Cumartesi, 05 Zilkâde 1446 | 2025/05/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ortadoğu'nun Yeniden Şekillendirilmesi Amerika'nın Suriye Krizindeki Rolü ve Aksa Tufanı Operasyonunun Yansımaları Üzerine Stratejik Bir Okuma

بسم الله الرحمن الرحيم

Ortadoğu'nun Yeniden Şekillendirilmesi Amerika'nın Suriye Krizindeki Rolü ve Aksa Tufanı Operasyonunun Yansımaları Üzerine Stratejik Bir Okuma

Giriş:

2011'de Suriye devriminin patlak vermesinden bu yana ister destek ister sessizlik ya da dolaylı müdahale yoluyla olsun, krizin gidişatındaki her büyük değişimin arkasında Amerika'nın olduğuna inanılıyor. Ancak bu genel anlayışa rağmen bazıları, ABD'nin özellikle Suriye rejiminin bekasına yönelik rolünün çelişkileri hakkında sorular sormaktadır. Amerika, Esad'ın düşmesine rağmen neden onu devirmedi ve onu korumaya devam etti? Şimdi neden hızla onun varlığını aşamalı olarak sona erdirecek siyasi bir çözümden bahsediliyor? Neden Amerika, 7 Ekim 2023'ten sonra bölgedeki kartları tamamen yeniden karıyor gibi görünüyor?

Bu çalışma, bu sorulara, soruna yönelik köklü İslami çözümü ortaya koyan şerî bir sonuçla tamamlanan dört ana eksende analiz ederek cevap arayacaktır.

Birinci Eksen: Amerika'nın önceliği Esad'ı devirmek değil, aksine bir alternatif üretmekti.

1-1 Beşar Esad kişisel değil, işlevsel bir araçtır.

Esad rejimi on yıllardır Yahudi varlığıyla “güvenli” sınırları muhafaza ediyordu ki Amerika'nın istediği şey de buydu.

ABD, daha sonra BM raporlarında da ortaya çıktığı üzere, 2013 yılında kimyasal silahın kullanılması konusunda sessiz kalmıştır.

Bu nedenle Esad'ı devirme kararı onun işlediği suçlarla ilgili değil, aksine bir araç olarak hayatta kalmasının faydasıyla ilgiliydi. Kaynak: İnsan Hakları İzleme Örgütü - Suriye'de Kimyasal Saldırılar (Human Rights Watch – Chemical Attacks in Syria)

1-2 ABD'nin güvendiği alternatifin olgunlaşması

Amerika, (daha önce Özgür Ordu gibi) alternatif bir siyasi ve askeri cephe olarak sözde “ılımlı İslam'ı” desteklemiştir.

Heyet Tahrir el-Şam, savaşan bir gruptan hareketi kontrol etme gündemine hizmet eden idari bir varlığa dönüşmesi üzere tasarlanmıştır.

Kontrolü kaybetme korkusuyla hiçbir gerçek cihatçı grubun Şam'a doğru ilerlemesine izin verilmemiştir.

İkinci eksen: Yahudi varlığını korumak kırmızı çizgidir

Yahudi varlığının güvenliği, ABD’nin politikasında değişmez sabit bir ilkedir.

ABD, Lübnan'ın güneyinde reddettiği gibi Suriye'nin güneyinden de bu varlığa düşman herhangi bir gücün çıkmasını reddetmektedir.

Bu nedenle Esad'ın devrilmesinden önce, “geçici varlığa” yönelik yeni bir tehdidin ortaya çıkmaması gerekiyordu. (Kaynak: Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü)

Üçüncü Eksen: Önceliğin Çin'e doğru kayması, sonra da sürpriz

1-3 ABD dış politikasının Asya'ya doğru yönelmesi

Doğrudan savaşların (Afganistan ve Irak) başarısızlığa uğramasının ardından ABD'nin, ekonomik ve askeri rakip olarak Çin'e odaklanma yönünde kendini yeniden konumlandırması.

Orta Doğu'daki askeri varlığın azaltılması, Obama döneminden bu yana ABD yönetimlerinin önceliği olmuştur. (Analiz: Brookings Enstitüsü – Asya'ya Dönüş)

3-2 7 Ekim 2023 Sürprizi

Aksa Tufanı Operasyonu, ABD'nin tüm hesaplarını altüst etti:

Filistin davasını, küresel ölçekte yeniden ön plana çıkardı.

Arap halkı olarak giderek artan bir öfke patlaması oldu.

Ajan rejimleri utandırdı ve istikrarlarını tehdit etmeye başladı.

Bu nedenle Amerika şunlara başladı:

Öfkeyi kontrol altına almak için Mısır’ın "şekli tırmanışına" izin verdi.

Ürdün Kralı'nın halk hareketini absorbe etmesini destekledi.

İşleri kontrol altında tutmak için Türkiye'yi dengeleyici bir rol oynamaya teşvik etti.

Dördüncü eksen: Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme projesi

Amerika bugün, aşağıdaki yollarla bölgeye yönelik "yeni mimariyi" pekiştirme çabalarını hızlandırıyor:

Zayıf rejimlerin parçalanması ve yeniden şekillendirilmesi (Sudan, Yemen, Libya).

İran ile Türkiye ve Yahudi varlığıyla nüfuz paylaşımına yönelik anlaşmalar yapılması.

Bölgede Yahudi varlığının "meşru" bir devlet olarak kabul edilmesini sağlayacak yeni bir normalleşme dalgasının geçirilmesi. (Analiz: RAND Corporation – Yeni Orta Doğu Düzeni)

Peki bu gerçeklik karşısında İslam'ın tutumu nedir?

Bugün yaşananlar, Amerika'nın planlarını yerel araçlar ve bölgesel vekillerle uyguladığı modern sömürgeleştirme silsilesinin tekrarından başka bir şey değildir. Bugün herhangi bir Müslüman'a şöyle sorulsa: Bütün bunlarla nasıl yüzleşeceğiz? Cevap kısmi ya da geçici olamaz.

* Tek şerî çözüm, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin kurulmasıdır:

Beyaz Saray'ın rızasına değil, Allah'ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti üzere biat edilen bir Halife.

Bağımlılığı ve bölünmüşlüğü sona erdiren siyasi bir vahdet.

Düşmanı caydıran ve Güvenlik Konseyi'nin onayını beklemeyen tek bir ordu.

Batı hegemonyasından bağımsız bir ekonomi.

Amerika'nın bugünkü hesapları ne olursa olsun, bir gün gelecek, kendisi ve bölgedeki ajanları için bir felaket olacak ve ümmet liderliğini, devletini ve İmamına Allah'ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti üzere biatini yeniden tesis ettiğinde doğrudan ümmetle karşı karşıya gelecektir. İşte o zaman her şey güzel olacak ve tüm bölgenin çehresi değişecektir. Batı, İslam beldelerini tehdit eden herhangi bir eylemde bulunmadan ya da bunu düşünmeden önce binlerce kez hesap yapacaktır. Yahudi varlığına gelince; işte o zaman onu bütün yeryüzünden kaldırmak günün bir piknik saatini alacak ve ne onu koruyacak bir toprak parçası, ne de gölgeleyecek bir gök olacak ve ondan hiçbir eser kalmayacaktır. İşte o gün müminler, Allah’ın yardımıyla sevineceklerdir.

Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı Üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır.” [Ahmed]

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِAllah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55]

İşte bu, bağımlılığı ve ihaneti sona erdirecek, Yahudi varlığını ezecek ve Amerika ile Batı'nın tuzağını püskürtecek tek alternatif hadari projedir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Baha El- Hüseynî – Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER