Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Soru-Cevap

بسم الله الرحمن الرحيم

Soru: Pakistan'lı News gazetesi Pazar akşamı 21/8/2011'de Ordu Komutanı General Eşfak Kayani'nin şöyle dediğini aktardı: ‘Hükümet kendisinden istediği takdirde Karaçi kentinde siyasi ve etnik şiddet eylemlerini durdurmak için Pakistan ordusu olarak yardım etmeye hazırdır.' Bu işin gerçeği nedir? Gerçekten de ordunun müdahalesine şehrin ihtiyacı var mıdır? Halbuki bu tür işler ordunun değil polisin işidir. Yoksa bu müdahele başka amaçlar için midir?

Cevap: Olup bitenlerin gerçeğini ve nedenlerini bilmek için şunları belirtiyoruz:

1- Karaçi Pakistan'ın en büyük şehri, 20.000.000 nüfusa sahip ve Muhacirler, Paştunlar, Pencap, Sind ve Bengal gibi çeşitli ırklardan oluşmaktadır. Ayrıca bu şehir Hırıstiyanlar, Hindular, Sihler, Bahailer, Yahudiler, Budistler ve İsmaililer gibi azınlık dinlerin yurtları olarak kabul edilir. Dolayısıyla herkesin hakkını verme açısından devletin İslam'ı tatbik etmemesi etnik ve dini çatışmanın fitillenmesinin ihtimalini arttırır.

2- Sovyetler Birliğine karşı yapılmış Afgan cihadından sonra birçok Paştunlar Karaçi şehrine göçüp onun içinde ve etrafında yerleştiler. Ayrıca kent, roket atar gibi ucuz ve kolayca bulunabilen silahların çokça akmasına tanıklık etti. Bunun da şehrin üzerine etkisi olmuştur. Ayrıca 2003'de Müşerref'in, Amerika'nın Kabail (Kabilelerin) bölgesinde yürüttüğü savaşı desteklemeye boyun eğdiğinden beri, Amerikan uçakları ve Pakistan ordusunun kabail bölgesine saldırıları sebebiyle Amerikan uçaklarının cinayetlerinden kaçıp Karaçi'de can güvenliklerini sağlamak için çok sayıda Paştunlar ve diğerleri bu şehre göç ettiler.

3- Son zamanlarda Amerika, genel olarak mücahitlerin özel olarak da Taliban'ın Karaçi'de güven içinde hareket edip cihad için de buradan hareket ettiklerinden şüphelenmeye başladı. Bu nedenle Karaçi'de ikamet eden Taliban ve El-kaide mensuplarına karşı hareket etmek üzere Amerika Kayani'ye baskı yaptı. Nitekim Amerika, geçen senenin yarısından itibaren bu politikayı izlemeye başladı. Özellikle Feysal Şahzad'ın 1/5/2011'de New York'taki ‘Times Square' isimli olayı ile ilgili Amerika'nın ilanından sonra başlamıştı. Ardından Amerika Karaçi'yi takip altına aldı. Zira ABD Şahzad Feysal'ın kentte serbestçe hareket ettiğini ve silahlı kimselerle irtibat halinde olduğunu açıklamıştı. Buna ilave olarak da ABD; 22/5/2011'de ‘Mihran' isimli Karaçi'de bulunan deniz üssüne düzenlenen saldırıyı Taliban'ın üstlenmesini pratik icraat uygulaması için Gilani'ye baskı unsuru olarak kullandı.

27/5/2011 tarihli Reuters ise saldırıdan bir gün sonra Pakistan'ı ziyaret eden Clinton'ın şöyle dediğini aktardı: ‘Bu ziyaret çok önemli idi. Çünkü biz dönüm noktasına geldik. Biz Pakistan ve Pakistan hükümetinin önümüzdeki günlerde keskin kararlar almasını bekliyoruz. Zira çok sayıda Taliban liderleri hala Pakistan'da yaşamaktadırlar. Afganistan'a yardım etmek üzere bize yardım etmek için Pakistan'ın sorumluğu vardır. O da isyancıların savaş için Pakistan topraklarından hareket etmelerini engellemektir.'

4- Böylece Amerika, kabail ve hudut bölgelerinde olduğu gibi Karaçi'yi de endişe verici bir unsur olarak gördü. Kendisi, insansız uçağını Karaçi gibi nüfusu kalabalık şehirlerde kullanamazken bu tür uçakları hudut bölgelerinde sınırsız bir şekilde kullanabilir. Bu yüzden ordunun bir kısmının Karaçi'ye girmesi için Kayani ile anlaştı. Buna göre ordu; Amerika'nın kabail ve hudut bölgelerinde bulunan mücahitlere karşı koymasına yardım ettiği gibi Karaçi'deki mücahitleri takip etmesine de yardım etmiş oluyor.

5- Ordunun müdahale etmesine medyatik bir bahane olarak göstermek üzere Karaçi'deki çeşitli etnikler arasında şiddet eylemlerini canlandırmak üzere avenelerini harekete geçirdiler. Bu olaylar işte bu nedenle meydana geldi. Zira bu olayların ardından bir çok ölü, yaralı ve hayati önemdeki kamu menfaatleri zarar gördü. Nitekim ‘Al-jazeera.net' 18/8/2011'de Emniyet ve Sağlık kaynaklardan şöyle aktardı: ‘Etkisi altına bıraktığı yeni şiddet eylemlerine maruz kaldığı için Deniz kıyısı Pakistan güneyinde bulunan Karaçi kentinde 24 saat zarfında 39'dan fazla kişi öldü ve 40 kişi yaralandı. Bu olaylar gerilla savaşı şeklini aldı. Ancak polis bu olayların siyasi boyutlardan ibaret olduğunu söyledi.'

6- Bütün bunlar yeni durum meydana getirmek içindir... Güveni ve asayişi tekrar sağlamak üzere insanlar ordunun Karaçi'ye müdahale etmesini talep etti. Amerika da Kayani'ye bu uğraşıda hemen yardım etmeye geçerek Karaçi kentinde güvenlik karmaşasını kaldırmak için yardım etmeyi teklif etti. Nitekim 9/8/2011 tarihinde Sind bölgesinin İçişleri Bakanı Menzur Visan Amerikan Genel Konsolosu Wilhelm Martin ile bir araya gelerek şöyle dedi: ‘Kentteki durumu aşmak için ABD  mühimmat ve deneyimler sunmayı teklif etti.'

7- Bazı siyasetçiler bu saptırmalardan etkilenerek aldandı. Nitekim medyanın bazı organlarında 3/8/2011 tarihinde geçtiği gibi yerli siyasetçiler ordunun Karaçi'ye müdahele etmesi çağrısında bulundu. Bir hafta sonra ise ordu kente girebileceğini açıkladı. Zira Kayani büyük generalleriyle görüştükten sonra askeri bir kaynak 9/8/2011'de şöyle açıkladı: ‘Toplantıda Karaçi'deki kanun, asayiş durumu, karmaşalığı ve milli ekonomiyi etkileyen sonuçlar hakkında taşıdığımız kaygıları paylaştık.'

8- Ordunun Karaçi'ye müdahale etmesi Amerika içindir. Normal olanı Ordunun; Amerika'yı razı etmek için Karaçi'deki Müslüman kardeşlerini değil, Müslüman ülke Afganistan'ı işgal eden ve Pakistan'daki insanların asayişini bozan Amerikan canilerini takip etmesi gerekiyor. Bazı yerli güçlerin Orduya çağrıda bulunmasına gelince; bunlar ya düşman Amerikan güçleri ve Kayani'nin hain avaneleri ile anlaşmalıdırlar, ya da saf ve siyasi uyanıklığa sahip değiller. Zira bunlar Ordunun müdahale etmesinin gayesinin asayişi sağlamak için olacağı zannına kapılmışlar ve bazı kiralık medya organlarının saptırmasına aldanmışlardır.

9- Şüphesiz iç asayiş; ülkeyi ve halkı Amerikan saldırısından koruması gereken Ordu ile değil polis/güvenlik güçleriyle sağlanır. Biz de; Ordunun şehirlere müdahale etmesini engellemek, Ordunun Afganistan'ı işgal eden ve insansız casus uçakları, CIA ve FBI casusları ve düşman güvenlik şirketleri ile Pakistan'ı bozan Amerikan saldırısına karşı durmasını teşvik etmek için bütün samimi güçleri seferber ediyoruz.

Asayişi sağlamak polisin görevlerindendir. Burada kast edilen asayiş/güvenlik Amerika'nın değil insanlarındır. Bu ise Amerika ve Batı'nın casuslarına değil, ülkenin maslahatlarıyla ilgilenenlere emniyet sağlamaktır. Allah [Subhânehu ve Te'alâ], Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] ve takvalı müminlerle beraberdir ve kafir sömürgecilere karşıdırlar. Bu ise olması gerekendir.

 

Bu kategoriden diğerleri: « Bir Sorunun Cevabı Soru - Cevap »

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER