, pratik ve gerçeklikle ilgili örneklerle fikre yönelik bir teşvik ve özlem yaratılmalı ki böylece gerçeklik bunlarla dolsun.

İnsanların sıkılmaması için onlarla ilgili söylem sürekli olarak yenilenmeli ve insanların zihnine yerleştirilmek istenilen görüş, fikir ve mefhumları açıklamak ve netleştirmek için büyük bir çaba gösterilmeli, bunları taşımamaları ve kanaat haline getirmemelerinden dolayı onlara sorumluluk yüklenmeli, tartışma ruhu harekete geçirilmeli ve yeni gelişmelere vakıf olunmalıdır. Bu da uluslararası durumu ve dalgalanmaları sürekli takip etmenin yanı sıra siyasi ve askeri olayları ve ister ekonomik ister güvenlik olsun anlaşmaları takip etmeyi, bunları özel bir zaviyeden analiz etmeyi, insanlarla diyalogları ve tartışmaları yoluyla insanların kaygılarını taşıyan, sorunlarını çözmeye çalışan, onlara mümkün olduğunca yardım etiği gibi insanlara mümkün olduğunca yardım yolunu genişleten siyasi biri olduğunu göstermeyi gerektirir.

Değişim için çalışanların sürekli hatırlatmada bulunması, zihniyetlerinde ve nefsiyetlerinde yüksek düzeyde olmalıdır ki böylece yüksek düzeyde bir sorumluluk taşıyanlardan olabilsinler, benimsedikleri fikir ve mefhumları icat etmek ve Müslümanların çoğunda kaybolmuş olan bu fikir ve mefhumları toplumda ortaya çıkarmak ve icat etmek için yarışabilsinler, sürekli olarak saptırıcı fikir ve mefhumlarla mücadele edebilsinler, ne kadar uzun sürerse sürsün umutsuzluğa düşmesinler, gayelerini gerçekleştirmek için mücadele edebilsinler ve birlik içinde, argümanlarında güçlü, kararlı ve haklarında ne söylendiğini umursamayan yolcular olabilsinler.

İslam düşmanlarının, gerçeklikler, olaylar, terörizmin sahibi ve uluslararası ve yerel krizlerin, fitnelerin ve çatışmaların yaratıcısı Amerika’nın başını çektiği Batı’nın yaptığı anlaşmalar, seminerler, konferanslar ve sürekli ziyaretlerden ve Batı’nın nüfuzlarını korumak ve genişletmek, ülkenin zenginliklerini yağmalamak ve Müslümanlar iyi bir yaşam ve güvenlik için yalvarıncaya kadar Müslümanları bunlardan mahrum bırakmak için taşıdıkları siyasi yetenekler ve şeytani eylemlerden dolayı İslam ümmetine yaşattığı planlarını ifşa edip açıklayanlardan olmalıdırlar.

Bununla birlikte davet taşıyıcılarının, Allah’ın şeriatını uygulamak ve hükümlerine bağlı kalmak konusunda ümmetin çıkarlarını açıklamaları gerekir; çünkü hayatta kalmanın ve kurtuluşun tek yolu budur. Yoksa kendi kaderini tayin hakkı, vatancılık, yatırım, kapitalist şirketlerin girdirilmesi, küreselleşme ve özelleştirme meseleleri gibi kötü niyetli isimler ve etiketler altında işgal veya sömürgecilik tarafından ümmete dayatılanlar değil. Ama bizim gerçekliğimizde genç neslin birçoğu, paranın kaynağının helal ya da haram olduğunu umursamadan para elde etmek için mümkün olan her yolun peşinden koşmaktadır!

İslam ümmetimizin başına gelen her şey bugün bizi, rahatsız eden şeylerden kurtulmak için cengaverlerden, mücadele edenlerden, ifşa edenlerden ve hayati davalarımıza sahip çıkanlardan olmamızı gerektirmektedir.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِيْنَ آمَنُوا اصْبِرُوْا وَصَابِرُوْا وَرَابِطُوْا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُوْنَ Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişebilesiniz.” [Al-i İmran 200]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Mustafa – Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER